Naismith’den kusursuz Grand Slam!
Yayınlanma Tarihi 17 Eylül 2015 Per 08:30
Video yükleniyor...
Everton’ın Chelsea’yi deviren ismi Steven Naismith, zor günler geçiren Mourinho’yu tek başına vurdu.
Aslında Steven Naismith maça yedek başladı, belki de oyuna hiç girmeyecekti 9. dakikada Muhammed Besic’in sakatlanması üzerine sahaya dahil oldu. 3 golle Chelsea’nin kara bulutlarını daha da karattı.
Everton’ın İskoç futbolcusu, Steven Naismith’in Chelsea karşısındaki hattrick’i sağ ayak, sol ayak ve kafa ile geldi. Bu hattrick için verilen bir isim var; Perfect hattrick. Bir başka adı ise Grand Slam.
Tenis turnuvalarından duymaya alışık olduğumuz Grand Slam terimi aslında çok daha geniş bir anlama geliyor. Bir alanda kazanılabilecek tüm başarıları elde etmek.
Tek maçta sağ ayak, sol ayak ve kafa ile yapılan hattrick bir grand slam. Öte yandan bir takımın UEFA’nın düzenlediği tüm şampiyonaları; Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Super Kupa’yı kazanması da bir başka Grand Slam hareketi.
Formula 1’de tek bir yarış hafta sonunda bir pilotun pole pozisyonu kazanması, yarışın en hızlı turunu atması ve sonunda damalı bayrağı geçmesi de Grand Slam yapmaya bir başka örnek.
Tıpkı 2015’te Monza’daki İtalya GP’de Lewis Hamilton’ın başardığı gibi…
Steven Naismith’in Chelsea’ye karşı attığı hattrick Grand Slam, bize sizlere bu programda daha önce anlattığımız genç bir adamın hikayesini hatırlattı.
13 Aralık 1994 doğumlu Finlandiyalı futbolcu Joel Pohjanpalo’yu hatırlayanlar vardır belki. Bu sarışın çocuk HJK Helsinki takımının altyapı takımı olan Talenttiklubi 04 ile 2011’de çıktığı 21 maçta 33 gol atınca ertesi sezon A takıma davet edildi.
2012’de ise Finlandiya ligi Veikkausliiga'nın açılış maçında HJK evinde IFK Mariehamn takımı karşısında 0-1 yenik durumdayken, Helsinki teknik direktörü Antti Muurinen 17 yaşındaki genç golcüsünü oyuna aldı ve ne olduysa bundan sonra oldu.
162 saniye içinde önce kafa, sonra sol ayak ile ceza sahası içinden ve en son sağ ayak ile ceza sahası dışından üç tane birinci sınıf santrafor golü kaydetti Pohjanpalo.
Tarihi notlar çok net olmadığı için kesin bir şey söylemek zor olsa da, Pohjanpalo’nun 162 saniyede gelen hattrick Grand Slam’ı, tarihin en hızlılarından biri ve muhtemelen Pohjanpalo bu kategorideki en genç oyuncu olabilir.
Bir Grand Slam daha var futbolda ve başarabilmiş çok az futbolcu var… Çok nadir yakalanabilecek bir başarı onun ki…
Muazzam gücü nedeniyle "Titan", eksantrik kişiliği nedeniyle de "Loco" ve "Çılgın" lakabı ile tanınıyor. Dünya futboluna ezberlettiği adıyla Martin Palermo…
En kolay golleri kaçıran, en olmadık pozisyonları gole çeviren adam olarak tanındı. Martin Palermo, penaltıların Grand Slam’ini yaptı.
Martin Palermo, Arjantin milli takım formasını 15 maçta giydi ve 9 gol attı ancak bunlar yerine, 1999 Copa America'da oynadıkları Kolombiya maçıyla hatırlanıyor. Paraguaylı hakem Ubaldo Aquino, bu karşılaşmada Kolombiya lehine 1, Arjantin lehine ise üç penaltı çaldı. Cordoba, Kolombiya'nın tek penaltısını gole çevirdi. Arjantin için her üç penaltıda da topun başına Palermo geçti.
İlkini direğe nişanladı, ikincisini dışarı attı, üçüncü penaltıda da kaleci Miguel Calero'ya takıldı.
İşte size Grand Slam! Muhtemelen en zoru üstelik…
Aslında Steven Naismith maça yedek başladı, belki de oyuna hiç girmeyecekti 9. dakikada Muhammed Besic’in sakatlanması üzerine sahaya dahil oldu. 3 golle Chelsea’nin kara bulutlarını daha da karattı.
Everton’ın İskoç futbolcusu, Steven Naismith’in Chelsea karşısındaki hattrick’i sağ ayak, sol ayak ve kafa ile geldi. Bu hattrick için verilen bir isim var; Perfect hattrick. Bir başka adı ise Grand Slam.
Tenis turnuvalarından duymaya alışık olduğumuz Grand Slam terimi aslında çok daha geniş bir anlama geliyor. Bir alanda kazanılabilecek tüm başarıları elde etmek.
Tek maçta sağ ayak, sol ayak ve kafa ile yapılan hattrick bir grand slam. Öte yandan bir takımın UEFA’nın düzenlediği tüm şampiyonaları; Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Super Kupa’yı kazanması da bir başka Grand Slam hareketi.
Formula 1’de tek bir yarış hafta sonunda bir pilotun pole pozisyonu kazanması, yarışın en hızlı turunu atması ve sonunda damalı bayrağı geçmesi de Grand Slam yapmaya bir başka örnek.
Tıpkı 2015’te Monza’daki İtalya GP’de Lewis Hamilton’ın başardığı gibi…
Steven Naismith’in Chelsea’ye karşı attığı hattrick Grand Slam, bize sizlere bu programda daha önce anlattığımız genç bir adamın hikayesini hatırlattı.
13 Aralık 1994 doğumlu Finlandiyalı futbolcu Joel Pohjanpalo’yu hatırlayanlar vardır belki. Bu sarışın çocuk HJK Helsinki takımının altyapı takımı olan Talenttiklubi 04 ile 2011’de çıktığı 21 maçta 33 gol atınca ertesi sezon A takıma davet edildi.
2012’de ise Finlandiya ligi Veikkausliiga'nın açılış maçında HJK evinde IFK Mariehamn takımı karşısında 0-1 yenik durumdayken, Helsinki teknik direktörü Antti Muurinen 17 yaşındaki genç golcüsünü oyuna aldı ve ne olduysa bundan sonra oldu.
162 saniye içinde önce kafa, sonra sol ayak ile ceza sahası içinden ve en son sağ ayak ile ceza sahası dışından üç tane birinci sınıf santrafor golü kaydetti Pohjanpalo.
Tarihi notlar çok net olmadığı için kesin bir şey söylemek zor olsa da, Pohjanpalo’nun 162 saniyede gelen hattrick Grand Slam’ı, tarihin en hızlılarından biri ve muhtemelen Pohjanpalo bu kategorideki en genç oyuncu olabilir.
Bir Grand Slam daha var futbolda ve başarabilmiş çok az futbolcu var… Çok nadir yakalanabilecek bir başarı onun ki…
Muazzam gücü nedeniyle "Titan", eksantrik kişiliği nedeniyle de "Loco" ve "Çılgın" lakabı ile tanınıyor. Dünya futboluna ezberlettiği adıyla Martin Palermo…
En kolay golleri kaçıran, en olmadık pozisyonları gole çeviren adam olarak tanındı. Martin Palermo, penaltıların Grand Slam’ini yaptı.
Martin Palermo, Arjantin milli takım formasını 15 maçta giydi ve 9 gol attı ancak bunlar yerine, 1999 Copa America'da oynadıkları Kolombiya maçıyla hatırlanıyor. Paraguaylı hakem Ubaldo Aquino, bu karşılaşmada Kolombiya lehine 1, Arjantin lehine ise üç penaltı çaldı. Cordoba, Kolombiya'nın tek penaltısını gole çevirdi. Arjantin için her üç penaltıda da topun başına Palermo geçti.
İlkini direğe nişanladı, ikincisini dışarı attı, üçüncü penaltıda da kaleci Miguel Calero'ya takıldı.
İşte size Grand Slam! Muhtemelen en zoru üstelik…
