Zico mu riziko mu?

Zico mu riziko mu?

Futbol rastlantılardan ibaret değildir. Bir zeka oyunudur ve bu zeka oyununu çözmek çok zor değildir. Zeka, yetenek, beceri, şans, sağduyu ve istatistikler yan yana geldiği zaman sonu görmek çok zor olmasa gerek...

Erdem Erol

Ligtv.com.tr

Haber Müdürü

Bir araştırma yayınladık. İçeriği rakamsal değerlere dayanan bir araştırmaydı. Halen okumayanlarınız yada okuyamayanlarınız varsa okuyabilirler: “Gelen gideni aratır!”tıklayın...

Durduk yerde ortaya çıkan rakamsal veriler üzerinden derlenen bir araştırma değildi. Son haftalarda eleştiri oklarının üzerine yöneldiği Zico, “Dahi” Daum’la kıyaslanıyordu. Daum gitmeli miydi yoksa kalmalı mıydı, işin o boyutunda hiç değildik. Bu sezonun ilk 9 haftasıyla Daumlu 3 sezonun ilk 9 haftasına baktığımızda ortaya çıkan tablo rakamların diliydi. Yorum yapmaya bile gerek yoktu.

Bu istatistiki araştırmayı sayfalarımıza taşıdığımız gün (17 Ekim 2006), “Şansal Büyüka ile Dobra Dobra” programı dikkatleri çekti. Şansal Büyüka, programda Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico ile ilgili görüşlerini dile getiriyordu.

Şansal Büyüka, "Fenerbahçe seyircisinin Zico'ya kızmasını çok doğru bulmuyorum” diyordu. Bunun üzerine Ercan Taner, “Neden” diye soruyor ve Şansal Büyüka’dan şu cevap geliyordu: “Zico hoca değil ki!”

“Zico bu işte. Zico'yu getirenlere kızacaksınız. Zico hoca değil ki.
Zico çok büyük futbolcu. Ben de zamanında seyrettim gerçekten
futbolun efsaneleri arasına girmiş bir adam. Ama her iyi futbolcu
iyi teknik direktör olacak diye bir kural mı var? Japonya'dan hoca 
getiriyorsun. Japonya'da futbol mu var Allah aşkına?”

 (Büyüka’nın programdaki açıklamalarının tamamını okumak için tıklayın)

Şansal Büyüka'nın açıklamaları, doğruların rastlantılar üzerine kurulamayacağını bir kez daha ispat ediyordu. Rakamsal olarak sayfalarımıza taşıdığımız “Gelen gideni aratır” başlıklı araştırmamızın sonucunun aslında rastlantılardan ibaret olmadığı ortaya çıkıyordu.

Şansal Büyüka neden bunları dile getiriyordu? Büyüka’nın Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde yaklaşık 3 ay önce kaleme aldığı yazısı işte yukarıda okuduğunuz yorumların temelini oluşturuyordu.  

Futbol bir zeka oyunudur ve bu zeka oyununu çözmek çok zor değildir. Onun için önce Şansal Büyüka’nın 7 Temmuz tarihli “100. yıl ve Zico” başlıklı yazısını hatırlayalım:

“Fenerbahçe’nin yeni hocası Zico’yu bizim meslektaşlar dünya medyasındaki örnekleri gibi “Beyaz Pele” diye takdim etti. Fenerbahçe eğer futbolcu Zico’yu almış olsaydı bu “Beyaz Pele” yakıştırmasını elbette kabul ederdim. Ancak Fenerbahçe futbolcu Zico’yu değil, antrenör Zico’yu aldı. O zaman antrenör Zico için bu “Beyaz Pele” yakıştırması nereden çıktı ? Nereden “Japonların futbol tanrısı” oldu. Japonların futbolu mu var ki, futbollarının tanrısı olsun. Kaldı ki, Zico’nun futbolu bıraktığından bu yana geçen yirmi yıla yakın sürede, önemli bir takımı çalıştırdığını, önemli bir başarı elde ettiğini bugüne kadar gören, duyan, tanık olan bir Allah’ın kulu yok.

O zaman Fenerbahçe Zico’yu neden aldı? Eğer hedef Türkiye’de şampiyonluksa ha Zico, ha bir başkası. Fenerbahçe’yi kendi başına bıraksanız, bu kadrosuyla zaten ya birinci, ya ikinci olur. Ama yönetim hedeflerini ertelemediyse, 100. yıl için, yani 2007 için verilen “Avrupa’da final” sözü var. Hadi ondan da vazgeçtik, Şampiyonlar Ligi’nde iki ön eleme var. Ondan sonra eleme grubu maçları var. Milyonlarca Fenerbahçeli’nin, her yıl bir sonraki yıla ertelenen Avrupa hayalleri, Avrupa hedefleri var. Demek ki yönetim bu hedeflere Zico ile yürüyebileceğine inandı. Kararlarına saygılı olmak ve beklemekten başka çare yok. Ama ben çevremde Zico adından mutlu olan bir Fenerbahçeli’ye henüz rastlamadım.

Fakat, önyargılı olmamak lazım. Bakarsınız “ummadığınız taş baş yarar”, Zico önemli başarılara imza atar. Bakarsınız, işler kötü gider “gelen gideni aratır” misali Zico, eski hoca Daum’u aratır.

Dilerim ve umarım ki, Fenerbahçe seyircisi yeni sezonda Daum’u anmaz ve aramaz. Dilerim “Zico mu riziko mu” kuşkusundan “riziko” galip çıkmaz.”
(Şansal Büyüka'nın 7 Temmuz tarihli Akşam Gazetesi'ndeki bu yazısını ve diğer yorumlarını okumak için... tıklayın...)

Şansal Büyüka önyargılı olunmaması gerektiğini vurgularken, “Bakarsınız gelen gideni aratır” diyor, Zico’nun Daum’u aratabileceğine değiniyor, “Zico mu riziko mu” kuşkusundan “riziko”nun galip çıkmaması dileklerini 3 ay önce dile getiriyordu ama aradan geçen zamanda bir gerçek ortaya çıkıyordu: “Gelen gideni aratır.”

Sonuçları istatistiki değerlere dayanan bir araştırma, sonrasında Şansal Büyüka’nın açıklamaları ve bu açıklamaların dayandığı 3 ay önceki görüşleri…

Futbol rastlantılardan ibaret değildir. Zeka, yetenek, beceri, sağduyulu yorumlar, istatistikler yan yana geldiği zaman sonu görmek çok zor olmasa gerek.

Bizde Şansal Büyüka’nın 7 Temmuz’da kaleme aldığı yazısındaki dileklerine katılarak noktalayalım.
Dileriz “Zico mu riziko mu” kuşkusundan “riziko” galip çıkmaz.

erdem.erol@ligtv.com.tr