“Bambaşka bir Rıza'yım!“

“Bambaşka bir Rıza'yım!“

Çaykur Rizespor’da Perşembe günü atacağı imzayla 2. Rıza Çalımbay dönemi başlıyor. 2 sezon önce Çaykur Rizespor’dan devre arasında Beşiktaş’a gelen Rıza Çalımbay, yine bir sezonun devre arasında Rize’ye dönüyor.

Perşeme günü atacağı imzanın ardından Cuma günü Rize’ye giderek hazırlıklara başlayacak olan Rıza Çalımbay, Ligtv.com.tr Haber Müdürü Erdem Erol’a konuştu.

"KURTAR'A DAVA AÇIYORUM"
-Güvenç Kurtar Çaykur Rizespor’dan ayrıldıktan sonra seninle ilgili bazı açıklamalarda bulunmuştu. Sen de bazı cevaplar vermiştin. Güvenç Kurtar’ın bugün gazetelere yansıyan beyanına karşılık söylemek istediklerin var mı?
“Avukata verdim. Dava açacağız. Hakaret davası açacağız. Madem öyle bir şey varsa konuşur ispat eder. Delillerini ortaya koyar.”

"RİZE İLE BAĞIM HİÇ KOPMADI"
-Bir sezonun ortasında Çaykur Rizespor’dan ayrılıp Beşiktaş’a gittin, bir sezonun ortasında da yeniden Çaykur Rizespor’a döndün. Rıza Çalımbay hedeflerine kaldığı yerden devam mı ediyor böylece?
“Gidip gelme konusu aslında bir anda gelişen olaylardı. Ben Çaykur Rizespor’dayken Fenerbahçe’yle maçım vardı ve Beşiktaş’ın tessislerinde çalışıyordum. Beşiktaş da gerçekten zor durumdaydı ve Del Bosque’yi göndermişlerdi. Benimle konuşmuşlardı ve bu konuda Rizespor yönetiminin karar vereceğini, seve seve geleceğimi söylemiştim. Rizespor yönetimi okey verdi ve ben başladım. Biliyorsun o sezon ligin ikinci yarısı itibariyle puan olarak lider bitirmiştik. Çok başarılı bir sezon geçirmiştik. Beşiktaş’a gidişim tesadüf olmuştu yoksa benim düşüncemde biran önce Beşiktaş’a gitmek yoktu. Tabii ki kafamızda Beşiktaş, 3 büyükler her zaman var. Çalışan bir antrenörün kafasında bu her zaman vardır. Beşiktaş’ta 1 sezon çalıştım ama Rize’yle hiçbir zaman bağım kopmadı. Çünkü Rize’yi ben çok seviyorum, hem yönetimi hem taraftarı... Halkıyla benim uyumum gerçekten mükemmeldi. Ben tabii ki Rize’den Beşiktaş’a gelirken üzülmüştüm çünkü çok iyi bir yerde bırakmıştım Rizespor’u. Ben bıraktığımda ilk beşin içindeydi. Böyle bir görev olunca da gitmek zorunda kalmıştım ve gitmiştim Beşiktaş’a. Şimdi tekrar Rizespor benimle konuştu. Ben daha önce de konuştuklarında bazı nedenlerden dolayı kabul etmemiştim. O söylediğim nedenlerde de haklı çıktım. Tekrar bir daha hoca değişikliğine gittiklerinde gerçekten takım zor durumdaydı ve bana da ihtiyaçları vardı. Ben de kabul ettim. Çünkü Beşiktaş’a gittiğimde bana çok büyük kolaylıklar göstermişlerdi. Orada çalışırken de çok büyük kolaylıklar göstermişlerdi. Rize benim için apayrı olduğu için kabul ettim. Yoksa benim düşüncemde bu yarı devre takım almak yoktu. Benim düşüncemde yurt dışı vardı. Kesinlikle yurt dışı düşünüyordum başka birşey düşünmüyordum.”

"YURT DIŞINDAN TEKLİFLER VARDI"
-Teklifler var mıydı?
“Konuştuğum kulüpler vardı, Düşündüğüm takip ettiğim kulüpler vardı.”

-Hangi ülkelerdendi teklifler?
“İran’dan vardı ama ben İran’a pek sıcak bakmadım.”

-Mustafa Denizli’nin bıraktığı takım olabilir mi?
“Yok. Başka takımdan teklif vardı. Avrupa kulüplerinden vardı. Almanya’dan teklif vardı. Benim hedefim buydu ama Rizespor bir daha bana gelince bir bakıma da vefa borcum vardı benim onlara. O yüzden de görevi hiç düşünmeden tamam dedim kabul ettim. Rize’nin durumunu biliyorum gerçekten zor bir durumda. Ama elbirliğiyle çok iyi bir yere getireceğiz çünkü Rize gerçekten çok iyi bir yer, başkan ve yönetim her konuda bana yardımcı oluyorlar. İşimin çok zor olduğunu biliyorum. Ama elimizden gelen herşeyi yapacağız. Ama burada en büyük destekçimiz taraftarımız, Rize halkı. İnşallah onlar da bizi sonuna kadar destekleyecekler. Önce Rizespor’u bulunduğu durumdan kurtarıp, önümüzdeki sezon için ki kesinlikle başkanla anlaşma nedenlerimden bir tanesi o, kesinlikle düşmemeye değil de yukarıya oynayan bir takım kurmamız gerektiğini söyledim o da kabul etti.”

"SÖZLEŞMEMDE ÖZEL MADDELER VAR"
-Sözleşmenin şartları nasıl? Kaç yıllık bir sözleşme?
“Bizim konuşmamız 1.5 yıllık. Ama tabii ki günler ne getirir onu bilemiyorum. Ama sözleşmemde bazı şartlar var. Mesela yurt dışı olursa, 3 büyükler olursa, milli takımlar olursa bana o zaman gerekli kolaylığı gösterecekler.”

"RİZE'Yİ BULUNDUĞU YERDEN KURTARACAĞIZ"
-Rize 15. sırada yer alıyor. Gerçi yukarıyla arasında çok büyük bir puan farkı yok. Bu sene için ilk hedef takımı ligde bırakmak mı yoksa yukarılara taşımak mı?
“Tabii ki hedef yukarılar ama şu anda önemli olan Rize’yi bulunduğu yerden çıkarmak. Önemli olan o çünkü ben Rizespor’u sezon başı almış olsam benim hiçbir korkum yok. Hedef yukarısı olurdu. Zaten ben Rize’de çalışırken de hedef yukarısıydı. Bıraktığımda takım 29 puanda 4., 5. sıradaydı. Beşiktaş’la aynı  puandaydık. Şimdi devre arası aldığımız için zaten takım zor durumda. Önce takımı buradan kurtarmamız sonra yukarıyı düşünmemiz gerekiyor.”

-Takıma takviye yapılacak mı?
“Mutlaka, mutlaka. Yapacağız. O konuda yönetim ve başkan gerekli herşeyi yapıyor.”

-Hangi mevkilere, kaç isim, yerli yabancı. Neler düşünüyorsunuz?
“Ben bir seneden beri oyuncu seyrediyorum. Yönetimle konuşacağız futbolcuların durumuna göre ve ona göre transfer yapacağız.”

-Beşiktaş’a geldiğinde Beşir’in alınmasını istemiştin. Beşiktaş’a aldıramadın ama yeniden Beşir’in olduğu takıma gidiyorsun.
“Beşir’i oraya zaten ben aldım. İyi de futbolcu. Rizespor’da çok iyi futbolcular da var.”

"BEN İSTEMEDEN KİMSE BİRYERE GİDEMEZ"
-Bu arada Rizespor’un mevcut kadrosundan isimlere talipler olursa ne yapacaksınız? Göndereceğiniz oyuncular olacak mı?
“Yok, şu anda ben olduktan sonra oradan kimse gidemez. Ben bırakmadıktan sonra gidemez. Tabii ki genç oyuncularımızın mutlaka gidip bir yerlerde oynaması gerekecek. Çünkü çok yetenekli oyuncular var benim daha önceden takip ettiğim. Onları oturtmak yanlış olur. Tecrübe kazanmaları için tabi bir takıma gidip oynamaları lazım. Rizespor’a kazandırmaya çalışacağız gençleri.”

"BAMBAŞKA BİR RIZA OLARAK BAŞLIYORUM"
-Rize’den Beşiktaş’a gelirken hedefine senin de ifade ettiğin gibi erken ulaşmış oldun. Şimdi yeniden hedeflere ulaşmak için Rize bir anlamda zirveye çıkış noktası mı olacak?
“Benim takım seçme gibi bir şeyim yok. Ben çalışırım benim için farketmez ama Rize’nin bende ayrı bir yeri var. Çalıştığım sürece de çok mutluydum. O yüzden bende ayrı bir yeri var. Benim hedeflerim var tabii ki hedeflerim bitmedi. Daha yeni başlıyor bence. Çünkü Beşiktaş’ta geçirdiğim bir yıl bana çok şeyler öğretti, tecrübe açısından. Artık bambaşka bir Rıza olarak başlıyorum. Bir sürü birikimleri üstüste koymuş olarak başlıyorum. Bütün amacım Rize’yi iyi duruma getirmek. Bütün düşüncem bu ama ilerisi ne getirir bilmiyorum ama benim hedefim ilk başta milli takım, 3 büyüklerden bir tanesi ve her zaman istediğim şey yurt dışında çalışmak. Hedeflerimden bir tanesi daha var inşallah onu da gerçekleştirteceğim. Çünkü ben antrenörlük hayatımda da çoğu hayallerimi gerçekleştirdim. Denizlispor’u Avrupa’ya taşıdım, ilk beşe soktum, Ankaragücü’nü 14 puanla aldım ikinci yarıyı 40 puanla bitirttim. Yani bir sürü hedefime ulaştım. Çünkü ben işimi çok seviyorum, Rizespor’u da çok seviyorum. Rize’de başarılı olacağıma inandığım içinde düşünmeden kabul ettim. Hiçbir zaman ben durumu iyi olan takım almadım. Her zaman zor takımlar aldım. Denizlispor’u aldığımda da düşme potasındaydı. Beşiktaş’ı aldığımda hemen hemen herşey kopmuş, ligden kopmuştu. O yüzden benim için bir problem yok. Önemli olan iyi bir çalışma ortamı. Buda Rize’de var.”

"BEŞİKTAŞLIYIZ AMA TOPLUMA MAL OLMUŞ İNSANLARIZ"
-Saydığın hedeflerden bir taneside 3 büyükler. Beşiktaşlı kimliğin Galatasaray veya Fenerbahçe’de teknik adamlık yapmana engel olur mu?
“Hayır niye engel olsun ki. Tabiki Beşiktaşlıyız ama topluma mal olmuş insanlarız. İlla ki görevimizi Beşaiktaş’da devam ettireceğiz diye bir şey yok. Şu an Beşiktaşlı olan benim gibi çok arkadaşım var onların hepsi Beşiktaş’ta görev yapmak istiyorlar. Öyle bir şey farketmez benim için. Ben çalışırım. Benim için sorun yok”

"BEŞİKTAŞ'A BİR DAHA HAZIRLIKSIZ GELMEM"
-Beşiktaş’a dönmenin çok uzun bir zaman alacağına inanıyor musun?
“Bunu zaman gösterir bilemiyorum ama ben bir daha Beşiktaş’a geldiğim zaman böyle hazırlıksız gelmem. Orada iyi bir kadro yapmaya gelirim. Dediğim gibi Fenerbahçe maçına geliyorduk bir anda kendimi Beşiktaş’ta buldum. İstediğimiz gibi ekip kuramadık. Ama bundan sonra her türlü ekibimle beraber giderim. Orada yaptığımız hatalar vardı. Ama bu hatalar teknik anlamda değil.”

"İNSANLARA İNANDIM"
-Bunu hep söylüyorsun ama insanların kafasında farklı düşünceler oluşuyor. Neydi o hatalar?
“Yaptığım hataların başında insanlara çok inanmak, güvenmek geliyordu.”

-Bunu yönetim açısından mı söylüyorsun?
“Yani her açıdan söylüyorum. İnandık, güvendik ama bazen güvendiğiniz şeyle rolmuyor. Bu futbolcu bazında da olabilir. Futbolcudan bir performans bekliyorsunuz, alamıyorsunuz sonra. Buna benzer şeyler oldu ama dediğim gibi bir daha böyle birşey olduğunda bambaşka olacak.”

"BAŞARILIYDIM"
-Çok net olarak sormak istiyorum. Rıza Çalımbay Beşiktaş’ta harcandığına mı inanıyor?
“Harcanma değil de bence sabır gösterilmedi. Gereken zaman gereken sabır verilmedi. Ben üstüne basa basa söylüyorum, Beşiktaş’ta başarılıydım. Ben ne Tigana’yı ne de başka birini eleştirmiyorum. Biz Beşiktaş’ta başarılıydık ve ben bunun özetini de yaparım. İkinci yarıda geldik. Oynadığımız 17 maçta tek mağlubiyet aldık. İkinci yarıyı lider bitirdik. Öbür sene yaptığımız en büyük hatalardan bir tanesi Carew’i gönderdik ve Carew gibi bir oyuncu malesef alamadık. Carew’in yerini bir türlü dolduramadık. İstediğimiz transferleri yapamadık. Burada benim tek üzüldüğüm olay ben işte ligde inişli çıkışlı bir grafik çiziyorduk ama benim tek şanssızlığım 9 haftada Fenerbahçe ve Galatasaray içeride-dışarıda kazanıyordu. Bu sene maç kazanamıyorlar. Benim tek şanssızlığım onların çok iyi gitmesiydi. Ama Beşiktaş takımı toparlanacaktı. Biz geldik Avrupa Kupalarında Vaduz’u geçtik takımı gruplara soktum,  Malmö’yü eledik. Sonra gerekli desteği görmediğim için görevi bıraktım, İstifa ediyorum dedim. Başkan bırakmadı beni.”

"BIRAKMAK ZORUNDA KALDIM"
-Malmö maçıdan sonra değil mi?
“Evet. Çünkü gerekli desteği görmedim. Başkanın bana söylemesi sonuna kadar yanınızdayız dedi. Tamam dedim devam ettim. Ondan sonra Samsun’u yendik ardından berabere kaldık. Bırakmak zorunda kaldım.”

"SEVMEDİĞİM ORTAMLAR GELİŞTİ"
-Neden bırakmak zorunda kaldın?
“Benim sevmediğim ortamlar gelişti. Tamam dedim ve bıraktım. Benim tek üzüldüğüm olay, bu ben olurum Ziya olur, Samet hoca olur, yani gerekli sabırı göstermeleri gerekiyordu.”

-Beşiktaş kendi öz değerlerine öz evlatlarına gerekli değeri vermiyor mu?
“Öz evlatları değil, gerekli desteği gelen antrenöre vermesi gerekiyor”

-Ama Tigana’ya bir çok teknik adamdan daha fazla destek ve sabır gösteriliyor.
“O senin yorumun. Benim  söylemek istediğim daha sabırlı davranabilirlerdi. Eğer sabretselerdi biz Beşiktaş’ı çok iyi yerlere getirecektik, o kesin.”

"LEVERKUSEN BEŞİKTAŞ'TAN İYİ DEĞİL"
-Şu an içinde bulunduğu durumda olmayacaktı diyorsun yani.
“Şu andaki durumunda birşey yok ama bence Avrupa kupalarından ne olursa olsun elenmemesi gerekiyordu. Bayer Leverkusen Beşiktaş’tan daha iyi bir takım değil. Benim tek üzüntüm o. Ama biz kalsaydık ben Başkana garanti vermiştim. Biz bu gruptan çıkarız demiştim. Gerekli sabır verilmediği için baktık ortamlar bizim istediğimiz gibi değil. Bıraktık. Ama kimseye kırgınım değilim. Şu anda ben başkanla da yöneticilerle de görüşüyorum. Gayet de aramız iyi.”

"ANTALYASPOR FİNAL MAÇI OLACAK"
-Ligin ikinci yarısına Antalyaspor maçıyla başlayacaksınız. İlk maçı Antalyaspor’la oynayacak olmak sorun mu?
“Çok zor bir görevin başına geçtim. 17 tane final maçı oynayacağız biz. Ama bu Antalyaspor maçı kritik maç. Final maçı gibi bir maç. Çünkü hemn altımızdaki takım. Yendiğimizde büyük avantaj yakalayacağız. Onun için bütün hazırlığımızı ona göre yapacağız.”

"ÜÇ BÜYÜKLERDEN KORKMAM"
-Antalyaspor maçından 2 hafta sonra Rize’de Fenerbahçe’yi konuk edeceksiniz.
“Ben üç büyüklerden hiçbir zaman Anadolu’da çalıştığım zaman korkmamışımdır. O maçlar benim için tehlike değil. Benim için en önemli maç Antalya maçı. Fener, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor maçlarından ben hiçbir zaman korkmadım, korkmam da yani. Onlar 3 ihtimalli maçlar ama benim Antalyaspor maçını mutlaka kazanmam gerekiyor.”

-İkinci yarının 10. ligin 27. haftasında Beşiktaş deplasmanına geleceksin. İnönü Stadı’nda bıraktığın Beşiktaş’ın karşısında, bırakıp gittiğin takımın başında rakip olarak çıkacaksın. Yani hayat tesadüflerden dolu. İlginç değil mi?
“Benim için problem değil. 20 sene Beşiktaş’ta futbol oynadım. Beşiktaş tabii ki her maçına çıktığımızda ayrı bir sevinç oluyor hele ki İnönü Stadı’nda. Olacak öyle şeyler. Benim için Beşiktaş’ın, taraftarının yeri apayrı.”

"BANA BEŞİKTAŞ TARAFTARI SAHİP ÇIKTI"
-Beşiktaş taraftarı seni adeta bağrına basan bir taraftar değil mi?
“Ben de çok seviyorum Beşiktaş taraftarını. Zaten bana tam anlamıyla sahip çıkan Beşiktaş taraftarıydı. Sonuna kadar yanımdaydılar. İstifaya davet edilme gibi şeyler olmadı. Mutlaka bir gün oraya döneceğim. Mutlaka geleceğim. Hayatım orada geçti. Hayatı orada öğrendim. Bende yeri apayrı. Herkes gelip geçicidir ama biz orada kalıcıyızdır. Ben Beşiktaş maçlarına çıktığımda taraftarla problemim olmaz. Futbol hayatımda da antrenörlük hayatımda da Beşiktaş’tan giderken bembeyaz bir sayfa bıraktım. Onun için arkamdan kimse bir şey diyemez. Ben İnönü Stadı’nda maça çıkarım, Ümraniye’de de antrenmanımı yaparım.”

-Hangi takımı çalıştırırsan çalıştır sohbetler, röportajlar hep Beşiktaş’a geliyor. Bu sende bir sıkıntı yaratıyor mu?
“Hayır, sıkıntı yaratmıyor çünkü bu normal. Beşiktaş’ın en çok formasını giyen, en çok şampiyonluk yaşayan, en çok kaptanlık yapan oyuncusu benim. Şöyle bir baktığında Beşiktaşlı oyuncular içinde milli takımlara en çok kaptanlık yapan benim. Beşiktaş’ta Dünya Karması’na giden tek oyuncu benim. Böyle şeyleri yaşamış insanın Beşiktaş’la bağdaşmış olması gerekiyor, bir tarih var işin içinde. Onun için Beşiktaş’ın sorulması gayet normal. Ama dediğim gibi bizler topluma mal olmuş insanlarız.”

[email protected]