Altın adam Forlan

Altın adam Forlan
Dünya Kupası'nda mantığım İspanya, ama gönlümün sesi Hollanda diyordu. Sonunda Hollanda aşırı sert, faullü, anti futbol oynamayı seçti ve Katalonya'da ikamet eden Cruyff tarafından bu maç için Hollanda'ya getirilen tüm eleştirileri hak ederken, İspanya da 'güzel futbol' ile hak ettiği kupayı aldı.

İspanya sadece toplam sekiz sarı kart ile FIFA Fair Play ödülünü kazandı. Futbol bir takım sporudur, Dünya Kupası da uzun bir süreçle ayakta kalabilen en iyi takımı seçer. Fakat kupadan sonra bireysel ödüller gündeme gelir. Turnuvanın en iyi futbolcusuna verilen Adidas Altın Top ödülünü Uruguay kaptanı ve Atletico Madrid golcüsü Diego Forlan aldı. İkinciye verilen Gümüş Top ödülü Sneijder'e giderken, İspanya'nın golcüsü David Villa da üçüncü olarak Bronz Top ödülünü kazandı. En çok gol atan oyuncuya verilen Adidas Altın ayakkabı ödülünü ise 5 gol atan 4 golcü Forlan, Sneijder, Müller ve Villa arasından kurala göre, yaptığı üç asist göz önüne alınarak, Bayern'den genç Alman Thomas Müller aldı. Gümüş Ayakkabı Ödülü Villa'ya, Bronz Ayakkabı ise Sneijder'e gitti. Kalecilere verilen Adidas Altın Eldiven ödülünü ise iki gol yiyen şampiyon İspanya'nın ve R.Madrid'in kalecisi ve İspanya Kaptanı İ. Casillas kazandı. Hyundai En İyi Genç Oyuncu Ödülü ise yirmi bir yaşında Almanya'nın en popüler futbolcusu olan gelen Thomas Müller'e gitti.

Yıldızlarla dolu Brezilya ve Arjantin gibi takımların 'fıslaması' sonrası 31 yaşındaki Forlan ve Uruguay, tüm Latin Amerika'nın gurur kaynağı haline gelmişti. Uruguay'ın başardığı,  Fransa, Güney Afrika ve Meksika'nın olduğu gruptan birinci çıkmak, sonra da Güney Kore ve Gana'yı geçmek ve Hollanda ve Almanya ile başa baş oynamak kolay değildi. Bu süreçte hem kornerleri, hem de frikikleri kullanmak zorunda kalan ve kaleye uzaktan da bombalar yağdıran, her maçta ikili markaj karşısında oynayan Forlan, Hollanda maçında uzun adale sakatlığı ile oyundan çıkmaya mecbur kalmıştı. Üçüncülük maçında ise son dakikada attığı ve direkten dönen nefis frikik ile de az daha Uruguay ve Latin Amerika için bir şans daha yaratıyordu. 2014 yılında 34 yaşında olacak olan Forlan hala oynar mı bilinmez ama, Uruguay teknik adamı Taberez onun için 'Kafasında neler olduğu, ne yapmak istediği çok önemli, yoksa fizik bakımından kendine çok iyi bakan, tam profesyonel, mükemmel atletik yapıda bir oyuncu, ama müthiş de hisli bir insan!' diyordu. Forlan kendisi ise 'Hayatımda birçok ödül ve başarı kazandım ama bana esas ailem temel değerleri öğretti. Erkek ve kız kardeşlerim de bana doğru yolda gitmemi ikaz ederler, ailece her şeyin çalışmanın ürünü olduğuna inanırız ve ayaklarımız böylece yere basar! 'diyordu. Forlan'ın hayatında iki adet çok kritik ve çok önemli gelişme vardı. Birincisi daha Forlan 12 yaşındayken kız kardeşinin geçirdiği trafik kazası. İkincisi ise 22 yaşında Manchester United'da geçirdiği 'futbol kazası'!

Diego Martin Forlan Corazo 1979 Montevideo doğumlu. Forlan neredeyse tümü futbolcu bir aileden gelmekte. Babası Pablo 1966 ve 1974 yıllarında Uruguay Milli Takımı ile Dünya Kupası'nda oynamıştı, Uruguay'ın Penarol futbol takımındandı. Dedesi J.C. Corazo ise 1930'larda Arjantin'in Independiente takımında yer aldı, birkaç amcası da profesyonel futbolcu olarak Uruguay'da oynamışlardı. Forlan başlangıçta tenisi seçti, profesyonel tenisçi olmak istiyordu. Ama kız kardeşlerinden biri olan Alejendra bir trafik kazası geçirdi, kardeşinin erkek arkadaşı öldü, kız kardeşi beş ay ağır yaralı olarak hastanede yattı, paralize oldu. Bütün aile kenetlendi, kız kardeş 'Fundacion Alejandra Forlan' adında bir vakıf kurdu ve başına geçti, hızlı araba kullanmanın zararlarını anlatan bir ulusal kampanyayı o günden beri ailece yürütmekteler. 12 yaşında bu travmayı yaşayan Forlan da tenis hayalini bıraktı ve aile geleneği futbola geri döndü. Forlan bugün hala kız kardeşinin vakfını destekliyor.

Gelelim ikinci tarvmaya! Forlan, Penarol ve Danubia takımlarından sonra dedesi gibi Uruguay'dan Arjantin'in Independiente takımına transfer oldu ve 1998-2002 arası oynadığı takımda 80 lig maçında 37 gol atarak 22 yaşında uluslararası futbol camiasının dikkatini çekti. 2002 yılı Ocak ayında Manchester United 12 milyon dolar ödeyerek Forlan'ı satın aldı. Ancak Forlan 2002- 2004 arasında toplam 23 maç ilk on birde yer aldı, 40 maçta oyuna sonradan girdi, oyuna da genelde hep Manchester zor durumdayken, geriye düşmüşken alınıyordu. Sekiz ayda 27 maçlık bir süreçte hiç gol atamadı ve sonuçta ligde 63 maçta sadece 10 gol atabildi. Bu arada takım arkadaşı Ruud van Nistelroy 210 maçta 150 gol atmıştı. Acımasız İngiliz 'boyalı medyası' ve taraftarlar ona sürekli hakaret ediyorlardı. 2004 yılı Ağustos ayında, Wayne Rooney Manchester United takımına transfer olduğu gün, Forlan İspanya'nın Villareal takımına, alındığının yarı fiyatına satıldı. Üzüldü, ama ağlaşmadı, 2004-2005 yılında Villareal ile 25 gol atarak İspanya gol kralı olup, prestijli Pichichi ödülünü kazanırken, Villareal takımı da ilk defa Şampiyonlar Ligi'ne giriyordu. O yıl Thierry Henry ile ortak Altın Ayakkabı ödülünü de kazandı. Villareal'de 2004-2007 arasında 106 lig maçında 54 gol attı ve Arjantinli Riquelme ile beraber 2007 yılında Atletico Madrid'e transfer oldu. Bu süreçte Atletico Madrid kaptanı Fernando Torres Liverpool takımına satılırken, Forlan 21 milyon euroya alınmış oldu. 2008-2009 sezonunda bir kere daha 33 maçta 32 gol atarak La Liga'da ikinci defa gol kralı olup, ikinci defa da Pichichi ödülünü aldı. Bu ödülü onun dışında iki defa kazanan tek bir kişi daha var, o da 2003 ve 2004 yıllarında Ronaldo! Atletico Madrid'de şu ana kadar 102 lig maçında 66 gol atmış bulunuyor. Forlan'lı Atletico Madrid 2010 yılında önce Liverpool'u, sonra da finalde Forlan'ın attığı iki gol ile Fulham'ı geçerek Avrupa Lig Kupası'nı da kazanıyordu. Forlan böylece ikinci defa da Avrupa Altın Ayakkabı ödülünü kazanmış oldu. Forlan, Uruguay Milli Takımı'nda da 69 resmi maçta 29 gol atmış bulunuyor ve takımın kaptanı!

Çalışan kazanır sözü herhalde Forlan için icat edilmiş. İkinci travmasını da böylece atlatmış olan Forlan, Manchester United vakası için sadece tek bir cümle ediyor: 'İngilizler, bana adil bir şans vermediler!'