Dosyası kabarık !..
Yayınlanma Tarihi 14 Eylül 2007 Cum 15:00
Bu Emre'nin kaçıncı vukuatı? Emre bu hareketi kime yaptı? Bu hareketi yaptığı öne sürülen kişinin yanıtı ne oldu? Emre ceza alacak mı? İşte Türk futbolunun bir numaralı gündem maddesi:
EURO 2008 Elemelerinde üstüste kaybettiği puanlarla büyük avantaj yitiren ve özellikle Malta beraberliği sonrası ağır eleştiriler alan Milli Takımımızda Macaristan maçı öncesi Fatih Terim'in spor basınına yönelik yaptığı "Ders almam ders veririm" açıklamasıyla gerilim daha da yükselmişti.
Bir yanda basında yapılan eleştiriler giderek ağırlaşıyor ve zaman zaman sınırları zorluyor, diğer yanda da Milli Takım cephesinin komutanından aynı üslupta yanıt geliyordu.
Bu gergin ortamda çıkılan Macaristan maçında elde edilen 3-0'lık galibiyet, Norveç-Yunanistan maçından çıkan beraberlik ve Bosna'nın Moldova'ya yenilmesi aslında Milli Takımımızı yeniden zirveye yaklaştırmıştı. Bu sonuçların ardından gerilim düşecek ve hem kamuoyunda hem de basında Ay Yıldızlılara oluşan tepki azalacaktı. Ancak olmadı. Türk futbolunun en yetenekli isimlerinden biri olan ancak son yıllarda sabıka dosyasını sürekli kabartan Emre Belözoğlu'nun maç sırasında Basın Tribünü'ne yaptığı çirkin el hareketi ortamı daha da gerdi.
DOSYASI KABARIK
Emre Belözoğlu, öğrencisi olduğu Hagi sayesinde var olan yeteneklerini daha da geliştirmiş, Galatasaray'ın efsane yıllarından Fatih Terim'in ona tanıdığı şans ve duyduğu güvenle Türk futbolunun en önemli isimlerinden biri haline gelmişti. 2000'de UEFA zaferinin ardından Avrupa kulüplerinin gözdesine haline gelen Emre, Okan Buruk ile berabir Inter'e transfer olmuş ama bunu yaparken Galatasaray'a para kazandırmadığı gerekçesiyle sarı kırmızılı camianın hedefi olmuştu. Kimine göre Emre yıllardır parasını tam alamadığı Galatasaray'da profesyonelce davranıp Inter'e gitmiş, kimine göre ise 17 yaşında kendisine o önemli formayı emanet eden Galatasaray'a ihanet etmişti.
Avrupa macerası pek de Emre'nin istediği gibi gitmedi açıkçası. Inter gibi büyük bir kulüpte her zaman göz önünde olan bir isim olarak kalsa da zaman zaman istemediği mevkiilerde oynadı, zaman zaman yedek kulübesinde oturdu. Emre aynı kaderi şu anda da Newcastle United'da yaşıyor.
Ancak bundan da önemlisi Emre'nin sürekli yükselen agresifliği. UEFA Kupası Yarı Final 2. maçında Leeds önünde gördüğü kırmızı kartla UEFA Finali'nde oynama şansını kaçıran Emre, özellikle hakemlere karşı olan tavrıyla sık eleştirilen bir isim olmuştu. Hatta bu yönüyle öğrencisi olduğu Hagi'ye bile benzetilen Emre'nın sabıka dosyası son yıllarda daha da kabardı.
İsviçre ile oynadığımız olaylı maçtan sonra 4 maç ceza alan Emre, daha bu cezasını doldurmadan İngiltere'de ırkçılıkla suçlandı. Neyse ki Emre bu suçlamadan aklandı ve futbol hayatı boyunca kara bir leke taşımaktan kurtuldu.
MİLLİ FORMAYA SAYGISIZLIK
Millilerin Gökhan Ünal'ın attığı golle 1-0 öne geçmesinin ardından takım arkadaşlarının sevincini bir yana bırakıp Basın Tribünü'nün önüne gelen Emre, kolunda taşıdığı kaptanlık pazubandını, yıllardır Avrupa'da forma giymenin getirdiği -ya da getirmesi gerektiği- olgunluğu, göğsündeki Ay Yıldızı, herşeyi bir yana atıp asla mazur görülemeyecek o hareketi yaptı.
Emre'nin bu hareketi gereken tepkiyi gördü. Hem Türkiye Spor Yazarları Derneği hem de Profesyonel Futbolcular Derneği Milli oyuncuyu sert bir şekilde kınadı. Bu kınamaların hemen ardından Emre'den bir açıklama geldi. Emre bu hareketi Basın Tribünü'ndeki herkese değil tek bir kişiye yaptığını söylüyordu. Belözoğlu'nun bu sözleri için genel kanı şuydu: "Özrü kabahatinden büyük"
HAREKET KİME?
Emre'nin bu garip savunmasında kastettiği kişi kimdi? Aslında bunun çok da önemi yoktu, Türk sporunun önde gelen kişilerinin, binlerce taraftarın, milyonlarca televizyon izleyicisinin önünde yapılan bu hareket, "Herkese yapmadım. O kendini biliyor." diye geçiştirilebilecek bir hareket değildi. Ancak yine de herşeye rağmen Emre'nin böylesine gözü kara ve terbiyeden uzak bir şekilde hareket etmesinin nedeni olan kişinin kim olduğu büyük merak konusu olmuştu. Bu ismi Hürriyet Gazetesi Televizyon Eleştirmeni Cengiz Semercioğlu açıkladı: Mehmet Demirkol
DEMİRKOL NE YAZMIŞTI?
Mehmet Demirkol Malta beraberliği sonrası sert bir yazı kaleme almıştı. Macaristan maçından bir gün önce yayınlanan yazısında Emre için şunları söylemişti:
Emre'siz bir mili takım
Bir performansı eleştirmek o performansı sergileyen kişinin hayattaki varlığını, yaptığı her şeyi eleştirmek anlamına gelmez. Bu yüzden Emre'nin Malta maçından sonra "Bu ülkenin yaşadığı başarıların hepsinde biz varız" açıklaması manasızdır. Bu söyledikleri büyük bir yetenek olan Emre'nin hayatı anlamada yaşadığı güçlükleri de anlatıyor aslında. Bunun sonucu olarak neden 4 yıldır sıfır performansla oynadığını!
Bir performansı eleştirmek o performansı sergileyen kişinin hayattaki varlığını, yaptığı her şeyi eleştirmek anlamına gelmez. Bu yüzden Emre'nin Malta maçından sonra "Bu ülkenin yaşadığı başarıların hepsinde biz varız" açıklaması manasızdır. Bu söyledikleri büyük bir yetenek olan Emre'nin hayatı anlamada yaşadığı güçlükleri de anlatıyor aslında. Bunun sonucu olarak neden 4 yıldır sıfır performansla oynadığını!
Emre'nin milli takıma katkısı sıfır. Oynadığı kulüplerde vazgeçilmez olamıyor. Sürekli hocasının bile anlamadığı sakatlıklar yaşıyor.
Ne Inter, ne de Newcastle'da direkt oyuncu olamadı. Olağanüstü yeteneklerine rağmen manşetlere futboluyla değil, önce İsviçre maçındaki olaylar, sonra da 'Irkçı tavırlar' soruşturmasıyla çıktı. Her seferinde ülke halkından yardım istedi ve tüm ülke ayağa kalktı. Peki bunların sonunda Emre'de bir geri dönüş var mı?
Hayır, gün geçtikçe daha sıradan bir futbolcu oluyor. Maalesef ne acı ki bu böyle!
Ve bu performans ortadayken Emre vazgeçilmez olduğunu, eleştirilmez olduğunu düşünüyor!
Emre çok zamandır, performansı açısından güvenilmez bir oyuncu. Bir milli takım onun geçmişteki, 6-7 yıl önceki performansına göre şekillendirilemez. Artık milli takım o yokmuş gibi kurulmalı. O ve Yıldıray'a göre şekillendirilecek bir takım yarı yolda kalır. Çünkü ne zaman sağlıklı olacaklarını bilmek olanaksız?
Peki bunu Terim yapabilir mi? Galatasaray'a geldiğinde hiç düşünmeden İlyas ve Ceyhun'u silebilen Terim bunu bugün niye yapamıyor? İkinci Galatasaray seferinde Hakan'ı istemeyen Terim, 4 yıl sonra nasıl oluyor da Hakan'sız bir milli takım yapamıyor? Bu takım futbol performansı kriterlerine göre mi yapılıyor, yoksa başka faktörler mi var?
DEMİRKOL'UN TEPKİSİ DE SERT OLDU
"Emre'nin hareket çektiği yazar" olduğu öne sürülen Mehmet Demirkol, bugün bir kez daha Emre'yi kaleme aldı. Demirkol'un bu seferki yazısı çok daha sertti:
Terbiyesizliğin kaptanı
O terbiyesiz adam 27 yaşında. 11 yıldır uluslararası arenada. 2 büyük ligde oynadı. 44 kez A Milli. İsviçre maçında rakip kovalayan, İngiltere'de hakkında ırkçılık soruşturması açılan, nihayet sahada milli formayla ve kaptanlık bandıyla hareket çeken adam benim milli takımımın kaptanı. Özür dilemiş. Tıpkı TSYD'nin açıklamasındaki gibi ben de kabul etmiyorum.
O terbiyesiz adam 27 yaşında. 11 yıldır uluslararası arenada. 2 büyük ligde oynadı. 44 kez A Milli. İsviçre maçında rakip kovalayan, İngiltere'de hakkında ırkçılık soruşturması açılan, nihayet sahada milli formayla ve kaptanlık bandıyla hareket çeken adam benim milli takımımın kaptanı. Özür dilemiş. Tıpkı TSYD'nin açıklamasındaki gibi ben de kabul etmiyorum.
Eğer bu ahlak yoksunu adam, bir daha milli takım forması giyerse, onu çağıran da bu suça, bu terbiyesizliğe ortak olacak. Eğer bu adama bir ceza verilmez üstüne de prim alırsa bu ahlak yoksunluğunu federasyon da üstüne alacak. Ya maçı kaybetseydik ne olacaktı? Kime çekecekti o hareketi, koridorda Macar mı kovalayacaktı? Yoksa mixed zone'da muhabir mi dövecekti? Onu İngiltere'de buradakinden 5 kat fazla eleştiriyorlar. Yapabilecek mi oradaki basına aynı şeyi? Bekliyorum. Bir gün oynarsa görürüz herhalde.
NE YAPILMALI?
Şimdi en çok tartışılan konu bu. Bugün hangi gazeteyi açsanız Emre'nin ağır biçimde eleştirildiğini görebilirsiniz. Emre'nin Milli Takım'a artık alınmamasını isteyen de var, ceza almasını isteyen de var, bu konuda Fatih Terim'i suçlayan da var. Ancak ne olacağı kimse bilemiyor. Daha doğrusu hemen herkes tahmin edebiliyor ama yine de "Belki bu sefer" diye umut ediyor.