“Keşke Galatasaray'a gitseydim“
Yayınlanma Tarihi 7 Mayıs 2007 Pts 21:40
Türk futbolseverinin uzun süredir aşina olduğu isimlerden biri de Kürşat Duymuş. Yıllarca Rizespor'da izlediğimiz Kürşat'ı kısa süreli olarak da Beşiktaş, Trabzonspor ve Ankaraspor formasını terletirken gördük.
Bu sezon devre arası Erciyesspor'a gelen Kürşat takımında oldukça mutlu. Ancak bu yine de onu kariyerinde kaçırdığına inandığı başarılara üzülmekten alıkoymuyor. Özellikle Beşiktaş'tan gönderilirken duyduğu "Seni değil başkasını gönderecektik ama onun bonservisi yüksek" sözlerini unutamayan Kürşat'ın en büyük pişmanlığı ise zamanında Galatasaray'a gelememiş olması: "Galatasaray'a gitseydim bana daha çok sahip çıkılırdı. Keşke Galatasaray'a gitseydim."
Güçlü fiziği ve hırsıyla Türk futbolseverinin beyninde yer eden Kürşat ile Ligtv.com.tr Haber Müdürü Erdem Erol konuştu:
"O GOLÜ YEMEYİ HAK ETTİK"
-Kürşat eski takımın Rizespor'a karşı çok ilginç bir maç oynadınız. Son anlarda yediğiniz golle berabere bitti. Neler oldu, neler yaşadınız?
Ben ligin 2. yarısında Erciyesspor'a transfer oldum. Bütün maçlarımıza final havasında çıkıyorduk ve bu maça da o şekilde hazırlandık. Maça iyi de başaldık aslında, bir penaltı kaçırdık, yine demoralize olmadık, üstüne golü bulduk. Sayısız fırsatlar yakaladık ama bir türlü 2'yi bulamadık. Futbolda 2. golü bulamadığın zaman tehlike altındasındır. Atamayana atarlar. Bir yerde ben bu golü hakettiğimizi düşünüyorum. Mücadele olarak değil ama onca pozisyonu kaçırdıktan sonra o gol gelir. Yıllardır futbolun içerisindeyiz, atamadığın zaman rakip sana gol atıyor. Maçın içerisinde de kendi aramızda 2. golü mutlaka bulmamız gerektiğini ve rakibin 9 kişi kalmasının bile tehlikleli olduğunu düşünüyorduk ki zaten son dakikalarda içimize doğmuştu. Son kornerde de golü yedik. Kazanamadık ama diğer maçların sonuçlarının lehimize olduğunu görünce iddiamızın devam ettiğini düşünüyoruz. 3 maçımız daha var ve biz buraya 2. yarının başından itibaren bütün zorlukları aşarak geldik. Demek ki bize rahatlık yok. Biz son 3 maçta da zorluklar yaşayacağız ama neticesinde mutlu olacağımıza inanıyoruz.
"KUPAYI ALMAMIZ GEREKİYOR"
-Maçtan sonra aranızda konuştunuz. Hatta sabah 4-5'e kadar konuştunuz. Bunun özeleştirisini yaptınız. Rize maçının özeleştirisinden artı bir sonuç çıkarmanız lazım ki bundan sonrası için motivasyon ve tecrübe adına olumlu olabilesiniz. Ki Beşiktaş ile final oynayacaksınız. Özleştiri sonunda ortaya ne çıktı?
Takım içerisindeki gözlemim şu. Ligin 2. yarısından itibaren çok iyi bir çıklışız var. İlk defa mağlup olmuyoruz. Ama bizim şöyle bir avantajımız var, maçtan sonra ne kadar üzülsek de, kendi kendimizi yesek de bir önceki maçı unutabiliyoruz. Bu bizim avantajımız. Yenilmiş olabiliriz ama şimdi kupa maçı var. Bunca emekten sonra en kötü ihtimalle kupayı almamız ve bir derece yapmamız gerekiyor.
"BEŞİKTAŞ İLE ŞANSLARIMIZ KESİNLİKLE EŞİT"
-Beşiktaş'ın şampiyonluk umutları Fenerbahçe yenilgisiyle azaldı diyebiliriz. Şimdi onlar da kupaya sarılacaklar. Sizin yaşadığınız Rize maçı, Beşiktaş'ın Fener yenilgisi kupa finalinde dengeleri biraz değiştiriyor mu?
2 takım da final maçına yaralı çıkacak. 2 takımın da moral motivasyonu biraz düşmüş durumda ama bana göre daha çabuk toparlayan takım avantajlı olacak. Hocamızın yapmış olduğu ve kendi aramızda yapmıiş olduğumuz konuşmalar var. Hem kupa hem lig için biz inanıyoruz. Biz Beşiktaş'tan daha zorlukları aşarak finale geldik. Bir tanesi Galatasaray bir tanesi Trabzonspor. Onun için bu lig maçından çok farklı ve şansları kesinlikle eşit görüyorum. Onlar da tabii ki ligde matematiksel olmasa da havlu atmış durumdalar, şampiyonluk adına az bir şansları var. Onlar da kupayı amaçlıyor ama bunca mücadelenin ve emeğin sonunda en kötüsü bir tane bile olsa derece yapmamız gerekiyor. Onun için de bunun ilk ayağı Beşiktaş maçı. Mücadelemizin hakkının kupa olduğunu düşünüyoruz. Hem kupayı almayı hem ligde kalmayı istiyoruz. Ama tabii ki aklımızdan geçmiyor da değil, küme düşersek kupayı aldığınız taktirde, 2. Lig'de mücadele edeceğiz ve UEFA'da mücadele edeceğiz.
"SON 3 HAFTADA HAKKIMIZI ALACAĞIZ"
-Erciyesspor ilk yarı sonu itibariyle 11 puandaydı ve artık ligden düştü gözüyle bakılıyordu. Devre arasında yönetim değişti Ziya Eren geldi. Bülent Kormaz geldi. Bir hava yakaladınız ama bu 2 kulvarda mücadele etmek kolay değil.
Ben Ankaraspor'da başarılı olduğum bir dönemde ayrıldım. Başka takımlardan da teklifler vardı ama Bülent hocayla ben Milli Takımda da beraber oldum. Ben onu önce insan olarak çok sevdim ve onunla beraber gelmek istedim. Ben ona inanıyordum, saha içindeki hırsını teknik direktörlüğünde de göstereceğine inanıyordum. Ve onunla beraber bu yola baş koymak istedim ve geldim. Bana göre bu takımın başarılı olmasında en büyük etkenlerden birisi hocamız. Ama sadece yeni transferler, yeni yönetim, hocamız değil... Bu takımda ilk yarıda takım içerisinde bir huzursuzluk varmış. Yönetimle takım arasında bir kopukluk varmış. Yeni yönetimin gelmesiyle maddi anlamda eski arkadaşlarımız hakkını aldı. Hocamızın da göreve gelirken ilk planda tuttuğu futbolcu arkadaşlarımızın eski alacakları olmuş. Bunun akabinde tabii ki bizde elimizden geleni yaptık. İlk yarıda oynayan arkadaşlarımız, abilerimiz de gerçek kimliklerini ortaya koymaya başladı. Baktığın zaman bizim hücum gücümüze transfer yapılmadı. Baktığın zaman Erciyesspor'da hücum hattındaki oyuncular çok kaliteliler. Bana göre böyle oyuncular çok az takımda var. Dediğim gibi sadece yönetim, hocamız ve yeni transferler olarak bizler değil, ilk yarıda oynayan arkadaşlarımızın da gerçek performaslarını göstermesinden dolayı böyle güzel bir mücadele çıktı ortaya. Buralara kadar geldik ama henüz adım atarken sonunda daha hiçbir şeyi noktalayamadık. Kupaya kadar geldik şimdi finaldeyiz, ligde iyi yerlere geldik ama kalmayı garantilemedik. Onun için son 3 haftada ettiğimiz mücadelenin hakkını alacağımızı düşünüyorum.
"BÜLENT HOCAYI FUTBOLCUYKEN ÖRNEK ALIR, SAYGI DUYARDIM"
-Bülent hocayla A Milli Takım'da yanyaya oynadın. Trabzonspor ve Rizespor'da oynarken de karşı karşıya geldin. Bülent hoca da bayağı hırslı bir oyuncuydu. Karşılıklı oynadığınız maçlarda anınız var mı?
Mesela Cenk abi forvet oynadığı için bayağı bir içiçe oynadılar. Karşılıklı oynadık ama öyle saha içinde bir çekişmemiz didişmemiz olmadı. Saygı duyduğum ve aynı mevkide oynadığım için örnek aldığım bir insan hocamız. İnsan birine saygı duyduğu zaman bazı şeyleri de görmemezlikten gelir sevdiği için. Yoksa ben de oyun içinde çok hırslıyım. Bana karşı birisi tepki gösterdiği zaman ben de gösterebilirim. O konuda karşı karşıya gelebilirdik ama ona çok saygı duyduğum için ben oyun içerisinde görmemezlikten geldim.
"HOCA DEĞİL TAKIM KAPTANI GİBİ"
-Bülent hoca futbolculuğundaki hırsını, yapısını şimdi sizlere aynen yansıtıyor değil mi?
Kesinlikle. Ben çok hocayla çalıştım. Herşeyden önce takım içerisinde adaletli olduğuna inanıyorum. Bana göre en önemli şey bu. Artı bize hoca gibi değil de bir takımın kaptanı, abisi gibi davranıyor, muhabbet ediyor, gülüyor, şakalaşabiliyorsun. Yeri geldiğinde de maçların özellikle devre arasında içeriye kötü girdinse o hırsını bayağı bir soyunma odasında da gösteriyor. Yeri geldiği zaman çok sevecen ama dediklerini yapmadığınız zaman bir o kadar da sinirlenen bir hoca.
"ANKARASPOR VE TRABZONSPOR'DAN HAKSIZLIĞI KARŞI ÇIKTIĞIM İÇİN AYRILDIM"
-2 kez Rize ve Trabzonspor forması giydin. Beşiktaş'a gittin ama oynamadın. Neler oldu, neler yaşadın?
Bazı şeyleri içime atamadığım için, 7 sene Rizespor'da oynadım, istikrarlı bir çizgim vardı. Arada Trabzon'a gidip geldim ama 7 sene Rizespor'da forma giydim. Bundan 2 sene öncesine kadar çok istikrarlı bir futbolcuydum ama son 2 senedir 2-3 takım değiştirince, sık takım değiştiren futbolcu konumuna düştüm. Bunun nedeni de ben karakter olarak, yapı olarak haksızlığa gelemiyorum. Yani haksızlık yapıldığı zaman içim neyse benim dilim de de odur. Ama malesef bazı insanların yüzüne söylediğin zaman onların hoşuna gitmiyor. Onların hep sırtını sıvazlamanız, övmeniz, bazı şeyleri görmemezlikten gelmeniz gerekiyor ama ben bu yapıda olmadığım için genelde ayrıldım o takımlardan. Ayrılmamın performansımla alakalı olmadığını düşünüyorum ki kesinlikle öyle. En son Ankaraspor takımından da yine ligin ilk yarısında 15 maçta 90 dakika oynadıktan sonra ayrıldım ki Ankaraspor da ligin en az gol yiyen takımlarından biriydi. Ankaraspor'da da Trabzonspor'da da performansımdan dolayı değil, karakterimden dolayı ayrıldım, yani bazı şeyleri çekinmeden söyleyebiliyoryum.
-En çok kimlerle sorun yaşladın?
Ben hiçbir zaman takım içinde, takım arkadaşlarımla sorun yaşamadım. Başkanlarla da yaşamadım ben genelde hocalarla problem yaşadım. İsim olarak sorarsanız Halilhodziç ile Trabzonspor'da çok problemim olmuştu.
"BEŞİKTAŞ'TA İPİMİ ÇEKTİLER"
-Beşiktaş'ta yaşadığın sıkıntı neydi?
Ben Beşiktaş'ta bana haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Çünkü ben sonuçta yıllarca Anadolu takımlarında forma giyen, ilk defa İstanbul'da büyük bir takımda oynamaya giden bir futbolcuyken malesef bana bir tek maç şans verildi. Bu şansı bana göre ben kötü de kullanmadım. Erciyesspor ile 1-1 berabere kaldığımız ligin ilk maçından sonra malesef birileri benim ipimi çekti. Ne olduğunu bile anlayamadan Beşiktaş'tan ayrılmış duruma geldim.
-Birileri derken.
Evet birileri benim ipimi çekti, ne olduğunu bilmiyorum ama. 1 maç oynamayla bir futbolcu takımdan ayrılmaz.
"YAZDILAR ÇİZDİLER İPİMİ ÇEKTİLER"
-Hocayla problemin oldu mu?
Ne hocama bir saygısızlığım, ne bir futbolcu arkadaşımla problemim olmadı. Ne de yönetici abilerimizle ya da başkanımızla en ufak bir sorun yaşamadım. Sadece bir Erciyes maçı ki o maçta da 75 dakika 10 kişi oynayıp 1-1 berabere kalmıştık. O maçtan sonra birileri birşeyler yazdılar çizdiler bir şeyler oldu, birileri perde arkasından benim ipimi çektiler ve anlamadım.
-Yazdılar çizdiler derken medyayı mı kastediyorsun?
Evet medyada da. Malesef orada da şöyle şeyler oldu. Birileri benim hakkımda iyi şeyler yazsın ben de iyi yerlere geleyim, medyayla iyi ilişkiler kurayım diye düşünmedim. İnsanlarla iyi diyaloglar ilişkiler kurmak lazım ama bunu menfaat karşılığında yapacak yapım olmadığı için belki orada birileri beni sevmediler. Birilerine sevimli gelmediğim için benim hakkımda yazdılar çizdiler ve ben 1 maçta ayrıldım.
"BEŞİKTAŞ'TAN BAŞKASINI GÖNDERECEKLERDİ AMA..."
-Merak etmedin mi ne oldu, ipimi kim ya da kimler çekti diye araştırmadın mı? İnsan kendisine bir haksızlık yapıldığı zaman bunun peşine düşer çünkü.
Ben de sonuçta çocuk değilim. Neyin ne olduğunu biliyorum. İsim vermeyeceğim ama bana kulüp içinden yetkili birisi “X futbolcuyu gönderecektik ama onun bonservisi şu kadar olduğu için yönetim göndermek istemiyor. Onun için senin gitmeni uygun gördüler” dedi. Ben 400 bin dolara gitmiştim. Daha yüksek maliyetle kulübe kazandırılan ama gitmesi istenen kişi gitmedi. Sırf bu bonservisten alakalı ayrıldığımı düşünüyorum. Hani derlerya büyük takıma gittiğiniz zaman, maliyetin yüksek olduğu zaman kıymetin fazla olur diye. Gerçekten de öyle. Maliyetin çok fazla olacak ki sana sabredekler. Sen iyi de oynasan kötü de oynasan birileri senin arkanda duracak. Çünkü o kadar yüksek maliyetle geldiğin için hem yönetim hem seni kim aldıysa o da arkanda duracak ki böyle bir transfer yaptığımızda yedek oturuyor eleştirisi olmasın diye. O futbolcunun arkasında duruyorlar. Yani futbolda malesef böyle şeyler de var. Benim bonservis ücretim az olduğu için gitmemi istediler.
-Gönderilmek istenen diğer futbolcu kim?
Onu da söylemeyeyim o da arkadaşımız. Ona saygısızlık olur. O da zaten şu anda Beşiktaş'ta değil zaten.
"BÜYÜK TAKIMA GİTME ŞANSIM KALMADI"
-Rize'de bundan 2 ay önce Tolga ile konuştum. O da üç aşağı beş yukarı aynı şeylerden şikayetçi oldu. O isim verdi ve Erdil Arpacı'nın kendisine bazı şeyleri söylediğini söyledi.
Tabii ki ona da haksızlık yapmış olabilirler ama Tolga oynadı. Ama bana öyle bir şans verilmedi. Ben kendi mevkimde Türkiye'de çok iyi olduğumu düşünüyorum. Hani Anadolu'dan İstanbul'a gidersin ve oynayamadığın zaman tekrar Anadolu takımına dönersin. Ve İstanbul hakkını biryerde kullanmış olursun. Onun için ben Beşiktaş'a giderken fedakarlıklar yaptım, hakkımı Beşiktaş'tan yana kullandım ve benim tekrar büyük takıma gitme şansım ortadan kalkmış oldu. Şimdi ne kadar iyi oynarsan oyna. İşte ben geçen sene Ankaraspor'da sakatlık yaşadıktan sonra ligin son 7-8 haftası iyi bir çıkış yakaladım. Bu sezon başından devre arasına kadar iyi oynadığımızı da düşünüyorum ki takımımız da başarılıydı, büyük takımlardan bile az mağlup olduk biz Ankaraspor'da. Ki 2. mağlubiyetimizi son Trabzon maçında almıştık. Baktığınız zaman yine Erciyesspor'a geldim. Burada takım arkadaşlarımızla beraber ben de başarılıyım ama baktığın zaman büyük takıma gitme hakkımı Beşiktaş'tan yana kullandığım için kaybettim.
"GALATASARAY'A GİDEMEDİĞİME PİŞMANIM"
-Beşiktaş değil de Fenerbahçe ya da Galatasaray'dan yana kullansaydın ne olurdu?
Rizespor'da oynarken Galatasaray'dan çok teklif oldu. Ben Galatasaray'a çok gitmek istemiştim. Ama bonservis konusunda anlaşamamışlardı. Hatta ertesi günü Galatasaray'a imza atmaya gidecekken direkten döndüm, olmadı.
-Gidemediğine pişman mısın?
Ben pişmanım.
"KEŞKE GALATASARAY'A GİTSEYDİM"
-Galatasaray olsaydı...
Galatasaray'da takımdaşlık, arkadaşlık, yeni gelen futbolcuyu yanına alma farklıdır. Galatasaray'a gitseydim bana daha çok sahip çıkılacağını, futbolcuların kendi aralarına alacağını; öyle yapıldığı zaman da yabancılık çekmeden gerçek futbolcu yapımı ortaya koyup başarılı olacağımı düşünüyordum. Keşke Galatasaray'a gitseydim. Benim için geç değil, 28 yaşındayım. Belki uzun yıllardır futbol oynuyormuş gibi gözüküyorum ama ben 17 yaşında profesyonel oldum. En tecrübeli çağımda olduğumu düşünüyorum.
-Yine aklında İstanbul var yani.
Tabii büyük takıma giderken de şuna bakıyorlar. Takım olarak bir derece yaptığın zaman o takımdan seçilip alınman daha kolay oluyor. Sadece kendi performansına da bakmıyor. Onun için ben özellikle bu sene tekrar iyi bir çıkış yaptığımı düşünüyorum. İstanbul'a gitti, sonra tutunamadı gibi bakmasalar tekrar İstanbul'a transfer olacağımı düşünüyorum. Ben Türkiye'de kendimi stoperler arasında iyilerin arasında görüyorum.
"FUTBOL DIŞI ŞEYLERDE AKILLI OLAMADIM"
-İstanbul'a gitmiş ve başarılı olamamış olarak görünüyorsun doğal olarak.
Tabii benim anlattıklarımın detaylarını insanlar bilmiyor. İnsanlar ne diyor, Kürşat Beşiktaş'a gitti yapamadı diyorlar. Ama ben hiçbir takımdan performansımla alakalı ayrılmadım. Ben gittiğim takıma bir daha gitmiş bir futbolcuyum. Benim karakter olarak bir sorunum yok. Rize'den Trabzon'a gitmişim Rizespor beni tekrar almış. Trabzonspor'dan ayrılmışım sonra Trabzonspor beni tekrar istemiş. Karakterim ve performansımla alakalı değil ama futbol dışı bazı şeylerde akıllı davranamadık yani olması gereken gibi davramadım. Benim için değil de insanların olmamı istedikleri gibi olamadım yani.
"MOTİVASYONUM BEŞİKTAŞ DEĞİL KUPA"
-Kupa finalinde Beşiktaş'a karşı oynayacak olman sende ayrı bir hırs yapıyor mu?
Yo yapmıyor. Ben Rizespor'a karşı da oynadım. Beşiktaş'a karşı da ilk defa oynamıyorum. Ayrıldıktan sonra 4. kez oynayacağım. Ben her maça hırslı hazırlanırım ve sahaya da yansıtırım. Arkadaşlarımı da ateşlemeye çalışırım. Onun için Beşiktaş'a karşı ayrı bir hırs yok. Normal maç gibi oynayacağız. Ama diğer maçlardan bir farkı var. Ben Türkiye Kupası'nda ilk defa final oynayacağım. Bunun ekstra bir motivasyonu olur bende. Kupayı aldığımız taktirde ilk defa kupa kaldırmış olacağım. Bunu bir Anadolu takımında yaşamak da ayrı bir gurur tabii.
"DÜNYAYA YİNE GELSEM YİNE AYNILARINI YAPARDIM"
-Yaş ilerledikçe insan daha da olgunlaşıyor. Şunları yapsaydım bunları yapmasaydım diye düşünüyor musun?
Ben futbola 12 yaşında başladım ve 17 yaşında profesyonel oldum. Ben başlarken şunu söyledim: "Benim bu karakter yapım ailemden geliyor. Tamam ben futbolcu olacağım, elimden geldiği kadar nereye gidebilirsem gideceğim, kariyer yapmaya çalışacağım. Bunun yanında bana maddi anlamda getirisi olacak ama hiçbir zaman futboldan para kazanacağım diye karakterimden ödün vermeyeceğim." Bunları 17 yaşımda kendi kendime söylemiştim. Ben para kazanacağım diye karakterimden ödün veremem. Verirsem gece yastığa başını koyduğum zaman huzursuz olurum. Bu hayatta yaşamanın bir anlamı kalmaz. Öyle bir insan olacağıma kendi karakterimi yansıtırım, 3 aşağı 5 yukarı kazanırım. Benim çok yükseklerde maddi anlamda gözüm yok. Karakterli futbolcu olurum diye yola çıktım. Şu ana kadar da yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim yani. Ben bir daha genç futbolcu olup bu yaşa kadar gelsem yine yaptıklarımın aynısını yaparım.
erdem.erol@ligtv.com.tr