Yapma hocam yapma
Yayınlanma Tarihi 14 Şubat 2011 Pts 08:49
Beşiktaş, Ankara’ya adım attığı andan itibaren Schuster büyük bir sevgiyle karşılandı. Bu sevginin birinci sebebi, Alman hocanın uluslararası itibarı sayesinde getirdiği yıldızlar. İkincisi de son iki maç hariç oynattığı her dakikası heyecanla dolu olan futbol.
Ancak maçtan önce “heykel tartışmaları”na konu olan Guti olmadığında Beşiktaş’ın futbolu, yarı tadında bile değil. Beşiktaş taraftarının maç görüntüleriyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvursa davayı çok rahat kazanacağı bazı “futbolcumsuların varlığı” da en az “Guti’nin yokluğu” kadar zarar verici!
Schuster’in kariyeri bir referans noktasıysa, milli takımımızın hocası Hiddink de en az o kadar önemli bir referans noktası. Hiddink’in Beşiktaş savunmasından milli takıma aldığı tek oyuncu olan İsmail kenarda otururken, Üzülmez’in oynaması en başta Delinho’nun emek abidesi kariyerine zarar veriyor ve şuna benziyor: Bir dayı, halı sahada oynayan yeğenlerinin maçına gelmeyen arkadaşının yerine son anda oynar ya ondan hallice bir vaziyet maalesef!
NECİP NEREDE?
Bugüne kadar size en çok inanan spor yazarı olarak bunları da sormak isterim sayın Schuster: Ferrari’nin saha içindeki en kötü hali bile kendi kendisinin karikatürüne dönüşmüş Toraman’dan daha mı kötü? Ya da adını anmaya, üzerine konuşulmaya bile değer olmayan yıllık 2.3 milyon euro’luk tarihi kazığın en iyi hali bile Bobo’nun en kötü halinden daha mı kötü? Aurelio-Necip karşılaştırmasını ise yapmaya bile gerek yok aslında. Necip en kötü ihtimalle Beşiktaş’ın umudu, geleceği! Aurelio ise ilk verisyonu tutunca onun kredisiyle yeni bölümleri çekilen demode bir film tatsızlığında. Tıpkı dün geceki seyircisiz maç gibi… Seyircisiz maç özelinde faşizm-demokrasi tartışmaları ise başlı başına ayrı bir yazı konusu!
Ancak maçtan önce “heykel tartışmaları”na konu olan Guti olmadığında Beşiktaş’ın futbolu, yarı tadında bile değil. Beşiktaş taraftarının maç görüntüleriyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvursa davayı çok rahat kazanacağı bazı “futbolcumsuların varlığı” da en az “Guti’nin yokluğu” kadar zarar verici!
Schuster’in kariyeri bir referans noktasıysa, milli takımımızın hocası Hiddink de en az o kadar önemli bir referans noktası. Hiddink’in Beşiktaş savunmasından milli takıma aldığı tek oyuncu olan İsmail kenarda otururken, Üzülmez’in oynaması en başta Delinho’nun emek abidesi kariyerine zarar veriyor ve şuna benziyor: Bir dayı, halı sahada oynayan yeğenlerinin maçına gelmeyen arkadaşının yerine son anda oynar ya ondan hallice bir vaziyet maalesef!
NECİP NEREDE?
Bugüne kadar size en çok inanan spor yazarı olarak bunları da sormak isterim sayın Schuster: Ferrari’nin saha içindeki en kötü hali bile kendi kendisinin karikatürüne dönüşmüş Toraman’dan daha mı kötü? Ya da adını anmaya, üzerine konuşulmaya bile değer olmayan yıllık 2.3 milyon euro’luk tarihi kazığın en iyi hali bile Bobo’nun en kötü halinden daha mı kötü? Aurelio-Necip karşılaştırmasını ise yapmaya bile gerek yok aslında. Necip en kötü ihtimalle Beşiktaş’ın umudu, geleceği! Aurelio ise ilk verisyonu tutunca onun kredisiyle yeni bölümleri çekilen demode bir film tatsızlığında. Tıpkı dün geceki seyircisiz maç gibi… Seyircisiz maç özelinde faşizm-demokrasi tartışmaları ise başlı başına ayrı bir yazı konusu!