Bir hayal, bin emek: Uğur Aktaş’ın olimpiyat madalyasına giden hikayesi
Yayınlanma Tarihi 5 Temmuz 2025 Cts 12:00
Güncelleme Tarihi 5 Temmuz 2025 Cts 13:25
Güncelleme Tarihi 5 Temmuz 2025 Cts 08:47
Güncelleme Tarihi 5 Temmuz 2025 Cts 01:42
Video yükleniyor...
2020 Tokyo Olimpiyatları’nda bronz madalya kazanarak tüm Türkiye’yi gururlandıran milli karatecimiz Uğur Aktaş, spora başlama hikayesinden dünya sahnesine uzanan yolculuğunu anlattı.
beinsports.com.tr editörü Muhammed Emin Civelek'e konuşan Aktaş, genç sporculara ve ailelere önemli mesajlar verdi.
İşte röportajın satır başları...
Karateye başlama hikayen nasıl oldu?
"Ben karateyle aslında tesadüfi bir şekilde tanıştım. Ailemde ya da çevremde sporla ilgilenen kimse yoktu. Ama çocuk yaşlarda aksiyon ve dövüş filmleri izleyip onları taklit etmeye çalışıyordum. Hiperaktif bir çocukluk geçirmiş olmamdan ötürü, ailem on yaşımda beni karateye başlattı."

"YAPABİLECEĞİMİ HİSSEDİYORDUM"
Küçük bir çocukken, bir gün ülkeni temsil ederek olimpiyat madalyası kazanacağını hayal eder miydin?
"Karateye başladığım ilk günden itibaren bu sporu severek yaptım ve hala severek yapıyorum. Yarışmacı potansiyele ulaştıktan sonra milli takımdaki abilerimin maçlarını izleyip onlara özenmeye başladım. İsteyince zaten bir süre sonra o hedefe doğru yöneliyorsunuz. Küçük yaşlardan itibaren sikletlerimi domine ettiğimden ötürü bunu yapabileceğimi hissediyordum."
.jpg)
"HAYALLERİMİN İLK BASAMAĞINI GEÇMİŞ OLDUM"
.jpg)
"HAYALLERİMİN İLK BASAMAĞINI GEÇMİŞ OLDUM"
İlk kez milli takıma seçilme hikayen nasıldı? Senin, ailenin ve çevrenin tepkisi ne oldu?
"Karateye başladıktan 4-5 yıl sonra milli takım hedefim netleşmeye başladı. İstanbul ve bölge şampiyonalarında başarılar kazandım ama asıl hedefim milli takımdı. Türkiye Şampiyonası’na iki defa gittim; birinde üçüncü oldum, diğerinde şampiyon olup seçmeleri kaybettim. Bu beni çok üzmüştü ama hiç hedefimden sapmadım. 2011’de Türkiye Şampiyonası’nda altın madalya kazandım ve yapılan seçmede birinci olarak milli takıma girdim. Hayallerimin ilk basamağını geçmiş olmuştum. Bu yüzden ailem ve ben gerçekten çok çok mutlu olmuştuk."
.jpg)
"İÇİMDE BİR BURUKLUK VAR"
Karate, 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda ilk kez yer aldı ve sen bu anlamlı turnuvada 3.’lük kazanarak göğsümüzü kabarttın. Olimpiyat madalyası sana ne ifade etti?
"Milli takımda yarışırken olimpiyatların eksikliğini hep hissediyorduk. 2016’da karate'nin olimpik olacağı açıklandıktan sonra çalışmalarımızı çok şiddetli şekilde yükselttik. O tatamiye çıktığımda madalya alacağımı ısınırken hissetmiştim. Bronz madalya ile bunu taçlandırdım. Bu, benim için çok büyük bir gurur ve hayatım boyunca taşıyacağım bir unvan. Ancak altın madalya alamadığım için içimde bir burukluk var."
.jpg)
"BİR ADIM KALA ÜÇÜNCÜ OLMAK..."
.jpg)
"BİR ADIM KALA ÜÇÜNCÜ OLMAK..."
Türkiye, Avrupa ve Dünya şampiyonlukları... Seni en çok zorlayan başarı ve en çok büyüten yenilgi hangisiydi?
"En zorlayıcı süreç olimpiyat hazırlıklarıydı. Sürekli kamplar, aileden ve sosyal çevreden uzaklık bizi hem fiziksel hem mental olarak çok yordu. En çok üzüldüğüm turnuva ise 2018 Dünya Şampiyonası’ydı. Dünya şampiyonluğunu son 10 saniyede kaybettim. Yaklaşık yedi puanlık teknik yapmama rağmen hakemler puan vermedi. Bir adım kala üçüncü olmak beni çok etkiledi."
.jpg)
"İNSANLAR DİKKAT EDİYOR"
Türkiye'de seni destekleyen gençlere karşı büyük bir rol modelsin. Bu sorumluluk seni nasıl etkiliyor?
"Büyük başarılar kazandıktan sonra insanlar artık sizin davranışlarınıza, hareketlerinize, konuşmalarınıza, giyiminize, kuşamanıza ve dışarda ki hareketlerinize gerçekten dikkat ediyolar. Bu yüzden her hareketimde örnek olmaya çalışıyorum."
.jpg)
"ÇIKTIĞIM KADAR DÜŞMÜŞÜMDÜR"
Bugün ‘Uğur Aktaş’ gibi büyük başarılara imza atmak isteyen bir çocuğa verebileceğin en önemli tavsiyeler neler olurdu?
"Öncelikle iyi ve karakterli bir birey olmalarını öneririm. Bu, hem spora hem okul hem de aile hayatımıza yansır. Antrenörlerini iyi dinlesinler ve bir hedefleri olsun. Ben çıktığım kadar düşmüşümdür ama motivasyonumu kaybetmedim. Her zaman hedefe ulaşmak için elimden geleni yaptım. Onlara da aynısını öneriyorum."
.jpg)
"SPOR VE EĞİTİM BİR DENGE MESELESİ"
Birçok aile, çocukları eğitimden uzak kalmasın diye spora yönlendirmiyor. Hem mühendis hem de milli sporcu olarak ailelere ne söylemek istersin?
"Eğitim benim ve ailem için hep öncelikliydi. Liseyi üçüncü olarak bitirdim, ardından Elektrik-Elektronik Mühendisliği’ni okudum. Daha sonra Spor Yöneticiliği ve yüksek lisans, şimdi de Spor Bilimleri’nde doktora yapıyorum. Sürekli kendimi geliştirmeyi hedefledim. Spor ve eğitim bir denge meselesi. Bu dengeyi kurabilirlerse çocuklar her iki alanda da çok başarılı olabilir. Aileler, çocukları başarılı olduğunda değil, başarısız olduklarında da onların yanında olmalı. Asıl destek, düşüldüğünde ayağa kalkarken verilmeli."
ÖZEL RÖPORTAJ / Muhammed Emin Civelek / beinsports.com.tr