Tüm dünya şaşkın
Yayınlanma Tarihi 21 Haziran 2008 Cts 09:30
"Bu otomobil kazası gibi bir futboldu, gelişmeler inanılmaz bir hızla yaşandı, özellikle de Slaven Biliç için korkutucu oldu, gömleği ter içinde kaldı, takımı galibiyeti elinden kaçırırken, yüzü dehşetle kaplandı" cümlelerine yer verilen yorumda, "daha bir dakika önce Klasnic'in golüyle sahada dans eden Biliç, hemen ardından düdüğü geç çaldığı gerekçesiyle hakeme saldırıyordu" denildi.
Bundan beş dakika sonra penaltı atışlarının ardından Biliç'in bu kez kırılan hayalleriyle sahada dizlerinin üstüne çöküp kaldığı hatırlatılan Telegraph'ın yorumunda, Biliç'in bu kaderinin döndüğü anlarda yaşadıklarının üstesinden gelebilmesinin zaman alacağı kaydedildi.
5 yaralı, iki cezalı oyuncu bulunan Türk milli takımının "takım ruhunun ise zayıflamadığını" kaydeden Telegraph, "Bunu onurları sağladı. Taraftarları da azına razı olmadı. Terim'in tutkulu oyuncuları büyük mücadele verdi, özellikle de orta sahada Biliç'in oyuncuları üzerinde büyük baskı kurdular" dedi.
Terim'in Hırvatistan'ı durdurma taktikleri üzerinde de duran gazete, bunların belki çok şık görünmediğini, ancak 118 dakika boyunca işe yaradığını belirtirken, Hırvatistan'ın golünün ardından sevinçle sahaya koşan Biliç'in sevincinin çok sürmediğini ifade etti. "Terim'in Türkleri maça devam etti ve Semih durumu eşitledi" diyen gazete, penaltılarda yaşanan heyecanı da uzun uzun okurlarına aktardı.
The Guardian gazetesi de "geri dönüşlerin kralı olan Türkiye, bu kez tam bir son dakika çalımı attı" başlığıyla yayımladığı yorumda, dün gece tarihin yazılmasının iyice zaman aldığını belirtti.
Maçın 119 dakikasının, böyle bir turnuvanın şanını temsil eder biçimde gelişmediğini savunan Guardian, "Ama sonunda beklenen patlama oldu ve dumanlar dağıldığında, ayakta kalan Türklerdi. Onlar, daha önceki 4 Avrupa Şampiyonası boyunca bu noktayı aşamayan ve bu maçın beklenen galibi olmayan taraftı" dedi.
Hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmaları gerekmeyen Fatih Terim'in takımının şimdi yarı finalde Almanya ile karşılaşmaya hazırlandığını de yazan gazete, şimdiye kadar adının üzerinde tek bir leke bulunmayan emektar kaleci Rüştü'nün yediği golün ardından, Semih Şentürk'ün attığı golle "futbolun son anda kurtulma uzmanı" olan takımına beraberliği sağladığını hatırlattı.
The Times gazetesi de maç yorumunda İngilizcedeki "defeat" kelimesinin Türkçe'de "yenilgi" şeklinde bir karşılığı bulunduğunu, ancak Türk Milli Takımı oyuncularının bu kelimenin anlamını bilmediklerini yazdı. Türk milli takımının Avrupa kupasında uzatmalar ve sakatlıklar da dahil toplam 414 dakika maç yaptığını, bu sürenin sadece toplam 9 dakikasını "galip durumda" geçirdiğini hatırlatan Times, "aslında bütün bilmeniz gereken bu gerçekten de. Biri Fatih Terim'in takımının ilerleyişini bir şekilde izaha kalksa, mantıken yenilgiye uğrar" dedi.
Hiçbir takımın maçın son anında gol yedikten sonra toparlanamayacağını da kaydeden Times gazetesi yazarı, "Türkiye hariç, onlar bu turnuvada bir takım değil, bir fenomen, doğanın gücü. Bu adeta mitolojik bir savaş" görüşünü vurguladı. Biliç'in Türkiye'nin beraberlik golünün ardından hakeme itirazının da bir işe yaramadığını kaydeden yazar, "Takımının damarlarından canı çekiliyordu. Normalde güçlü, mücadeleci biri olan Biliç, belki de olacakları anlamıştı ve adamlarının özgüvenlerinin damarlarından çekildiğini hissetmişti. Gerçekten de Hırvatistan daha penaltılar başlamamışken bile yenilmiş görünüyordu" dedi.
Penaltılarda ortaya çıkan manzarayı da özetleyen yazar, "Türkler hiç kaçırmadı. Onların isteği daha büyüktü, bu kadar basit. Bazen futbol taktik ve tekniğin ötesine geçer, Türkiye'nin penaltılarda yaptığı da buydu" derken, maçın gerçekten farklı bir maç olduğunu vurguladı.
The Independent gazetesi de Türk milli takımının 120 dakika durup, 180 saniye Avrupa Kupası 2008'de görülmüş en "inanılmaz futbolu" sergilediğini, Biliç'in takımının sinirlerinin çökmesinden sonra Türkiye'nin maçı penaltılarla kazandığını yazdı.
Daily Mail gazetesi de Türkiye'nin ilk kez Avrupa kupasında yarı finale çıktığını hatırlatırken, Fatih Terim'in "imparator" lakabıyla tanındığını belirtti ve "bu başarının ardından bakalım şimdi nasıl bir onur unvanı bahşedilebilecek?" diye sordu.
Avusturya Devlet Televizyonu (ORF), Türkiye-Hırvatistan çeyrek final maçını, "Türk mucizesi Cenevre'den sonra Viyana'da gerçekleşti" ifadesiyle duyurdu. ORF, internet sayfasında resimli olarak yayımladığı haberde, "Hırvatların yarı finali kaçırdığına" işaret ederek, "Cenevre'deki mucizeden beş gün sonra Türkler bu kez de Viyana'da ikinci bir mucizeye imza atarak, kaybettikleri bir maçın kaderini uzatmalarda ve penaltı atışlarıyla değiştirmeyi başararak yarı finale yükseldiler" diye yazdı.
"TÜRKLERİN İLK YARIYI İZLEMESİNE GEREK YOK"
Avrupa Futbol Şampiyonası çeyrek finalinde penaltı atışlarında Hırvatistan'ı eleyerek yarı finale çıkan Türkiye'nin başarısı İspanyol basınında geniş yer aldı. Spor gazetesi AS "Taktik gibi mucize" başlığını atarken, "Bir maçtan ziyade, traji komik, hüzünlü bir tiyatro gibiydi. Saat ile beslenen Türkiye, 3. mucizesini yaptı. Kahraman bir rol oynayan Rüştü karşısında Hırvatistan kan kaybından öldü" denildi. Sahanın en iyisini Hırvat Modric olarak seçen AS, en kötüsünü de "Nihat" olarak gösterdi.
Gazete, Türkiye'nin beraberlik golünü atan Semih için de "Başa çıkılamayan bir takımın cesaretini ve inancını temsil etti" yorumunda bulundu. Marca gazetesi, "Türkiye çiçeği bir bahçe" ifadesini başlığına çıkartarak, "Türkiye, Dünya Kupası'nda olduğu gibi tek bildiği yolla kahramanca yarı finale yükseldi. Türk taraftarların takımlarının maçlarında ilk yarıyı izlemelerine gerek yok, istediklerini yapsınlar, son 20 dakika izlesinler yeter. Türkiye'de tek bir kahraman yok. İsviçre maçında Arda, Çek Cumhuriyeti maçında Nihat, Hırvatistan maçında Semih ve Rüştü. Mucizeye hepsi katılıyor, bunların hepsi deli!" değerlendirmesini yaptı.
El Pais "Türk deliliği", El Mundo "Viyana en deli finallerden birine sahne oldu. Şanslı Türkiye penaltılarla yarı finalde",
ABC "Dünya Kupası 3.'lüğünden 6 yıl sonra Türkiye, Avrupa Kupası'nda yarı finale kalarak yine uluslararası arenaya çıktı",
Sport "Hitchock filmi gibi bir finalin ardından Türkiye penaltılarla yarı finalde", El Mundo Deportivo "Yeni bir Türk mucizesi".
Fransız basını Türk Futbol Milli Takımının, Hırvatistan önünde aldığı galibiyetle Avrupa Şampiyonasında yarı finale çıkmasına geniş yer verdi. L'Equipe gazetesi, "Türkiye, Ne Çılgınlık" başlığıyla manşetten verdiği haberde, "Türkiye hiçbir zaman vazgeçmez" ifadesini kullandı. Gazete, Türk Milli Futbol takımının üçüncü kez geriden gelip galibiyete ulaştığını yazdı. Gazete Türk takımında en fazla yıldızı Tuncay'a verdi.
Ünlü haber ajansı AP, milli takımının zaferinden sonra yaptığı yorumda, ''Türkiye'nin kötü durum senaryosunun, o denli de kötü olmadığı ortaya çıktı'' yorumunu yaptı. ''Maçta Türkler'in olmasını istemediği hemen herşey neredeyse oldu'' diyen AP, ''Arka arkaya 3. maçta da geriye düştüler, golsüz beraberlikten sonra yarım saat ek süre oynamak zorunda kaldılar'' dedi.
AP, ''Ama Türkler bir kez daha geriden geldiler ve 120 dakikanın sonundaki 1-1'lik beraberliğin ardından Hırvatistan'ı penaltılarda 3-1 yendiler"''diye yazdı. Yorumda, takımda normal olarak oynaması gereken 7 kişiyi sarı kart cezaları ve sakatlıklar nedeniyle değiştirmek zorunda kalan Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'in, ''Biz, güçlü bir takımız ve penaltı atışlarına kalmayı başardık. Zafer ve bugün olan herşey yaşamda bir kere olur'' sözlerine yer verildi.