Görme engelli kadın halterci, omuzladığı her ağırlıkta özgürleşiyor
Yayınlanma Tarihi 6 Ocak 2025 Pts 12:36
Güncelleme Tarihi 6 Ocak 2025 Pts 12:43
Güncelleme Tarihi 6 Ocak 2025 Pts 12:40
Uluslararası şampiyonalarda Türkiye'yi temsil eden doğuştan görme engelli milli halterci Meltem Tırıklı, "Halter bana ciddi bir özgüven ve özgürlük verdi. Kendimi daha zinde ve güçlü hissediyorum." dedi.
Gaziantep'te yüzde 90 görme engelli olarak dünyaya gelen 39 yaşındaki Tırıklı, abisinin desteğiyle lise çağlarında halter sporuyla tanıştı.
Katıldığı ilk müsabakalardan itibaren dereceler elde eden, bu süreçte Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Antrenörlük Bölümü'nden de mezun olan Tırıklı, spor sevgisi ve azmiyle önüne çıkan tüm zorlukları aştı.
AA ekibi, uluslararası şampiyonalarda Türkiye'yi temsil eden ve bugüne kadar birçok madalya kazanan görme engelli milli halterci Meltem Tırıklı'nın bir gününü görüntüledi.
Görme Engelliler Dünya Şampiyonası'ndan "altın madalya" ile döndü
Aynı zamanda Ankara Büyükşehir Belediyesinin görme engelliler eğitim biriminde görev yapan, Braille alfabesiyle hazırlanan materyalleri okuyarak hata olup olmadığını kontrol eden Tırıklı, spor yapmaya ilkokul çağlarında başladığını, 2007'de abisinin teşvikiyle halter ile tanıştığını anlattı.
"Abim bir gün halter müsabakası olacağını söyledi ve katılmamı önerdi. Ağırlık kaldırmayı başarabileceğimi fark ettim." diyen Tırıklı, katıldığı ilk yarışmada derece elde ettiğini ve bu başarısını gördükten sonra daha azimli çalışmaya başladığını söyledi.
Hayatının ciddi bir disiplin içinde geçtiğini ve bu sayede başarı elde ettiğini vurgulayan Tırıklı, "Antrenmanlara daha sık gitmeye başladım. Uyku düzeni çok önemli, akşam 22.00'de yatıp, 8 saat uyumaya dikkat ettim. En ince detayına kadar araştırıp, nasıl daha iyi bir sporcu olurum diye kendimi geliştirmeye çalıştım." ifadelerini kullandı.
Düzenli antrenmanlarla kariyerine yön verdiğini dile getiren Tırıklı, "2007'de Brezilya'daki Dünya Oyunları'nda dünya ikincisi oldum. 2009'da Amerika'da düzenlenen Görme Engelliler Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazandım ve dünya şampiyonu oldum. 2024 yılında Kazakistan'da yapılan şampiyonada üçüncü oldum ve 'bench press' dalında dünya ikinciliği aldım." dedi.
"Halter benim için ikinci bir şans, yeni bir hayata doğmak demek"
Sporun hayatında büyük bir yer edindiğini, halterin en büyük sevdası olduğunu belirten Tırıklı, "Halter bana ciddi bir özgüven ve özgürlük verdi. Kendimi daha zinde ve güçlü hissediyorum. Halter benim için ikinci bir şans, yeni bir hayata doğmak demek." ifadelerini kullandı.
Müsabakalara hazırlanırken her gün 2-2,5 saatlik antrenmanlar yaptığını ve bu süreci disiplinle yönettiğini aktaran Tırıklı, ailesinin başlangıçta bu spora çok sıcak bakmadığını ama elde ettiği başarıları gördükten sonra kendisine destek olmaya başladıklarını anlattı.
Tırıklı, sporun sadece fiziksel değil, ruhsal bir iyileşme aracı olduğuna da dikkati çekerek, ailesine ve desteklerinden ötürü Altınokta Görme Engelliler Spor Kulübü'ne teşekkür etti.
"Teknoloji bizim hayatımızı kolaylaştırıyor"
Görme engelli bir birey olarak gelişen teknolojiden yararlanmaya çalıştığını, bazı uygulamaların günlük yaşamını çok kolaylaştırdığını da dile getiren Tırıklı, bu tip teknolojilerin tüm engelli bireyler için erişilebilir olmasının önemine vurgu yaptı.
Bu çerçevede, görme engelli veya görme güçlüğü çeken kişilere yardım etmek amacıyla gönüllülerin bir araya geldiği bir topluluk olan "Be My Eyes" isimli uygulamaya değinen Tırıklı, "Görme engelliler için geliştirilen uygulamalardan 'Be My Eyes' hayatımı çok kolaylaştırıyor. Alışveriş yaparken ürün bilgilerini okumak ya da kıyafet seçimi gibi basit şeylerde bile buradan destek alabiliyorum. Bana 'Ne istiyorsun' diye soruyor, dip boyam geldi mi mesela, ben bunu göremiyorum. O bana söylüyor." diye konuştu.
Telefonundaki yapay zeka programları sayesinde birçok işini kolayca halledebildiğini belirten Tırıklı, "Teknoloji ne kadar gelişirse hayat bizim için o kadar kolaylaşıyor." dedi.
"Sessizce kolumuza girmeyin, önce sorun"
Görme engelli bireylere yardım etmek isteyen kişilere de önerilerde bulunan Tırıklı, şunları söyledi:
"Örneğin, yolda yürürken ya da toplu taşımadayken sessizce koluma girilmesi beni hem ürkütüyor hem de rencide ediyor. İnsanlar yardım etmek istediğinde önce bunu sormalı. Ayrıca yollardaki sarı çizgilerin üzerine park eden skuterler ya da konulan cisimler hayatımızı zorlaştırıyor. Bu konuda daha duyarlı olunmasını rica ediyoruz."
Tırıklı, bağımsız hareketin önemine dikkati çekerek, "Beyaz baston, bizim gözümüz. Bu olmadan dışarıda rahat hareket etmemiz mümkün değil. İnsanlar bunu anlayıp bize destek olursa hayat çok daha kolay olur." şeklinde konuştu.
"Beyaz baston"un geçmişi 102 yıl öncesine dayanıyor
Görme engelli bireylerin taşıdığı "beyaz baston" onların güvenli ve bağımsız biçimde hareket etmelerini sağlarken, aynı zamanda görme engelli olduklarını ifade eden evrensel bir sembol olarak kabul ediliyor.
Beyaz bastonun tarihçesi, 102 yıl öncesine dayanıyor. İngiltere'nin Bristol kentinde yaşayan fotoğrafçı James Biggs'in geçirdiği bir kaza sonucu görme yetisini kaybetmesi ve ardından trafik yoğunluğundan dolayı güvenliği için bastonunu beyaza boyaması, bu evrensel sembolün ilk adımı oldu. Biggs'in bu yenilikçi fikri, 1931 yılında Fransa'da düzenlenen ulusal bir kampanyayla tüm dünyada bir harekete dönüştü.
Bu kapsamda, görme engelli bireylerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla Türkiye'de her yıl 7-14 Ocak tarihleri Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası olarak kutlanıyor.