Er Servet’i kurtarmak...
Yayınlanma Tarihi 24 Şubat 2010 Çar 08:34
Frank Rijkaard’ın Galatasaray Dergisi’nde yayınlanan nefis bir röportajı vardı. Hollandalı çalıştırıcı o röportajda, Rüştü’nün Barcelona’dan kopuş öyküsünü anlatırken, “Rüştü çok iyi bir kaleci. Bu açıdan en ufak bir sorun yoktu. Ama topu oyuna sokma konusunda sıkıntı vardı. Sadece top kurtarması benim için yeterli değildi” şeklinde bir ifade kullanmıştı.
Rijkaard oyuncuda tek meziyeti yeterli görmüyor. Daha iyisi varsa, o şıkka geçiyor.
Sanırım Servet için de benzer bir süreç başladı. Servet çok mücadeleci, oyundan kopmayan bir futbolcu. Ancak zaman zaman görev bölgesini kendisine yeterli bulmuyor, “huruç” harekatlarında bulunuyor. Savunmadan topla birlikte çıkması gibi “yenilikler” Galatasaray gibi kulüplerin ve Rijkaard gibi hocaların pek kabul edebileceği bir durum değil.
Ancak takımın askeri Servet de bir kalemde harcanacak bir futbolcu değil. Servet’in derbide tepkisini “amatörce” gösterdiği ısınmaya çıkmama eylemini uzatmayıp profesyonelliğe dönmesi, Rijkaard’ın da ön liberoda dahil olmak üzere ona alternatif pozisyonlar araması sanırım en hayırlısı olacak...
Abiler ve kupalar
Galatasaray Başkanı Adnan Polat, seçim dönemi yaklaştıkça dev projelerini birer birer hayata geçirmeye başladı. Aslantepe’deki Türk Telekom Arena’nın yapımı hızlandı. Riva’daki geniş arazi için gerekli ruhsatlar alındı. Ve dünyanın en komik halka arzlarından birinin yarattığı gediği kapamak için 70 milyon dolarlık Türk spor tarihinin en büyük kredi anlaşması yapıldı. Bir de futbolda Avrupa Ligi turları gelirse Adnan Öztürk ve diğer olası başkan adaylarının işi iyice zora girdi demektir. Hoş, Galatasaray kongresi öyle sportif başarıya odaklı bir yapı değildir ama 2000’den sonra çok şey değişti, tabii kongrenin bakış açısı da. Artık “Abiler” kadar kupalar da belirleyici oluyor. Kısacası Galatasaray’ı çok ama çok ilginç bir seçim bekliyor...
Galatasaray Başkanı Adnan Polat, seçim dönemi yaklaştıkça dev projelerini birer birer hayata geçirmeye başladı. Aslantepe’deki Türk Telekom Arena’nın yapımı hızlandı. Riva’daki geniş arazi için gerekli ruhsatlar alındı. Ve dünyanın en komik halka arzlarından birinin yarattığı gediği kapamak için 70 milyon dolarlık Türk spor tarihinin en büyük kredi anlaşması yapıldı. Bir de futbolda Avrupa Ligi turları gelirse Adnan Öztürk ve diğer olası başkan adaylarının işi iyice zora girdi demektir. Hoş, Galatasaray kongresi öyle sportif başarıya odaklı bir yapı değildir ama 2000’den sonra çok şey değişti, tabii kongrenin bakış açısı da. Artık “Abiler” kadar kupalar da belirleyici oluyor. Kısacası Galatasaray’ı çok ama çok ilginç bir seçim bekliyor...
Arda’nın 1 saniyesi
Doktorlar, Arda Turan’ın sakatlığının yoğun tempoya bağlı stres olduğunu söylüyorlar. Türkçesi, “Çocuk yorgun” diyorlar.
Doktorlar, Arda Turan’ın sakatlığının yoğun tempoya bağlı stres olduğunu söylüyorlar. Türkçesi, “Çocuk yorgun” diyorlar.
İşi kolay değil. Çünkü işi sadece sahada değil. Kaptanlığın getirdiği sorumluluk nedeniyle tüm takımın yükünü sırtlamış durumda. Bir de özel hayatına müdahaleyi kendine hak gören bir dünya adamla uğraşmak zorunda. Gerçekten sıkıntılı bir durum.
Ama yıldızlığın bir parçası bu sorunlar. Aşacak. Aşmalı.
Saha dışında mücadele etmeyi, saha içi kadar önemsemeli, çözümler üretmeli.
Saha içinde de önerim; daha çok koşması gerekmiyor ama kesinlikle daha seri olmalı. Topu her ayağına aldığında üstüne basıp, etrafından dönüp oyun kurucu için o çok kıymetli 1 saniyeyi heba etmemeyi öğrenmeli...
Kadıköy’ün timsahları
Bursaspor çok önemli bir iş yaptı. Beşiktaş ve Galatasaray’dan sonra timsah yürüyüşünü Kadıköy’de Fenerbahçe’ye karşı da gerçekleştirdi. Öncelikle Ertuğrul Sağlam’ı kutlamak gerekiyor. Kayserispor’dan sonra Bursaspor’daki bu performansı, sabır gösterilince Ertuğrul hocanın ve yeni nesil Türk hocalarının neler başarabileceğinin kanıtı sanki. Ancak takımının ciddi handikapları var. Bir kere kadro derinliği yok. İkincisi, futbolcuları maç seçiyor, büyükler karşısındaki performans diğer lig maçlarına aynı ölçüde yansımıyor. Üçüncüsü; gazeteci döven, ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir başkanları var. Peki Bursaspor şampiyon olabilir mi? Eğer Anadolu’dan bir şampiyon çıkacaksa bunu en çok hak eden şehir Bursa’dır. Futbol kültürüyle, sanayi kenti kimliğiyle bunu hak ediyor. Ama açıkçası; Ertuğrul hocaya rağmen bu sene zor...
LAFOLOJİ
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören derbiyi de evinde izlemiş...
Bursaspor çok önemli bir iş yaptı. Beşiktaş ve Galatasaray’dan sonra timsah yürüyüşünü Kadıköy’de Fenerbahçe’ye karşı da gerçekleştirdi. Öncelikle Ertuğrul Sağlam’ı kutlamak gerekiyor. Kayserispor’dan sonra Bursaspor’daki bu performansı, sabır gösterilince Ertuğrul hocanın ve yeni nesil Türk hocalarının neler başarabileceğinin kanıtı sanki. Ancak takımının ciddi handikapları var. Bir kere kadro derinliği yok. İkincisi, futbolcuları maç seçiyor, büyükler karşısındaki performans diğer lig maçlarına aynı ölçüde yansımıyor. Üçüncüsü; gazeteci döven, ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir başkanları var. Peki Bursaspor şampiyon olabilir mi? Eğer Anadolu’dan bir şampiyon çıkacaksa bunu en çok hak eden şehir Bursa’dır. Futbol kültürüyle, sanayi kenti kimliğiyle bunu hak ediyor. Ama açıkçası; Ertuğrul hocaya rağmen bu sene zor...
LAFOLOJİ
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören derbiyi de evinde izlemiş...
Artık bir de şezlong başkanımız var desenize...
Fenerbahçe taraftarının yeni esprisi, “Güiza’yı düğünümde bile oynatmam”mış...
Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde” şarkısında bile mi?
Omuzundan ameliyat geçiren Gökhan Zan, Beşiktaş- G.Saray derbisinde GSTV’den yorumculuk yapmış...
Biraz erken olmadı mı kardeş!...
Volkan Demirel, “Bursa maçında 2-0’dan 2-3 maç vermek bana koyuyor” demiş...
Kendini yalnız mı sanıyor acaba...
ABD’li olimpiyat şampiyonu kayakçı Lindsey, golfün efsane ismi Woods’la, “Woods sen benim idolümsün çünkü benim de seks problemim var” diye dalga geçmiş...
Koca Amerika’da bir tane çıkmış, gelsinler Türk sporuna katılımı görsünler!...
Emre Belözoğlu, Fenerbahçe’deki gol yeme hastalığı ile ilgili soruya, “hoca daha iyi biliyordur” yanıtını verdi...
Bir de sen bil be kardeşim. Bir kere de futbolcular bilsin...
Mustafa Denizli futbolcularını, “Daha 39 puan var. Kendinize gelin ve işinize bakın” diye motive etmiş...
Valla bu ara gazı yetmez hocam, tıpkı 39 puanın matematiksel olarak yetmemesi gibi...
Bir de sen bil be kardeşim. Bir kere de futbolcular bilsin...
Mustafa Denizli futbolcularını, “Daha 39 puan var. Kendinize gelin ve işinize bakın” diye motive etmiş...
Valla bu ara gazı yetmez hocam, tıpkı 39 puanın matematiksel olarak yetmemesi gibi...