"Göztepe ile yaşananlar anlamsız"
Yayınlanma Tarihi 9 Kasım 2007 Cum 16:00
“İzmir’in kanayan yarası: FUTBOL” yazı dizimizde söz Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Akif Ersezgin’de... Karşıyaka İzmir’in bir ilçesi... Ancak İzmir ile içiçe bir ilçe... Ama Karşıyakalı, Karşıyaka Spor Kulübü deyince kendini İzmir’den bir anlamda soyutluyor!
Karşıyaka sadece futbol kulübü değil. Çeşitli branşlarda faaliyet gösteren ve özellikle adını basketbolla duyuran, Basketbolda lige çıktığı tarihten itibaren ligden düşmeyen ama camianın ve taraftarın özellikle futbolda başarı istediği, İzmir’in diğer kulüplerinden olan Göztepe ile rekabetiyle gündemden düşmeyen ve herşeyden önemlisi Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’den sonra 5 yıl sonra 100. kuruluş yıldönümünü kutlayacak olan 4. kulübümüz.
Bir solukta okuyacağınız bu röportajımızda Başkan Akif Ersezgin’in üzerinde basa basa durduğu konulardan bir tanesine hemen dikkat çekmek istiyoruz. Karşıyaka amigosu Altar Toker, “Amigolardan hodri meydan” başlıklı röportajımızda (O röportajı okumak için TIKLAYIN) bedava bilet konusunda, “Biz Karşıyakalıyız, kulübümüzden istediğimiz zaman bilet de alıyoruz, otobüs de alıyoruz, bu böyle” derken başkan Ersezgin “Vermiyoruz. Taraftar bize bedave bilet verin demeyecek, bilet parasını verecek içeriye girecek. Bu konuda bu sene kesin kararlarımız var. Doğru bildiklerimizde taviz vermeden görevimize devam edeceğiz. Ha, nereye kadar gider? Gidebildiği yere kadar gider ama taviz vererek bu görevi yapmak istemiyoruz. taraftara bilet otobüs gibi organizasyonları yapamayız ve yapmayacağız. Bunu açık açık söylüyorum” diyor.
Karşıyaka futbolda neden başarıyı yakalayamıyor? Camiasının istediği özleme ulaşma yolunda neler yapılıyor? İzmir’de hep konuşulan ama gerçekleşmeyen birleşme konusuna bakışları nasıl? Camianın beklentileri ve yönetim olarak yapılanma hangi boyutta? Tüm bu ve diğer merak edilen soruları Ligtv.com.tr Haber Müdürü Erdem Erol sordu, Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Akif Ersezgin cevaplandırdı.
“100. YILDA SÜPER LİG’DE OLMALIYIZ”
-Karşıyaka Spor Kulübü’nde ne kadar zamandır başkanlık yapıyorsunuz?
Haziran 2006’da Yönetim Kurulu’na seçildim. Başkan yardımcısı olarak göreve başladım. 2 ay sonrada o tarihteki başkanımızın sağlık nedenleriyle ayrılması üzerine Yönetim Kurulu kararıyla başkan oldum. Mart 2007’deki olağan kongreye kadar görevimi sürdürdüm. Mart 2007’deki olağan kongrede yeniden seçildim. Hala göreve devam ediyoruz. Bu görev süresini bitirebilirsek ne mutlu. Tabii ki büyük sorunlar sıkıntılar içindeyiz. Karşıyaka çok büyük bir camia, çok büyük bir semt. Amacımız sıkıntıları sorunları aşarak Karşıyaka’yı hakettiği yere getirmek.
-Daha önce spor kulübü yöneticiliği yaptınız mı?
Bergama’da Bergama Belediyespor başkanlığı yapmıştım. 1999-2004 yılları arasında Bergama Belediye başkanıydım. 1973 yılından beri Karşıyaka’da oturuyorum. Aslen Bergamalıyım. Memleketimden göreve çağırdırlar ve bir dönem belediye başkanlığı yaptım ve o dönem belediye başkanlığı sırasında, yasa o zaman profesyonel kulüplere belediye başkanlarının başkanlık yapmasına izin veriyordu ve 3 seneye yakın Bergama Belediyespor’un başkanlığını yaptım.
-İzmir’de kulüpler arasında bir rekabet hem de uzun yıllardır bir rekabet sözkonusu. Zaman zaman istenmeyen olaylar da yaşanmış. Ama bu istenmeyen olaylar dediklerimiz sadece İzmir’in sıkıntısı değil; Türkiye’de bir çok kulüp arasında yaşanan bir sorun. Futbol adına Karşıyaka Spor Kulübü’nün başarıları nedir, bugün neyi arzuluyor, neyi hedefliyor? Çünkü İzmir’in yıllardır Süper Lig’de takımı yok.
Karşıyaka Spor Kulübü 1912’de kurulmuş. Evvela bunu ortaya koymak lazım. Şu anda Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’den sonra kurulan en eski 4. kulüp. Bu önemli. Bu ülkede 100. yılına 5 yıl kalmış bir kulüp Karşıyaka Spor Kulübü. Tabi Karşıyaka Spor Kulübü yalnız futbol kulübü değil. Ağırlıklı olarak futbol, basketbol, voleybol, tenis, yelken, yüzme, atletizm gibi zaman zaman 12-13 branşa varan değişik branşlarda faaliyetler gösterilmiş. Karşıyaka futbol takımının 1. Lig’de uzun seneleri geçmiş. Sonra düşmüş, işte 2 A’lar, 2 B’ler. E tabi futbolun yanında Karşıyaka Spor Kulübünün basketbolda çok ciddi bir altyapısı ve başarıları var. Baskebtol 1. Ligi’nden düşmeyen takımlardan bir tanesi. Kurulduğundan beri hep 1. Lig’de oynamış. Voleybol kızlarda geçen sene lig 3. lüğü gibi bir başarımız var. Ama Türkiye’de sporun kaderi bu, malesef futbol ön planda. Bakın şu anda bizim yelken şubeimizin çok ciddi başarıları ve milli sporcuları var ama bunları bir türlü öne çıkaramıyoruz. Aslında biz de çıkaramıyoruz, basın ve kamuyou da çıkaramıyor. Futbolun baskınlığından dolayı biz de bu kulübün çeşitli faaliyetleri içinde profesyonel spora özellikle futbolu, hem camianın hem kamuyounun ve basınının ilgisi nedeniyle hep ön plana almak zorundayız. Futbola ilgili konular basında hep manşet ama teniste, yelkendeki başarılarımızı bir türlü ön plana çıkaranıyoruz ki ben burada basını suçlamıyorum çünkü kamuoyu bunu böyle istiyor.
-Karşıyaka camiası da futbolda başarı varsa kulüp başarılıdır, futbolda başarısı yoksa kulüp başarısızdır şeklinde bir yaklaşım sergiliyorlar mı?
Mutlaka, mutlaka yani . Karşıyaka Spor Kulübü’nün futbolun dışındaki faaliyetlerini Karşıyaka’da yaşayan veya Karşıyaka Spor Kulübüyle ilgili olan herkes biliyor. Ama futbol egemen. Futbolda başarılıysanız Karşıyaka Spor Kulübü başarılı. Diğerlerindeki başarılar diğerlerinin önüne geçemiyor. Basında da böyle. Basın bunu yapmak zorunda çünkü kamuoyu futbolla ilgili bilgiye öncelik veriyor. Tabii ki basın da futbolla ilgili bilgiyi 1. plana alıyor. Karşıyaka’nın 100. yılına giderken 5 yıl sonra 100. yılında Süper Lig’de oynamak. Bu hem Karşıyaka’nın hem de İzmir’in büyük özlemi. Bana göre de mutlaka olması gereken bir olay. Tabi bunu hep tartışıyoruz, niye olmuyor, niye İzmir’den bir takım Süper Lig’e çıkmıyor? İlk hedefimiz o, mutlaka Süper Lig’e çıkmak. İkinci hedefimiz diğer branşları daha genişletmek ve bu başarılarımızı arttırmak. Bütün bunların yanında kulüpte başarının kalıcı olabilmesi için bir kurumsal yapılaşmayı sağlamak istiyoruz. Bizim 1 senedir en büyük amacımız bu. Karşıyaka Spor Kulübü’nü şeffaf, açık, herkesin denetleyebileceği bir kurumsal yapıya kazandırmak. Bu çok kolay bir iş değil. Karşıyaka Spor Kulübü’nün bugün bütün gelir gideri kayıt altındadır. Geldiğimiz günden beri bunu yapıyoruz. Hiç bir gideri belgesiz değildir. Bütün gelir ve giderleri ki bu spor kulüplerinde çok görülür, transfer rakamları duyuyoruz işte maliye inceleme yaptı futbol kulüplerine cezalar verdi, sonra bu cezaların %85’ini affeti. Bizde böyle bir şey yok. Biz göreve geldiğimiz günden beri sporcuya ne veriyorsak kuruş kuruş gösteriyoeuz. Sözleşmelerimiz tamamen realiteyle aynıdır. Bu kulübün şeffaflaşması ve kurumlaşması adına attığınız ilk adım. Bunu mutlaka profesyonel kadrolarla devam ettirip kulübü kurumsal bir yapıya kavuşturmak zorundayız. Bunu yapamazsak zaten gelen başarılar geçici olur, kalıcı olmaz. İkinci konu mutlaka bu kulübü ciddi tesislere kavuşturmalıyız. Şu anda içinde bulunduğumuz Yalı Tesisleri’nin Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’nden kulübümüze devredilmesi çalışmalar devam ediyor. Bir taraftan Karşıyaka Belediyesi’nin desteğiyle ve projesiyle Karşıyaka’da Örnekköy’de yeni bir tesisin planları hazırlandı. Çağa ve kulübün geçmişine yakışır tesislere kazandırmak amacımız. Bir amacımız da amatör sporlarda alt yapılara önem vermek. Futbolun ezici talep ve hakimiyeti altında biz amatör sporlara ve altyapılara çok ciddi önem vermemişiz ama bu işin sırrı altyapılara önem verip gerek futbolda gerek basketbolda gerek voleybolda özellikle profesyonel spor faliyetlerinde sporcunuzun önemli bir kısmını kendinizin yetiştirmesi. Çünkü çok büyük paralar vererek yaptığınız transferlerle istediğiniz sonuçları her zaman alamıyorsunuz ama bu kentin ve kendi altyapımızdan yetiştirdiğimiz sporcularla başarılara ulaşmak daha kolay daha da ekonomik. En büyük hedefimiz kurumsallaşmak, kulübü tesis sahibi yapmak ve altyapıları geliştirip kendi sporcumuzu kendimiz yetiştirir hale gelebilmek. Tabi bu hedefler kolay değil.
“BİZDEN ÖNCEKİ YÖNETİM CİDDİ HATALAR YAPTI”
-Basketbolda hiç düşmemiş. Aynı kulübün bir başka branşı futbolda inişli çıkışlı grafikler sergilemiş. Bunda neden basketbolu ekonomik olarak ligde tutmak başarılar yakalamak daha kolaydır, futbolda zor mu; ondan mı kaynaklanıyor? Ya da Karşıyaka halkıyla ve taraftarıyla bütünleşmede bir sorun mu olmuş. Veya İzmir’de kulüp sayısının fazla olması sıkıntı mı?
Şimdi bunların hepsini ayrı ayrı incelememiz lazım. Şunu çok açık şekilde söyleyeceğim. Burada yönetimle ilgili çok açık sorunlar var. Karşıyaka Spor Kulübü’nde özellikle, hiç kimseyi eleştirmek için söylemiyorum ama bir takım gerçekleri hep söyleye geldim, kendi iş hayatımda da, belediye başkanlığı yaparken de, spor kulübü başkanlığı yaparken de hep söyledim, bir takım yanlışları, hastalıkları doğru tespit edip söyleyemezseniz çözemessiniz. Onun için bu yanlışları mutlaka söylemeliyiz, tespit etmeliyiz, teşhis etmeliyiz ki çaresini bulalım. Karşıyaka Spor Kulübü’nün özellikle bizden önceki son 3-4 senesinde çok ciddi yönetim zaafları var, çok ciddi sıkıntıları var. Belki Süper Lig’deki kulüplere göre değil ama bize göre ciddi borçlarla ve bir de yönetimsel zaafların getirdiği bir takım sıkıntılarla kulübü devraldık. Şimdi profesyonel spor dediğiniz zaman tabii ki para ön planda. Bu ekonominin profesyonel spordaki etkisini azaltmamız için biraz evvel koyduğum hedeflerden altyapı takviyesi, desteği çok önemli. Karşıyaka Spor Kulübü’nde ciddi altyapı desteği olmamış. Yönetimsel zaaflar ve özellikle ekonomik sorunlar futboldaki dalgalanmaların bana göre önemli sebepleri.
“YAŞAR HOLDİNG İLE GÖNÜL BAĞIMIZ VAR”
-Ama aynı yönetimler döneminde basketbolda durum farklı.
Şimdi tabi besketbolda da grafik dalgalı seyretmiş ama ligden düşmemiş. Gün gelmiş şampiyon olmuş, Cumhurbaşkanlığı Kupası kazanmış, gün gelmiş ligden düşmeme mücadelesi yaşanmış ama düşmemiş. Burada İzmir’de basketbol altyapısı olarak ciddi bir potansiyel var, ikincis ide basketbol takımını yaşatmak bir futbol takımını yaşatmak kadar büyük ekonomik ihtiyaç göstermiyor. Ben size söyliyeyim, Karşıyaka Spor Kulübü’nün geçen seneki ve bu seneki futbol şubesi bütşesi 5 trilyon lira. Bu Karşıyaka Spor Kulübü için ciddi bir rakam, çünkü bir tek futbol yok. Burada çok ekonomik davranmaya çalışıyoruz, ince hesaplar yapıyoruz ama ne yaparsan yap 25-26 kişilik bir kadro, antrenör grubunuz, tesis masraflarınız, deplasman masraflarınız, priminiz dediğiniz zaman bu rakam 5 trilyon lira. Ama bizim bugün basketbol bütçemiz 1.5 trilyon civarında. Hatta bunu biraz daha çekmeye çalışıyoruz. Harcamalara baktığınız zaman basketbol futbol voleybola harcadığınız parayla, diğer altyapılara harcadığınız paralar arasında korkunç uçurumlar var. Diğerleri amatör spor ve para orada 2. planda ve onlara birazcık hizmet sunabildiğiniz zaman çok ciddi başarılar yakalayabiliyorsunuz. Ama futbol öyle değil. Futbolda ya çok ciddi paralar yatıracaksınız ya da çok ciddi bir altyapınız olacak. Futbol takımında oynayan futbolcuların büyük kısmı bu kentten olursa daha değişik bir hava yakalıyorsunuz çünkü o futbolcu galip geldiği zamanda mağlup olduğu zaman da bu kentte yaşayacak, yarın da bu kentte yaşayacak. Aksi halde transfer ettiğiniz bir sporcu bu sene burada ama sözleşmesi bittiği zaman şehri terkedecek. Ama bu kentin insanı bu kentte yaşayacak ve bu kentte yaşayanlara hem borcu var hem de hesap verme mecburiyeti var. Karşıyaka Spor Kulübü olarak en büyük destekçimiz dün de bugün de Yaşar Holding. Yaşar Holding’in Karşıyaka Spor Kulübü’ne verdiği destek bir sponsorluk anlaşmaları çerçevesinde görülmekle beraber, bu bir gönül bağından kaynaklanıyor. Onursal başkanımız sayın Selçuk Yaşar’ın, bu kulübü kuranlardan, bu kulübe başkanlık yapmış, bu kulübe çok ciddi bir gönül bağı var. Senelerdir 50 yılı aşan bir süredir, çok önemli bir destek. Bu destek için teşekkür ediyorum. Benim zaten Karşıyaka Spor Kulübü’ne başkan olmam belediye başkanının arzusuyladır. Ama belediyelerin profesyonel kulüplere destek vermesi çok kolay değil. Yasalarla belirlenmiş bir takım çerçeveler var. Belediyelerin zaten ekonomik sıkıntıları ortada bir de mevzuat gereği kulüplere direk para aktarmaları mümkün değil ancak bazı endirek destekler, manevi destekler oluyor.
-Belli gelirleriniz var, sponsor gelirleriniz var. Ama futbol takımının bütçesi ortada 5 trilyon lira yani ortalama 3 milyon dolar. Bunun içerisinde...
Futbolcu transferleri, primler, maaşlar, tesis giderleri hepsi var.
“SÜPER LİG’E BİR ÇIKSAK !..”
-Ne ararsanız var yani. Bir yandan TFF 1. Lig’de şampiyon olmak imkansız gibi görünüyor. Bu rakama ligde kalmak bile mesele yani.
Doğru söylüyorsunuz. Şimdi bunun yanında biz göreve geldiğimizde o tarihlerde 6 trilyon diye deklare edildi ama 8 trilyon civarında borcumuz vardı. Hatta biz şuna inanıyoruz, bizden önceki yönetimlerin kayıtlı yasal borçları bizim de borcumuzdur, biz bu borçları ödemekle mükellefiz. Hepsini ödeyemedik ama bir kısmını ödedik. Geçen sene mart ayındaki Genel Kurul’a kadar bizim bütçemiz 9 trilyon civarındaydı bunun 4 trilyonuyla borç ödedik. Nasıl yapacaksınız bu işi? Süper Lig’e çıkmak çok kolay değil. Bize verilen destek geçen sene İddaa’dan aldığımız isim hakkı gelirlerimiz 1.8 trilyon civarında. Bu rakam bizim sadece bizim kulübümüzün vergi ve sigortasını ödüyor. Süper Lig’e çıktığınız zaman bu gelirlerde ciddi bir artış olacak. Bütün mesele bu barajı kırıp buraya çıkabilmek. Çıktığınız an tribün gelirlerinde de ciddi bir artış olacak. Bizim geçen seneki tribün gelirimiz burada oynadığımız Galatasaray Türkiye Kupası maçı olmasa gelirle gider başabaş. Bir tek Galatasaray ile oynadığımız kupa maçında artıya geçmişiz. O olmasa tribün geliri diye bir gelir yok. Karşıyaka’da bugün tribünde bir avuç bu işe gönül vermiş, kendini bu takıma adamış taraftarlar var ama sayı çok az. Neden son yıllardaki futboldaki başarısızlık? Eğer bu başarı yükselmeye başlarsa hele Süper Lig’e çıkarsak, 80 bin kişiye oynanan bir Göztepe-Karşıyaka maçı var, bu tribün geliri çok artacak.
-Bilet rakamları endir?
20 ve 10 YTL. Bu rakamlar bile burada yüksek görülüyor.
“GÖZTEPE İLE NEDEN BÖYLEYİZ ANLAMIYORUM”
-İzmir’de Karşıyaka, Altay, Göztepe arasında en büyük rekabet hangileri arasında size göre.
Karşıyaka-Göztepe arasında.
-Neden?
Ben ona anlam da veremiyorum, rekabet güzel birşey. Hırs güzel birşey. Hayatta 2 şeyden çok korkarım kin ve kıskançlık. İnsanı perişan eder ama kıskançlığın dahi belli bir derecesi yararlıdır insanı motive eder. Şimdi rekabetin de belli bir düzeyi yarar getirir ama malesef Karşıyaka ile Göztepe arasındaki rekabetin bu boyutlara ulaşması bir şanssızlık, hoş birşey değil. Ben bir senedir bu konuyu kendi kafamda yorumlamaya ve çözüm getirmeye çalışıyorum. Ama bir türlü çözemiyorum ve nedenlerinide anlamış değilim. Sevgisizliğe dönüşen bir rekabeti çok doğru bulmuyorum.
-Ne olacak peki bundan sonra? Sizin taraftarlarınız açısından bakacak olursak, Göztepe’de yeni bir yapılanma var. Dolayısıyla Göztepe’de ekonomik bir sıkıntı olmayacak diye düşünülüyor.
Borçlardan arındırılacak.
“BİZE BİRAZ DESTEK OLSUNLAR”
-Karşıyaka taraftarı da Göztepe’de olumlu işler yapıldığında size yüklenecek.
Bize yüklenecekler derken ben şöyle düşünüyorum. Bu görevler insanın hayatında önemli onurlu görevlerdir ve hizmettir. Ama bu belli koşullarla ve belli imkanlarla yürütülür. Burada bu yönetimin bir takım şeyleri tek başına çözmesi de mümkün değil. Bu bizim en büyük eksikliklerimizden bir tanesi, ben geçen sene bunu çok hoşgörüyle karşılyordum, bu camia çok önemli isimlerin içinde bulunduğu bir camia. Biraz evvel söylediğim son 3-4 yıldaki yönetimsel hatalar ve kulübün başarısızlıklarıyla, kulübe kırgınlıkları, dargınlıkları vardı. Ama biz son 1 yılda bu kulübü açık şeffaf bir şekilde yönetiyoruz ve buna rağmen belli desteklerin dışında destek alamıyoruz. Şimdi bunu söylerken Göztepe bir yere gidiyorsa benim camiam bu kulübe destek verecek. Taraftar bize bedave bilet verin demeyecek, bilet parasını verecek içeriye girecek.
“BEDAVA BİLET İSTİYORLAR AMA VERMİYORUM”
-Bedava bilet vermiyorsunuz yani.
Vermiyoruz.
-Talep ediyorlar mı?
Tabii ki ediyorlar.
“TAVİZ VERMEYİZ”
-Bedava bilet isteniyorsa ve siz vermiyorsanız taraftar ve yönetim arasında sıkıntı oluyor o zaman.
Olabiliyor. Bu konuda bu sene kesin kararlarımız var. Bilet fiyatlarımızı belli bir rakamın altına düşürmeyeceğiz. Doğru bildiklerimizde taviz vermeden görevimize devam edeceğiz. Ha, nereye kadar gider? Gidebildiği yere kadar gider ama taviz vererek bu görevi yapmak istemiyoruz. Bu bizim Yönetim Kurulumuzun kararıdır. Kapalı tribün 20, açık tribün 10 lira. Bunlar çok büyük rakamlar değil. Şuna inanıyoruz, bu takım 2 haftada bir burada oynuyor. Taraftar 10 liraya buraya gelmeli. Ve tribünleride doldurmalı. Biz yasal olarak zaten deplasman organizasyonu yapamayız. Yasalara saygılı insanlarız taraftara bilet otobüs gibi organizasyonları yapamayız ve yapmayacağız. Bunu açık açık söylüyorum. Bu bir grup taraftarla bizim çok iyi ilişkilerde olmamamıza sebep olacak ama doğruları yaptığımıza inandığımız sürece taviz vermeyeceğiz. Hatta bir adım daha ileri gidelim, bu camiada Karşıyakalıyım diyen ve imkanı olanların maddi ve manevi desteğini arttırma mecburiyeti var. yani, holdingin ve belediyenin sıonırlı desteğiyle, bu yönetimin çabasıyla bu takımın bir yerlere gitmesi önemli değil. Bu sene yeni bir takım kuruldu. Bu takımın transfer peşinatları ödendi. Geçen seneden futbolcu borçlarımız var. Bu kulübün de sabit bir geliri yok. Tesis derken bir taraftan sportif tesis bir taraftan da bu kulübe kalıcı ve sürekli gelir getiren tesis düşünüyoruz. Malesef 95 yıllık bu kulübün sabit bir geliri yok.
“BAŞKA KULÜPLE BİRLEŞMEYİZ, BU MÜMKÜN DEĞİL”
-Karşıyaka, Altay, Göztepe, İzmirspor, Buca, Altınordu. İzmir’e fazla mı bu kadar kulüp?
Bunu zaman zmaan aramızda tartıştık. İzmir’de profesyonel kulüpler bu kadar çok olduğu için Süper Lig’e takım çıkaramıyoruz, gücümüz bölünüyor gibi görüşler var. Hatta İzmir’deki bazı kulüplerin birleşmeleri adına bir televizyon programında bazı görüşler oldu. Ama bunu bizim Karşıyaka olarak kabullenmemiz mümkün değil. Çünkü Karşıyaka kendini İzmir’den ayırıyor. Aslında coğrafi ve idari olarak da Karşıyaka İzmir’e bağlı bir ilçedir. Bakmayın çok yakın olduğu için, İzmir merkeze sınırdadır. Karşıyaka İzmir’in bir ilçesidir. Karşıyaka böyle bir birleşmeyi kabul edemez. Onun için bu bir sıkıntı. Ama bakıyorsunuz, Ankara’daki durum, İstanbul’daki durum yani bütün bunlara rağmen İzmir yalnız sporda değil pekçok konuda biraraya gelemediği için bunun sorunlarını yaşıyor. Bakın ben mimarım. İzmir’in en önemli sorunlarından birisi İzmir’e verdiğinden çok daha az yatırım gelmesidir. İzmir 4 verirken 1 alırken, 3 verirken 1 alırken bu rakam bugün 8’e karşı 1’e düşmeye başladı. İzmir’in 20 kilometrelik çevre yolu 20 yıldır bitirilemedi. Nihayet bu sene yılbaşında Karşıyaka -Bornova kısmı açıldı. Bu İzmir için çok önemli. Karayolları bir çalışma yaptırıyor, Aliağa’ya kadar bu çevre yolunun uzatılması için. İzmir, malesef pek çok konuda, yalnız sporda değil, bir araya gelinemediği için sorunların çözülmesinde büyük sıkıntılar var. Sporda da arzu edilen yerde olmamamızın en önemli nedenlerinden biri de budur. Mutlaka bir araya gelmek zorundayız. Biraraya gelemediğimiz müddetçe de bu tabloya razı olmak zorundayız. Onun için biraraya gelmeyi başarmak zorundayız. Her konuda bu var.
“EKONOMİK SORUNLARI AŞARSAK...”
-Belki zor olacak cevap vermek ama İzmir’den ligde bir takım olmamasının en önemli tek nedeni nedir sizce?
Ekomomik.
-Sadece ve sadece ekonomi mi?
Ekonomik sorunları aşarsanız bu işi çözmek çok zor değil. Bugün bir Rıdvan Dilmen desteğimiz var. Transferleri 2 yıllık yaptık. Gençlerin sözleşmlerini 5 yıla çıkardık. Kiralık oyuncu sayımız çok az. Ama sonuçta ekonomi. Bizim elimizde 5 yerine 10 trilyon olsaydı ama tekrar söylüyorum ekonomik imkanlar tek başına bir şey ifade etmiyor. Ekonomik imkanların hem mali hem sportif yönden iyi kullanılması lazım, çok büyük paralarla çok ciddi takımlar kurup, başarıya ulaşamayan çok örnek var, ama iyi bir ekonomik destek bulıursanız, kaynağınız olursa ve iyi kullanırsanız başarının olmaması için hiçbir sebep yok. Hele Karşıyaka gibi biryerde biz grafik yükselmeye başladığı zaman umuyoruz ve biliyoruz ki tribünler dolacak, takıma seyircinin manevi desteği büyüyecek, deplasmanlara çok ciddi desteklerle gideceğiz. Tabi burada başka bir derdimiz daha var. Biz özellikle sporun spor için yapılmasını istiyoruz. Tribündeki küfüre ve olmaması gereken hareketlere son derece karşıyız ve bu konuda hiç tavizimiz yok. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Tahammülümüz de yok ama bu konu da bizim bir sıkıntımız. Gidiyoruz tabi toplumu ateşlemek yönlendirmek bu tür olaylarda çok kolay. Çok az sayıda insan biranda toplumu kötü harekete yönlendirebiliyor. Kötü tezahurat insanları tribüne gelmekten alıkoyuyor. Bütün kulüpler bütün yöneticiler bu konuda hassasiyetini ortaya koyarsa bu işi önemli ölçüde çözeriz diye düşünüyorum ve çözmeliyiz de. Sporu spor için yapıyoruz. Sonuçta orada heyecan var, belli bir ölçüye kadar herşey olur ama o ölçüyü hiçbir şekilde aşmamalıyız.
Karşıyaka sadece futbol kulübü değil. Çeşitli branşlarda faaliyet gösteren ve özellikle adını basketbolla duyuran, Basketbolda lige çıktığı tarihten itibaren ligden düşmeyen ama camianın ve taraftarın özellikle futbolda başarı istediği, İzmir’in diğer kulüplerinden olan Göztepe ile rekabetiyle gündemden düşmeyen ve herşeyden önemlisi Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’den sonra 5 yıl sonra 100. kuruluş yıldönümünü kutlayacak olan 4. kulübümüz.
Bir solukta okuyacağınız bu röportajımızda Başkan Akif Ersezgin’in üzerinde basa basa durduğu konulardan bir tanesine hemen dikkat çekmek istiyoruz. Karşıyaka amigosu Altar Toker, “Amigolardan hodri meydan” başlıklı röportajımızda (O röportajı okumak için TIKLAYIN) bedava bilet konusunda, “Biz Karşıyakalıyız, kulübümüzden istediğimiz zaman bilet de alıyoruz, otobüs de alıyoruz, bu böyle” derken başkan Ersezgin “Vermiyoruz. Taraftar bize bedave bilet verin demeyecek, bilet parasını verecek içeriye girecek. Bu konuda bu sene kesin kararlarımız var. Doğru bildiklerimizde taviz vermeden görevimize devam edeceğiz. Ha, nereye kadar gider? Gidebildiği yere kadar gider ama taviz vererek bu görevi yapmak istemiyoruz. taraftara bilet otobüs gibi organizasyonları yapamayız ve yapmayacağız. Bunu açık açık söylüyorum” diyor.
Karşıyaka futbolda neden başarıyı yakalayamıyor? Camiasının istediği özleme ulaşma yolunda neler yapılıyor? İzmir’de hep konuşulan ama gerçekleşmeyen birleşme konusuna bakışları nasıl? Camianın beklentileri ve yönetim olarak yapılanma hangi boyutta? Tüm bu ve diğer merak edilen soruları Ligtv.com.tr Haber Müdürü Erdem Erol sordu, Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Akif Ersezgin cevaplandırdı.

-Karşıyaka Spor Kulübü’nde ne kadar zamandır başkanlık yapıyorsunuz?
Haziran 2006’da Yönetim Kurulu’na seçildim. Başkan yardımcısı olarak göreve başladım. 2 ay sonrada o tarihteki başkanımızın sağlık nedenleriyle ayrılması üzerine Yönetim Kurulu kararıyla başkan oldum. Mart 2007’deki olağan kongreye kadar görevimi sürdürdüm. Mart 2007’deki olağan kongrede yeniden seçildim. Hala göreve devam ediyoruz. Bu görev süresini bitirebilirsek ne mutlu. Tabii ki büyük sorunlar sıkıntılar içindeyiz. Karşıyaka çok büyük bir camia, çok büyük bir semt. Amacımız sıkıntıları sorunları aşarak Karşıyaka’yı hakettiği yere getirmek.
-Daha önce spor kulübü yöneticiliği yaptınız mı?
Bergama’da Bergama Belediyespor başkanlığı yapmıştım. 1999-2004 yılları arasında Bergama Belediye başkanıydım. 1973 yılından beri Karşıyaka’da oturuyorum. Aslen Bergamalıyım. Memleketimden göreve çağırdırlar ve bir dönem belediye başkanlığı yaptım ve o dönem belediye başkanlığı sırasında, yasa o zaman profesyonel kulüplere belediye başkanlarının başkanlık yapmasına izin veriyordu ve 3 seneye yakın Bergama Belediyespor’un başkanlığını yaptım.
-İzmir’de kulüpler arasında bir rekabet hem de uzun yıllardır bir rekabet sözkonusu. Zaman zaman istenmeyen olaylar da yaşanmış. Ama bu istenmeyen olaylar dediklerimiz sadece İzmir’in sıkıntısı değil; Türkiye’de bir çok kulüp arasında yaşanan bir sorun. Futbol adına Karşıyaka Spor Kulübü’nün başarıları nedir, bugün neyi arzuluyor, neyi hedefliyor? Çünkü İzmir’in yıllardır Süper Lig’de takımı yok.
Karşıyaka Spor Kulübü 1912’de kurulmuş. Evvela bunu ortaya koymak lazım. Şu anda Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’den sonra kurulan en eski 4. kulüp. Bu önemli. Bu ülkede 100. yılına 5 yıl kalmış bir kulüp Karşıyaka Spor Kulübü. Tabi Karşıyaka Spor Kulübü yalnız futbol kulübü değil. Ağırlıklı olarak futbol, basketbol, voleybol, tenis, yelken, yüzme, atletizm gibi zaman zaman 12-13 branşa varan değişik branşlarda faaliyetler gösterilmiş. Karşıyaka futbol takımının 1. Lig’de uzun seneleri geçmiş. Sonra düşmüş, işte 2 A’lar, 2 B’ler. E tabi futbolun yanında Karşıyaka Spor Kulübünün basketbolda çok ciddi bir altyapısı ve başarıları var. Baskebtol 1. Ligi’nden düşmeyen takımlardan bir tanesi. Kurulduğundan beri hep 1. Lig’de oynamış. Voleybol kızlarda geçen sene lig 3. lüğü gibi bir başarımız var. Ama Türkiye’de sporun kaderi bu, malesef futbol ön planda. Bakın şu anda bizim yelken şubeimizin çok ciddi başarıları ve milli sporcuları var ama bunları bir türlü öne çıkaramıyoruz. Aslında biz de çıkaramıyoruz, basın ve kamuyou da çıkaramıyor. Futbolun baskınlığından dolayı biz de bu kulübün çeşitli faaliyetleri içinde profesyonel spora özellikle futbolu, hem camianın hem kamuyounun ve basınının ilgisi nedeniyle hep ön plana almak zorundayız. Futbola ilgili konular basında hep manşet ama teniste, yelkendeki başarılarımızı bir türlü ön plana çıkaranıyoruz ki ben burada basını suçlamıyorum çünkü kamuoyu bunu böyle istiyor.
-Karşıyaka camiası da futbolda başarı varsa kulüp başarılıdır, futbolda başarısı yoksa kulüp başarısızdır şeklinde bir yaklaşım sergiliyorlar mı?
Mutlaka, mutlaka yani . Karşıyaka Spor Kulübü’nün futbolun dışındaki faaliyetlerini Karşıyaka’da yaşayan veya Karşıyaka Spor Kulübüyle ilgili olan herkes biliyor. Ama futbol egemen. Futbolda başarılıysanız Karşıyaka Spor Kulübü başarılı. Diğerlerindeki başarılar diğerlerinin önüne geçemiyor. Basında da böyle. Basın bunu yapmak zorunda çünkü kamuoyu futbolla ilgili bilgiye öncelik veriyor. Tabii ki basın da futbolla ilgili bilgiyi 1. plana alıyor. Karşıyaka’nın 100. yılına giderken 5 yıl sonra 100. yılında Süper Lig’de oynamak. Bu hem Karşıyaka’nın hem de İzmir’in büyük özlemi. Bana göre de mutlaka olması gereken bir olay. Tabi bunu hep tartışıyoruz, niye olmuyor, niye İzmir’den bir takım Süper Lig’e çıkmıyor? İlk hedefimiz o, mutlaka Süper Lig’e çıkmak. İkinci hedefimiz diğer branşları daha genişletmek ve bu başarılarımızı arttırmak. Bütün bunların yanında kulüpte başarının kalıcı olabilmesi için bir kurumsal yapılaşmayı sağlamak istiyoruz. Bizim 1 senedir en büyük amacımız bu. Karşıyaka Spor Kulübü’nü şeffaf, açık, herkesin denetleyebileceği bir kurumsal yapıya kazandırmak. Bu çok kolay bir iş değil. Karşıyaka Spor Kulübü’nün bugün bütün gelir gideri kayıt altındadır. Geldiğimiz günden beri bunu yapıyoruz. Hiç bir gideri belgesiz değildir. Bütün gelir ve giderleri ki bu spor kulüplerinde çok görülür, transfer rakamları duyuyoruz işte maliye inceleme yaptı futbol kulüplerine cezalar verdi, sonra bu cezaların %85’ini affeti. Bizde böyle bir şey yok. Biz göreve geldiğimiz günden beri sporcuya ne veriyorsak kuruş kuruş gösteriyoeuz. Sözleşmelerimiz tamamen realiteyle aynıdır. Bu kulübün şeffaflaşması ve kurumlaşması adına attığınız ilk adım. Bunu mutlaka profesyonel kadrolarla devam ettirip kulübü kurumsal bir yapıya kavuşturmak zorundayız. Bunu yapamazsak zaten gelen başarılar geçici olur, kalıcı olmaz. İkinci konu mutlaka bu kulübü ciddi tesislere kavuşturmalıyız. Şu anda içinde bulunduğumuz Yalı Tesisleri’nin Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’nden kulübümüze devredilmesi çalışmalar devam ediyor. Bir taraftan Karşıyaka Belediyesi’nin desteğiyle ve projesiyle Karşıyaka’da Örnekköy’de yeni bir tesisin planları hazırlandı. Çağa ve kulübün geçmişine yakışır tesislere kazandırmak amacımız. Bir amacımız da amatör sporlarda alt yapılara önem vermek. Futbolun ezici talep ve hakimiyeti altında biz amatör sporlara ve altyapılara çok ciddi önem vermemişiz ama bu işin sırrı altyapılara önem verip gerek futbolda gerek basketbolda gerek voleybolda özellikle profesyonel spor faliyetlerinde sporcunuzun önemli bir kısmını kendinizin yetiştirmesi. Çünkü çok büyük paralar vererek yaptığınız transferlerle istediğiniz sonuçları her zaman alamıyorsunuz ama bu kentin ve kendi altyapımızdan yetiştirdiğimiz sporcularla başarılara ulaşmak daha kolay daha da ekonomik. En büyük hedefimiz kurumsallaşmak, kulübü tesis sahibi yapmak ve altyapıları geliştirip kendi sporcumuzu kendimiz yetiştirir hale gelebilmek. Tabi bu hedefler kolay değil.

-Basketbolda hiç düşmemiş. Aynı kulübün bir başka branşı futbolda inişli çıkışlı grafikler sergilemiş. Bunda neden basketbolu ekonomik olarak ligde tutmak başarılar yakalamak daha kolaydır, futbolda zor mu; ondan mı kaynaklanıyor? Ya da Karşıyaka halkıyla ve taraftarıyla bütünleşmede bir sorun mu olmuş. Veya İzmir’de kulüp sayısının fazla olması sıkıntı mı?
Şimdi bunların hepsini ayrı ayrı incelememiz lazım. Şunu çok açık şekilde söyleyeceğim. Burada yönetimle ilgili çok açık sorunlar var. Karşıyaka Spor Kulübü’nde özellikle, hiç kimseyi eleştirmek için söylemiyorum ama bir takım gerçekleri hep söyleye geldim, kendi iş hayatımda da, belediye başkanlığı yaparken de, spor kulübü başkanlığı yaparken de hep söyledim, bir takım yanlışları, hastalıkları doğru tespit edip söyleyemezseniz çözemessiniz. Onun için bu yanlışları mutlaka söylemeliyiz, tespit etmeliyiz, teşhis etmeliyiz ki çaresini bulalım. Karşıyaka Spor Kulübü’nün özellikle bizden önceki son 3-4 senesinde çok ciddi yönetim zaafları var, çok ciddi sıkıntıları var. Belki Süper Lig’deki kulüplere göre değil ama bize göre ciddi borçlarla ve bir de yönetimsel zaafların getirdiği bir takım sıkıntılarla kulübü devraldık. Şimdi profesyonel spor dediğiniz zaman tabii ki para ön planda. Bu ekonominin profesyonel spordaki etkisini azaltmamız için biraz evvel koyduğum hedeflerden altyapı takviyesi, desteği çok önemli. Karşıyaka Spor Kulübü’nde ciddi altyapı desteği olmamış. Yönetimsel zaaflar ve özellikle ekonomik sorunlar futboldaki dalgalanmaların bana göre önemli sebepleri.
“YAŞAR HOLDİNG İLE GÖNÜL BAĞIMIZ VAR”
-Ama aynı yönetimler döneminde basketbolda durum farklı.
Şimdi tabi besketbolda da grafik dalgalı seyretmiş ama ligden düşmemiş. Gün gelmiş şampiyon olmuş, Cumhurbaşkanlığı Kupası kazanmış, gün gelmiş ligden düşmeme mücadelesi yaşanmış ama düşmemiş. Burada İzmir’de basketbol altyapısı olarak ciddi bir potansiyel var, ikincis ide basketbol takımını yaşatmak bir futbol takımını yaşatmak kadar büyük ekonomik ihtiyaç göstermiyor. Ben size söyliyeyim, Karşıyaka Spor Kulübü’nün geçen seneki ve bu seneki futbol şubesi bütşesi 5 trilyon lira. Bu Karşıyaka Spor Kulübü için ciddi bir rakam, çünkü bir tek futbol yok. Burada çok ekonomik davranmaya çalışıyoruz, ince hesaplar yapıyoruz ama ne yaparsan yap 25-26 kişilik bir kadro, antrenör grubunuz, tesis masraflarınız, deplasman masraflarınız, priminiz dediğiniz zaman bu rakam 5 trilyon lira. Ama bizim bugün basketbol bütçemiz 1.5 trilyon civarında. Hatta bunu biraz daha çekmeye çalışıyoruz. Harcamalara baktığınız zaman basketbol futbol voleybola harcadığınız parayla, diğer altyapılara harcadığınız paralar arasında korkunç uçurumlar var. Diğerleri amatör spor ve para orada 2. planda ve onlara birazcık hizmet sunabildiğiniz zaman çok ciddi başarılar yakalayabiliyorsunuz. Ama futbol öyle değil. Futbolda ya çok ciddi paralar yatıracaksınız ya da çok ciddi bir altyapınız olacak. Futbol takımında oynayan futbolcuların büyük kısmı bu kentten olursa daha değişik bir hava yakalıyorsunuz çünkü o futbolcu galip geldiği zamanda mağlup olduğu zaman da bu kentte yaşayacak, yarın da bu kentte yaşayacak. Aksi halde transfer ettiğiniz bir sporcu bu sene burada ama sözleşmesi bittiği zaman şehri terkedecek. Ama bu kentin insanı bu kentte yaşayacak ve bu kentte yaşayanlara hem borcu var hem de hesap verme mecburiyeti var. Karşıyaka Spor Kulübü olarak en büyük destekçimiz dün de bugün de Yaşar Holding. Yaşar Holding’in Karşıyaka Spor Kulübü’ne verdiği destek bir sponsorluk anlaşmaları çerçevesinde görülmekle beraber, bu bir gönül bağından kaynaklanıyor. Onursal başkanımız sayın Selçuk Yaşar’ın, bu kulübü kuranlardan, bu kulübe başkanlık yapmış, bu kulübe çok ciddi bir gönül bağı var. Senelerdir 50 yılı aşan bir süredir, çok önemli bir destek. Bu destek için teşekkür ediyorum. Benim zaten Karşıyaka Spor Kulübü’ne başkan olmam belediye başkanının arzusuyladır. Ama belediyelerin profesyonel kulüplere destek vermesi çok kolay değil. Yasalarla belirlenmiş bir takım çerçeveler var. Belediyelerin zaten ekonomik sıkıntıları ortada bir de mevzuat gereği kulüplere direk para aktarmaları mümkün değil ancak bazı endirek destekler, manevi destekler oluyor.
-Belli gelirleriniz var, sponsor gelirleriniz var. Ama futbol takımının bütçesi ortada 5 trilyon lira yani ortalama 3 milyon dolar. Bunun içerisinde...
Futbolcu transferleri, primler, maaşlar, tesis giderleri hepsi var.

-Ne ararsanız var yani. Bir yandan TFF 1. Lig’de şampiyon olmak imkansız gibi görünüyor. Bu rakama ligde kalmak bile mesele yani.
Doğru söylüyorsunuz. Şimdi bunun yanında biz göreve geldiğimizde o tarihlerde 6 trilyon diye deklare edildi ama 8 trilyon civarında borcumuz vardı. Hatta biz şuna inanıyoruz, bizden önceki yönetimlerin kayıtlı yasal borçları bizim de borcumuzdur, biz bu borçları ödemekle mükellefiz. Hepsini ödeyemedik ama bir kısmını ödedik. Geçen sene mart ayındaki Genel Kurul’a kadar bizim bütçemiz 9 trilyon civarındaydı bunun 4 trilyonuyla borç ödedik. Nasıl yapacaksınız bu işi? Süper Lig’e çıkmak çok kolay değil. Bize verilen destek geçen sene İddaa’dan aldığımız isim hakkı gelirlerimiz 1.8 trilyon civarında. Bu rakam bizim sadece bizim kulübümüzün vergi ve sigortasını ödüyor. Süper Lig’e çıktığınız zaman bu gelirlerde ciddi bir artış olacak. Bütün mesele bu barajı kırıp buraya çıkabilmek. Çıktığınız an tribün gelirlerinde de ciddi bir artış olacak. Bizim geçen seneki tribün gelirimiz burada oynadığımız Galatasaray Türkiye Kupası maçı olmasa gelirle gider başabaş. Bir tek Galatasaray ile oynadığımız kupa maçında artıya geçmişiz. O olmasa tribün geliri diye bir gelir yok. Karşıyaka’da bugün tribünde bir avuç bu işe gönül vermiş, kendini bu takıma adamış taraftarlar var ama sayı çok az. Neden son yıllardaki futboldaki başarısızlık? Eğer bu başarı yükselmeye başlarsa hele Süper Lig’e çıkarsak, 80 bin kişiye oynanan bir Göztepe-Karşıyaka maçı var, bu tribün geliri çok artacak.
-Bilet rakamları endir?
20 ve 10 YTL. Bu rakamlar bile burada yüksek görülüyor.
“GÖZTEPE İLE NEDEN BÖYLEYİZ ANLAMIYORUM”
-İzmir’de Karşıyaka, Altay, Göztepe arasında en büyük rekabet hangileri arasında size göre.
Karşıyaka-Göztepe arasında.
-Neden?
Ben ona anlam da veremiyorum, rekabet güzel birşey. Hırs güzel birşey. Hayatta 2 şeyden çok korkarım kin ve kıskançlık. İnsanı perişan eder ama kıskançlığın dahi belli bir derecesi yararlıdır insanı motive eder. Şimdi rekabetin de belli bir düzeyi yarar getirir ama malesef Karşıyaka ile Göztepe arasındaki rekabetin bu boyutlara ulaşması bir şanssızlık, hoş birşey değil. Ben bir senedir bu konuyu kendi kafamda yorumlamaya ve çözüm getirmeye çalışıyorum. Ama bir türlü çözemiyorum ve nedenlerinide anlamış değilim. Sevgisizliğe dönüşen bir rekabeti çok doğru bulmuyorum.
-Ne olacak peki bundan sonra? Sizin taraftarlarınız açısından bakacak olursak, Göztepe’de yeni bir yapılanma var. Dolayısıyla Göztepe’de ekonomik bir sıkıntı olmayacak diye düşünülüyor.
Borçlardan arındırılacak.

-Karşıyaka taraftarı da Göztepe’de olumlu işler yapıldığında size yüklenecek.
Bize yüklenecekler derken ben şöyle düşünüyorum. Bu görevler insanın hayatında önemli onurlu görevlerdir ve hizmettir. Ama bu belli koşullarla ve belli imkanlarla yürütülür. Burada bu yönetimin bir takım şeyleri tek başına çözmesi de mümkün değil. Bu bizim en büyük eksikliklerimizden bir tanesi, ben geçen sene bunu çok hoşgörüyle karşılyordum, bu camia çok önemli isimlerin içinde bulunduğu bir camia. Biraz evvel söylediğim son 3-4 yıldaki yönetimsel hatalar ve kulübün başarısızlıklarıyla, kulübe kırgınlıkları, dargınlıkları vardı. Ama biz son 1 yılda bu kulübü açık şeffaf bir şekilde yönetiyoruz ve buna rağmen belli desteklerin dışında destek alamıyoruz. Şimdi bunu söylerken Göztepe bir yere gidiyorsa benim camiam bu kulübe destek verecek. Taraftar bize bedave bilet verin demeyecek, bilet parasını verecek içeriye girecek.
“BEDAVA BİLET İSTİYORLAR AMA VERMİYORUM”
-Bedava bilet vermiyorsunuz yani.
Vermiyoruz.
-Talep ediyorlar mı?
Tabii ki ediyorlar.
“TAVİZ VERMEYİZ”
-Bedava bilet isteniyorsa ve siz vermiyorsanız taraftar ve yönetim arasında sıkıntı oluyor o zaman.
Olabiliyor. Bu konuda bu sene kesin kararlarımız var. Bilet fiyatlarımızı belli bir rakamın altına düşürmeyeceğiz. Doğru bildiklerimizde taviz vermeden görevimize devam edeceğiz. Ha, nereye kadar gider? Gidebildiği yere kadar gider ama taviz vererek bu görevi yapmak istemiyoruz. Bu bizim Yönetim Kurulumuzun kararıdır. Kapalı tribün 20, açık tribün 10 lira. Bunlar çok büyük rakamlar değil. Şuna inanıyoruz, bu takım 2 haftada bir burada oynuyor. Taraftar 10 liraya buraya gelmeli. Ve tribünleride doldurmalı. Biz yasal olarak zaten deplasman organizasyonu yapamayız. Yasalara saygılı insanlarız taraftara bilet otobüs gibi organizasyonları yapamayız ve yapmayacağız. Bunu açık açık söylüyorum. Bu bir grup taraftarla bizim çok iyi ilişkilerde olmamamıza sebep olacak ama doğruları yaptığımıza inandığımız sürece taviz vermeyeceğiz. Hatta bir adım daha ileri gidelim, bu camiada Karşıyakalıyım diyen ve imkanı olanların maddi ve manevi desteğini arttırma mecburiyeti var. yani, holdingin ve belediyenin sıonırlı desteğiyle, bu yönetimin çabasıyla bu takımın bir yerlere gitmesi önemli değil. Bu sene yeni bir takım kuruldu. Bu takımın transfer peşinatları ödendi. Geçen seneden futbolcu borçlarımız var. Bu kulübün de sabit bir geliri yok. Tesis derken bir taraftan sportif tesis bir taraftan da bu kulübe kalıcı ve sürekli gelir getiren tesis düşünüyoruz. Malesef 95 yıllık bu kulübün sabit bir geliri yok.

-Karşıyaka, Altay, Göztepe, İzmirspor, Buca, Altınordu. İzmir’e fazla mı bu kadar kulüp?
Bunu zaman zmaan aramızda tartıştık. İzmir’de profesyonel kulüpler bu kadar çok olduğu için Süper Lig’e takım çıkaramıyoruz, gücümüz bölünüyor gibi görüşler var. Hatta İzmir’deki bazı kulüplerin birleşmeleri adına bir televizyon programında bazı görüşler oldu. Ama bunu bizim Karşıyaka olarak kabullenmemiz mümkün değil. Çünkü Karşıyaka kendini İzmir’den ayırıyor. Aslında coğrafi ve idari olarak da Karşıyaka İzmir’e bağlı bir ilçedir. Bakmayın çok yakın olduğu için, İzmir merkeze sınırdadır. Karşıyaka İzmir’in bir ilçesidir. Karşıyaka böyle bir birleşmeyi kabul edemez. Onun için bu bir sıkıntı. Ama bakıyorsunuz, Ankara’daki durum, İstanbul’daki durum yani bütün bunlara rağmen İzmir yalnız sporda değil pekçok konuda biraraya gelemediği için bunun sorunlarını yaşıyor. Bakın ben mimarım. İzmir’in en önemli sorunlarından birisi İzmir’e verdiğinden çok daha az yatırım gelmesidir. İzmir 4 verirken 1 alırken, 3 verirken 1 alırken bu rakam bugün 8’e karşı 1’e düşmeye başladı. İzmir’in 20 kilometrelik çevre yolu 20 yıldır bitirilemedi. Nihayet bu sene yılbaşında Karşıyaka -Bornova kısmı açıldı. Bu İzmir için çok önemli. Karayolları bir çalışma yaptırıyor, Aliağa’ya kadar bu çevre yolunun uzatılması için. İzmir, malesef pek çok konuda, yalnız sporda değil, bir araya gelinemediği için sorunların çözülmesinde büyük sıkıntılar var. Sporda da arzu edilen yerde olmamamızın en önemli nedenlerinden biri de budur. Mutlaka bir araya gelmek zorundayız. Biraraya gelemediğimiz müddetçe de bu tabloya razı olmak zorundayız. Onun için biraraya gelmeyi başarmak zorundayız. Her konuda bu var.

-Belki zor olacak cevap vermek ama İzmir’den ligde bir takım olmamasının en önemli tek nedeni nedir sizce?
Ekomomik.
-Sadece ve sadece ekonomi mi?
Ekonomik sorunları aşarsanız bu işi çözmek çok zor değil. Bugün bir Rıdvan Dilmen desteğimiz var. Transferleri 2 yıllık yaptık. Gençlerin sözleşmlerini 5 yıla çıkardık. Kiralık oyuncu sayımız çok az. Ama sonuçta ekonomi. Bizim elimizde 5 yerine 10 trilyon olsaydı ama tekrar söylüyorum ekonomik imkanlar tek başına bir şey ifade etmiyor. Ekonomik imkanların hem mali hem sportif yönden iyi kullanılması lazım, çok büyük paralarla çok ciddi takımlar kurup, başarıya ulaşamayan çok örnek var, ama iyi bir ekonomik destek bulıursanız, kaynağınız olursa ve iyi kullanırsanız başarının olmaması için hiçbir sebep yok. Hele Karşıyaka gibi biryerde biz grafik yükselmeye başladığı zaman umuyoruz ve biliyoruz ki tribünler dolacak, takıma seyircinin manevi desteği büyüyecek, deplasmanlara çok ciddi desteklerle gideceğiz. Tabi burada başka bir derdimiz daha var. Biz özellikle sporun spor için yapılmasını istiyoruz. Tribündeki küfüre ve olmaması gereken hareketlere son derece karşıyız ve bu konuda hiç tavizimiz yok. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Tahammülümüz de yok ama bu konu da bizim bir sıkıntımız. Gidiyoruz tabi toplumu ateşlemek yönlendirmek bu tür olaylarda çok kolay. Çok az sayıda insan biranda toplumu kötü harekete yönlendirebiliyor. Kötü tezahurat insanları tribüne gelmekten alıkoyuyor. Bütün kulüpler bütün yöneticiler bu konuda hassasiyetini ortaya koyarsa bu işi önemli ölçüde çözeriz diye düşünüyorum ve çözmeliyiz de. Sporu spor için yapıyoruz. Sonuçta orada heyecan var, belli bir ölçüye kadar herşey olur ama o ölçüyü hiçbir şekilde aşmamalıyız.