Yerli malı 4-4-2 !..
Yayınlanma Tarihi 24 Aralık 2009 Per 10:34
Takımlar futbolcularıyla profesyonel sözleşme imzalarken “Bayramda oynamaz. Noel’de tatil için evine gider” gibi maddeler koymuyorlar anlaşmalara.
Bir profesyonel, takımı ne zaman, nerede maç yaparsa yapsın orada hazır bulunmalı. Bu bir bakış açısı. Diğeri de şu; futbol ‘gönül’ işidir. Kimseyi zorla istemediği bir anda, istemediği bir formayla oynatamazsınız. Rijkaard ikincisini benimsemiş olacak ki, Noel dolayısıyla Linderoth dışındaki tüm yabancılarını evlerine yollamıştı. Zaten o da Ocak’ta memleketine kesin dönüş yapacak. Öyle ki maç başlarken dualar okuyup hatim indiren müslüman Keita bile bu furyadan faydalanmıştı. Bu sayede G.Saray’ın kazançları da olmadı değil. Bardağa dolu tarafından bakalım... Çünkü dün gece gerçekten sahada çok iyi değil, mükemmel oynayan isimler vardı. Onlara haksızlık etmeyelim.
Başta Caner... G.Saray’ın en büyük yeni yıl hediyesi olacak Caner. Önce G.Birliği sonra Trabzon karşısında mükemmele yakın hatta üzerinde oynadı. Özellikle dün gece Trabzon karşısında gerçek yerinde, orta sahanın solunda forma şansı bulunca, futbol lugatıyla resmen döktürdü. Trabzon’un sağ beki Ömer havlu attı. Serkan Balcı karşısında direnemedi. Rijkaard arkasındaki Alparslan’ın yerine onu çektiğinde bile rakip kaleyi hiç ihmal etmedi. Elano’yu aratmayacak uzun ters toplar attı. Kafayla uçarak rakip kaleye yolladığı topta, soldan içeri girişi, ceza sahasında yarattığı kalabalık ve vuruşu usta işiydi. G.Saray’da bu kadar çok “ceza sahasına girme özürlü” varken özgüveni alkışlanacak cinsten..
Sonra Arda... Sezon başındaki çizgisine yakındı. Bir gol attı, bir tane de attırdı. Caner’e yaptığı asist, görerek, bilerek, yetenekle kesilmiş bir ortaydı. Çok gezdi. Devamlı aradı. Bursa maçında ileri uçta tutunamamıştı. Çünkü yalnız bırakılmıştı. Dün Aydın’la desteklendi. Çift forvet gibi oynadı. Boş alanlara koşular yaparak arkadaşlarını ceza sahasına soktu. Onlara fırsatlar yarattı. Arkadaşlarının onu aradığı her anda sahada “buradayım” diye bağırıyordu.
HAMURU ÇİFT FORVET
Arkalarından Sabri, Emre Aşık, Mustafa, Ayhan gibi çok iyileri, Barış ve Aydın gibi iyi niyetlileri de saymadan geçmeyelim. Bir de karşı takım var tabii... Ama isterseniz Trabzonlular’ın keyiflerini kaçırmayalım... Bu G.Saray’ı yenemeyeceklerse hangi G.Saray’ı yenecekler?
Maçı şöyle özetleyelim... G.Saray’ın üzerinde özellikle de evinde forvetsiz (!) 4-4-2, tek forvetli 4-3-3’ten her zaman daha şık duruyor. Rijkaard’ın sistem oturtma çabalarına saygı duymakla beraber, Türkiye şartlarında çift forvetli oyun şablonunun her daim daha çok iş yaptığını pas geçmeyelim. G.Saray’ın elindeki kadronun bu oyunu oynamayı daha iyi bildiğini, hamurunda çift forvetli, kalabalık orta sahalı, çift dikiş kanatlı sistemin yattığını da tekrar hatırlatalım... Noel Baba, Baros ve Nonda’nın yokluğunda G.Saray’a nurtopu gibi, dinamik, ligin ikinci yarısı için ışık saçan bir 4-4-2 şablonu hediye etti. Hayırlı olsun!