Türkiye kazandı...

Türkiye kazandı...
Koca bir ulusal maçı 'Avcı-medya' iddiasına çevirmeye gerek yok...
Bu maçı Abdullah Avcı kazanmadı...
Medya da kaybetmedi...
Türkiye kazandı...
Önemli olan da bu...
Selçuk İnan, tartışmasız bu ülkenin en önde gelen orta saha oyuncularından biri...
Belki de birincisi...
Ama koca bir milli takımı getirip, sadece bir oyuncunun üstünde odaklamak doğru değil...
En azından o takımdaki diğer oyunculara ayıp...

BAŞLASA BİR DERT
Hollanda maçının ardından kopan fırtınaya rağmen Abdullah Hoca bir kararlılık gösterdi, gene Selçuk'la başlamadı...
Başlasa 'Yanlışını gördü, medya baskı yaptı, oynattı' gibi söylemlerle karşı karşıya kalacaktı...
Oyun 2-0 oldu, Selçuk'u sahaya sürdü...
Selçuk da attığı golle, sahadaki mücadelesi ile bu takımın nasıl vazgeçilmezi olduğunu gösterdi...
Ancaak...
Katılsak da, katılmasak da Abdullah Avcı'nın bu kararlı duruşuna saygı göstermek lazım...
Sahaya baktığımızda istekli, hızlı oynamaya çalışan bir milli takım vardı...
Ama bu takıma teknik olgunluk, teknik zenginlik de gerekli...
Onun için Selçuk lazım, iyi bir Hamit lazım...
Bazılarının 'torpille oynuyor' diyecek kadar ileri gittiği Emre de lazım...
Çünkü sadece koşmak, mücadele etmek yetmiyor...
Üretmek, yaratmak, golle buluşmak da lazım...

AVCI DA BİZİM SELÇUK DA
Estonya'nın çok uzun bir süre bir eksik oynadığı maçın sonucu, grup için elbette ölçü olamaz...
Ama en azından iyi bir moral oldu... Bir bardak suda fırtına koparmak isteyenlerin önünü kesti...
Polemik yaratmak isteyenlere bu konuda malzeme bırakmadı...
Unutmayalım...
Abdullah Avcı da bizim, Selçuk İnan da...
Bütün futbolcular bizim, ay-yıldız bizim...
Lütfen Hocalara özgürlük...
Bırakalım kendi takımlarını kursunlar... Bırakalım kendi takımları ile oynasınlar...
Bindikleri dalı kesecek halleri yok ya...