1 Aralık 2021

Gözlemci gözleneni derinden etkiler

Tüm Trabzonspor camiası şu an takımına olumlu enerji veriyor.



Tüm Trabzonspor camiası şu an takımına olumlu enerji veriyor.

Deneyimlenmiş olumsuzluklardan çıkarılmış büyük dersler ise bugün önlerinde…

Diğer yandan her gün de sınanıyor, her hafta başka bir dersin sınavından geçiyor gibiler…

Sık kullanılan kelimeleri olduğu gibi, asla telaffuz dahi etmeyecekleri kelimeleri de var…

Herkes istim üstünde bir sonraki maçı bekliyor….

Benzer durumları Abdulllah Avcı’nın yaşamış olmasını avantaja çeviriyorlar…

Böylece bir olma, hedefe odaklanma ve birlikte hareket etmek de kolaylaşmış oluyor.


*


Bu hafta da Trabzonspor cephesinde önemli bir eşik aşılmış oldu.

Üstelik rakiplerinin puan kayıpları yaşadığı bir haftada gelen galibiyet “değer” anlamında daha da yüksek oldu.

14. hafta kayıtlara liderin kazandığı, yakınındaki hepsinin kayıplar yaşadığı hafta olarak geçti.

Gözlemci gözleneni derinden etkiler diye başlamıştım.

Taraftarı özellikle de İstanbul’da, hava alanında karşılamayla başlayıp yine aynı yerden uğurlamaya kadarki bölümde evinde hissettiriyor takımına..

Bu çok önemli bir psikolojik katkı….


*


Karagümrük gibi ligin sıra dışı takımlarından birine karşı elde edilen net skor ve bunun yansımaları da ilginçti.

Göze hoş gelen futbol beklentisi içinde olanlar, akla, bilime, mantığa uygunluğu yine göz ardı ettiler.

Oysa Trabzonspor’un bu ligin göze hoş gelen futbol üreticisi olduğu dönemleri de var… Sonuç?

Sempatik ve seyir zevki övgüleri haricinde kazanımları ne oldu?

Doğru oyunun kurgusu rakibi doğru analiz etmekle başlıyor…

Ve sabırla sonuç almayı bekleyen yönetim, teknik adam, oyuncu grubu, taraftar istiyor…

Şu an bu gerçekleşmiş gözüküyor ve “kim oynarsa oynasın, kimle oynanırsa oynansın” oyun değişmiyor.

Sonuç değişmiyor…


*

Abdullah Avcı geldiği gün “takım savunması” dedi. O kadroyla üstelik.

İlk günlerde inanan ve olur diyen sayısı çok düşüktü.

Daha da önemlisi buna ikna etti. İknanın gücünü küçümsememek gerekiyor.

Bir bildiği vardır deyip sabırla maç sonunu, akabinde de sezon sonunu bekliyorlar.

Abdullah Avcı’nın Karagümrük karşısında Siopis tercihi de bu çalışmaların, analizlerin ürünüydü.

Basit gözüken önemli bir detay size maç kazandıran hamle olabiliyor…

Rakibine asla alan bırakmayan, pozisyon vermeyen Trabzonspor ve bulduğu alanları doğru kullanan bir Trabzonspor, hem cebir ve hem geometriyi aynı ders içinde izletti.

Başarılı görüntünün altında büyük bir matematik yatıyor.


*


Abdullah Avcı’nın eski takımı hangisiydi diye sorulsa çalıştığı futbol kulübü akıllara geliyordur ama yanlış!

Abdullah Avcı en son beIN SPORTS takımındaydı. Yaptığı programlarla “eğitici, öğretici” kişiliğine de tanıklık etmiştik. Abdülkadir Ömür başta olmak üzere “yerel oyuncular” vurgusu ile “geliştiren” teknik adam olduğunu da hatırlamış olduk.

Bizler onu gözlemlerken onun da medya gözlemleri olduğunu hesaba katmak gerekiyor.

Futbolun paydaşlarının birbirlerini iyi tanıması çok önemli, hayatın başka alanlarında olduğu gibi.

Abdullah Avcı, iletişim diliyle, jestleri, mimikleri ile de fark yaratıyor ve oluşan sinerjide bu özellikleri ön plana çıkıyor.

Kullandığı uzlaşı dili taraflı tarafsız takdir görüyor.

Henüz kazanılmış hiçbir şey yok sözleriyle fedakarlıklar talebini her hafta yineliyor.

Ve her hafta başka bir eşik geçiyor takımı.

Bu ekibe, yaptıklarına saygı duymak, derdi ülke futbolu olanların borcu bence!

Tüm Trabzonspor camiası şu an takımına olumlu enerji veriyor.



Tüm Trabzonspor camiası şu an takımına olumlu enerji veriyor.

Deneyimlenmiş olumsuzluklardan çıkarılmış büyük dersler ise bugün önlerinde…

Diğer yandan her gün de sınanıyor, her hafta başka bir dersin sınavından geçiyor gibiler…

Sık kullanılan kelimeleri olduğu gibi, asla telaffuz dahi etmeyecekleri kelimeleri de var…

Herkes istim üstünde bir sonraki maçı bekliyor….

Benzer durumları Abdulllah Avcı’nın yaşamış olmasını avantaja çeviriyorlar…

Böylece bir olma, hedefe odaklanma ve birlikte hareket etmek de kolaylaşmış oluyor.


*


Bu hafta da Trabzonspor cephesinde önemli bir eşik aşılmış oldu.

Üstelik rakiplerinin puan kayıpları yaşadığı bir haftada gelen galibiyet “değer” anlamında daha da yüksek oldu.

14. hafta kayıtlara liderin kazandığı, yakınındaki hepsinin kayıplar yaşadığı hafta olarak geçti.

Gözlemci gözleneni derinden etkiler diye başlamıştım.

Taraftarı özellikle de İstanbul’da, hava alanında karşılamayla başlayıp yine aynı yerden uğurlamaya kadarki bölümde evinde hissettiriyor takımına..

Bu çok önemli bir psikolojik katkı….


*


Karagümrük gibi ligin sıra dışı takımlarından birine karşı elde edilen net skor ve bunun yansımaları da ilginçti.

Göze hoş gelen futbol beklentisi içinde olanlar, akla, bilime, mantığa uygunluğu yine göz ardı ettiler.

Oysa Trabzonspor’un bu ligin göze hoş gelen futbol üreticisi olduğu dönemleri de var… Sonuç?

Sempatik ve seyir zevki övgüleri haricinde kazanımları ne oldu?

Doğru oyunun kurgusu rakibi doğru analiz etmekle başlıyor…

Ve sabırla sonuç almayı bekleyen yönetim, teknik adam, oyuncu grubu, taraftar istiyor…

Şu an bu gerçekleşmiş gözüküyor ve “kim oynarsa oynasın, kimle oynanırsa oynansın” oyun değişmiyor.

Sonuç değişmiyor…


*

Abdullah Avcı geldiği gün “takım savunması” dedi. O kadroyla üstelik.

İlk günlerde inanan ve olur diyen sayısı çok düşüktü.

Daha da önemlisi buna ikna etti. İknanın gücünü küçümsememek gerekiyor.

Bir bildiği vardır deyip sabırla maç sonunu, akabinde de sezon sonunu bekliyorlar.

Abdullah Avcı’nın Karagümrük karşısında Siopis tercihi de bu çalışmaların, analizlerin ürünüydü.

Basit gözüken önemli bir detay size maç kazandıran hamle olabiliyor…

Rakibine asla alan bırakmayan, pozisyon vermeyen Trabzonspor ve bulduğu alanları doğru kullanan bir Trabzonspor, hem cebir ve hem geometriyi aynı ders içinde izletti.

Başarılı görüntünün altında büyük bir matematik yatıyor.


*


Abdullah Avcı’nın eski takımı hangisiydi diye sorulsa çalıştığı futbol kulübü akıllara geliyordur ama yanlış!

Abdullah Avcı en son beIN SPORTS takımındaydı. Yaptığı programlarla “eğitici, öğretici” kişiliğine de tanıklık etmiştik. Abdülkadir Ömür başta olmak üzere “yerel oyuncular” vurgusu ile “geliştiren” teknik adam olduğunu da hatırlamış olduk.

Bizler onu gözlemlerken onun da medya gözlemleri olduğunu hesaba katmak gerekiyor.

Futbolun paydaşlarının birbirlerini iyi tanıması çok önemli, hayatın başka alanlarında olduğu gibi.

Abdullah Avcı, iletişim diliyle, jestleri, mimikleri ile de fark yaratıyor ve oluşan sinerjide bu özellikleri ön plana çıkıyor.

Kullandığı uzlaşı dili taraflı tarafsız takdir görüyor.

Henüz kazanılmış hiçbir şey yok sözleriyle fedakarlıklar talebini her hafta yineliyor.

Ve her hafta başka bir eşik geçiyor takımı.

Bu ekibe, yaptıklarına saygı duymak, derdi ülke futbolu olanların borcu bence!