“Benim toplantımı kimse basamaz“
Yayınlanma Tarihi 3 Nisan 2007 Sal 17:15
Mustafa Çulcu çok iddialı açıklamalarda bulundu. Toplantısının basıldığı iddialarına sert tepki gösteren MHK Başkanı "Haluk Ulusoy giderse ben de giderim" dedi ve Cem Papila'yı da eleştiri yağmuruna tuttu.
Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Mustafa Çulcu, yönetim kurulu toplantısının basıldığına dair iddiaları yalanlayarak, "Böyle bir şeyin olmasına asla müsaade etmem. Benim toplantımı kimse basamaz. Allah'ın benden alacağı bir can vardır, onu da orada feda ederim. Kimseye yedirmem" diye konuştu.
Çulcu, MHK toplantısına sadece Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un istediği an girip başkanlık etme yetki ve hakkına sahip olduğunu, bunun dışında kimsenin değil toplantı basmak, içeriye dahi giremeyeceğini söyledi.
Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi'nde düzenlenen 'Futbolda Fair Play' konulu konferansa konuşmacı olarak katılan MHK Başkanı Mustafa Çulcu, Balıkesirli bir spor adamı olarak memleketiyle gurur duyduğunu söyledi. Türk hakemliğinin zor bir döneme girdiğini belirten Çulcu, sağduyulu ve hoşgörülü destekle bunun altından kalkacaklarını kaydetti. Toplumda özellikle futbol ve hakem camiasında birbirine köstek, engel olarak yaralayıp, değerleri zedeleyerek hedefleri bulma gayreti sergilendiğini belirten Çulcu, hedeflerin değerler yitirilmeden elde edilirse çok daha kıymetli olacağını, MHK olarak bir aile birliği içinde çalıştıklarını, hiyerarşik düzeni de sevgiyle götürdüklerini söyledi.
Yönetim kurulu toplantılarının basıldığına dair iddiaların asılsız olduğunu söyleyen MHK Başkanı Çalcu, "MHK toplantılarına sadece Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy istediği zaman gelip başkanlık etme yetki ve hakkına sahiptir, onun dışında kimse değil toplantıyı basmak, içeriye dahi giremez. Benim toplantımı hiç kimse basamaz. Yüce Allah'ın benden alacağı bir can vardır, o canı da orada feda ederim, onu yemez. Çok argo tabirle kimseye yedirmem. O kadar da yürekliyim. Dışarıda söylenenler bu doğrultuda olabilir. Biz bu göreve soyunduk, layıkıyla yapma çabasındayız. Göreve gelirken, 'Biz hiçbir kurumun işine karışmıyoruz, ama hiçbir kurum da bizim işimize karışmasın' dedik. Bugüne kadar da karıştırmadık. Bundan önceki süreçte yasaklı hakemler vardı. 'O takımın maçına o hakem gidemez' denen dönemleri atlattık. Kim bağırıyorsa, 'Ben bu hakemi istemiyorum' diyorsa, ilk maçta o hakemi o takımın maçına veriyoruz. Bu bir kurumlar arası zıtlaşma, kavga değil. İçişlerimize karıştırılmaması gerektiği vurgusunun bir fotoğrafı. Ceza hususunda Futbol Federasyonu'nun birimleri var, Ceza Kurulu, Tahkim Kurulu, Merkez Hakem Kurulu var. Bunlar ayrı ayrı çalışırlar, kimse kimsenin işine karışmaz. Cezaların gecikmesi, uzaması veya arzu edilen düzeyde görülmemesi o kurumun tasarrufudur" diye konuştu.
Spor yorumculuğu ya da yazarlığı değil, zor şartlarda Türk hakemliğine hizmet etmeyi tercih ettiğini ve tercihiyle gurur duyduğunu belirten Çulcu, "Doğruları yapmak için oradasınız ama masum hatalar da olmaktadır. Biraz küstahlık olabilir, ama verdiğim kararla gurur duyuyorum. Ben ve arkadaşlarım çok kolay şekilde medyada yerimizi alıp takır takır para kazanabilirdik. Çok ciddi rakamlarla herhangi bir televizyon veya gazetede yazı yazıp meslektaşlarımızı eleştirebilirdik. Ama bunu yapmadık, 'Bu zor şartlarda Türk hakemliğine hizmet etmemiz, bir şeyler üretmemiz lazım' dedik ve mutluyuz. O kadar eleştiriye, sıkıntıya rağmen mutluyuz" ifadelerini kullandı.
Avrupa Şampiyonlar Ligi final ve yarı final maçlarında görev alabilmek için top klas veya first klas hakem olmak gerektiğini kaydeden Çulcu, Türkiye'de 7 tane FIFA hakemi, 10 tane de FIFA yardımcı hakemi bulunduğunu, ancak bu 7 hakemin hiçbirinin first klas veya top klas olmadıklarını söyledi. Çulcu, "Maalesef bizim ülkemizin hakemliği ikinci kategori. En önde Selçuk Dereli kardeşimiz var, sonra Bülent Demirlek, Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus geliyor. Geleceğe yönelik yatırım yaptığımız zaman biraz zamana ihtiyacımız olduğu gerçek. Ama bu kadar eleştirinin, kavganın, bu kadar hırlaşmanın olduğu yerde hakemin de olumsuz yönde nasibini aldığı gerçek. Bir süre önce Manisa'da yaşanan olayların tasvibi mümkün değil.
Avrupa bizi izliyor, benim FIFA hakemim aynı zamanda Avrupa'nın hakemi, izliyorlar. Böyle olaylar Türkiye'ye puan kaybettiriyor. İsviçre maçında dünyaya rezil olmuştuk, FIFA hakemimize yapılan saldırıyla bir defa daha rezil olduk. Hep birlikte destek olma, paylaşmak, sağduyulu hareket edip değerlerimize sahip çıkarak yolumuzda yürümek zorundayız. İnşallah bundan sonraki süreçte fair play çerçevesinden uzaklaşmadan Türk futbolu ve hakemliğine hizmet etmek gerektiğini vurguluyoruz. Taraftarlar kışkırtılıyor, maçı maç olarak değil savaş olarak kabulleniyorlar. Maçların akışı içinde sahaya çıkarken hakeme tacizden tutun, maç bittikten sonraki saldırıya kadar her şey var. Sadece Süper Lig ve Lig A'daki maçlar değil, bunun altındaki B Kategorisi, 3. Lig ve amatör ligleri düşünün, yukarıdaki kötü bir örnek amatöre kadar yansıyor. Hakeme ve futbolcuya saldırıp dövmenin kimseye faydası yok, bugüne kadar hiçbir sonucu da değiştirmedi. Birbirimize inanmak zorundayız. Herkesin gördüğünü hakem görmeyebilir. 10-15 kamerayla maçların verildiği bir ortamda hakemi yargılarken biraz da elinizi yüreğinize koyup vicdanlı davranmanız lazım. Verdiği kararı taraflı olarak yargılanınca hazmedemiyoruz" diye konuştu.
"HALUK ULUSOY BIRAKIRSA BEN DE BIRAKIRIM"
Üniversite öğrencilerinin soru yağmuruna tuttuğu MHK Başkansetırmadık. Bundan önceki sı Mustafa Çulcu, Fenerbahçe ile Haluk Ulusoy arasında bir zıtlaşmanın olmadığını, varsa da bunun gereksiz olduğunu söyledi. Haluk Ulusoy'un maçlara gitmeyişinin rahatsızlığından kaynaklandığını belirten Çulcu, "Haluk Ulusoy başkanımız her türlü maça gitme hakkına sahip. Geçen de gidecekti, ciddi rahatsızlığı olduğu için gidemedi. Her kulübün maçına gidebilir, her statta maç seyredebilir. Ama, son zamanlarda hiçbir maça gittiğini görmedim, gitmiyor. Ama yarın gidebilir. Fenerbahçe taraftarı ile federasyon arasında zıtlaşma olduğunu ben düşünmüyorum, varsa da gereksiz olduğunu düşünüyorum. Zıtlaşmanın bir şey getirmediği kesin. Tam tersine barış ve huzur içinde futbola hizmet vermek için uğraşmalıyız. Biz zıtlaşma taraftarı değil, hizmet üretme taraftarıyız. Şu anda Fenerbahçe lider, demek ki ortada problem yok, o anlamda baktığınızda herkes işini layıkıyla yapınca gerçek başarıyı da yakalıyor. Zıtlaşmanın, kavganın, dövüşün hiçbir şey getirmediği de bir gerçek. MHK'da 5 kişilik atama komisyonu var. 2 gün, 1 gece biraraya gelip tartışarak, hakemlerin performansını değerlendirir, geçmişte gittiği maçların durumuna bakar, gelecekte oynanacak maçların klasına bakar, hakemleri de buna göre atar. Hakemlerin de kendi aralarında bir klasman grubu var. Süper Lig hakemi de olsa, her hakem her maçı tecrübe eksikliğinden dolayı yönetemeyecek durumdadır. Kulüplerin atamalarla ilgili hiçbir etkisi olmadığını kamuoyuna ispat ettik. Futbol Federasyonu Başkanı Ulusoy'un Merkez Hakem Kurulu'nun her toplantısına başkanlık etme yetkisi vardır, ama bugüne kadar bu tasarrufunu hiçbir zaman kullanmamıştır. İçişlerimize de hiç karışmamış, hakem atamaları için de hiçbir zaman 'Arkadaşlarıma söyleyin çıksınlar, güzel maç yönetsinler' demekten öteye bir eylemi ve söylemi olmamıştır. Ama maalesef nedendir, gereksiz yere kaşınıyor, böyle şeyler soruluyor. Sanki karışıyor gibi gösteriyorlar, karışabilir hakkı var. Ama bu tasarrufu hiç kullanmadı" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy arasındaki zıtlaşmayla ilgili yorum yapmaktan kaçınan MHK Başkanı Çulcu, Haluk Ulusoy'un görevinden ayrılması halinde kendisinin de etik olarak görevi bırakacağını açıkladı. MHK'nın atama ile göreve geldiğini hatırlatan Çulcu, "Merkez Hakem Kurulu başkanını Futbol Federasyonu başkanı atar, atanan başkan da kendi kurulunu teşkil eder, onay makamdan çıkar. Dolayısıyla eğer federasyon görevden gider, Haluk başkanımız da ayrılırsa benim de etik olarak ayrılmam gerekiyor. Ancak gelecek süreçte Türk futbol hakemliğinin bana ihtiyacı olduğu zaman göreve her zaman hazırım. Yeter ki, talepte bulunsunlar. Amacımız kişilere göre değil kurumların varlığına göre hareket etmek. Kurumların yücelmesi ve devamlılığı esastır. Bugün ben olmuşum, yarın bir başka arkadaşım olmuş fark etmez. Gitme zamanı geldiğinde gitmek lazım. Kimse 'Benden vazgeçemez, ben buranın aslanıyım, kralıyım, imparatoruyum' diye düşünmemesi gerekiyor. El elden üstün, daha iyileri her zaman çıkacaktır, mevcuda destek olmak lazım" dedi.
"SAHANIN İMPARATORU HAKEM"
MHK başkanlığından ayrılması halinde televizyonlarda spor programı, yorumculuğu yapmayı düşünüp düşünmediği ve Ahmet Çakar ile arasında bir problem olup olmadığı sorusuna Çulcu, "Orası bir şov dünyası, onlar o yolu tercih ettiler. Yaptıkları işe saygı duyuyoruz. Nihayetinde içimizden çıkmış insanlar. Ama ben olaya espriyle bakıyorum. Çünkü onların da yönettiği maçlara tanık oldum, biliyorum. Beraber de maç yönettik onlarla. Dolayısıyla fazla önemsemiyorum. Ben bu işi yapar mıyım, düşünmedim. Bu yolu seçtim, bundan sonra da medyanın olması zor, olmaz diye düşünüyorum. Çünkü burada bunu yapıyorsunuz, sonra tekrar bu tarafa geçiyorsunuz, biraz tezat bir olay. Şimdi vicdanım sızlıyor, çünkü hakemin yaşadığını ve kendi yaşadığımı biliyorum. Atama yapıyoruz, görev veriyoruz, onlar bir taraftan senaryo üretiyor. Bana kimse bir şey sormuyor, sorsalar söyleyeceğim. Ama, ekranda izliyorum, şaşırıyorum. Bizim dışımızda acayip senaryolar üretiliyor. Kafalarına göre senaryo üretiliyor, bizim bir şeyden haberimiz yok. Biz bunları hiç bilmiyoruz, sadece işimizi, kendi mantığımızı, yüreğimizi biliyoruz. Ne maksatla hakemi o maça gönderdik, kriterlerimiz bellidir. Ahmet Çakar'ın benden alıp veremediği nedir bilmiyorum. Ben buradayım, alacaksa gelsin, verecekse de versin. Asla kimse kimseyi küçük görmemeli. Deneyim ve tecrübe, birikim fazla olabilir, paylaşmak lazım o deneyimi. Paylaşamazsanız olmaz. Kalkıp ezmeye kalkarsanız o da olmaz, çünkü ezdirmem. Yemeye kalkarsan yedirmem. O yüzden herkes işini sağlıklı yapsın. Kimse kimseye de karışmasın, alacaksa buradayım" diye konuştu.
Futbol hakemlerinin strese ve baskıya karşı ciddi şekilde profesyonel yardım aldıklarını kaydeden MHK Başkanı Çulcu, sahada herkesin bir rolünün olduğunu, hakemin ise tek başına kaldığını, fakat bütün gücün de maçı yöneten hakemde olduğunu söyledi. 3 büyüklerin sahip olduğu statların çok iyi olduğunu, ancak Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nı çok daha modern bulduğunu kaydeden Çulcu, Fenerbahçe'nin galibiyetiyle biten 6-0'lık Galalatarasay derbisini de hiç unutamadığını anlattı.
"Herkesin bir rolü var. A takımının taraftarı geliyor takımının başarısı için, B takımı taraftarı da kendi takımının başarısı için uğraşıyor. Onların eylemi, söylemi, davranışı ne şekilde olursa olsun baskıyı kuracak, taraftarı tuttuğu takımın galip gelmesi için uğraş verecek. 2 tane yardımcı hakem var, hakeme yardım edecek, ortada bir hakem var, o da kendi başarısı için uğraşacak. Tribündeki seyirciler bağırıyor, bana ne. Ben işimi yapıyorum. Baskı yapıyor, kime baskı yapacak? İmparator ben, güç bende, düdük bende. Kim kime baskı yapıyor ? Niye bağırıyor, biliyorum o profesyonelce bağırıyor, ben de bir profesyonelim. Bu baskıdan nasıl kurtulacağımı da çok iyi biliyorum, o zaman ortada problem yok" ifadelerini kullandı.
"CEM PAPİLA DELİKANLI İSE ÖZÜR DİLESİN"
MHK Başkanı Mustafa Çulcu, Cem Papila'nın spor kamuoyundan özür dilemesini istedi. Papila'nın kendisini sinirlendirdiğini, ancak buna rağmen verdiği karşılıkla hatalı davrandığını kaydeden MHK Başkanı Çulcu, "Ligin başında Cem Papila bizim yanımızdaydı. Benim yardımcı hakemliğimi de yaptı, birlikte pek çok maç yönettik, değerli bir arkadaşımız. Ancak, duygularıma yenildiğim akşamdır. Biraz sinirlendim, aslında sinirlenmem gereksizdi. Çünkü, bulunduğum konum itibariyle toplumda ne kadar sıkıntı olursa olsun sinirlenme, kızma, bağırma lüksüm yok. Merkez Hakem Kurulu başkanısın, yemezsin, içmezsin, gezmezsin, uyumazsın, sadece işini yapacaksın. Kendisiyle ilgili 'Kötü bir hakem' demedim, 'Bir yığın maçın içine ettin' dedim. Çok kaba bir kelimeydi tabi, ama sinirlendim. Neden? 2 ay önce yanımızdaydı. Birlikte maçlara çıkıyorduk.
Kendisinin bu kadar yakınımızda olmasına rağmen kısa süre sonra değişik ve yalan senaryolar üretmesinden rahatsız oldum. Türkiye'nin FIFA'daki kontenjanı 7'dir, 10 da yardımcı hakem kontenjanı vardır. Ama bu arkadaşımız, 'Türkiye'nin FIFA hakemi sayısı 6. Mustafa Çulcu Kuddisi Müftüoğlu'nu 7. sıraya yazdı, bakın göreceksiniz FIFA'dan 6 kişi gelecek, Mustafa Çulcu şark kurnazlığı yaptı' dedi. 7 kişi geldi, madem delikanlısın, madem dürüstsün, madem sağlıklı yorumlar yapıyorsun, Cem Papila lütfen çık spor kamuoyundan özür dile. Çünkü yalan söyledi. Bu yalanı, yanlışı düzeltmesi lazım. Gerçekleri saptırıyor. Daha dün 2 ay evvel bu toplumun yanındayken, bu çocukların yanında, onlarla birlikte kol kolayken ne değişti de oraya gittin, bunu yaptın? Hazmedemediğim bu oldu. Yoksa ben eleştiriye açığım, eleştirilerden ders almak lazım. Beni en çok eleştiren de sevgili eşimdir, lafları alnımın ortasına vurur. Hatamı görünce, 'Böyle hakemlik yapma' diye kafama vurur. Bu eleştirilerden ders almazsak başarılı olmamız mümkün değil" dedi.
Hiçbir kulüple kavgası olmadığını kaydeden MHK Başkanı Çulcu, "Yaşamım boyunca sevgiden, güzel işleri paylaşmaktan, sevmekten hiç uzak kalmadım. Benim ve ekibimin yaşam felsefesi sevmek. Neden kavga edeyim Beşiktaş ile Fenerbahçe ile Galatasaray'la veya Bursaspor ya da Trabzonspor ile? Kavga diye suni bir gündem olamaz, yok böyle bir şey. Biz işimizi yapıyoruz, onlar da işini yapsın" diye konuştu.
"LİGDE SON ÇEYREĞİ ÇOK İYİ DEĞERLENDİRMEMİZ GEREKİYOR"
Hakemlerin ligdeki performansını değerlendiren Mustafa Çulcu, soy çeyreği çok iyi değerlendirmeleri gerektiğini, başarı için hakemlere büyük görev düştüğünü belirtti. Süper Lig hakemlerinden Aytekin Durmaz ve Selçuk Kaya'nın Türk hakemliğinde birer marka olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini belirten MHK Başkanı Çulcu, "Hakemlikte istikrarlı bir çizgi yakalarsanız marka olursunuz, spontane giriş, çıkışlarla hiçbir yere varamazsınız. Önemli olan istikrar ve sonrasında el edeceğiniz markadır.
Aytekin de marka olmaya doğru Selçuk Kaya ile birlikte gidiyorlar. İnşallah Türkiye'ye damgasını vuran marka olurlar. İkinci yarıda göreve geldik, yoğun bir tempo vardı. Sezon sonu medyadan olumlu eleştiriler aldık. Ama bu geride kaldı, geçen seneyi bıraktık. Yeni döneme başladığımızda ilk hafta iyi başladık. 2, 3 ve 4. haftalarda ciddi sıkıntılar yaşadık. Milli takımın maçıyla ilgili 1 haftalık ara bize çok iyi geldi. Toplandık ve olayları kritize ettik, neden bir düşüş yaşıyoruz diye. Sonra arkadaşlarımız bir toparlanma sürecine girdi. Bu form tutma işi. Bizim de ligin 19. takımı olarak 3-5 haftalık süreçte sıkıntılarımız oldu. Ama sonra çok daha iyiye gittik. Her maçta olabilen yanlışlar gibi bizler de bazı maçlarda hatalar yaptık. Ama bu doğaldır, olacaktır. Her hafta hakemler açısından mükemmel ya da mükemmelliğe yakın performans mümkün değil. Futbolcular gibi hakemler de insan ve doğal gündemden onlar da etkileniyor. Genel olarak baktığımızda yorumlarda, 'İyi' daha önde. Ama, bizim için yeterli değil. Bu son çeyreği çok iyi geçirmek zorundayız. O zaman görev hakemlerimize düşüyor" dedi.
Vestel Manisaspor maçında yaşanan olayların çok üzücü olduğunu belirten Çulcu, maçın hakemi Cüneyt Çakır'ın doğru bir uygulama yaptığını, kalecinin aldığı 20 maçlık cezanın profesyonel futbolcu için son derece ağır olduğunu kaydetti. Konferansta futbolla ilgili fair playde geçmişle bugünü kıyaslayan bir slayd gösteri sunuldu. Konferans Avrupa'daki futbol maçlarında yaşanan ilginç karelerdoen derlenen video klibi ile sona erdi. Aynı zamanda MHK yönetim kurulu üyesi de olan Süper Lig hakemi Lale Orta ile Aytekin Durmaz'ın da hazır bulunduğu konferansın sonunda üniversite yetkililerince Lale Orta'ya çiçek, MHK Başkanı Çulcu'ya da plaket verildi.