Deplasmanın kralı

Deplasmanın kralı
Trabzonspor'un en önemli artısı, deplasman başarısı. Dış sahadaki 13 maçından, şu ana kadar tam 32 puan çıkardı Trabzonspor.

Bir anlamda iç sahadaki kayıplarını, deplasmanda topladıklarıyla karşıladı. Dün de G.Birliği karşısında kazandı ve dışarıdaki galibiyet sayısını 10'a çıkardı.

Dünkü maçın merak edilen yanlarından bir tanesi Tolga'nın performansıydı. Bir kaleci için uzun süre oynamamak ve maç eksikliği yaşamak, kuşkusuz önemli bir handikaptı. Nitekim maç başladığında, o handikap hemen kendini gösterdi. Tolga, kalede durması gereken noktanın solunda kalınca, Cem Can'ın yaklaşık 25 metreden sağına attığı şutta golü yedi. Tabii ki Tolga golde hatalıydı. Ancak hatanın başlangıcında Trabzonspor orta sahası vardı. Cem Can'ın santra yuvarlağından aldığı topla kat ettiği uzun mesafede hiçbir engellemeyle karşılaşmaması ve rahatlıkla şut atması, Trabzonspor orta alanının zaafıydı.

Golü yedikten 2 dakika sonra Tolga, kendi çizgisine yakışır bir topu çıkardı. Mustafa'nın kafa şutunda gole engel olmasa, dağınık görüntüde oyuna başlayan Trabzonspor'un 2-0'ın altından kalkması neredeyse olanaksızdı. Aynı Tolga, skor 1-1 iken yine kritik bir kurtarış yaptı ve goldeki hatasını bir ölçüde de olsa affettirmeyi başardı.

Gençlerbirliği'nin ilk dakikalardaki baskılı, etkili ve iştahlı oyunu karşısında sinip kalan Trabzonspor, 15. dakikadan sonra biraz olsun toparlandı. Ardından oyunda inisiyatif almaya ve pozisyon üretmeye başladı. Savunmanın arkasına atılan toplara etkili koşular yapan Burak ve Umut'la eşitliği getirecek fırsatları da yakaladı. Ancak son vuruş becerilerinin yetersizliği sonucu, aradığı golü bir duran topta 57. dakikada Giray'ın kafa vuruşuyla buldu.

Baskının yoğunlaştığı ve oyunun adeta tek kaleye dönüştüğü ikinci yarıda Trabzonspor küçümsenmeyecek sayıda pozisyon üretti. Ama bunları cömertçe harcadı. Galibiyet golünü atmak için 90+1'e dek mücadele vermek zorunda kaldı. Alanzinho'nun sağ çaprazdan attığı golle deplasmanda üst üste dördüncü galibiyetini aldı.

İlk yarıdaki Trabzonspor, bilindik performansının çok gerisindeydi. Ancak ikinci yarıda gerçekten iyi mücadele etti. İnatla, ısrarla galibiyeti kovaladı. Rakibi kendi alanına hapsetti, sürekli hataya zorladı. Bir Trabzonspor klasiğini bu maçta da ortaya koydu, tıpkı içerideki Gençlerbirliği ve deplasmandaki Konyaspor, Gaziantepspor, Manisaspor, Beşiktaş maçlarında da olduğu gibi geriden gelip bu zor karşılaşmayı kazandı.

Başlangıç kadrosu ve saha içi yerleşimi, Trabzonspor açısından risk içeren bir yapıdaydı. Nitekim ilk yarıda takım biraz da bu nedenle bocaladı. İkinci yarıda Serkan'ın sağ beke çekilmesi ve Alanzinho'nun oyuna girmesiyle Trabzonspor normale döndü, oyunda inisiyatifi tamamen eline aldı. Alanzinho, attığı kritik golün dışında, oyuna hareket getiren ve Trabzonspor'un bu bölümdeki performansına yaptığı katkıyla alkışı hak eden adamdı.