Yaşı 50’ye yaklaşmış futbolseverler için Arjantin hikayesinin başlangıç noktası Mario Kempes’tir. Dünya Kupası’na ev sahipliği yaptığı 1978 finalleri, ülkede gerçekleşen askeri darbe sonrası oluşturulan cuntanın yönetiminde yapılmıştı. Ne var ki, Arjantin’in tek derdi darbe yönetimi değildi. Milli Takım’ı çalıştıran Menotti’nin Argentinos Juniors’ta harikalar yaratan Diego Armando Maradona’yı ev sahibi oldukları turnuvaya çağırmaması, Arjantin halkının tepkisini çekmişti. Maradona’yı çağırmama gerekçesi aynı pozisyonda Mario Kempes’in uçuyor oluşuydu elbette. Ama Menotti, Maradona’nın Dünya Kupası’nın ağırlığını kaldıramayacağına inandığından almadığını söylemişti. Ne var ki, o turnuvada Kempes gol kralı, Arjantin’de finalde Hollanda’yı yenerek şampiyon olmuştu. İspanya’da düzenlenen 1982 Dünya Kupası finallerinde tüm dünya Maradona ile tanışma şansı yakalasa da şampiyon İtalya olmuştu. Maradona, Arjantin’le 1986 Dünya Kupası’nı kazanırken yarı finalde İngiltere’ye eliyle attığı gol Dünya futbol tarihinin en kült olaylarından biri olarak kayıtlara geçti. Maradona’nın sırtında taşıdığı Arjantin, İtalya 90’da final oynasa da 2014 yılında Messi ve arkadaşlarının Brezilya’daki finaline kadar Tangocuların kupaya yaklaşamamış olmaları hep Messi’ye yazdı.
Messi’nin değeri kupayla mı ölçülmeli?
Maradona’dan sonra sadece Arjantin’in değil dünyanın en iyisi olma yolunda ilerleyen Messi’nin kariyeri boyunca ülkesiyle ilk kupasını 2021 yazında Copa America ile kazanması eleştirilen bir durum oldu. Messi’nin dünyanın en büyüğü olması için bir Dünya Kupası’na ihtiyacı olmadığı gerçeğini kabul etmek istemeyen tutkulu bir muhalif grup bu savlarında ısrarcı olsalar da O’nun Barcelona ile kazandığı kupalar ve dünya futbolunda yarattığı etki görmezden gelinemez elbette. Messi’nin tarihin en iyisi olmadığıyla ilgili Dünya Kupası argümanında ısrarcı olanlara karşı, doğduğu Arjantin’i değil 13 yaşında ayak bastığı İspanya’yı tercih etmiş olsa bugün kaç Dünya Kupası olurdu? sorusunu sormak yeterli olur sanki.
Yenilmezlik rekoruna koşuyorlar
Messi artık 35 yaşında ve kim bilir belki de Katar 2022, O’nun son Dünya Kupası olacak. Katar’a gelene kadar tıpkı Brezilya gibi namağlup bir eleme grubu performansı gösterdiler. 2018’den beri Arjantin’i çalıştıran Lionel Scaloni, takımıyla güçlü bir iletişim ağı kurmuş gibi görünüyor. Katar’daki en genç teknik direktör olarak dikkat çeken Scaloni 2018 Dünya Kupası sonrası Jorge Sampaoli’nin yerine göreve geldi. 2019 Copa Amerika yarı finalinde Brezilya’ya yenilip elendiğinden bu yana tek bir resmi ya da özel maç kaybetmeyen Scaloni’nin Arjantin’i şayet Dünya Kupası’ndaki ilk maçında yenilmezse İtalya’ya ait olan 37 maçlık yenilmezlik rekorunu egale edecek. Şayet Meksika ile oynayacağı maçta da kaybetmezse yeni dünya rekorunun sahibi olacak.
En güçlüsü değil ama!
Arjantin’i ilk turda Meksika, Polonya ve Suudi Arabistan bekliyor. Görece kolay bir grupta oldukları söylenebilir. Ama Messi ve arkadaşları için asıl rakip Brezilya gibi görülüyor. Zira ilk turu hem Arjantin hem de Brezilya lider bitirirlerse yarı finalde karşı karşıya gelecekler. 2021 yazında oynanan 2020 Copa America finalinde Arjantin, Brezilya’yı Di Maria’nın golüyle 1-0 yenmiş, Katar elemelerinde ise 2 maçın biri yarıda kalmasına rağmen yenişememişlerdi.
Peki Messi’nin Arjantin’i Dünya Kupası’nı bu kez kazanabilir mi? Dünya Kupası’na katılan takımların kadrolarına bakıldığında Brezilya ve Fransa’nın önde olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ne var ki, sadece Arjantin’in Messi’si var. Finali Pep Guardiola’ya yaptırmakta fayda var; “Şampiyonlar Ligi’nde her sezon Messi’si olan takım favori başlar.”