Profesör'den futbol dersleri
Yayınlanma Tarihi 28 Mart 2014 Cum 10:00
Video yükleniyor...
İlk kez 12 ekim 1996’da Blackburn Rovers deplasmanında Arsenal’in başında teknik direktör olarak çıkan Arsene Wenger’i, 14 yılda 1000 kez yedek kulübesinde takımını yönetirken izledik. Öyle ki, Wenger’den önce Arsenal’i kim çalıştırıyordu, unuttuk.
Wenger’den daha fazla ilgi odağı olan teknik direktörler oldu. Ondan çok daha başarılı sonuçlar alanlar, gidenler, gelenler, geri dönenler… Onlarca isim geldi geçti, Arsene Wenger Arsenal’in başında görevine devam etti.
1000’inci kez Arsenal ile sahaya çıkan Arsene Wenger’in transfer politikası, rakip teknik direktörlerle olan iletişimi, kazandığı kupaların sayıları hep daha ön planda oldu. Renkli kişiliği ve sıradışı futbol görüşü ise biraz daha toz bulutunun içinde kaldı.
Tek takımın başında 1000 kez sahaya çıkmış az sayıda teknik direktörden biri olarak dünya futbol tarihine geçtiği şu günlerde, Arsene Wenger’le ilgili hafızamızı tazelemeye ne dersiniz?
Arsene Wenger'in lakabı Profesör'dür. Strasburg Üniversitesi'nden ekonomi masterına ek olarak, dünya futboluna dair ansiklopedik bilgi dağarcığının genişliğinin de lakabındaki yeri büyüktür. Fransızca dışında, 5 dil biliyor; İngilizce, Almanca, İspanyolca, İtalyanca ve Japonca. Geçtiğimiz aylarda, Guardian gazetesi ile İngiliz Akademisi tarafından, yabancı dil öğrenme konusundaki başarısı nedeniyle Dil Şampiyonluğu ödülüne layık görüldü. İngiliz Akademisi bir dil şampiyonu seçecekse, doğru adres kesinlikle Arsen Wenger olur. 18 ay kaldığı Japonya'da, kendi teknik direktörlük mantalitesini anlatan Japonca kitap yazdı ve Türkçe'ye "Zaferin Ruhu" olarak çevirebileceğimiz "The Spirit Of Conquest" adındaki kitap, Japon futbol tarihinde yazılmış en sofistike kitap olarak gösteriliyor.
Ve iyi bir profesör, şov yapmak yerine kendisini öğrencilerine adamayı tercih eder. Pek çok teknik adamın tersine, genç yaştaki yıldız adaylarını sahaya sürüp korkusuzca yeteneklerini geliştirmeleri için önlerine fırsat sunar. Arsenal'in futbolcuları, sonunda kazansa da kaybetse de, sahaya özgüvenle çıkmıştır.
Wenger futbolcularına bir oyun planı verir, ama yeri geldiğinde onlardan yaratıcılıklarını kullanmalarını ister. Arsene Wenger'in şimdiye dek kurduğu kadroların belki de en temel özelliği, yaratıcılık kapasitesi yüksek orta sahalar, şapkadan tavşan çıkartabilen hücum hatlarıdır.
Hiçbir röportajında boş konuşmaz. Kurduğu her cümlenin altında bir futbol filozofisi vardır. Yalnızca Arsene Wenger sözlerinden kitap yazılabilir ki; zaten hakkında yalnızca İngiltere'de yayınlanmış 9 kitap mevcuttur.
Futbolcularına düz cümlelerle emir vermektense, kendisi gibi bakabilmelerini sağlayacak anekdotlarla konuşur. Bugün 43 yaşında olan, Nagoya'daki eski öğrencisi Tetsuo Nakanishi, Arsene Wenger ile ilgili bir anısını anlatırken, eski hocasının 18 yıl önce kurduğu cümleyi alıntılıyor: "Geleceğe pas verin... Çünkü yan pas bugündür, geri pas ise geçmiş".
Wenger için futbol, 22 adam ve bir topun çok ötesinde, bir felsefe işidir. Arsene Wenger'in futbolu, doğru oyuncuyu doğru noktaya yerleştirip yeteneklerini sonuna dek kullanmasına izin vermektir. Arsenalli futbolcular için bir maç, kendilerine verilen "yapılacaklar listesi" değildir.
Ve tüm bu özellikleri, ortaya koyduğu karakter ile Arsenal yönetimi, taraftarı, futbolcusu Arsene Wenger’e başka bir gözle bakar. Başarıyı, kupaları, şampiyonlukları istemek her kulübün ve taraftarın hakkıdır. Arsenal’liler de daha fazla kazanan bir kulüp olmayı elbette istiyorlar. Öte yandan, dünya futbolunun Sir Alex Ferguson gibi, her koşulda görevine istikrarla devam edebilecek futbol adamlarına da çok ama çok ihtiyacı var.
Arsene Wenger, dünya futbolunun yeni Ferguson’u olma adına günleri, ayları, yılları bir bir deviriyor; her türlü zorlu şarta ve başarısızlığa rağmen fırtınalara karşı direniyor, Arsenal yedek kulübesine tutunuyor.
Wenger’den daha fazla ilgi odağı olan teknik direktörler oldu. Ondan çok daha başarılı sonuçlar alanlar, gidenler, gelenler, geri dönenler… Onlarca isim geldi geçti, Arsene Wenger Arsenal’in başında görevine devam etti.
1000’inci kez Arsenal ile sahaya çıkan Arsene Wenger’in transfer politikası, rakip teknik direktörlerle olan iletişimi, kazandığı kupaların sayıları hep daha ön planda oldu. Renkli kişiliği ve sıradışı futbol görüşü ise biraz daha toz bulutunun içinde kaldı.
Tek takımın başında 1000 kez sahaya çıkmış az sayıda teknik direktörden biri olarak dünya futbol tarihine geçtiği şu günlerde, Arsene Wenger’le ilgili hafızamızı tazelemeye ne dersiniz?
Arsene Wenger'in lakabı Profesör'dür. Strasburg Üniversitesi'nden ekonomi masterına ek olarak, dünya futboluna dair ansiklopedik bilgi dağarcığının genişliğinin de lakabındaki yeri büyüktür. Fransızca dışında, 5 dil biliyor; İngilizce, Almanca, İspanyolca, İtalyanca ve Japonca. Geçtiğimiz aylarda, Guardian gazetesi ile İngiliz Akademisi tarafından, yabancı dil öğrenme konusundaki başarısı nedeniyle Dil Şampiyonluğu ödülüne layık görüldü. İngiliz Akademisi bir dil şampiyonu seçecekse, doğru adres kesinlikle Arsen Wenger olur. 18 ay kaldığı Japonya'da, kendi teknik direktörlük mantalitesini anlatan Japonca kitap yazdı ve Türkçe'ye "Zaferin Ruhu" olarak çevirebileceğimiz "The Spirit Of Conquest" adındaki kitap, Japon futbol tarihinde yazılmış en sofistike kitap olarak gösteriliyor.
Ve iyi bir profesör, şov yapmak yerine kendisini öğrencilerine adamayı tercih eder. Pek çok teknik adamın tersine, genç yaştaki yıldız adaylarını sahaya sürüp korkusuzca yeteneklerini geliştirmeleri için önlerine fırsat sunar. Arsenal'in futbolcuları, sonunda kazansa da kaybetse de, sahaya özgüvenle çıkmıştır.
Wenger futbolcularına bir oyun planı verir, ama yeri geldiğinde onlardan yaratıcılıklarını kullanmalarını ister. Arsene Wenger'in şimdiye dek kurduğu kadroların belki de en temel özelliği, yaratıcılık kapasitesi yüksek orta sahalar, şapkadan tavşan çıkartabilen hücum hatlarıdır.
Hiçbir röportajında boş konuşmaz. Kurduğu her cümlenin altında bir futbol filozofisi vardır. Yalnızca Arsene Wenger sözlerinden kitap yazılabilir ki; zaten hakkında yalnızca İngiltere'de yayınlanmış 9 kitap mevcuttur.
Futbolcularına düz cümlelerle emir vermektense, kendisi gibi bakabilmelerini sağlayacak anekdotlarla konuşur. Bugün 43 yaşında olan, Nagoya'daki eski öğrencisi Tetsuo Nakanishi, Arsene Wenger ile ilgili bir anısını anlatırken, eski hocasının 18 yıl önce kurduğu cümleyi alıntılıyor: "Geleceğe pas verin... Çünkü yan pas bugündür, geri pas ise geçmiş".
Wenger için futbol, 22 adam ve bir topun çok ötesinde, bir felsefe işidir. Arsene Wenger'in futbolu, doğru oyuncuyu doğru noktaya yerleştirip yeteneklerini sonuna dek kullanmasına izin vermektir. Arsenalli futbolcular için bir maç, kendilerine verilen "yapılacaklar listesi" değildir.
Ve tüm bu özellikleri, ortaya koyduğu karakter ile Arsenal yönetimi, taraftarı, futbolcusu Arsene Wenger’e başka bir gözle bakar. Başarıyı, kupaları, şampiyonlukları istemek her kulübün ve taraftarın hakkıdır. Arsenal’liler de daha fazla kazanan bir kulüp olmayı elbette istiyorlar. Öte yandan, dünya futbolunun Sir Alex Ferguson gibi, her koşulda görevine istikrarla devam edebilecek futbol adamlarına da çok ama çok ihtiyacı var.
Arsene Wenger, dünya futbolunun yeni Ferguson’u olma adına günleri, ayları, yılları bir bir deviriyor; her türlü zorlu şarta ve başarısızlığa rağmen fırtınalara karşı direniyor, Arsenal yedek kulübesine tutunuyor.