Maçta küfredenin taksisine binince...
Yayınlanma Tarihi 31 Temmuz 2009 Cum 12:52
"VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM"
Hakan Özkan, müsabakalarda yanlış karar verdiği zaman vicdan azabı çektiğini de söyledi. Özkan, hakemlerin bazen hatalı kararlar verebildiğini anlatarak, şunları kaydetti:
''Maçta verdiğiniz kararın yanlış olduğunu anlayıp döndüyseniz, diyorsunuz ki, 'Keşke bu kararı böyle vermeseydim. Niye yanlış yaptım? Ama Allah'tan ki döndüm. Düşük not alacağım ama hiç olmazsa vicdanım rahat.' Çünkü siz hata yapmış olsanız da sonuçta doğru ortaya çıkıyor. Diğer türlü ise 'Bence faul değil, oyna' diyorsunuz ama oyuncu sakatlanmış ve yerden kalkamıyor. Yanına gidip baktığınızda ayağındaki yaralanmayı görüyorsunuz. İşte o anda benim ayağımı yaralasalar daha iyi. Vicdan azabı çekiyorum. Ama bu vicdan azabı, 'Bir daha ki pozisyonda ben bu oyuncuya iltimas geçeyim' şeklinde değil. Ya da akşam televizyonda maçın tekrarını izlerken hata yaptığımı gördüğümde içimden bir şeyler akıp gidiyor. Ama bunu bir an evvel atlatmaya ve sonrasında doğruyu nasıl bulabileceğime bakıyorum.''
Hakan Özkan, 5 yıl il, 11 yıl da klasman hakemliği yaptıktan sonra Turkcell Süper Lig'de görev almaya başladığını ifade ederek, ''Klasmandaki 11 yılımda gerçekten çok müsabakaya gittim ve tecrübe kazandım. Yanlış hatırlamıyorsam, sadece profesyonel liglerde hakem, yardımcı ve dördüncü hakem olarak çıktığım maçların sayısı 299. İşte bunun için, 'Hakemlik 100 metre koşusu değil, maraton' diyorum. Önemli olan bu maratonu bitirmek. Bitirdiğiniz zaman içinizde bir huzur ve güven duygusu olacak, herkes sizi alkışlayacak. Çünkü insanlar finişte bekler ve sonuncu geleni de alkışlar'' değerlendirmesinde bulundu.
"ELEŞTİRİLERİ YAPICI OLARAK ALGILIYORUM"
Hakan Özkan, hakemlere yönelik eleştiri ve yorumların onları farklı etkileyeceği yönünde bir düşüncenin olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: ''Ben bütün eleştirileri yapıcı olarak algılıyorum. Bir eleştiri varsa, sizi izleyen birisi mutlaka rahatsız olmuştur. Ben doğru yönetmiş olabilirim ama bunun bir önemi yok. Demek ki vücut dilim doğru değilmiş. İnsanlara bir şeyi anlatamamışım ki, o kişi beni eleştiriyor. Hakemin, 'Ben adam gibi maç yönettim, bunlar zaten fanatik' deme hakkı yok. O eleştirinin yüzde 90'ı yalan olsa bile mutlaka yüzde 10'luk doğruluk payı vardır. Ben o yüzde 10'u yakalamalıyım. Tabii bu eleştiriler varsa mutlaka baskı da oluyor. Ben de tebligatı aldıktan sonra medyadaki spor haberlerini takip etmiyorum. Sadece yöneteceğim maça konsantre oluyorum ve takımların oyun anlayışları üzerine bilgi topluyorum.''