Ziya Doğan: “Türkiye'de kafalar değişecek“
Yayınlanma Tarihi 12 Ocak 2007 Cum 23:12
Lige Fenerbahçe'nin de bir dönem çalıştırıcılığını yapan Lazaroni ile başlayan ancak ilk haftalardan Brezilyalı hocayı gönderip Ziya Doğan'ı takımın başına getiren Trabzonspor saha sonuçlarında aradığını yine de bulamamıştı. Doğan'ın göreve gelmesiyle üstüste önemli galibiyetler alan ancak ardından 2. bir düşüş yaşayan bordo mavililer, ligin ilk yarısını alt sıralarda kapadı.
İkinci yarı hazırlıklarını sürdürdükleri Antalya kampının son gününde Ligtv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Cem Kurel ve Haber Müdürü Erdem Erol'u konuk eden Ziya Doğan önemli açıklamalar yaptı. Doğan ile birlikte, gündemdeki konuların yanı sıra Türk futbolunun ve yan öğelerinin genel durumu da masaya yatırdık:
"Bir devrim yapacağız..
Bazı Türk hocalar kulüplerine saygısızlık yapıyor..
Ben kaçmam..
Gerets bir mucize başardı..
Varlığımdan rahatsız olan gazeteciler var.."
"DURUMUMUZ İÇ AÇICI DEĞİL AMA UMUTSUZ DA DEĞİLİM"
-Klasik başlamak istiyorum. Trabzonspor’un ilk yarı itibariyle içinde bulunduğu durum ortada. Bunun nedenlerini en iyi siz biliyorsunuz. Devre arasını bu doğrultuda nasıl geçiriyorsunuz? Planlarınız gerçekleşiyor mu?
Tabii ki Trabzonspor'un durumu pek iç açıcı değil. Ama ben hiç bir zaman karamsarlığa düşmedim. Yenilenen bir kadro, Anadolu'dan, Avrupa'dan yapılan transferlerle takımın yüzde 90'ı tamamen değişmiş ve bir takım olgusunu ortaya getirmek çok zor mu biz bunun bir bölümünü başardık. Orta saha ve forvetteki sıkıntıyı atlattık. Ancak defansif anlamdaki önlemlerimiz maalesef tutmadı. Çok defans hataları yaptık ve sonuçlar da kötü gelince oyuncular da özgüvenini yitirmesin diye biz oldukça çaba sarfettik. Ama maalesef Trabzonspor hedefi şampiyonluk diye başladığı sezonda baskılar oluştu. Bu baskılar futbolcuyu çok olumsuz yönde etkiledi. Baskılar doğru muydu? Ben her zaman diyorum ki Trabzonspor taraftarı inanılmaz bir sevgiyle bağlı kulübüne, oyuncusuna. Çok aşırı sevgi olan yerde de tepki olması doğaldır.
"G.SARAY VE BEŞİKTAŞ DA YILLARCA ŞAMPİYON OLAMADI"
-Aslında bu konuya daha ileride gelmek istiyordum ama siz konuyu oraya getirdiniz. Ben kendimi Trabzonspor taraftarı yerine koyuyorum. Efsane yıllar aşanmış, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ne ise o büyüklüğe erişmişler. Hatta o dönem onları ezmişler geçmişler. Ama uzun yıllardır Trabzonspor'un diğer Anadolu takımlarından bir farkı kalmamış baktığınız zaman.
Zaman zaman takımlar böyle düşüş dönemi geçiriyor. Ama bir Galatasaray 15 yıl şampiyon olamadı, bir Beşiktaş 15 yıl şampiyon olamadı. Ben hatırlıyorum, Beşiktaş takımında 1 sezonda Türkiye Ligi'nin en iyi oyuncularını topladılar, 17 tane transfer yapıldı ama ligde çok alt sıralarda bitirdiğini biliyoruz. Demek ki zaman zaman bu büyük kulüplerin hepsinde de oldu. Tabi Trabzonspor'un biraz daha fazla oldu. İlk soru da 2. yarıya nasıl hazırlandınız anlamında ben devam edeyim. Tam manasıyla çalışmalar fiziksel anlamdaki eksiklerimizi giderdiğimizi biliyorum. Oyuncuların değerlerinde büyük bir çıkış var. Futbolcuyu ilk aldığımız durumla bugünkü arasına fark ne, %30-40 bir artış var fiziksel anlamda. Ama taktiksel anlamda iy çalıştınız mı derseniz, iyi çalışamadık. Çünkü 14-15 kişiyle çalıştık. Bazı sakatlarımız vardı, transferde beklediğimiz oyuncular ligin ortası olduğu için gerçekten takımalardan futbolcu almak çok zor. Transferde bünyemize katmak istediğimiz rekabeti arttırmak isediğimiz bir ortamı burada sağlayamadık. O zaman da, zaman zaman bazı oyuncularımız sakatlık yaşadı. Tam manasıyla taktiksel anlamda çalıştınız mı derseniz, taktiksel anlamda değil ama fiziksel anlamda takımım oldukça iyi çalıştı.
-Bu taktiksel anlamdaki eksiklik 2. yarıya olumsuz yansımayacak mı?
Şimdi biz onu kapatmaya çalışacağız. Şu anda 2. yarıya yansımasını söyleyemem ama şu anki durumu izah ediyorum. Şu an itibariyle tam manasıyla çalışamadık. Çünkü 2 tane stoperin olmadığı idmanda taktik çalışma yapamazsın. 2 tane forvetin sakat olduğu yerde yapamazsın. Tabii ki ben durumu izah ediyorum. Taktiksel anlamda orta sahada Hasan Üçüncü sakat, Ferhat'ın tendonunda bir problem oldu, orta sahada da bu taktiksel anlamda çalışamadık. İşte biz şu lig haftasında inşallah yönetimden bekliyorum 2-3 gün içerisinde mutlaka transferde çalışmalar var, oldukça iyi bir çalışma içerisindeler, çok da acele ediyorlar biliyorum, pazartesiden itibaren taktiksel anlamdaki eksikliğimizi gidermek için çalışacağız.
"4 TANE TAKVİYE BEKLİYORUM"
-Kaç tane ve hangi mevkilere oyuncu bekliyorsunuz?
Defansa 2 hatta 3 tane, orta sahaya 1 tane takviye bekliyorum. Bu konuda da ben fikrimi yönetime sundum onlar da çok sıcak baktılar. En kısa süre içinde de transferi sonuçlandırmak için uğraşıyorlar.
-Şu ana kadar gelen yok.
Yok.
-Biraz ağır mı kalındı?
Aslında ligin arasında transfer yapmak çok kolay değil. Herkes futbolcusunun değerini 2'ye katlıyor. İyi oyuncuyu kimse vermek istemiyor. Kulüplerin de ekonomik durumu belli. Kimse boşuna para harcamak istemiyor. Onun için de pazarlıkların uzaması doğal.
"BAŞARISIZ SONUÇLAR UYUM SÜRECİNİ DE GECİKTİRİYOR"
-Sezon başı yapılan transferler nasıldı?
İşte sıkıntı sezon başı takımın büyük bir bölümünün değişmesi ve o oyuncuların uyum sürecinin başarısız sonuçlar yüzünden gecikmesi. Bu da çok doğaldır. Çünkü moral motivasyon açısından biraz iyi olması için takımın sonuçlarının iyi olması lazımdı. Onlar olmayınca da ister istemez uyum gecikiyor. Özellikle yabancı oyuncu yeni geliyor, yeni oyuncuyla oyun yapısını bilmediği oyuncuyla üstelik de bir yarışın içine giriyor. Üstelik de çok başarı beklenen bir ortamda. Bunları doğal karşılıyoruz. Ha Trabzonspor'un şu an puan cetvelindeki durumu iç açıcı değil ama şöyle iyi bir incelersek Lig 2.'si, 3.'süyle arasındaki puan farkı da kapanmayacak gibi değil. Tamam düşme potasına yakın gözüküyor ama 3 puanlık sisteminde yukarıya da çok yakın. Trabzonspor'u biz 2. yarı yukarılara nasıl taşırız onun hesabını yapıyoruz.
"DÜŞME KORKUSU YAŞAMIYORUZ"
-Bu hesapları yaparken hiç küme düşme ihtimali, korkusu hissediyor musunuz?
Biz onun lafını bile yapmak istemiyoruz.
-Futbolcularda böyle bir endişe var mı?
Yok, yok. Trabzonspor futbolcusunun hepsinin kafasında, teknik heyet ve yönetimin hepsinin kafasında 2. yarı büyük bir çıkış yapağımızı biliyoruz.
-Kesin mi bu?
Kesin diye bir şey yok futbolda ama o düşünceleri taşıyoruz.
-Hedef dediğiniz neresi?
Bizim geldiğimiz ilk dönemi hatırlayın, Beşiktaş'ın 11 puan gerisindeydik 13 puan önünde bitirdik. Demek ki 24 puan fark yaptık. Demek ki futbolda bazı şeyler var. Onun için bu konuda %100 çıkış yapacağız inancını taşımak doğru bir düşünce ama ben de diyorum ki bazı eksikliklerimiz var o eksiklikler giderildikten sonra kamuoyuna bizim hedeflerimiz hakkında konuşalım. Şu anda o eksiklikleri giderip ona göre konuşmak istiyorum.
-Ama ben de diyorum ki Trabzonspor'un her zaman, en kötü sezonunda bile hedefi ilk 5 olmalı. Avrupa'ya gidebilmeli.
Kesinlikle, bunu kimse inkar edemez.
"SZYMKOWIAK'I KAZANMAK İÇİN ÇABALADIM"
-Ama bu sezon Trabzon'da şöyle de bir şey oldu. Eldeki iyi bir yabancı, en azından bu sezon başına kadar gösterdiği performansla hakikaten bütün futbolseverlerin beğenisini kazanan, çok üstün yetenekli bir oyuncu değil ama istikrarlı bir oyuncu olan Szymkowiak bavulunu toplayıp gitti. Ne oldu? Hatta dün bir açıklaması oldu Polonya basınında. Tabi doğru m değil mi bilmiyoruz.
Ben şu anda yapılan açıklamaların hiçbirine inanmıyorum. Çok yanlış şeyler söyleniyor. Bir gazeteci bir televizyonda devamlı şekilde Musampa'nın solda oynatılmasını söylüyor, futbolcunun da orada oynamak istediğini söylüyor ama futboılcuyla biraz önce konuştum. Futbolcu sol taraftan ziyade ön liberoda oynamak istiyor. Bunun adı Musampa. Dışarıdaki insanlar futbolcuya benim kadar yakın değil. Kilometrelerce uzakta olacaksın, idman izlemeyeceksin, böyle kafana göre konuşacaksın. Teknik direktörün bir özeliği olması lazım. Futbolcusunu her zaman korumak zorunda, futbolcusu için her zaman neler yaptığını kendi biliyor. Ama dışarıya yansıması başka oluyor. Buna yapacak bir şey yok ancak doğru bilgi almak lazım. Doğru yönlendirmek lazım. Kulaktan dolma şeylerle yapılanlara ben hiç önem vermiyorum.
-Biz de direk size soruyoruz onun için.
Siz doğru yapıyorsunuz.
-Szymkowiak'ın açıklamalarının doğruluğunu bilmiyoruz. Onun için bu soruyu geçelim o zaman.
Yo sorun söylediğini.
-Söylediği şu: "Trabzonspor çok defansizf oynuyordu, bunalıma girdim, top gelmiyordu hatta, en çok stoperler topla oynuyordu, artık en sonunda hocaya gidip beni de stoperde oynat diyecek hale gelmiştim."
Bunlar tamamen yalan haberler. Szymkowiak'ın başka sorunları var. O sorunlarıyla ben çok yakından ilgilendim. Hatta Polonyalı bir kızcağız var Trabzonlu birisile evli ve tercümanlığını da o yaptı. Bizim doktor da onunla Rusça konuştu. Sıkıntıları var. Bir kere hanımını getiremiyor. Gelmiyor. Sezon başı Dünya Kupası'ndan hiç ara vermedeni hiç dinlenmeden gelmiş önemli sakatlıklar geçirmiş. Onu getirten benim. Yani seyreden, tavsiye eden. Ben ayrıldıktan sonra alınan bir oyuncu. Bu da onun farkındaydı. Hatta zaman zaman ben geldiğimde kafasında Trabzonspor'u bitirmişti. Benim onu ısrarla istediğimi biliyordu, onun için de bir çaba sarfetti fakat o yaşadığı sakatlıklardan dolayı da gitmek istedi. Sezon başı tüm gazetelerde bugün gidiyor deniyor, Celtic takımı istiyor, yönetim bırakmyor, bu sefer bunu sorun yapıyor, gitmek için büyük bir çaba içerisinde olduğunu söylüyor. Ve bunların hepsini biriktirip en sonunda da ayın 28'nde İstanbul'a gelecekti ve oraya da gelemiyor. Mektubu kendinin yazıp yazmadığını da bilmiyoruz. Hala kimse yok. Şu anda net bir şey konuşmak istemiyorum ama sorunları olduğunu çok iyi biliyorum. O sorunlardan kurtarmak için kendisiyle çok uğraştığımızı biliyoruz. İnanılmaz bir çaba içerisine girdik. Kendisine her türlü yardımı yaptık. Ailevi sıkıntıları olduğunu kendisi iletiyor ama basına yansıyanlar bunun tam tersi.
"VARLIĞIMDAN RAHATSIZ OLAN GAZETECİLER VAR"
-Onun sıkıntıları size de sorun yarattı tabi. Bir de değerli bir oyuncu sonuçta.
Biz alışkınız. Ne yapalım, futbolcudan en iyi verimi nasıl alırsak biz onun için uğraşıyoruz. Defansif oynuyor dediler. Ziya Doğa'nın defansif oynadığını söyleyenler bir kaç tane ayaklı gazeteci ki onların kim olduğunu biliyorum. Ziya Doğan'ın varlığından rahatsız olan birkaç kişinin uydurması. Ama her çalıştığı takımda en çok gol atan en az gol yiyen ben, nasıl defansif oynuyorum? Bak, Türkiye bir şeyleri öğrenecek de zamana ihtiyacı var. Bazıları bazı şeyleri öğrenecek de bazı şeylere ihtiyacı var. Trabzonspor'u alın inceleyin, ofans halindeyken rakip defans kapalıyken, kaptığı toplarla gol atmış. Benim sağ bekimi karşı tarafın sol kenarında pres yaparken görürsünüz. Türkiye'de başka takımda göremezsiniz. Ama bunlar bazılarını rahatsız ediyor. Onların hedefleri var, onların başka saplantıları var.
-Kişisel problemler mi?
Kişisel değil onların menfaatlerinde kişiler var. Onun için Ziya Doğan bazılarını rahatsız ediyor. Bunları hepsini bir gün çok rahatlıkla açıklayabilirim. Onun için de sadece kafaları karıştırıyorlar. Bu bölümü çok net olarak bildirin. Meyve veren ağaç Türkiye'de taşlanır. Meyve verirken de taviz vermiyorsan sana çok saldırırlar. Onun için uydurma haberler yapan insanlar var. Bunu çok fazla uzatmak istemiyorum zaman herşeyi gösterecek.
-Trabzonspor'da olduğunuz dönemlerde mi oluyor diğer takımlarda olduğunuz dönemlerdede mi?
Yok fazla detaya girmeyelim.
-Daha çok Trabzonspor'da olduğun zaman oluyor çünkü zirve yapman istenmiyor o zaman.
Bakacağız. Onların hepsini zaman içerisinde herkes görecek.
"TEKKE HAKKINDA KONUŞURSAM POLEMİK OLUR"
-Hocam sizinle beraber bir haber aldık. Fatih Tekke bir açıklama yaptı: "Dönmeye hazırım"
Ben şimdi böyle açıklama yaptığı için bu konuyla ilgili yorum yapmak istemiyorum. Fatih Tekke'nin çok önemli bir oyuncu olduğunu, Avrupa'da bile önemli bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim. Çalıştığım süre içerisinde en küçük bir problem bile yaşamadığım oyuncuların başında geliyor. Zaman zaman çocuğu çok problemli gösterdikleri de oldu, ben hepsini inceledim. İşte biraz önceki şeye benzer şeyler. Bunlar zaman zaman iyiyi kötü, kötüyü iyi gösterebiliyorlar. Fatih Tekke bu ülkede profesyonel anlayışta inanılmaz doğru ve lider, önemli bir kaptan. Trabzonspor’a çok katkıları olmuştur. Bulunduğu yerde ben ona başarılar diliyoırum. Gönlüm her zaman onu sevmiştir. Birbirimize sevgi saygı çerçeve içerisinde olduk ayrıldıktan sonra da. Ama şu anda Fatih Tekke bir başka takımın oyuncusu. Onun açıklamaları Fatih Tekke'yi bağlar. Ben o konuda bir yorum yaparsam yine polemik konusu olur.
-Bir Fatih Tekke, Ziya Doğan'ın kadrosunda her zaman yer bulur değil mi?
Şimdi bakın siz bu konuyu yazacaksınız. Ama bu konuyu başkaları alıp "Ziya Dogan, Fatih Tekke'yi istiyor"a getirecek. O da kaos yaratacak. Çarpıtılan çok şey var. Ben 3-4 aydır açıklama yapmıyordum. İnnertet sayfamdan veriyordum. Şimdi bir beyaz sayfa açtık. Anlatabiliyor muyum? Medya bu ülkenin önemli bir gücüdür. Eğitimin de önemli bir koludur, dünyada eğitici ve yönlendirici olarak çok etkilidir. Ben onu biliyorum. Ağzımdan çıkan herşeyin arkasında duran bir adamım. Tabii ki sıkıntılar var, birbirimizi iyi anlamamız lazım. Ziya Doğan sıkıyor kendini, konuşuyor, bazı şeylerde yorum yapmıyor. Niye yorum yapıyor. Benim sizin internet sitenizde verdiğim bir demeci alıp bambaşka bir şekil çıkaran arkadaşlar oluyor. O zaman sen de dikkatli konuşmak zorundasın.
-Fatih Tekke'yi niye sordum? Sormasaydım söylediğiniz şekilde kalsaydı yine polemik konusu olabilirdi. Ama bunu sorduktan sonra sizin bu açıklamalarınızı da yazacağmız için o zaman herşey netleşmiş oluyor. Öbür türlü "Hoca, Fatih'i istemiyor"a kalıyor iş.
İsteyip istememenin şu anda ne faydası var ki.
"F.BAHÇE'NİN SİSTEMİNİ BEN 5 YIL ÖNCE OYNATMIŞTIM"
-Defansif anlamda 2 hatta 3 oyuncu istiyorum dediniz.
Defansif derken şuranın altını çiziyorum. Fenerbahçe takımı hep eleştiriliyordu, niye bu kadar orta sahasız oynuyor diye. Bugün bir bakıyorum ki Ziya Doğan'ın 5 yıl önce oynattığı sisteme dönmüş, 3 ön liberolu oynuyor ve güçlü bir takım oldu. Demek ki biz 5 yıl önde gidiyoruz. Bakın dikkat edin. Bir şeyleri çok iyi takip etmek lazım. Fenerbahçe takımı şu anda Avrupa'da başarılı. Avrupa'da hedefi var, final oynayabilir. Bakın Deniz'i getirdi önlibero yaptı. Şimdi onlar oynattığı zaman defansif değil biz oynattığımız zaman niye bu kadar defansif diyorlar. Yani kimin neyi istediği belli değil daha. Herkes doğruları öğrenecek ondan sonra konuşacak. Bunu da zaman gösterecek.
-Sezon ortasında alacağınız oyuncuları önümüzdeki sezonu da düşünerek alıyorsunuz değil mi?
Biliyorsunuz ki bu sene başarılı olmazsanız önündeki senenin hesaplarını kimse yapmıyor. İstikrar yok ülkede.
"BU ÜLKEYE İSTİKRAR LAZIM"
-Teknik adam istikrarlılığı mı?
Ben Basel'le UEFA Mupası maçları oynadım. 32 milyon dolar harcadıkları dönem, Avrupa'da başarılı olmak istiyorlardı. Bizi geçtikten sonra 2. turda elendi. Kaç senedir dünyanın parasını harcıyor. Ama geçen gün televizyonda seyrediyorum Basel'in teknik direktörü aynen 5 yıldır orada. Bu ülkede istikrar lazım istikrar. İstikrar olursa her antrenör başarılı olur.
-İstikrar derken nasıl bir istikrar. Yönetimlerin teknik adamlara bakış açısı ortada. Teknik adamları 3-5 maçla değerlendirmemek lazım.
Yönetimleri de 2 sezonla değerlendirmemek lazım. Yani istikrar genel olarak lazım. Sadece teknik direktör değil, yönetimde de istikrar lazım. Fenerbahçe şampiyon olmadığında Aziz Yıldırım'ın yaptığı çok önemli şeyler, neredeyse hiç gündeme gelmedi. Fenerbahçe'nin başarısızlığı konuşuldu. Kafaları değiştirmek lazım. Kalıcı başarılara hamle yapan insanlara destek vermek lazım.
-Ziya Doğan kendi adına bu kafaları değiştirmek için ne yapıyor?
Benim işim değil. Ben sadece fikirlerimi söylerim.
-Mesela Fenerbahçe'de defansif dediğiniz Appiah hücumda da çok önemli olan bir oyuncu.
İşte ben de oraya geleceğim. Dünyada önemli oyuncular pahalı oyuncular. 2 işi birara da yaptığı için değerini de ona göre katlıyor. İşte o oyuncuları bulmak önemli. Kim hayır der hem defansif görev yapan hem ofansa katkı sağlayan oyuncuya.
-Cok net bir soru. Ziya Doğan şu anda Trabzonspor'da mutlu mu?
Mutluyum.
-Sıkıntılı mı?
Sıkıntılıyım. Biz o kadar maç kaybettik Ziya Doğan’a olan ilgi ve Ziya Doğan’a olan sevgi destek azalmadı. Bu çok önemli. Ben de onları başarıya götürmek onların bizden beklentilerine cevap vermek için mücadele ediyorum. Onun sıkıntısını yaşıyorum.
-Trabzon'da umutsuzluğa düşen bir halk var değil mi? Size çok büyük bir destek veriyorlar ama bir yandan da umutsuzuk yaşıyorlar?
Umutsuzluk değil olay, sevginin tepkiye dönüşmesi. Hangi şehirde hedefleri büyük koyduğun ama başarı gelmediği zaman umutsuzluk, mutsuzluk yaşanmıyor. Toplum ya mutlu ya mutsuz oluyor. Ortası yok. Toplumun sorunu. Sporda mutsuz olunmamalı. Spor bir zevktir. Yenilgiyi namus meselesi halinde tutan bir toplumu düşünün. Türkiye’de var mı, var. Yenilgiyi suç kabul eden var. Spor suç değildir. Spor suç değildir. Spor başarı ya da başarısızlıktır; yenilgi ya da galibiyettir. Ama sen onu suç diye kabul edersen o zaman bir yerde bir eksiklik var. Spor suç olur mu?
-Teknik adam değil de, sadece Trabzonspor taraftarı olsaydınız; siz nasıl konuşurdunuz, ne hissedersiniz? Bir taraftar olrak size mikrofon uzatsaydık neler söylerdiniz?
Trabzonspor taraftarı bilinçli bir taraftar ki şu ana o taraftar fazlasıyla var. Bilinçli bir taraftar ve futbolu bilen bir taraftar. Bir yapılanmanın gerektiğine inanıyor. Eğer taraftar olsam o yapılanmanın, yeniden Trabzonspor temellerinin gelecekteki başarının temellerinin atıldığını görürdüm.
-Ne yapıldı peki bu anlamda?
Bu anlamda ne yapıldı bekliyoruz. Yapılacak çok şeyler var. Birden olmuyor. Biraz zamana ihtiyaç var.
"TÜRKİYE'DE KAFALAR DEĞİŞECEK"
-Yönetimde istikrar, camiada istikrar, teknik adamda istikrar. Yani kafalar değişecek.
Türkiye'de kafalar değişecek.
-O zaman işiniz çok zor.
Zorsa ne yapalım. Bir yerden başlayacaksın teslim mi olalım. Ben şimdi sizin meslektaşlarınızla ilgili bir örnek vereyim. Bir Anadolu takımı çalıştırıyorum. Gittiğim ilk günler, her gün çağrı bırakıyor, çaldırıp kapatıyor. Baktım 7 tane çağrı var, aramayacaktım ama kimdir bu dedim ve aradım. Ben gazeteciyim diyor. Hocam bugün idmanda ne oldu diyor. Hem bana çağrı bırakacaksın hem ben seni arayacağım hem takımla ilgili bilgi vereceğim.
-Çaldırıp kapatıyor mu?
Çaldırıp kapatıyor masraf olmasın diye. Şimdi böyle zihniyetler var. Kusura bakma idmanda ne oldu merak ediyorsan gelip göreceksin dedim. Hocam ama biz zor geçiniyoruz falan dedi. O zaman patronuna söyle televizyonu kapatsın dedim. Ben ne yapabilirim. Şimdi önceden alışmamış olsa bunu yapar mı?
"ZİYA DOĞAN KAÇMIYOR"
-Peki daha sonra tavrında olumsuz bir değişiklik oldu mu gazetecinin?
Kesinlikle oldu. Bu duruş karşısında kesinlikle oldu. Bakın siz burada çok güzel sorular soruyorsunuz. Ben kendimi ifade etmek açısından programlarda bunları konuşmak isterim. Ziya Doğan kaçmıyor. Ziya Doğan bazı şeylerden kaçıyorsa dedikodu, polemik ortamından kaçıyor. Ama bunları, insanları doğru bilgilendirmek amacıyla her zaman çıkıp çok rahatlıkla konuşurum. Bu otelde, zayıf dönemimizde Malatyaspor'la kaldığımızda devletin kanallarından bir tanesi "Hocam geldim Antepliler'le görüştüm geçerken bir de seninle konuşabilir miyiz?" dedi. Ben de "Bak biz de güçlü takımız, göreceksin bir gün randevu alıp geleceksin" dedim. 1 sene sonra, "Aynı hataya düşmeyeyim. Görüşebilir miyiz?" dedi. Biz neler yaşıyoruz. Şimdi biz bunları söylerken birilerini suçlamıyoruz. Sizin bizim hepimizin hep beraber doğruları anlayış haline getirmek için bir mücadele vermemiz lazım ama gemisini kurtaran kaptan. Gelecek nesili hiç düşünmeden gününü kurtaran kaptan olarak bakarsan doğruları bulamazsın.
-Peki hocam çuvaldızı kendinize de batırın. Sizin hatalarınız neler oldu bugüne kadar? Siz biryerlerde hata yaptınız mı?
Sizin varsa hata diye değerlendirebileceğiniz bir şey sorun ben cevap vereyim. Açığım yani. Bak çok ciddi sorular sordunuz, ciddi cevaplar aldınız. Ben diyorum ki bir televizyon programında bunları bana sorun. Geliyorlar "Sen Fenerbahçe için Zico'dan iyi çalıştırırım" deyin; gündem yaparız diyorlar. Ben öyle bir adam değilim. Ama bir şeyler var. Bakın toplamdun birşeyler almak mı topluma birşeyler topluma vermek mi, yoksa reyting yapmak mı önemli olan.
-Biz televizyonda programlar da yaptık sizinle. Hatta Trabzon'a gelip oradan da canlı yayınlanan programlar yaptık.
Biliyorum.
-Orada da sorduk. O zınaman şunu söylüyorum. Onu televizyon programları yapanlar düşünsün o zaman. Ziya Doğan bir taraftar güzel sorular soruyorsunuz diyor bir taraftan da televizyonlar bize bunları sormuyorlar diyorsa, kendi adıma mutlu oluyorum ama medya adına da üzülüyorum.
Bilemiyorum artık.
-Türkiye'de en büyük sorun bana göre topluma model olan kişilerin, yani basın mensubu, futbolcu, yönetici ve teknik adamların toplumun seviyesine inmesi.
Bravo bravo.
-Toplumu aşağılamak için söylemiyorum bunları da. Ama muhakkak ki topluma model olan insanlar daha yukarılardadır birşeyleri daha iyi biliyorlardır, olaylara daha hakimdirler demektir. Dolayısıyla onalrın toplumun seviyesine inmesi çok yanlış diye düşünüyorum.
Aslında bu bir röportaj değil de bu bir söyleşi olur. Çok güzel.
-Biz de yazı olarak sayfalarımıza yansıtıyoruz zaten. Şunu sormak istiyorum 18 tane Süper Lig takımı var. Bunların en az 4-5 tanesinin hocası yabancı oluyor gerisi Türk oluyor. Senelerdir aynı isimler gidiyorlar geliyorlar, gidiyorlar geliyorlar. bu isimler doğruysa doğrudur, yanlışsa yanlış. Aynı takımların aynı direktörleri 2-3 senede bir getrip göndermesini ben anlıyamıyorum. Teknik direktörler bir birlik olsa bir tavır sergilese. Bu sözkonusu olamıyor mu?
Yani bütün şeyi ben mi düzelteceğim.
-Siz de bunun bir parçasısınız
Diyorum ki bazı yanlışlar varsa bu ülkede, bu yanlışlarda herkesin rolü vardır. Eğer futbolun içerisinde bir sıkıntı varsa bu sıkıntı sade teknik direktör, sade yönetim, sade futbolcu gözüyle bakmayacaksın. Bütün etkenler aynı şekilde.
"GERETS GEÇEN SENE MUCİZEYİ BAŞARDI"
-İşte bunlardan bir tanesi de buydu ve benim için sorundu ben de onu sordum.
Onun muhatabı ben değilim ki. Dünyada en çok teknik direktör değiştiren ülkelerin başındayız. Ama ben ne yapabilirim veya ben ne diyebilirim. Ben size istikrar dedim, Basel örneğini gösterdim. Teknik direktörünü söyledim. Uzun yıllara dayanan planlar projeler yapılıyor. Bizde de çok kısa oluyor. Galatasaray takımında Gerets geçen sene mucizeyi başarmıştır. 4. haftanın gazeteelrine alın bakın gönderilecek diye yazıyorlardı. Ama o zaman birşey var burada.
-Bu sene de gönderilecek diye yazılıyor sürekli.
Önemli olan o ortamı yaratanlara da bakmak lazım. Demek ki siz de suçlusunuz, yönetim de suçlu, hocalar da suçlu. Bu işte kimse ben çok temizim demesin üste çıkarmaya çalışmasın. Bu ülkede sistem çevresinde herkes doğruları yaparsa bütün sorunları çözersin. Ama yönlendirici olarak siz bile rahatsızsınız değil mi? O zaman buna benim yapacağım bir şey yok.
-Herşey güzel olursa ben de daha güzel işler apacağım çünkü.
Tabii ki.
-Yani ben bu masanın tek ayağıyım. Tek başıma ayakta tutamam. Diğer ayakların da düzgün olması, sağlam olması lazım.
Bak Gerets'in geçen seneki şampiyonluğu çok anlamlı. Yerli - yabancı ayırımı yaparak bir yere varamazsın. Yerlinin de iyisine, yabancının da iyisine sahip çıkmak lazım.
"BAZI TÜRK HOCALAR KULÜBÜNE SAYGISIZLIK YAPIYOR"
-Fenerbahçe'yi Galatasaray'ı biz sormadık, siz dile getirdiniz. Ama Ziya Doğan ismi Beşiktaş ile özdeşleşmiş bir isim olduğu için Beşiktaş’ı soruyorum. Beşiktaş'la ilgili düşüncelerinizi merak ediyorum.
Beni bir başka takım fazla ilgilendirmiyor. Ben bulunduğum her yerde bulunduğum takımda başarılı olmak istiyorum. Ama Türkiye'de şöyle bir sorun da var. Antrenörlerin şu mantığına karşıyım, ben bunu hiç söylemedim. Daha antrenörlüğe adım atıyor, çalıştığı eski takımının büyük oyuncusuysa hemen 2. gün diyor ki hedefim Beşiktaş, Galatasaray ya da Fenerbahçe. Bu yanlış. Hiçbirşeye kendim talip değilim.
"TRABZONSPOR YÖNETİMİ BANA BİR MİSYON VERDİ"
-O bahsettiğiniz hocalar çalıştığı takımı basamak gibi mi görüyor?
Bu bir kere saygısızlık. Çalıştığı takıma saygısızlık. Senin hedefin olabilir. Önce başar sonra hedefle. Önce ortam yaratayım ondan da besleneyim. Bunu ben hiç söylemedim. Burada doğru bir mesaj veriyorum. Söylenmeyen şeyi söylüyorum Türkiye'de. Arşivleri açıp bakın benim hedefim bu demedim. Benim hedefim çalıştığım takımda başarılı olmak. Ben başarılı oldukça hedefler büyür. Mutlaka benim de hayallerim var. Ama ben kalkıp da komik duruma düşmek istemem. Bir şeye talip olmam. Olmadım. 3. Lig'de de çalışsam benim hedefim takımı başarılı yapmak, Süper Lig'de de çalışsam hedefim başarılı olmak. Ondan sonra seni görürler seni gerektiğin yere getirirler. Ama maalesef bazı meslektaşlarımız bunu başlar başlamaz söylüyor ben bunu söylemiyorum. Ben şu anda da Türkiye'nin en büyük kulüplerinden birinde teknik direktörüm. Benim şu andaki tek düşüncem buradan, şu konumdan bu takımı yukarılara taşımak, önümüzdeki senenin hesaplarını yapmak. Başarısız olduğum zaman biliyorum ki asla düşünmezler. Çünkü Türkiye'nin şartları bu. Bir misyon üstlendim kimse farkında değil. Bu misyonu da Trabzonspor yönetimi bana verdi.
"BİR DEVRİM YAPACAĞIZ"
-O misyon nedir?
7 maç büyük bir düşüş içerisinde olan bir takımın antrenörü bekleniyordu bırakacak diye ve yönetim bırakmadı. Ben şimdi herşeyin farkındayım. Bu Türkiye'de bir yerde devrim olacak. İstikrar isteyen çevrelere önemli bir mesajdı bu. Fatih Terim’in Galatasaray'da yönetim ısrarla arkasında durdu ondan sonra Terim 4 kere şampiyonluk yaşadı, bir de Avrupa Şampiyonluğu yaşadı.
-İyi de hocam biz akıllanmıyor muyuz? Bunun örneğini Galatasaray'da Fatih Terim'le yaşadık. Bu bir örnekti. Avrupa'da örnek gösterilen Galatasaray'ı bakın biz bugün ne hale getirdik. Ve o örneği de iyi değerlendirtemedik?
Bu söylediklerini, bu fikirlerini de yazacak mısın?
-Tabii ki. Birebir.
Aynen!
-Aynen yazıyoruz.
Ne güzel o zaman. Topluma çok faydalı işler yapıyorsun. Müthiş.
-Diyorsunuz ki Trabzonspor yönetimi bir devrim gerçekleştirdi. 7 hafta kötü giden takımın teknik direktörünü göndermedi.
Aslında doğal işi yaptı ama Türkiye'de alışılmamış bir şey.
"BİZİM AMACIMIZ İNCİTMEK DEĞİL"
-Şimdi bir yandan da siz kendinizi daha da başarılı olmak zorunda hissediyorsunuz.
Sadece Trabzonspor adına değil Türk futbolu adına. Ama bu ülkemizde Galatasaray'ın Fatih Terim’e verdiği destek ve sonrasında yaşanan ikinci bir şans oluyor. İnşallah başarırız.
-Üçüncü şansı yakalayamayabiliriz ülke futbolu olarak.
Çok teşekkürler bence çok çok doğru şeyler söyledik. Sizin ve benim söylediklerim şuna inanıyorum ki Türkiye'de eksiklikler. Eksiklikleri söylerken birileri incinmesin. Bizim kimseyi incitmek gibi bir niyetimiz yok. Bu kadar alıngan bir toplum olursak doğruları saklarız. Biz doğruları saklamıyoruz doğrular bunlar. Biz kendi geleceğimizden ziyade, Türk futbolunun gelecekte bu eksiklikleri giderip daha ileri gitmesi için bunları söylüyoruz. Türk gencinin Avrupalı'dan daha yetenekli olduğunu ben çok iyi biliyorum. Günlük başarılar temeli oluşturmaz. Dünya 3.sü olduk Türk futbolu o günden bugüne ilerledi mi? Kulüpleri dört dörtlük bir hale getirirsen o zaman Milli Takımın başarıları da kalıcı olur. O zaman Türk futbolu kalkınır.
[email protected]
[email protected]