F.Bahçe'den 32 milyon YTL
Yayınlanma Tarihi 5 Ocak 2007 Cum 20:43
Fenerbahçe Kulübü Genel Mali Koordinatörü Abdülkadir Kuşin, 2006 yılında Fenerbahçe'nin başta Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi'ne yatan vergiler olmak üzere devletin çeşitli kurumlarına tam 32 milyon YTL kaynak aktardıklarını açıkladı.
Sarı-lacivertli kulübün resmi internet sitesine açıklamalarda bulunan Genel Mali Koordinatörü Abdülkadir Kuşin, 9 yıl önce sadece Dernekler Kanunu'na tabii bir spor kulübü hukuki kimliğine sahip olan Fenerbahçe'nin 9 yılda yaptığı atılımlar, geliştirdiği projeler, kurumsallaşma yolundaki adımlarla bugün tam 5 şirkete sahip, koskoca bir 'Fenerbahçe Group' olduğunu söyleyerek, "Üstelik Fenerbahçe Kulübü, yepyeni atılım ve projeler için yeni şirketlerini kurma hazırlıkları içinde. Her adımını da hesaplayarak atıyor. Sadece Fenerbahçe Sportif A.Ş.'nin İMKB'deki yıl sonu değeri 500 milyon YTL'yi aştı. Üstelik bu artış, 'Bıyıklı yabancıların' değil, şirketin ve kulübün mali tablolarını ve yapısını inceleyen uzmanların önerisi ile Almanya'dan İngiltere'ye kadar Uluslararası Banka ve Fonların alımları ile gerçekleşti. Fenerbahçe Kulübü ve şirketleri 2006 yılında başta Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi'ne yatan stopaj ve KDV gibi vergiler olmak üzere devletin çeşitli kurumlarına tam 32 milyon YTL ödeme yaptı, kaynak aktardı. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Devlet Bakanlığı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü gibi pek çok Devlet Kurumu 32 milyon YTL'den pay aldı. Fenerium markası ve mağazalar zincirini yöneten Fenerbahçe Spor Ürünleri A.Ş., her yıl İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'ndan en çok vergi veren mükellefler ödülünü alıyor. Listeye onuncu sıradan girdi, geçen yıl üçüncülüğe yükseldi" dedi.
Bütçelerinin tamamını sportif faaliyetler için kullanmak istediklerini belirten Kuşin, "Tam on dalda Türk Milli Takımlarına oyuncu yetiştiren ve veren, bu takımlarla ulusumuzu yurtdışında temsil eden, uluslararası yarışmalara katılan, Anayasamızın 59. maddesine göre 'Devlet; her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlıklarını geliştirecek tedbirleri alır. Sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur' görevlerini kendisi üstlenen Fenerbahçe, devletten artık bir şey istemiyor, ama bunun karşılığında bütçesinin tamamını da sportif faaliyetler için kullanmak istiyor. Fakat bugün bütçesinin yüzde 20'sini devlete çeşitli adlar altında aktarmak durumunda. Bu kaynakların aktarımı olmasa, amatör spor dallarına, spor salonları, havuz, pist, saha olarak daha çok yatırım yapacak. Daha çok antrenör istihdamıyla daha fazla gencimizin spor yapması sağlanacak. Statlarını, tesislerini daha modern daha çağdaş hale getirip, yenilerini yapabilecek. Devlet, sportif faaliyetlere 'vergi alınacak bir alan' olarak bakmamalı. Sportif faaliyetlerin ve spor sahalarının bakım ve işletiminin devlete yük olmaması, devlet bütçesinin yükünü kulüplerin kendi üzerlerine alması zaten devlete bir tasarruf sağlıyor. Bu nedenle bu tür yatırımlar teşvik edilmeli. Statların yenileme, bakım, elektrik, sulama, personel gibi başdöndürücü işletme giderlerini üstlenen spor kulüpleri, devleti bu yükten kurtardıkları yetmiyormuş gibi bir de Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'ne milyonlarca dolar stat kirası ödüyorlar. Ödemelerde en ufak aksama olsa GSGM, 'Spor Toto ve İddia' isim hakları gelirlerinin tamamına hemen el koyuyor" ifadelerini kullandı.
Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı'nın Fenerbahçe'yi spor kulübü olarak değil de fabrika gibi gördüğünü ifade eden Kuşin, "Ödediğimiz bu büyük miktarlardaki vergiye rağmen, devamlı bir vergi denetimi içerisindeyiz. Geçen yıl, iki ayrı Gelirler Kontrolörleri ekibi devamlı 4 ayrı Vergi Denetmenleri Ekibi de çeşitli konularda vergi denetimi yaptı. Bir ara, aynı anda üç vergi denetimi birden oluyordu. Türkiye Spor Yazarları Derneği'ne ve Devlet Protokolüne ücretsiz olarak verdiğimiz biletlerin bile KDV'sini bizden isteyen Maliye'nin inceleme elemanları oldu. Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı, Fenerbahçe'yi spor kulübü olarak değil de fabrika gibi görüyor. Sahip olduğumuz çeşitli şirketler ve kurumlarla fonlar oluşturup, bunları kaynak olarak sporun emrine vermesek, Fenerbahçe dünya devleri ile nasıl yarışma imkanına sahip olacak ? Türkiye'de ilk kez bir kulüp olarak, şirketlerimiz ve kulübümüzü Deloitte-Touche Uluslararası bağımsız denetim şirketine bağımsız denetim yaptırıyoruz. Hem de yıllardan beri ve bir zorunluluk olmadan. Her şey Uluslararası ve Ulusal muhasebe standartlarına uygun olsun, sağlıklı olsun ve şeffaf olsun diye! Başkanımız Aziz Yıldırım, her türlü verginin zamanında yatırılmasına önem veriyor. Nakit akış tablolarımızda vergiler, tıpkı diğer ödemeler gibi en başta yerini alıyor. Maç biletleri ile birlikte verilen teberru makbuzlarını Maliye, bilet bedeli olarak gördü. 50 Nolu KDV Genel Tebliği gereği KDV'ye tabi tuttu.
İnceleme yapıldı. Hiç itiraz etmedik. Hesapladıkları KDV'lerin tümünü ödedik. İçişleri Bakanlığı Müfettişleri ilk kez bu konuda denetim yaptılar. 'Hayır, bu bağıştır' dediler ve Maliye'nin 'KDV u287?lıklarını geli'li bilet' dediği uygulamaya, 'bağıştır' diyerek yargıya gittiler. Aynı uygulamayı aynı şekilde yapan bir başka büyük kulübe ise 'uygundur' dedi. İçişleri Bakanlığı, Fenerbahçe'nin yanından 'Kurbağalıdere' geçiyor. Diğer kulübün yanından ise 'Aksu' Irmağı herhalde" ifadelerini kullandı.
Hükümetin ve Devlet Bakanlığı'nın büyük bir iyi niyetle hazırlayıp çıkardığı Sponsorluk Yasası'nın Maliye Bakanlığı'nın engellemeleri nedeniyle uygulanamaz halde olduğunu belirten Kuşin, "Maliyeye göre kulüpler, sponsorları Vergi Daireleri'ne ihbar etmek zorunda. Vergi Daireleri de dosya açıp, sponsorları potansiyel kaçakçı olarak görüp yakından izleyecek. Bu nedenle Sponsorluk Yasası işlemiyor. Gene eski sistem, reklam alınıp forma ve spor alanlarında reklam yapılıyor. Halbuki sponsorluk yapacak şirketler, zaten büyük şirketler. Fonları olan, vergi beyannameleri Yeminli Mali Müşavirlerce Tam Tasdik kapsamında olan şirketler. Bırakalım, Yeminli Mali Müşavirler, sponsorluk ilişkilerini incelesin ve onaylasın. Müteselsil sorumlu oldukları için zaten yanlış uygulama olmaz. Böylece Sponsorluk Yasası, fiilen kullanılmaya başlansın" diyerek sözlerini noktaladı.