“Ulusoy'un kellesini almaya kararlılar“
Yayınlanma Tarihi 1 Kasım 2006 Çar 14:50
Futbolumuz kaosa doğru gidiyor mu? Futbolumuz nasıl rahat nefes alır? Beşiktaş'ta suçlu kim? ERCAN TANER sordu, ŞANSAL BÜYÜKA yanıtladı. İşte Şansal Büyüka ile Dobra Dobra programının tam metni:
ERCAN TANER: Dobra Dobra'ya hoşgeldiniz. Nasılsınız sevgili Şansal Büyüka?
ŞANSAL BÜYÜKA: Fırtınadan korunmaya çalışıyoruz. İstanbul'da fırtına, futbol dünyasında fırtına.
ERCAN TANER: Türk futbolunda kaosa doğru diye açalım cümlemizi isterseniz. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun bir tavsiye niteliğinde. Bugün gündeme gelen haberler bomba gibi düştü.
ŞANSAL BÜYÜKA: Bizim çekim yaptığımız sırada böyle bir haber geldi, evet.
ERCAN TANER: Açılış cümleme baktığımızda olacak mı bir kaos Türk futbolunda? Çünkü örnekler vereceğim birazdan.
ŞANSAL BÜYÜKA: Sevgili Ercan, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin'in özerk futbol yasası gereği genel kurulu toplantıya çağırma hakkı var. Zaten böyle bir hakka sahip. Biz yayına girerken aldığımız haber Sayın Şahin'in Başbakanlık Tevtiş Kuruluna Ulusoy federasyonunu, daha doğrusu federasyonla ilgili değil Ulusoy ile ilgili savcılık iddianamesinin ardından genel kurula çağırılıp, çağırılamayacağının tespitini istemiş. Başbakanlık Tevtiş Kuruluna soruluyor ve "çağırabilirsiniz" yanıtını alıyor. Bu yanıtı aldıktan sonra Sayın Şahin çağırır mı, çağırmaz mı onu bilemiyoruz. Ama ortada bir gerçek var, yani futbolun yakası bırakılmıyor. Futbol kendi kendini yönetemez hale geldi. Şimdi Haluk Ulusoy'u seversin, sevmezsin, desteklersin veya desteklemezsin... Futbolun bir genel kurulu var. Bana göre gelen, giden başkanlar orada delegelerin özgür iradesiyle belirlenir. Şimdi siz hükümet kanalıyla Futbol Federasyonu'nun genel kuruluna toplantıya davet ederse, çağırırsa FIFA bunda ister istemez siyasi bir yön arayacak. Çünkü dünyada çok taze örnekleri var bunun. Yunanistan'ın bütün uluslararası müsabakalarını askıya aldı. Yunan meclisi bir gecede toplandı yasayı değiştirdi.
ERCAN TANER: Yunanistan Futbol Federasyonu'na hükümetin müdahalesi, bağımsız karar alma sürecinin etkilendiği şeklinde kanate varıyor ve üyeliğini askıya alıyor.
"ULUSOY'UN KELLESİNİ ALMAYA KARARLILAR"
ŞANSAL BÜYÜKA: Ben bu yayına gelmeden, çekimi yapmadan öcne FIFA konusunda çok, çok uzman insanlarla konuştum. Yani bir numara kimse o insanlarla konuştum. Ve bu yolun sakıncalı olduğunu söylüyorlar. Eğer kafaya koydunuz, Haluk Ulusoy'u indirecekseniz bu işin tartışılmayacak tek yönü var. O yol 82 imzayı toplayacaksınız, olağanüstü genel kurul isteyeceksiniz ve yeni seçime gideceksiniz. En doğrusu budur. Ama 5 ay önce aynı Haluk Ulusoy'u siz seçmediniz mi, siz ibra etmediniz mi, Mali Genel Kurul'da siz aklamadınız mı, seçim demokratik değil miydi? Bakıyorsunuz 1999'da aynı iddialardan suçlama açılmış 2002'de sonuçlanmış, mahkeme beraat vermiş, yargıtay onamış. Şimdi aynı şeylerden yeni bir dava açıyorsun. Belli ki burda bir sürek avı var burda, bir iz sürme var burada. "Ya öyle, ya böyle Haluk Ulusoy'un kellesini alacağız" mantığı ve kararlılığı var burada. Son seçimde Haluk Ulusoy'a oy veren delegelerin yüzde 35'ini siyasi baskı kullanarak, başkanın yakını olduğunuzu ifade ederek değiştiriyorsunuz. Bu da çok doğru değil, bırakın kulüpler yönetsin. Bırakın kardeşim bu mal kulüplerin malı, bu kulüplerin ürünü. Kulüpler özgür iradeleriyle bunu yönetsinler. Birader kaosdan kargaşadan, genel kurul olsun, olmasından futbol yakasını kurtaramıyor, futbola nefes aldırmıyorlar. Kimse kusura bakmasın ahbap, çavuş ilişkisi ile federasyon başkanı olunmaz. Bu işi kim iyi yapabilecekse, kariyeri, geçmişi, futboldaki görgüsü, kültürü, toplumsal anlayışı, sportif anlayışı uygun kimse kulüpler onu getirip konsensus sağlasınlar. Eğer seçim olacaksa işin başına getirsinler kardeşim. "Senin arkadaşın, benim arkadaşım, ailece görüşüruz, bizim partiden, sizin partiden..." diyer olmaz. Bana göre başından beri de hükümet kanadına yanlış bilgilendirmeler, informasyonlar gidiyor.
ERCAN TANER: Size göre...
"KULÜPLER BİRLİĞİ KİŞİLİKLİ DURMALI"
ŞANSAL BÜYÜKA: Bana göre. Mesela Ayhan Bermek seçimi kaybetmiş ve seçime bir daha giremezmiş. Şimdi Ayhan Bermek seçimi kaybetti. Kaybederken eğer bir suçlu varsa tek suçlu Ayhan Bermek mi? Bu seçimde siz çalışmadınız mı, Ayhan Bermek'i hiç bir kulise karıştırmadınız. Yaptığınız yönetim kurulu listesini göstermediniz adama. Şimdi adamı hükümetin gözünde küçük düşürüp, değersiz durumuna sokmaya çalışıyorsunuz. Yine ahbap çavuş ilişkisi ile yeni adaylamalar belirlemeye çalışıyorsunuz. Kulupler Birliği yeni bir başkan istiyorsa; çünkü bu mal onların malı, onların ürünü. Kulüpler Birliği de biraz kişilikli durmalı, aslan gibi durmalı. Eğer değiştireceksen Haluk Ulusoy'u, yeni biri gelecekse ortak bir tavır belirleyerek ortaya koymalılar bir aday belirleyerek. Sonra bir de şu var: 82 imzayı topladın "ben seçim yapacağım" yine eskiye dönüyorum, 5 ay önce seçim yaptın. Diyecekler ki Ulusoy üçüncü dönemi tamamladı giremez. Aksi tezi savunanlar da var. Haluk Ulusoy üçüncü dönemin yarısından aldı, tam yapmadı, tamamlamadı, 2008'in sonuna kadar aday olabilir derlerse buda bir hukuksal boşluk, pürüz yaratacak. Neresinden bakarsan bak elinde kalıyor. Bırakın adam görev süresine 1.5 sene kalmış tamamlasın. Yani lanet olsun o da kurtulsun, Türk futbolu da kurtulsun, onu kovalayıp kellesini isteyenler de kurtulusun, herkes kurtulsun. Sonra "cebine para atıyorsun..." şeklinde insanları suçlarken biraz da vicdana dikkat etmek lazım. Adam suçlanan davaların hepsinden berat etmiş kardeşim. Ne değişti şimdi, bu şeyi açıyorsun. Bunu anlamak mümkün değil. Ben sadece hukuki boyutu ile bunun buralara geldiğine inanmıyorum. Bir rövanş alma duygusu var, hatta siyasi bir direnişe karşı siyasetin ders verme düşüncesi var gibi.
ERCAN TANER: Şimdi seçim yılındayız. Hükümetin futobul üzerindeki etkisini artırıp, federasyonu kenarda bırakmak planıyla bir hareket düşünülüyor olunabilir mi?
"YA ULUSOY'UN DESTEKLEYECEĞİ ADAY SEÇİLİRSE?"
ŞANSAL BÜYÜKA: Sevgili Ercan garantisi mi var bunun? Tut ki Haluk Ulusoy'un önünü öyle, böyle kestin. Genel kurulu çağırdın orada 82 imza konuldu, 3. dönemi tamamladı dedin ve bunu hukuksal olarak tanımladın ve Haluk Ulusoy kesin olarak giremiyor seçime. Ya Haluk Ulusoy'un desteklediği bir aday seçimi kazanırsa ne yapacaklar? Garantisi mi var? Yani hükümet yanlısı, hükümetin desteklediği bir ismin aday olup olacağının garantisi mi var? Tabi avantajları olacaktır.
ERCAN TANER: Büyük avantajı olacaktır.
ŞANSAL BÜYÜKA: Haluk Ulusoy'un desteklediği aday kazanırsa ne olacak olacak? Kabul edelim Haluk Ulusoy fenomen futbol dünyasında.
ERCAN TANER: Garantisi yok diyorsunuz ama bu sefer işaret edilen olursa, seçim olursa. Hep varsayımlar üzerine konuşuruz ama...
"AHBAP ÇAVUŞ İLİŞKİLERİNİ SEVMİYORUM"
ŞANSAL BÜYÜKA: İşaret edilen biri TFF başkanı olacaksa, Türk futboluna hiç bir fayda gelmez. Ismarlama iş olmaz. Bırakalım futbol kendi özgür iradesiyle seçsin. Bu ülkede futbol kültürü olan, futbol felsefesi olan, futbol geçmişi olan o kadar değerli insanlar var ki hiç birinin adı, sanı geçmiyor. Hep ahbap, çavuş ilişkisi. Bunu hiç sevmiyorum ve kulüpleri de suçluyorum bu konuda. Kulüpler Birliği'ni de eleştiriyorum. Çünkü kararlı, tavırlı duramıyorlar. Hepsinin siyasetle, hükümetle birer bağlantılı işi olduğu için ister istemez çekiniyorlar. Kardeşim futbolu sanal konularla bir kere kaosdan kurtaramıyorsunuz. Hep bir tartışmanının içinde. Delege değiştiriyorsunuz, devamlı kazanın altına odunu atıyorsunuz. Bırakın bir huzur ortamı gelsin, bırakın gelsin kardeşim.
ERCAN TANER: Türkiye'de futbol siyaset ilişkisine bir baktığımızda dönemin önce devlet başkanı, sonra da cumhurbaşkanı olan Sayın Kenan Evren başkentte birinci lig takımı olması gerekir deyip kupa şampiyonunu birinci lige almıştı. Rahmetli Turgut Özal zamanında bir günde, saat 17.00'de Türkiye 3. Ligi kuruldu dediler 9 grupta bir anda 72 tane takım ortaya çıktı ve seçim yılıydı. Yani futbol ve siyaset ilişkisini de söylüyorum.
"BAŞBAKAN ÜLKE MESELELERİNİ BIRAKIP BUNUNLA MI İLGİLENECEK?"
ŞANSAL BÜYÜKA: Aksini de söylemek lazım. Rahmetli Turgut Özal Malatyalıydı ve o dönemin başkanı Şenez Erzik Malatya'yı küme düşürmüştü, onu da hatırlıyorum. Acaba siyaset çok mu karışıyor, yoksa Sayın başbakanının çevresi adını kullanarak futbolun içine nüfuz etmeye, siyeseti sokmaya mı çalışıyorlar? Orada da ciddi kuşkularım var. Sayın Başbakan bu kadar ülke meselesi varken "TFF'ye şu başkan olsun, bu olmasın" diye işaret eder mi? Ondan da çok emin değilim. Acaba Sayın Başbakanın ismi hiç gereksiz yere lanse mi ediliyor, bir baskı unsuru olarak kullanılmaya mı çalışılıyor? Ondan da ciddi kuşkularım var. Açıkçası bu Sayın Başbakana bir avantaj sağlamıyor, yıpratıyor.
ERCAN TANER: Biz programlarda da konuştuk, Pazar Ertesi programını da konuştuk. O programda da Yunanistan örneğini verdim, konuyu açtım. Yunanistan'da olan bizde olmaz görüşleri, ben de neden olmasın diyorum. Yunanistan AB üyesi değil mi, Avrupa şampiyonu değil mi? Az önce size açıklamaları okudum. Kenya'yı da FIFA kurallarına uymadığı gerekçesi ile FIFA'dan ihraç etmiş durumda. İran Futbol Federasyonu başkanını çağırıp "sen baskı mı görüyorsun, baskı görüyorsan anlat FIFA'dan ihraç edelim..."
ŞANSAL BÜYÜKA: Mustafa Denizli de anlatıyor FIFA'ya ifade vermeye gitmiş İran Futbol Federasyonu.
ERCAN TANER: Bizim de başımıza gelirse skandal olur, rezillik olur. Türkiye'nin başına gelirse.
"ULUSOY 5 AYDA MI KÖTÜ OLACAK?"
ŞANSAL BÜYÜKA: Sayın Başbakan yardımcısının ne yapacağı çok önemli. Şu an itibariyle bilmiyoruz, bir genel kurul çağrısı yapacak mı, yapmayacak mı? Ama Haluk Ulusoy'u indirmek, önünü kesmek istiyorsanız yapabileceğiniz tek şey var, hiç tartışmasız 82 tane imzayı toplayıp Olağan Üstü Genel Kurula davet etmek. Orada da tabi etik olmayan şeyler var, 5 ay önce sen seçmişsin. Ne değişti 5 ayda, 5 ay önce ibra etmişin, Mali kurulda sen aklamışsın, o zaman sen demek ki oyunu ve vicdanını kötüye kullandın. Madem kötü diye genel kurul istiyorsun şimdi, isteyeceksin o zaman 5 önce iyiyde de şimdi mi kötü oldu? O zaman niye oyunu verdin, o zaman neden iktidar yaptın? Futbol dünyası bunların hepsini hesaplamak zorunda.
ERCAN TANER: O gün başlıkları hatırlıyor musunuzu? "Futbol siyaseti yendi" şeklinde çarpıcı bir manşet vardı.
ŞANSAL BÜYÜKA: O Haluk Ulusoy'a onun faturasını eninde sonunda ödetirler. O başlıklarda Haluk Ulusoy'un bir günahı yok ama...
ERCAN TANER: Olaya burdan giriyoruz, "hesap vereceksin" mantığı ile mi gitti olay. Daha bir çok şey olmadı da, kaosa doğru gidiyor.
ŞANSAL BÜYÜKA: Şöyle de düşünülebilir "Haluk Ulusoy kim hükümete karşı seçim kazanıyor" şeklinde. Ama işte futbol dünyasında çok konuşuluyor biliyorsun. Hele ekrandalarda gazete sutunlarında değil, futbol dünyasının önde gelen ismler dahil, kulüpler dahil, herkes dahil futbol dünyası bunu çok yoğun bir şekilde konuşuyor. Ekranın karşısında daha ölçülü, daha temkinli, daha tedbirli konuşuluyor ama ekran gerisinde çok ulu orta bu işler konuşuluyor. Hoş olmuyor.
ERCAN TANER: Bu nasıl bir pastaymış böyle? Anlayamadım, tadı çok güzel herhalde.
"KOLTUK SAVAŞI TÜRK FUTBOLUNA ZARAR VERİYOR"
ŞANSAL BÜYÜKA: Koltuk çok önemli, koltuğun hevesini alanlar, koltuk savaşı vermeye devam ediyorlar. Olan Türk futboluna oluyor. Halbuki ne güzel düzelen, temposu yükselen, mücadele gücü yükselen bir lig izlemeye başladık son zamanlarda. O lig ivme kazanacağına, onunla uğraşacağımıza o gitsin, bu gelsin, o mahkeme... falan, filan. Suçu olan mahkemeye de gitsin hesabını da versin. Eğer suçlu kimse, mahkemeye gitmeli. Herkes hesabını vermeli. Ama bu işi kampanyaya çevirip, av gibi iz sürüp adam kovalamayı da pek doğru bulmuyorum.
ERCAN TANER: Uluslararası alanda çok önemli bir ismi vardır Türkiye'nin Şenez Erzik. Levent Bıçakçı da görev yapıyor UEFA'da yine tahkim kurulunda, yine önemli isimlerden. Bu kadar önemli isimleri, şu anda FIFA ve UEFA bu olayı incelemeye almıştır, en azında takibe almıştır. Türkiye zor durumda kalmayacak mı?
"KİMSE ERZİK'E SORMUYOR"
ŞANSAL BÜYÜKA: Bu ülkede Şenes Erzik gibi çok değerli bir futbol adamı var, dünya kabul etmiş. Avrupa futbolunun ikinci adamı. Olağan üstü bir çevre, olağan üstü bir geçmiş, olağan üstü bir yetki. Ben Şenes Erzik'e telefon açıp tek bir şey sorduklarına inanmıyorum.
ERCAN TANER: Niye sormuyorlar?
ŞANSAL BÜYÜKA: Ben inanmıyorum. Kendisine de sordum, bir adım daha atayım, şu saat itibariyle kimsenin bir şey sorduğu yok Şenez Erzik'e.
ERCAN TANER: Hiç kimse, hiç bir şey sormamış mı?
ŞANSAL BÜYÜKA: Hayır, hayır sormuyorlar. Kaç tane ülkenin Şenes Erzik'i var? Ben şunu da hissediyorum, sanki kuvvetli adam istemiyorlar. Sanki hep yönetecek adam istiyorlar, sanki hep "ipler elimizde olsun" gibi bir hava seziyorum bu gelişmelerde. Yoksa Şenes Erzik bu işlerin tam içinde olmalı, çözümün, çarenin tam içinde olmalı.
ERCAN TANER: Programı açarken şöyle konuştumuştuk: "kaosa doğru dev adımlarla..."
"BERMEK'İN GÜNAHI NE?"
ŞANSAL BÜYÜKA: Dilerim olmaz. Eğer bir seçim olacaksa da dilerim futbol felsefesine, futbol kültürüne, futbol görgüsüne adaylar ortaya çıkar. Dilerim ahbap, çavuş ilişkileriyle aday çıkmaz. Dilerim o yönetim kurulları oluşurken hatır, siyaset ön plana geçmez. Bunların hepsini daha son seçimde yaşadık. Ayhan Bermek'in günahı ne? Ayhan Bermek bu ülkenin çok önemli bir futbol adamı, bana göre çok değerli. Bu ülkede TFF'de ikinci başkanlık yapmış, futbol... Yönetim Kurulu listesi yaptınız adama göstermediniz. Olmaz böyle bir şey. Yani herkes kendi ekibini kendi seçmeli. Yani futbola bir kere layık olan bir adamı bulacaksınız. Bu Ahmet, Mehmet... hatır, gönül adamı bulmayacaksınız. Tekarar söylüyorum 5 ay önce seçtiğin federasyonu, 5 ay sonra götürmeye kalkıyorsun kardeşim. Ne değişti bu 5 ayda. Keşke o zaman seçmeseydiniz, 5 ay sonra götürecekseniz. Demek ki o zaman siz kötüye oy verdiniz o zaman.
ERCAN TANER: Evet, niye seçtiniz o zaman?
ŞANSAL BÜYÜKA: Yani anlayamıyorum. Anlıyorum da...
ERCAN TANER: Burada da fazla konuşmayalım diyorsunuz...
ŞANSAL BÜYÜKA: Hayır, konuşalım neden konuşmayalım. Keyfi işler oluyor.
ERCAN TANER: Zarar gören TFF olduğunu, ve Türk Futbolunun olduğunun anlaması lazım.
"FUTBOLU İKİ PARALIK ETTİK"
ŞANSAL BÜYÜKA: Kardeşim bana ne Haluk Ulusoy'dan, babamın oğlu mu? Hayatımda üç defa çay içtim ya da içmedim. Ama kurumu korumak lazım. Kurumu yıpratıyoruz, toplumun gözünde futbolu iki paralık ettik. Trübünler bom boş sevgili Ercan. Trübünler boş kardeşim. Beşiktaş Rize'ye gidiyor yarısı boş. Kaç kere Beşiktaş seyredersin. Galatasaray Kayseri'ye gidiyor trübünlerin üçte ikisi boş. Onu bırak kendi takımına sahip çık. Hep kötü, hep kötü, hep kaos ve insanlar illalah dediler. İyi hiç bir şey yok mu kardeşim? Futboldan para kazanıyoruz, futboldan karnımızı doyuruyoruz, futboldan para kazanan kim varsa herkes futbolu kötülemek için yarışıyor. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Bu futbolu yerden yere vurmak için yarışıyoruz. Futboldan para kazanan bizler futbolu kötülemek için elimizden geleni yapıyoruz. Futbolu eleştirelim, doğrusu neyse yol göstermeye çalışalım. Ama futbola da destek olalım, sahiplenelim, iyi tarafını ön plana çıkartalım. Bak İtalya'da maç başına seyirci sayısı 17 bin kişiye düşmüş. Ana endüstrilerinden biri futbol olan İtalya'da seyirci 17 bin kişiye düşüyor. 100 bin kişilik stadları var, kırk bin kişilik stadları var. Neden? Şike, teşvik primi, skandal, avanta, rüşvet, sil puanı, al puanı, al hakemi buyrun. Sonuç ortada. Bunlardan hızla sıyrılmamız gerekiyor. Diyorlarsa ki bunlardan hızla sıyrılmamız gerekiyor. Ama diyorlarsa "bunlardan hızla sıyrılması için bu federasyonun başında Haluk Ulusoy'un olmaması lazım" bende o zaman diyorum ki: Neden seçtiniz Haluk Ulusoy'u 5 ay önce, hiç seçmeyecektiniz. Mutlaka kurumsal düzenin işlemesi lazım. bu futbolda son zamanlarda keyfilik son derece önplana çıktı, hatır, gönül ilişkiler son derece öne çıktı. Bunlar son derece futbolu rahatsız ediyor.
ERCAN TANER: Şunu anladım ben "kurum zarar görüyor" diyorsunuz.
ŞANSAL BÜYÜKA: Ne zarar gördü, darbe yiyor. Yani sen Haluk Ulusoy'u bitireyim derken futbolu bitiriyorsun. O şahsi bir mesele. Bugün futbol dünyasında Haluk Ulusoy ile aralarında kan davasına dönüşen insanlar var. Kişisel halledin meselelerinizi, futbola alet etmeyin. Futbolu yaralamayın.
ERCAN TANER: Programımızda son bölümdeyiz. Hemen Tigana'yı ve PSV, Galatasaray maçını konuşalım. "Basın benim aleyhimde kampanya yapıyor" diyor Tigana. "Gerçek Beşiktaş'ı Ekim'de göreceksiniz" dedi, Kasım'a geldik. Bu herhalde gerçek Beşiktaş değil. Kampanyaya ne diyorsunuz?
"BEŞİKTAŞLILAR DA MI KAMPANYA YAPIYOR?"
ŞANSAL BÜYÜKA: Hadi medya kampanya yapıyor Tigana için. Sakarya maçından sonra istifa diye bağıran seyirci de mi kampanya yapıyor? Hadi medyada on yazar var, on tane de gazete senin lehine toplanıp söz birliğine vardılar kampanya yapıyorlar; var sayıyorum. Binlerce seyirci bağırdı, on binler bağırdı belki. Saf Beşiktaş seyircisi, saf. Kötü oynarsan eleştirilecen kardeşim. Üç hafta önce bir Gençlerbirliği maçı oynadın, 1-0 kazandın ki son dakika da 2-1 kaybedebilirdin. Seni kimse yere göğe koyamadı "Helal olsun Beşiktaş'a" diye. Nerdeyse destan yazılıyordu. İyi oynarsan alkın alıcan, kötü oynarsan eleştirilecen.
ERCAN TANER: Tünelin ucu görünüyor mu Beşiktaş'da?
ŞANSAL BÜYÜKA: Kimi istedin de almadı bu yönedim? Ben açıkçası yönetime de haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Delgado dedin, Murat Aksu bir ay yemedi, içmedi, yatmadı, kalkmadı Delgado'nun peşine düştü. Ve düşünülenin çok üstünde bir para vererek aldılar. Tamam sen istemedin ama Ricardinho'yu getirdiler. Bugün iyi veya kötü oynuyor ama gelirken Ricardinho'ya itirazı olan var mıydı?
ERCAN TANER: 20 bin kombine bilet sattı.
ŞANSAL BÜYÜKA: Bir sürü genç aldı. İstedin hepsini, getirdi. Şimdi takım oynamıyor ya medya suçlu, ya futbolcu suçlu. Biraz daha ileri gitse belki yönetimi suçlayacak. Sende hiç mi günah yok? Fenerbahçe 23 puanda, Manisa 23 puanda, Beşiktaş 20 puanda. Bu iş sadece bir maça bakar. Ne oldu Beşiktaş seyircisi, yeri göğü inletiyorsunuz "Tigana, yönetim istifa" diye. Ben tünelin ucunun görünmesinden yana değilim...
ERCAN TANER: Yani ışık görüyor musunuz? Onu diyorum.
"TIGANA'DAN KURTULMAK KOLAY DEĞİL"
ŞANSAL BÜYÜKA: Vallahi Beşiktaş takımı bu kadar sendeliyor 20 puanda, üçüncü sırada. Beşiktaş için kaybolan hiç bir şey yok bence. Ama bu karamsar hava, bu dağınıklık, bu parçalanmışlık Beşiktaş'a yerleşirse bundan sonrası iyi gitmez. Tigana'dan kurtulmak çok kolay değil. Tazminatı yok ama maaşları var, bu maaşta 7, 8 milyon Avro tutuyor. Keyfilik biliyorsun, FIFA gözünün yaşına bakmaz UEFA. Del Bosque'ye, Rıza'ya ödemedin mi? Mecbursin ödemeye. Gönderdin mi ödeyeceksin kardeşim.
ERCAN TANER: Bir de üçüncü teknik direktör değiştiriyorsun, bunun zorluğu da var.
ŞANSAL BÜYÜKA: Evet. Sonra teknik direktörü değiştiriyorsun ne kazandın? Hiç ileri gitmedin ki?
ERCAN TANER: Hep geri gittin.
ŞANSAL BÜYÜKA: Bırakın adam yürüsün. Ama ben Beşiktaş'da yakın zamanda bu kadar sakatlığı başka takımda da görmedim ben.
ERCAN TANER: Her hafta bir oyuncu sakatlanıyor.
ŞANSAL BÜYÜKA: Bugün duydum Gökhan Zan oynamıyormuş yine. Nobre gitti, Kleberson, Koray, her hafta biri gidiyor. Mustafa Doğan uzun bir süre gitti. Acaba antreman sisteminde bir şey var diye düşünmeye başladım.
ERCAN TANER: Ağır antreman mı var?
ŞANSAL BÜYÜKA: Ağır antremandan da olmaz. Sonuçta Beşiktaş için çok kötü şeyler yok. Ama camianın bu kadar karamsar olması çok kötü. Orda da bir iktidar koltuk kavgası varsa, buna takım alet edilmemeli. Tıpkı Haluk Ulusoy'a kan davası güdenlerin, Türk futbolunu hedef almaları gibi hesabı kişisel olmalı. Hesabı Türk futbol üstünden olmamalı, hesabı Beşiktaş üzerinden kesmeyin. Beşiktaş taraftarının, camiasının kulübü sahiplenmesi gerekiyor. Bu hafta kötü gidebilir yine D.Bükreş'e kaybedebilir de doğal. Antalya'ya gidiyor bu hafta. Ama Galatasaray için "lige havlu attı" deniliyordu.
ERCAN TANER: O kazanmı hırsınısı görüyor musunuz Galatasaray'da geçen seneki gibi?
ŞANSAL BÜYÜKA: Galatasaray'ın liderle arasında 5 puan fark var.
ERCAN TANER: Geçen seneki o 3 maçtaki kazanma hırsını, o kulübenin heyacanını gördünüz mü?
"G.SARAY YÜRÜYEREK OYNAMIYOR"
ŞANSAL BÜYÜKA: Dikkat edersen Maraton programında ve burada berabere kaldığı maçlarda bile ben
kötü oynamadığını söylüyordum. Galatasaray takımının bir temposu var. En kötü oynadığı maça bak Galatasaray iyi, kötü bir tempo var, kazanma arzusu var. Ben şimdi Sakarya maçında Beşiktaş son on beş dakikaya kadar yürüyerek oynadı. Fenerbahçe son üç haftaya kadar yürüyerek oynuyordu. Ama Galatasaray takımını yürüyerek oynarken göremezsin, hep koştu. Tempoyu çok yapar az yapar ama temposuz maçı yok Galatasarayın. Beşiktaş şimdi tempolu oynasa en önemli adamını kaybetmiş Sakarya önünde ortalığı darmadağın eder. Sakarya kalecisi 70 dakika yere yatmadı. Yattı mı?
ERCAN TANER: Yatmadı.
ŞANSAL BÜYÜKA: Son 15 dakika can havliyle saldırdı.
ERCAN TANER: Çok kritik iki kurtarış var. İyi kaleci Martinez.
ŞANSAL BÜYÜKA: Yüzde yüz. Tebrik ediyorum alanları. Cordoba getirdi diye bir şey duydum ama ona pek el atamadım.
ERCAN TANER: Cordoba Beşiktaş'a da tavsiye etmiş deniliyor. Onsan sonra Runje ile anlaşıldı. Öyle deniliyor, öyle yorumlar yapılıyor. Galatasaray'ın geri dönmesi lig için de güzel tabi.
ŞANSAL BÜYÜKA: Kesinlikle. Çok adaylı bir şampiyonluk yarışı olsun. Vestel var, Beşiktaş var, Galatarasay var, Fenerbahçe var, Kayseri herşeye rağmen toparlanıyor, Gençlerbirliğine bakıyorsun burda Beşiktaş'tan puan alabilirdi, Galatasaray'dan zor...
ERCAN TANER: Ben Ankaragücü'nü çok beğeniyorum.
"KARAMAN'I BEĞENİYORUM"
ŞANSAL BÜYÜKA: Ankaragücü yalnız Hikmet Karaman'ın gelmesi ile havası, suyu herşeyi değşiti. Kim ne derse desin ben tutuyorum. Takımım olsa gözüm kapalı teslim edeceğim hocalarndan biri, tutuyorum. Mustafa Denizli'nin Turkcell Süper Lig'de olmasını çok arzuluyorum. Samet Aybaba yok ortada. Gençlerbirliği'nde o ilk adımlarında, Gaziantep patlayışında, Trabzon'un silkinişinde, Türkiye kupalarının büyüklerin elinden alınmasında hep Samet hocanın imzası var. Ortalıkta yok. Bugün duydum Raşit istifa etmiş.
ERCAN TANER: Sağlık nedeni deniliyor.
"BURSA'DA BAŞKAN VE HOCANIN İŞİ ZOR"
ŞANSAL BÜYÜKA: Sağlık nedeni olmadığı sen de biliyorsun, kendi de biliyor, başkanı da biliyor. Ama Bursa seyircisi ve medyası ile zor görev yapılacak bir yer. Bursaspor'da çok sert ve iddialı meslektaşlarımız var. Çok başarılı gazetecilik ve televizyonculuk yapıyorlar. Kabul edelim ki kente sahiplendikleri tek takım Bursaspor. Yani hem orda medyayı mutlu edeceksin, seyirciyi mutlu edeceksin hem bir hoca, hem başkan için kolay işler değil. Levent Kızıl gibi bu işin çekirdiğinden yetişen gelmiş bir başkan bile bu seyirci karşısında bile zaman zaman zorlanıyor. Levent başkanın seyirci ile arası da iyidir. Buna rağmen zorlanıyor, buna rağmen şikayetçi oluyor. Bursa malesef o hiperaktif tavrını bir türlü normal çizgiler içerisine çekemedi. Onun için. Ki Raşit hoca geçen sene Turkcell Süper Lig'e çıkaran hoca. Baktığın zaman ligde de durumu kötü değil, bana göre değil. Bursalı çok zor mutlu oluyor ve böyle istifalar kaçınılmaz oluyor.
ERCAN TANER: Geçtiğimiz hafta Nobre'nin o görüntüsünü Maraton'da yayınladık. Bu haftada Nobre'nin göz yaşları ekranlara geldi. Bu Nobre...
ŞANSAL BÜYÜKA: Sözünü kestim özür dilerim. Bir mail gelmiş Eskişehir'den diyor ki "Fevzi hatalı gol yemişti, İlhan Mansız Fevzi için formasına içine giydi, gol attıktan sonra altından Fevzi yazılı forma çıktı." Mail yazan arkadaş Beşiktaşlı ki her halde "Ey Beşiktaşlı futbolcular, hiç olmazsa Nobre'nin göz yaşları için gol atamaz mıyıdınız?" diyor.
ERCAN TANER: Çok güzel bir cümle yanlız.
ŞANSAL BÜYÜKA: Bazen istiyorsun olmuyor.
ERCAN TANER: Nobre de çok şey vermek isityor. Ama Tigana'nın bu sisteminde...
ŞANSAL BÜYÜKA: Olayı sırf Tigana'ya da yüklememek da lazım. Mesela Delgado diyoruz. Mustafa Denizli ile konuşuyorduk "çok büyük futbolcu" dedi. Bu işin piri, ustadı artık Mustafa Denizli. Dakika 93 kale sahasında böyle kalmışın, her taraf bomboş ve kalecinin kucağına vuruyorsun. Büyük futbolcuysan işte, bırak sıradan bir futbolcunun bunu gol yapması lazım. Ricardinho öyle. Gökhan Güleç'i geçen sene izlemeye doyamıyorduk. Nasıl zorluyordun o savunmaları, nasıl atıyordun o deparları. Ne oldu sana, gayretin, diriliğin, süratin, o gollerin yok. Beşiktaş'ın İbrahim Akın'dan mutlaka daha fazla yararlanması lazım.
ERCAN TANER: "Ben buradayım" diye bas bas bağırıyor.
ŞANSAL BÜYÜKA: İbrahim Akın'ın kişisel kusurları olsa bile benim için çok büyük bir oyuncu, oyunun kaderini değiştirebilecek bir oyuncu. Ricardinho bu yaz seyretmesem Brezilya forması altında takliti gelmiş diyeceğim. Kabul edelim ki hiç bir şey oynamadı. Delgado, Ricardinho bir yana benim için Beşiktaş'ın en büyük oyuncusu Burak Yılmaz. İşin çok başında, çok iddialı konuşuyorum ama Burak'ı Sakarya maçında Beşiktaş aramadı mı?
ERCAN TANER: Kesinlikle aradı...
ŞANSAL BÜYÜKA: Delgado, Ricardinho oynamıyor çok eksikliği hissedilmiyor. Ama Burak'ın eksikliği çok ciddi hissedildi. Yan top diye bir olayı yok, burnun dikine gidiyor. Giderken hızlı, mücadele ederek gidiyor, adam eksilterek gidiyor. Gidiyor vuruyor gol yapıyor, gol pası yapıyor, kafa atıyor.
ERCAN TANER: Deivid ve Kezman Zico'nun başını ağırtır mı?
ŞANSAL BÜYÜKA: Tatlı dert derler ya, ondan dolayı ağırtır. Bu her hocaya kısmet olmaz. İşte hoca hünerini orada gösterecek, geniş kadrosunu kullanmasını bilecek. Sekiz, dokuz hafta aynı takım ile oynadı. İyi veya kötü oynamasına rağmen aynı takım ile oynadı, hata yaptı. Halbuki kulubede bir takım daha oturuyordu. İşte örneği son iki hafta. Gördü ki hiç düşünmediği Deniz takımdaki en önemli oyuncu kadar oynuyor. Uğur Boral öyle böyle oynadı. Ümit de oturdu, Rüştü de oturdu. Orada Volkan'a bir tavsiyem var. Ben açıkçası televizyon görüntülerinden biraz kilolu buluyorum. Dilerim yanılıyorumdur. Dilerim yanılıyorumdur. Beni de kamera çok kilolu gösteriyor. Halbu ki hiç kilom yoktur. Yani Volkan'ın bir kaç kilosu fazlası var gibime geliyor, vermesi lazım. Refleksleri ağırlaşır, o golü çıkarabilir diye düşünüyorum. Sonuçta Deivid canlı yayında, maçtan sonra "18 içinde, ceza alanı içinde oynamayı seviyorum" dedi. Bu Fenerbahçe için tehlike. Kezman geldi mi ceza alanı içi onun ister istemez. Deivid eski maçlarda olduğu gibi yine sağa, sola gidecek, belki çok fazla orta sahaya çekilecek ve etkisi azalacak, belkide kulübede oturacak. Söyledim yine söylüyorum Bayram Tutumlu'ya çok inanıyorum. Bu Deivid'in çok kötü oynadığı maçlarda dedi ki; üstelik Portakiz ve İspanya'yı çok iyi bilen birisi. "Deivid bu değil, düzelir" dedi. Ama Deivid tek santrafor oynarken mi böyle oynar, çift santraforda etkisini gösterebilir mi? Belki birinci olan rolü Kezman oynayacağı için gölgede kalabilir. Bu arada Fenerbahçe'den söz açılmışken Sayın Ali Koç ile ilgili de bir şey söylemek istiyorum. İletişim komitesinin başına gelmiş. Fenerbahçe özellikle son yıllarda iletişim eksikliği yüzünden çok sıkıntı çekti, zarara uğradı, darbe yedi. Çok genç bir insan, uygar bir insan umarım dialog ile, konuşmalarla, ricalara bu ilişkileri uygar ortama oturtur.