Sert tepkinin perde arkası!
Yayınlanma Tarihi 9 Ekim 2007 Sal 22:53
Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz, kendisini hedef alan Trabzonspor Başkanı Nuri Albayrak’ı neden sert bir dille eleştirdi, deyim yerindeyse neden yerden yere vurdu? Oportünistlikle suçladığı Nuri Albayrak’a yüklenen Mecnun Otyakmaz, basın açıklaması yapmasının nedenlerini, perde arkasını Ligtv.com.tr’ye anlattı.
Ligin ilk haftasında oynanan Trabzonspor Sivasspor maçının son anlarında yaşanan olayların ardından futbol kamuyonun gündeminde ilk sıraya oturan gelişmeler, TFF yönetim kurulunun aldığı karar, ardından kararın Tahkim Kurulu tarafından bozulması, Nuri Albayrak’ın TFF’yi ve son olarakta Sivasspor’u ve Mecnun Otyakmaz’ı hedef alan açıklamaları bardağı taşıran son damla oldu ve Otyakmaz ağır konuştu.
Ligin ilk haftasında oynanan Trabzonspor Sivasspor maçının son anlarında yaşanan olayların ardından futbol kamuyonun gündeminde ilk sıraya oturan gelişmeler, TFF yönetim kurulunun aldığı karar, ardından kararın Tahkim Kurulu tarafından bozulması, Nuri Albayrak’ın TFF’yi ve son olarakta Sivasspor’u ve Mecnun Otyakmaz’ı hedef alan açıklamaları bardağı taşıran son damla oldu ve Otyakmaz ağır konuştu.
Otyakmaz, yaptığı basın açıklamasıyla birlikte sıcağı sıcağına Ligtv.com.tr Haber Müdürü Erdem Erol’a konuştu. Albayrak ne demişti, Otyakmaz neden bu kadar yüklendi? Asaletten uzak kaldığını iddia ettiği Nuri Albayrak’a karşılık bir anlamda asalet dersi veren söylemlerde bulunan Otyakmaz, bakın neler söyledi.
Mecnun Otyakmaz'ın basın açıklamasının tam metnini okumak için tıklayın...
"ÖZÜMDEKİ DÜŞÜNCEM BU"
Sayın Otyakmaz, epeydir futbol kamuyonun gündemini meşgul eden bir konu bu. Çok ilginç bir açıklama yapmışsınız, duygusallığı da ön plana çıkarmışsınız. 9 yaşında oğlunuzu alarak yola çıktığınızla başlamışsınız açıklamanıza. Böyle bir açıklama yapma gereksiniminin bir tek nedeni mi var yoksa bir çok nedeni mi var?
Yapmış olduğum açıklamanın Trabzonspor camiasıyla bir alakası yok. Tamamıyla Nuri Albayrak’ın ifadelerinden kaynaklı olduğundan dolayı ve bir de şahsıma yapmış olduğu, “Sen güvenlikçi misin kardeşim, ne işin var sahada!” gibi açıklamalarına karşılık Trabzonspor’u karıştırmadan Nuri Albayrak’a vermek istedim cevabı. Özündeki düşüncem bu. Ben 9 yaşındaki oğlumu Trabzon’a götürürken kendi evime gidiyorum düşüncesiyle gittim. Çünkü orada gerçekten çok önemli dostlarım var.
"ÇOK ÖNEMLİYDİ"
Geçen seneki karşılaşmada da çok güzel karşılandığınızı, alkışlandığınızı ifade etmişsiniz.
Artı pankart asıldı maraton trübününe “Mecnun Başkan Hoşgeldin Trabzon’a” diye. Tamam Adana’da, Rize’de, Fenerbahçe Stadı’nda da bana pankartlar açıldı ama Trabzon’daki pankart da çok önemliydi benim için.
"SAYGIDA BİR ZAYIFLAMA OLDU"
Bu açıklamalarınız sadece Nuri Albayrak’ın söylemleri karşısında yapmış olduğunuz bir açıklama. O zaman Nuri Albayrak ile geçmişe dayalı dostluğunuz, arkadaşlığınız, samimiyetiniz nasıldı, bu saydığım örneklemelerin hangisini kapsıyordu?
Bakın maç oynanırken hava çok sıcaktı ve devre arasında ben kendisine “Sayın başkan ceketini çıkart da biz de ceketimizi çıkartalım” dedim. Yaşça benden büyük ve Trabzonspor camiasının başkanı düşüncesiyle gerektiği kadar saygı gösterdim kendisine. Diyaloğumuz bu noktadaydı. Ta ki olaylar bu noktaya gelip kendi içinde bulunduğu durumdan çıkışı Sivasspor’u ateşe atarak kullanmasıyla birlikte aramızdaki saygıda bir zayıflama oldu.
"KENDİ HATALARINI BİZE PAS ETME YOLU"
O istenmeyen olayların yaşandığı anlarda Nuri Albayrak’ın tavrında bir negatif durum söz konusu muydu size karşı?
Hayır, kendisi de orada dondu kaldı, hiçbir şey yapmadı. Ondan sonraki açıklamalarda büyük ihtimalle yanındaki şahısların da dolduruşuyla zor durumda kaldı tabii ki ve kendi hatalarını da bir şekilde bize pas etme yolunu tercih etti.
"GÖRMEMEZLİKTEN GELECEKTİK AMA"
Olayların yaşandığı esanada size karşı söylemleri oldu mu?
Tabii ki o da üzüntülüydü ben de üzüntülüydüm. Daha sonra baktım ki her taraftan, sayıları 50’yi 60’ı aştı, 4 tribünden insanlar inmeye başladı sahaya. PAF takım saldırıya uğruyor orada. Olayların tam aksi trübünde diğer olaylar gelişiyor ve ben o olayları görüp panikledim ve “Bu çocukların başına ne gelecekse benim de başıma o gelsin” dedim. O yüzden o düşünceyle sahaya indim ve güvenlikli bir şekilde toparlayıp soyunma odasına almaya çalıştım. Soyunma odasına aldım, demir parmaklıklı bir kapı vardı orada ve oradan bütün Sivasspor kafilesini PAF takım dahil içeri aldım ve tek başıma kapıda duruyorum. Saçma sapan adamlar geliyor. Kendi yöneticilerimizden bazı arkadaşlarımız da “Bu bir avantajdır bunu değerlendirelim, yaralılar var” dediler. Ben de yaralılar olduğu söylenince soyunma odasına girdim. Baktım 1-2 futbolcuya pansuman yapılıyordu ve “Kafanızda bir şey var mı?” diye sordum ve “Bizim böyle şeylere ihtiyacımız yok. Yara yoksa bandaj da yok, çıkarın bandajları” dedim. Yara varsa tedavi edin ama böyle bir işten avantaj sağlamak istemiyoruz dedim. Doğru düzgün açıklamalar yapmış olsalardı, “Bu Trabzonspor’a mal edilmemesi gereken bir şeydir. Sahaya girilmiştir burada bir komplo vardır, Trabzon’daki muhalifler maçın sonucu ne olursa olsun böyle bir eylem yapmayı planlıyorlardı. Zaten Sivasspor maçı galip bitirseydi veya Tabzonspor puan kayıbıyla başlasaydı, başka türlü protestolar olacaktı. Maçta 1-0 önde gidiyor diye bence kasıtlı yapıldı. İşi o boyuta yıksaydı, Sivasspor’a böyle hakaret eder gibi, yok işte “Tahrik ettiler” gibi açıklamalarla böyle tavırlar da olunca ben de yani daha yumuşak geçebilirdim bunları yapmamış olsalardı evet derdim burada zaten maçın sonucu ner olursa olsun biz bunu protesto edeceğiz, Trabzonspor’u, Nuri Albayrak’ı gibi bir takım yapılanmalar vardı. Bizim talihsizliğimiz Sivassporu ile Trabzonspor’un arasında ilk maçın oynanıyor olması gibi, Trabzonspor ağır cezaları haketmemiştir, 1-2 kişinin yapmış olduğu iştir, bütün stat bizi alkışamıştır, bizi gayet iyi misafir etmişlerdir deyip olayları yumuşatacaktık. Bazı gördüğümüz şeyleri de görmemezlikten gelecektik. Neticede yine söylemeye ar ediyordum, ilk başta söylemedin niye şimdi söylüyorsun diyebilirsin ama artık bana güvenlikçi, yok federasyonla komplo yaptılar, bize tuzak hazırladılar gibi bir açıklama olunca benim de yapacak bir şeyim yok yani.
"BİR BAŞKANDAN BEKLENEN BUYDU"
“Federasyonla birlikte komplo yaptılar” diye suçlandık dediniz. Ki Federasyon yönetim kurulunun almış olduğu ilk karar Trabzonspor yönetiminin lehineydi.
Onların baskıları neticesinde elde etmiş oldukları bir avantajdı.
Direkt Nuri Albayrak’ın şahsını hedef alan açıklamalar bunlar.
Hayır şahsımı hedef alan açıklamalarına karşılık vermiş olduğum cevap bu.
“Gerçek liderlerin kendi hatalarından kaynaklı problemler yasadıklarında da aynı asaleti korumaları azminde olmak zorunda olduklarını hatırlatmak durumundayım” dediğiniz zaman asalet kelimesiyle Nuri Albayrak’ın şahsını hedef alıyorsunuz değil mi?
Bakın maç öncesi beni yoldan aradı, bunu da inkar edemem. “Neredesin başkanım ne zaman geliyorsun arkadaşlar seni misafir etsinler, ben biraz geç geleceğim” gibi samimi de yaklaştı. Ama neticede böyle olaylar olduğunda da aynı asalete kendi menfaatleri zarar görmesine rağmen devam etmesi lazımdı. Bir başkandan beklenen buydu.
"ÇIKARCI BİR YAKLAŞIM"
Bir açıklamanız daha var. “İçime sindiremediğim 3 puanı hanemize yazdırma hırsı ve isteği Nuri Albayrak’ın yapmış olduğu mantıksız, iftiracı, gerçekleri yansıtmayan, Türk futbolunu değil sadece kendi başarısını düşünen açıklamalardan kaynaklanmıştır. Sindiremeyişimin sebebi: Neticede hakem son düdüğü çalmadan pozisyon avantajını değerlendirerek en fazla 1 gol bulabilirdik. Ve oynadığımız futbolla 1 puanı hak etmiştik. Ama maç 1-0 aleyhimize devam ediyordu. Albayrak 50 gündür Sivasspor un gururunu okşayacak tek bir kelime sarf etmeden bütün suçu Sivasspor’a yükleme gayreti içinde olmuş olayın sorumlularını göz ardı ederek oportünist bir yaklaşım sergilemiştir” diyorsunuz.
Evet çıkarcı bir yaklaşım sergilemiştir. Ayrıca olayları yumuşatmak için sivas'ta oynanacak olan Cumhuriyet kupası'na Trabzonspor'u davet ettim, cevap verme nezaketini dahi göstermedi. Sağolsun Ziya hoca aradı milli maç arasında kamp yapmak zorunda olduklarını, katılamayacaklarını bildirdi. Neticede ben ortamı yumuşatmak için elimden geleni yaptım ama tevazum yanlış anlaşıldı herhalde.
"BAŞKAN CEVAP VERMİYOR GİBİ OLUYOR"
Türk futbolu adına yaşanan gerginliğin ortadan kalkması gerekirken bu açıklamalar bir anlamda yangını yeniden körükleyecek. Doğru mu değil mi?
Ama bakın Posta gazetesi yanımda, okuyorum size: “Trabzonspor başkanı Nuri Albayrak Futbol Federasyonunda olağanüstü kongre yapılması konusunda kararlı tutumunu sürdürüyor. Sivasspor maçı sonrası olaya federasyon tarafından taraflı bakıldığını ifade eden Albayrak, şunları söyledi: Sahaya giren taraftara Sivassporlu futbolcular ne kadar vurabildilerse vurdular. O futbolcular o hafta maç yaptı ve hiç ceza almadı” Aslında 3 futbolcumuz 1’er maç ceza almıştı ve cezalarını çekmişlerdi. Açıklama devam ediyor: “Maç bittikten sonra Sivasspor Başkanı tribünden atlayarak sahanın içine gitti. Ya sen ne yapmaya gidiyorsun oraya. Güvenlikçi misin nesin. Bu olay herhalde komplo. Bu komplonun içerisinde onlar da var. Sivasspor Başkanı bizim şeref tribününden sahanın içerisine atlayıp gidiyor, bu olayın ardından ilk günden beri komplo olduğunu düşünüyorum. İlk zamanlar en az 12 k ulüp federasyonun arkasındaydı, şimdi sadece 2-3 kulüp kaldı. Çok kısa zaman içerisinde olağanüstü kongre yaparak...” diye devam ediyor. Yani böyle açıklamalar yaptığı zaman ben de buna sessiz kaldığım zaman ki daha önce ortalık karışmasın diye sessiz kalmıştım. Ama artık kendi camiamda bizim başkan buna cevap vermiyor gibi oluyor. Bu da olmuyor. Bu da son nokta yani.
"ESPİRİSİNİ DAHİ YAPTIK"
Bir komlo ve bu komplonun gerçek delili olduğunu ifade ettiğiniz 2 bin biletin otelde sizin önünüzde taraftarlara 2. başkanları tarafından ücretsiz bir şekilde verildiğini dile getirdiniz.
Yani 2. başkan tutup maç bileti satmaz değil mi? Toplu bilet satmak zaten yok. Otelde de satılmaz bu. Mesela 2 kişi geliyor düzgün taraftar görünümlü, formalı, odaya giriyorlar ve elerinde bilet torbalarıyla çıkıyorlar. 4-5 tane grup geldi ve bu biletleri aldı. Gözümüzün önünde oldu. Trabzonlu arkadaşlarım da buna şahittir. Hatta espirisini dahi yaptık. Şimdi ben nereden bileyim, tabii ki böyle bir şey yok o bilet verdikleri adamlar bunu yapmazlar. Belki de başkasının desteklediği muhalif grubun içinden insanlar sahaya girdiler, olayı sabote ettiler, onu bilemem. Ama 2 bin tane bilet veriyorsun ve ben ondan sonra şöyle düşünebilirim, sen federasyonla zaten ben çizdim oynamayacağım aşamasına gelmişsin artık sebebini bilemiyorum. Bozacak bir bahane arıyorsun o zaman benim maçımı sabote ettin, gemileri yakmak için böyle bir olay yaptın diye düşünürüm. Bana bu kadar haksızlık yapabilirsen benim de şüpheyle bakma hakkım doğar yani.
"İYİLİK OLSUN DİYE..."
Bundan sonraki aşamada sorulacak sorular var size. Mesela, 2 bin bilet orada gözünüzün önünde dağıtılırken ve bu kurallara aykırıyken, yönetimler biz bedava bilet dağıtmıyoruz şeklinde açıklamalar yaparken, gözünüzün önünde cereyan ettiğini dile getirdiğiniz bedava bilet dağıtımına o an neden tepki göstermediniz?
Trabzon’da bir karışıklık var. Taraflar arasında sıkıntılar var. Bu sıkıntıları daha fazla büyütme noktasında olmuyoruz biz de. Biz de tabi iyilik olsun, dostluk olsun diye açıklama yapmadık. Benim o konuda yapacağım açıklama 2 camiayı karşı karşıya getirir durduk yerde. Gerekirse yaparım ama daha ligin ilk maçında, zaten Trabzon’da bir huzursuzluk sözkonusu, onlar da taraftarla barışma düşüncesindeler, pişmiş aşa, kendi aralarında pişirdikleri aşa su katmama düşüncesiyle konuşmadım. Bunu bu zamana kadar yine söylemedim. Ama şahsıma artık bu şekilde “Güvenlikçi misin nesin sen!” gibi söylemler olunca... Evet güvenlikçisiyim kardeşim ben bu takımın güvenlikçisiyim. Cumhurbaşkanı bu ülkenin başkomutanı değil mi? Ben de bu takımın başkanıysam, benim de güvenlikçilerim varsa, o güvenlikçilerin başkomutanı da benim, ben gireceğim tabi sahaya. Senin inmen gerekiyordu, b ana, benim takımıma sahip çıkman gerekiyordu. Niye inemiyorsun? Protesto göreceksin diye. Sahada 50 tane taraftar var, bir tanesi de gelir bana hakaret eder, bir yumruk vurur düşüncesinden dolayı inmedimi bilmiyorum yani.
"SOKAKLARDA MÜCADELE VEREREK GELDİM"
-“Neticede Trabzonspor Sivasspor dostluğunu bozmaya N. Albayrak’ın gücü yetmeyecektir. Biz Sivas’ta ki karşılaşmada tüm Trabzonluları güllerle karşılayacağız ama anladığım kadarı ile sadece 1 gül eksik olacak” diyerek açıklamanızı bitirmişsiniz. Yani Trabzonluları güllerle karşılayacaksınız ama Nuri Albayrak’a bir gül dahi vermeyeceksiniz.
Ben gene gül vermek isterim ama o gülü hakedecek bir tavır sergilemedi. Büyük bir camianın başındaki bir insandır. Ama şu açıklamalar artık bardağı taşırdı. Gerek yok ki yani. Sen Trabzonspor kulübünün başkanısın, benim gibi sokaklarda da büyümedin. Sen basın patronusun. Bu hatayı ben yapsam “Sokakta büyümüş bir çocuk neticede yapar bu hatayı” derler. Benim de kendi çapımda bir mürekkep yalamışlığım vardır ama sokaklarda mücadele vererek geldim. Ama sen bu ülkenin ünlü ailelerinden bir tanesinin ferdisin. Yüksek okul tahsilin de vardır, onunla birlikte bir basın kuruluşunun patronluğunu yapıyorsun. Benim yaptığım hata hoş görülebilirki ben hep kendimi yetiştirmeye çalıştım sorumluluğumun bilincinde olmaya çalışıyorum, ama onun ki hoş görülmez. “Ne yapmaya gidiyorsun oraya güvenlikçi misin nesin!” diyor, bu ne ya.
"MİSAFİR ETMEK BOYNUMUZUN BORCU"
Türk futbolunun böyle durumlarda fayda görmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Trabzonspor ligin ikinci yarısında Sivas’a gelecek, Nuri Albayrak da geldiğinde mutlaka iyi niyet, misapirverlik göstererek karşılayaksınız değil mi?
Mutlaka, mutlaka öyle olacak tabi. Bu kendisinin ifadelerine vermiş olduğum bir tepki. Gülümü vermeyeceğim diye yazdım, lafımın da arkasındayım ama onu da misafir etmek bizim boynumuzun borcu. Sivaslıların en büyük özelliği misapirverliktir. Biz törelerimize bağlı bir şehiriz. Biz orada yine kendimize yakışanı yaparız. Belki gül vermeyiz, olabilir şu üslubundan dolayı. Belki o zamana kadar fikrimiz de değişir, belki güle boğarız kendisini ama neticede yaptığı açıklamalar hoş olmadı yani.
-Taraftarlarınızın Nuri Albayrak’a tepki göstermeleri durumunda da herhalde engel de olacaksınızdır değil mi?
Elimden geldiği kadar, eğer öyle bir gücüm varsa, Sivaslılar beni seviyorlarsa, benim ricalarımı kırmayacaklarsa ki bu konuda biraz etkili olduğumu söyleyebilirim, asla böyle bir şey olmayacaktır. Hakaret edici, rencide edici en ufak bir şey çıkacağını düşünmüyorum yani.