Güzel İzmir’in güzide kulübü Göztepe kümede kalma savaşı veriyor. Süper Lig’in en iyi stadyumlarından birine sahip. Tribün desteği muazzam. Ama işler iyi gitmiyor…
Ülkemizde sezon başı takım kadroları önce iki mevkiye göre yapılıyor. Önce santrafor ya da yıldız bir orta saha peşinde koşuyorlar. Neredeyse bütün takımlar...
Ama Alex Ferguson geriden başlıyor! Guardiola transfer bütçesinin çoğunu stopere harcıyor. Klopp gelir gelmez Van Dijk’e 84.5 milyon, Alison Becker’e ise 62.5 milyon Euro verdi. Özetle takım kurmaya iki iyi stoper ve iyi kaleci ile başlanmalı.
Sözü Alex Ferguson’a bırakalım:
“2002 yılında Rio Ferdinand’ı aldık. Benim defansın göbeğini sağlam tutmayı adeta kutsallaştıran takım politikama uygun transferdi. Çok para ödemiştik ama bir stopere ödenen ücreti on ila on iki yıla yaydığınızda aslında ucuza kapatmış bile sayılabilirsiniz. Buna karşılık yeterince iyi olmayan bir sürü parayı boşuna harcayabilirsiniz. O yüzden kalitesi tartışılmaz tek bir oyuncuya para harcamak her zaman daha iyidir.”
Bir başka örneği de ben vereyim: Sergio Ramos… Real Madrid, 2005-2006 sezonunda Sevilla’dan Ramos’u 27 milyon Euro’ya transfer etmişti. 16 sezon oynayıp ayrıldı. Yıllık bonservis ücreti de 1.7 milyon Euro’ya denk gelmişti.
Yeniden Göztepe’ye dönelim;
Ligde en çok gol yiyen 3. takım:
53 Rize,
49 Malatya,
48 Göztepe!
Bu üçlü aynı zamanda puan cetvelinde de son 3 sıranın sahibi.
Ligde son 5 takım arasında en çok gol atan da 36 golle Göztepe.
Tabii ki gol atmadan maç kazanılmıyor ama YE-ME-YE-CEK-SİN!
Son bir not; kaleci ve stoper hataları nedeniyle Göztepe’nin bu sezon gol yemediği maç sayısı sadece 1!
Tıpkı vaktiyle çözdüğümüz havuz problemleri gibi; havuz hep doluyor ama savunmadan hep gedik veriyor.