İzmir'de metaverse maç, avatar "VAR"!

Dün akşam İzmir'de oldukça enteresan bir maç oynandı. Ceza alanında çok sayıda meydana gelen 'özel' durum sonucunda; sadece bir penaltıyı hakem yakaladı; hakemin kaçırdığı 3 penaltı ise VAR tarafından verdirildi. Hakemin en son verdiği sorunlu penaltı kararını ise yine VAR önledi. Öyle ki dün akşamki maç sanki sahada fiziken var olan hakem tarafından değil de, sanal ortamda maçı izleyen üst aklın, avatarın telsizle müdahaleleri ile yönetildi izlenimi oluştu!

Felsefî ve teknik tarafını bir kenara bırakırsak, VAR sisteminin endüstriyel futbolun bir "sigorta sistemi" olarak uygulamaya koyduğu ve hakemin kaçırdığı veya görmediği penaltı, gol, bariz gol şansı ve kırmızı kart gibi özel durumlarda oluşan "açık ve çok net" hataların ve futbol düzeninde 'skandal' olarak isimlendirilebilecek bariz hataların düzeltilerek, futbol ekosistemine hakemin minimum etki etmesinin amaçlandığını ifade edebiliriz.

Hal böyle iken, VAR müdahalesinin sayısal bir limitinin de bulunmadığını ifade edelim.

Öte yandan, VAR müdahale sayısı arttıkça da hakemin hakemlik yeteneğinin sorgulanacağı gerçeğini de kabul etmeliyiz.

Zaten o nedenle sistemin temel sloganı minimum müdahale maksimum faydadır.

Geçen sezon oynanan Öznur Kablo Yeni Malatyaspor - Gaziantep FK maçında VAR müdahalesiyle 3 penaltı ve 1 kırmızı kart verilmişti. Dün akşam da 4 kez OFR rekoru ligimizde egale edilmiş oldu.

Yine geçen sezon Hollanda Ligi'nde 5 kez VAR müdahalesinin gerçekleştiği bir maç oynanmıştı.

En yakın örnek ise geçen hafta Birleşik Arap Emirlikleri'nde Chelsea ve Palmeiras arasında oynanan FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası finalinde tam 3 kez VAR müdahalesi oldu. Bunun sonucunda 2 elle oynama penaltısı ile bir bariz gol şansından kırmızı kart verildi. Aynen dün gece olduğu gibi hakem Avustralyalı Cristopher Beath eleştirilirken, VAR hakemi Massimiliano Irrati övgü dolu sözler almıştı.

Ülkemize özel bazı tavırlarımız gerçekten çok ilginç. Hakem monitör izlemesine giderken bile önünü kesiyoruz. İzledikten sonra ise kararını belki değiştirebiliriz diye yine ilginç tavırlarda bulunuyoruz. Üzerine bir de neden kart göstermedi diye hakemi yargılıyoruz. Tabii ki kurallar gereği monitöre giderken ya da dönerken engel olan herkese sarı kart gösterilebilir. Ancak, kusura bakmayın, bizim ligimizden başka bu kadar sağlıksız bir izleme ortamının olduğu başka bir Avrupa ligi yok! Tüm teknik alanlar ayakta ve civarda bulunan herkes, hakem monitörü izlerken bile bağırarak kararını etkilemeye çalışıyor. Monitörden izlemeler çoğu zaman güvenlik elemanlarının kuşatmasıyla yapılabiliyor! Futbolda adalet ve eşitliği artırmak adına bulunan bir sistemi yine biz kendi ellerimizle sabote ediyoruz.Sonra da hakemi incelemeler çok uzun sürüyor diye yine biz eleştiriyoruz. Tamam incelemelerde geçen süreyi öncelik doğru kararı bulmak üzere hızlandırmak ve bu kaybolan süreyi maçın süresine eklemek hakem ekibinin görevi!

Peki hakemi daha mönitöre gitme aşamasında etkilemeye ve ikna etmeye çalışan, monitöre gitmesini geciktiren ve engelleyen, izlerken bağırıp çağıran dönüp karar verecekken onu karşılayanlar kimler? Lütfen önce aynaya bakalım, önce kendimizi sorgulayalım daha sonra sıra marka değerini hesaplamaya gelsin!

Hakem kararını etkilemek için her şeyi yapan biz, futbol oynamayan biz, hakemi her durumda aldatmaya çalışan yine biz, sonra da oyunun süresinden inceleme sürelerine kadar her şeyi sorgulayan yine biz!

Dün sahadaki pek çok unsurun, hakem Arda Kardeşler'i yanıltmak ve zorlamak adına her şeyi denediğini söyleyebilirim.

Siz bu seviyede üst düzey bir maçta itirazla ya da baskıyla değişen bir hakem kararı gördünüz mü hiç? Komik olmayalım.

Dün akşamki Göztepe - Galatasaray maçında doğru müdahalelerle oyuna katkı sağlayan VAR hakemi Mete Kalkavan ve VAR ekibine de özel tebrikler!