Uzatmasak olmaz mı?

Uzatmasak olmaz mı?
Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın açılışında yaşanan rezalet, ülkenin en önemli sorunu haline geliverdi. İki gündür gazete manşetlerini bu konu dolduruyor.

 
Hafta sonundaki televizyonların spor programlarının da elbette ki başat konusu buydu.
 
Kadir Has Üniversitesi'ndeki Spor Sertifika Programı içinde Spor Haber Dili adlı bir çalışmayı yürütüyorum. Oradaki arkadaşlarla konuyu tartıştık. Ciddi bir gribal durum yaşadığım için fazla konuşabilecek durumda değildim, bu konuyu gündeme alıp onların görüşlerini öğrenmek istedim.
 
İftiharla söyleyebilirim ki gazete ve televizyonlarda dile getirilen görüşlerden çok daha sıkı düşünceler ortaya çıktı. Başbakan'a karşı yapılanın ne kadar yersiz ve haksız olduğunda herkes birleşirken, protestonun da bir hak olduğunun unutulmaması üzerinde duruldu.
 
Hem orada hem okurlardan gelen elektronik postalarda TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın konuşmasının protestonun büyümesinde birinci derecede etkili olduğu belirtilirken, bu nokta basında hemen hiç yer almamıştı. Okurların bazıları bundan duydukları öfkeyi de ayrıca yansıttılar.
 
Olayın kendi boyutları içinde ele alınmasının pek mümkün olmadığı, daha büyük hesaplaşmaların gündeme gelebileceği de Galatasaray'da İnan Kıraç'ın devreye girmesiyle görüldü. Bu kapsamda Telegol programı önemli bir gazetecilik başarısı kazandı. Hem İnan Kıraç'ı hem de Adnan Polat'ı uzun uzun konuşturan program gerçek anlamda gündem belirledi.
 
Serhat Ulueren arkadaşımızı ve ekibini kutluyoruz.
 
Galatasaray camiası içinde nasıl bir yerinin bulunduğunu dışarıdan insanların anlamasının pek kolay olmadığı bir noktada İnan Kıraç. Galatasaray'la ilgili konuları medya aracılığıyla dile getirmek gibi bir yaklaşımı da yoktur. Belli ki Sayın Başbakan'a dönük protesto onu da çok etkilemiş ve harekete geçmek zorunda bırakmış.
 
Ancak buradan hareketle işi Adnan Polat'la hesaplaşma noktasına vardırmaktan pek kaçınmayışı dikkat çekiciydi. Kıraç'a göre, Polat bu protestoyu önleyebilecek birşeyler yapabilirdi. Böyle bir ihtimali gözönüne alıp hazırlıklı olabilmeliydi. Böyle bir durum ortaya çıktığında da istifa edip gitmeliydi.
 
Bu hesaplaşmanın bir boyutu da stat açılışının gereksiz yere erken yapıldığı yolunda. Hayri Kozak gibi bu konuda teknik eleştiri yapan samimi Galatasaraylıların dışında başka türlü düşüncelerle hareket edenlerin de olduğu bir sır değil.
 
Adnan Polat, en güçlü olduğu noktada yediği ofsayt golle çok şey kaybetmenin şaşkınlığı içinde. Basın toplantısında da Telegol'de de pek dişe dokunur birşey söyleyemedi. Daha doğrusu soylediklerinin hemen tümünü zaten olayın ortaya çıkmasının hemen ardından da ifade etmişti.
 
Protestocuların bulunup cezalandırılacağı yolundaki sözler gerçekçi de değil anlamlı da. Tıpkı Sayın Başbakan'ın bundan sonra yapılacak işler konusunda eskisi kadar istekli olmayabileceği yolundaki imalar gibi. Böyle birşeyin sadece Polat ve Galatasaray için değil Başbakan için de yaralayıcı sonuçları olacağını elbette ki görmesi gereken kişiler vardır.
 
Bu muhteşem stadın Galatasaray'a bedava verildiği yolundaki sözler de hem gerçeği yansıtmıyor hem Sarı Kırmızılıları incitiyor. Polat, bu noktada gürlemediği için de eleştiriliyor. Gördüğünüz gibi olayın çok değişik boyutları var. O nedenle daha fazla uzatmadan işimize gücümüze baksak çok daha iyi olacak.