Öpülesi eller!

Öpülesi eller!
Guti, Quaresma kalibresinde yıldızlara rağmen erken havlu atılan Avrupa Ligi ve Süper Lig'den sonra Türkiye Kupası, piyangoda çıkacak amorti ikramiye misali...


Ancak Beşiktaş'ın bu sezon o amortiye, hem ruhsal hem de endüstriyel açıdan büyük ikramiye kadar ihtiyacı var.

Üstelik böylesine önemli bir kader maçında Aurelio stoperde, Guti ise maalesef çıkana kadar 'gizli oyun kurucu' etkisizliğinde. Gole kadar varsa yoksa 2002 Dünya Kupası'ndaki performansını hatırlatan harika kurtarışlarıyla Rüştü'nün öpülesi elleri.

Sonrasında Ernst usta ve her maç hızla ustalaşan 'süper çırak' Necip'in oyuna ağırlığını koymasıyla sanki yeni bir maç başladı. Tabii Simao'nun sanatçı işi frikiği de maçın Beşiktaş adına miladı niteliğinde hatırlanabilir. Dün geceye kadar eşiyle yaşadığı sorunlar ve babasını kaybetmenin acısıyla Beşiktaş'a yeteneklerinin yarı ölçüsünde bile katkı sağlayamayan Simao bir anda her şeyi değiştirdi.

Simao'nun bir önceki takımı A. Madrid'in taraftarlarının 'Söz konusu Simao ise ölü toplar asla ismindeki kadar ölü değildir' sözünü hatırlatan 'altın vuruş'u adeta Beşiktaş'a ve kupa umutlarına hayat verdi.

BELEŞTEPE ADACIĞI!

Keşke stat dolu olsaydı da herkes o golü canlı izleme şansına erişebilseydi. Ne de olsa seyircisiz maç, üç tarafı deniz olup hiç kimsenin denize giremediği İstanbul misali!

Neyse ki Beleştepe'de Itır Esen, Özgür Özülgün ve arkadaşları gibi siyahla nefes alıp beyazla nefes verenler orada siyah-beyaz bir taraftar adacığı oluşturdular! Beleştepe'de bir de Zeki Demirkubuz eksikti,

Not: İki gün önce yaşayan Efsane Süleyman Seba başkanın doğum günüydü. Allah ömrü benden alsın ona versin! En azından bir dahaki sezon için onun ölümsüz siyah-beyaz mirası Beşiktaş'ı yönetenlerin pusulası olsun yarabbim!