Şanlı Arda!
Yayınlanma Tarihi 6 Eylül 2009 Paz 14:37
Ulusal bir galibiyetin ardından, koca bir takımı bir kenara bırakıp iki adamı öne çıkartırsak, haksızlık yapmış oluruz...
Ama bu iki adamı öne çıkarmazsak, manşete almazsak kendilerine büyük haksızlık yapmış oluruz...
Ulusal takım kazandı...
Kazanırken bir 'Arda masalı'na tanıklık ettik...
Kazanırken, Şanlı bir Tuncay seyrettik...
İddiam o ki, Arda birinci dakikadan son dakikaya kadar bir 'masal' yazmasa...
Tuncay, Şanlı bir galibiyet için canını dişine takmasa...
Biz bu maçı zor kazanırdık...
Hakkını teslim edelim...
Sonra da yorulana kadar Emre...
Çabukluğu ve yarınlara güvenli mesajlarıyla Sercan...
Ama hayal kırıklıklarımız da vardı...
Bosna 'nın Ermenistan 'da kazanması...
Estonya'nın bizim evimizde maça golle başlaması...
Ama kötü başlangıca direnenler, isyan bayrağı çekenler vardı...
Arda, Tuncay ve Emre...
Özellikle ilk yarıda artı bir güç kullandılar...
Doksan dakikalık koşuyu, hırsı kırkbeş dakikaya sığdırdılar...
Öyle koştular, öyle mücadele ettiler ki, ikinci yarıda biteceklerini sandık...
Yanılmışız...
Yanılmaktan mutluyuz...
Emre çıktı ama...
Arda da, Tuncay da doksan dakika bayrağı elden bırakmadı...
İki gol atan o Tuncay, 80. dakikada defansın son adamı olarak kademeye girip bir tehlikeyi önledi...
Gerisini siz düşünün...
Ama dört gün sonraki Bosna maçı için bu üçlünün, hadi biraz da Sercan'ın gayreti galibiyet için yeter mi?
Gökhan Gönül'ün dağınıklığı...
Kazım'ın ortada görünmeyişi...
Hamit'in hayal kırıklığı...
Orta alanın rakibe bu kadar rahat pas yaptırması...
Geri dörtlünün sürekli adam kaçırması...
Dört gol atmak iyi de...
Kalemizde de, iki gol var...
Üstelik daha fazlası da olabilirdi...
Her zaman bir Arda masalı olmaz...
Her zaman Şanlı bir Tuncay bulunmaz...
O zaman herkes görev başına...
Rolleri paylaşalım beyler...
Ama bu iki adamı öne çıkarmazsak, manşete almazsak kendilerine büyük haksızlık yapmış oluruz...
Ulusal takım kazandı...
Kazanırken bir 'Arda masalı'na tanıklık ettik...
Kazanırken, Şanlı bir Tuncay seyrettik...
İddiam o ki, Arda birinci dakikadan son dakikaya kadar bir 'masal' yazmasa...
Tuncay, Şanlı bir galibiyet için canını dişine takmasa...
Biz bu maçı zor kazanırdık...
Hakkını teslim edelim...
Sonra da yorulana kadar Emre...
Çabukluğu ve yarınlara güvenli mesajlarıyla Sercan...
Ama hayal kırıklıklarımız da vardı...
Bosna 'nın Ermenistan 'da kazanması...
Estonya'nın bizim evimizde maça golle başlaması...
Ama kötü başlangıca direnenler, isyan bayrağı çekenler vardı...
Arda, Tuncay ve Emre...
Özellikle ilk yarıda artı bir güç kullandılar...
Doksan dakikalık koşuyu, hırsı kırkbeş dakikaya sığdırdılar...
Öyle koştular, öyle mücadele ettiler ki, ikinci yarıda biteceklerini sandık...
Yanılmışız...
Yanılmaktan mutluyuz...
Emre çıktı ama...
Arda da, Tuncay da doksan dakika bayrağı elden bırakmadı...
İki gol atan o Tuncay, 80. dakikada defansın son adamı olarak kademeye girip bir tehlikeyi önledi...
Gerisini siz düşünün...
Ama dört gün sonraki Bosna maçı için bu üçlünün, hadi biraz da Sercan'ın gayreti galibiyet için yeter mi?
Gökhan Gönül'ün dağınıklığı...
Kazım'ın ortada görünmeyişi...
Hamit'in hayal kırıklığı...
Orta alanın rakibe bu kadar rahat pas yaptırması...
Geri dörtlünün sürekli adam kaçırması...
Dört gol atmak iyi de...
Kalemizde de, iki gol var...
Üstelik daha fazlası da olabilirdi...
Her zaman bir Arda masalı olmaz...
Her zaman Şanlı bir Tuncay bulunmaz...
O zaman herkes görev başına...
Rolleri paylaşalım beyler...