İlginç evlilik teklifi!

İlginç evlilik teklifi!
Kayahan’ın meşhur şarkısını bilmeyen yoktur.. Aslında çok sevilen bir şarkı olmasına rağmen daha çok Beşiktaş taraftarının sözlerinden ötürü bir başka duygu yüküyle benimsediği bu parçanın içinde geçen “Siyah beyaz” sözleri sanki Hugo Almeida ve eşi Andreia için yazılmış gibi..
 
Portekiz’de aynı okulda okurken tanışıp evlenen ve yolu Beşiktaş’a düşen Almeida çiftinin göz önünde olanı elbette futbolcu Hugo Almeida. www.futboldergisi.com Hugo’yu değil de, bu başarılı erkeğin arkasındaki gizli kahraman bayan Almeida’yı okuyucularına tanıtmak istedi.
 
Cansel Kemiksiz, Andreia Almeida ile çok keyifli bir söyleşi yaptı. Son derece samimi açıklamalarla hem Hugo hem Beşiktaş hem de Türkiye hakkında düşüncelerini ifade eden Adriena’nın bu sıra dışı röportajını keyifle okuyacağınızı umuyoruz.
 
EVLİLİK TEKLİFİNİ DÜGÜNDEN ÖNCE YAPMIŞ!
Hugo ile nasıl tanıştınız?
Hugo ile tanıştığımızda okuldaydık ve bir süre sonra birbirimizden hoşlanmaya başladık. Sonra süreç bizi bu günlere getirdi.
 
Evlenme teklifini nasıl aldın?
Bu gerçekten çok garip bir hikaye.. Tanıştıktan sonra her şey kendiliğinden gelişmeye başladı. Aslında düğün için tüm hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Bırakın davetli listesini hazırlamayı, Hugo ile düğüne gidiyorduk. O ana kadar bana evlenme teklif etmemişti. İşte o anda bana “Benimle evlenir misin?” diye sordu.. Yani zaten cevabı belli olan bir soruyu sordu. Biraz geç olmuştu ama olsun..
 
Almeida attığı her gol sonrası kalp işareti yaparak tribünlere koşuyor. Bunu sana yaptığını düşünüyorum. O an sen neler hissediyorsun?
O anın nasıl sihirli bir an olduğunu aslında bütün taraftarlar bilir. Hugo’nun her gol sonrasında kalp işareti yaparak bana ve çocuklarımıza koşması her an onun aklında olduğumuzu ve onun bizim için çalıştığının bir kanıtı. Bu elbette beni inanılmaz mutlu ediyor. O anki hissi anlatabilmem mümkün değil.. O mutluluk tarif edilemez. Gerçekten inanılmaz.
 
Sakatlık her zaman futbolun içinde olan bir şey. Hugo sakatlandığında neler hissediyorsun? Rakip oyuncuya kızdığın oluyor mu?
Hugo sakatlandığında eğer rakip oyuncu ona kasıtlı ve sert bir darbede bulunduysa o an çılgına dönüyorum. İnanılmaz sinirleniyorum ve ben de o futbolcuyu sakatlamak istiyorum ( gülüyor).. Sahada yere düştüğü anda çok endişeleniyorum. O an onun için ne yapabilirim ve onun moralini nasıl düzeltebilirim diye düşünmeye başlıyorum. Çünkü Hugo belki de her futbolcu gibi oynayamadığı zaman çok üzülüyor. Onun oynayamadığı dönemlerde ne kadar zorlandığını ve neler yaşadığını ben çok iyi biliyorum. Çok zor günler geçiyor onun ve ailemiz için..
 
Futbolcu eşi olmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. Hugo maç kaybettiğinde evde nasıl oluyor?
Elbette her zaman kazanmak isteyen bir yapısı var. Kaybedince de eve mutsuz ve üzgün döner. Biz de evde onun moralini düzeltecek sözcüklerle onu teselli etmeye çalışıyoruz. Her şeyin çok güzel olacağını gelecek haftada ki maçın daha farklı olacağını ve onun için çalışmaya başlaması gerektiğini söylüyoruz. Onun iyi olması için elimizden geleni yapıyoruz. Sonuçta onun üzüntüsü bizim de üzüntümüz..
 
Hugo'nun favori yemeği nedir? Hiç mutfağa girdiği oluyor mu?
Bacalhau ile Natas favorisidir (Bir tür balık yemeği).. Bazı zamanlarda mutfağa girip evde bana ve kızlarımıza kek yaptığı oluyor. İnanın Hugo’nun yaptığı o kek bizim için Dünya'nın et tatlı keki.
 
İstanbul'a gelmeden önce neler duydun? Bir araştırma yaptın mı ve buraya gelmekten çekindiniz mi?
Aslında çok şey duydum.. Bunların içinde iyiler de vardı kötüler de vardı. Ama İstanbul’a geldiğimizde burayı çok sevdik. Başlangıçta zorlandığımız anlar olmadı değil. Alışmakta biraz zorlandık diyebilirim. Çünkü tamamen farklı ve dilini bilmediğiniz bir ülkeye geliyorsunuz. Adaptasyon dönemi yaşamamız doğaldı ama bu dönemi çok iyi atlattık ve şu anda çok mutluyuz. Gerçekten burada olduğumuz için kendimizi şanslı görüyoruz.
 
İstanbul'da günlük hayatınız nasıl geçiyor? Nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Aile olarak dışarıya çıkmayı çok sevmiyoruz. Hugo da ben de evde olmaktan ve birlikte olmaktan mutluyuz. Çocuklarımızla çok güzel zaman geçiriyoruz. Dışarıya çıktığımızda da İstanbul’un tadını çıkartıyoruz tabi. Haftada bir alışveriş merkezlerine ya da ailecek yemeğe gidiyoruz. Onun dışında ben her gün düzenli olarak fitness yapıyorum..
 
Beşiktaş'ta birçok Portekizli oyuncu var ve takım içinde bir gruplaşma olduğu söyleniyor. Siz de Portekizli bir aile olarak bu söylenenlerle ilgili olarak ne düşünüyorsun?
Senin de söylediğin gibi bu sadece bir söylenti.. Ben bütün takımın arkadaş olduğuna inanıyor ve bunu biliyorum. Tabii ki Portekizli futbolcular ve aileleri olarak bizlerin daha samimi olması doğal. Ancak hangi ülkeden olursa olsun bunun bir takım için önemi yok. Hugo’nun Portekizli oyuncular dışında görüştüğü bir çok takım arkadaşı var. Biz de görüşüyoruz. Yani böyle bir sorun yok..
 
Binlerce hayranı olan bir eşiniz var. Kıskançlık yaptığınız oluyor mu? Futbolcu eşi olmanın zorlukları neler?
İlk başlarda alışmakta çok zorlandım. Çünkü gerçekten çok zor oldu. Ama daha sonra durdum ve kendi kendime ne yaptığımı düşündüm. Sonra Hugo’ya hayran olanlara hak verdim. Ayrıca ben Hugo'ya güveniyorum. O benim eşim ve 2 çocuğumuz var. Bu duruma alıştıktan sonra hayranları beni mutlu etmeye başladı. Bazen taciz boyutunda hayranlıklar oluyor ve bu da beni rahatsız ediyor ama sanırım bu kadarı da normal. Ama ilişkide güven çok önemli bir şey ve bunun Hugo’nun yada 1 milyon hayranı olmasıyla alakası yok. Eşinize güvendiğiniz anda bunların hiçbir önemi olmuyor. Ben de Hugo’ya sonsuz bir güven duyuyorum.
 
Portekiz, Almanya ve Türkiye.. Üç farklı ülkede üç değişik futbol ülkesinde bulundunuz. Bu 3 ülke arasında ki futbol anlayışını karşılaştırabilir misiniz?
Üç ülkenin de futbola olan ilgisi konusunda aralarında büyük farklar olduğunu söyleyemem. Ama saha içine ve takım üzerine etki ile fanatizm açısından Türkiye’nin daha ağır bastığını söyleyebilirim. Bunu aslında buraya geldiğimiz ilk günde anlamıştık. Çünkü havalimanına indiğimiz andan itibaren inanılmaz ve muhteşem, durdurulamaz bir sevgi seli ile karşılaştık. O an inanılmaz ve muhteşem bir andı.. Gerçekten ömür boyu unutabileceğimi sanmıyorum.

Beşiktaş tribünleri hakkında neler düşünüyorsun ve taraftara ne söylemek istersin?
Onlar gerçekten inanılmaz.. Bazen maç sırasında tribünlere dalıp gittiğimi ve maçı unuttuğumu fark ediyorum. Onları izlemekten kesinlikle zevk alıyorum. Hugo da taraftarın hakkını her zaman veriyor ve onların takımın arkasında inanılmaz bir itici güç olduğunu söylüyor. Ben onlara sadece çok özel oyunculara sahip olduklarını söyleyebilirim. Ayrıca onlara sadece takım kazandığında değil, kaybettiğinde de takımlarını asla yalnız bırakmayarak desteklemeye devam ettikleri için teşekkür ediyorum. Gerçekten mükemmeller ve bu heyecanlı durumu devam ettirmeliler. Bize olan ilgilerinden ve sevgilerinden ötürü gerçekten onlara çok ama çok teşekkür ediyorum. Biz onların sayesinde burada çok mutluyuz.
 
Bize zaman ayırdığın için biz de sana teşekkür ediyoruz.
Rica ederim.
 
 
Kaynak: www.futboldergisi.com