Fenerbahçe yönetimi UEFA Tahkim Kurulu'na itiraz başvurusu hazırlığını tamamlarken, yapılan savunmanın en büyük dayağının kişi ve kurumların birbirlerinden ayrılması olarak gösterildiği öğrenildi.
Fenerbahçe Yönetimi UEFA'nın vermiş olduğu kararlarla ilgili tahkime başvururlarken, Nyon da yapılan duruşmayla ilgili ilginç detaylar ortaya çıktı.
UEFA Disiplin Kurulu müfettişinin sarı-lacivertli kulübün cezalandırılmasını istediği raporunda iki dayanağının olduğu, bunlardan birinin 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği mahkumiyet kararının, diğerinin ise Türkiye Futbol Federasyonu hukuk kurullarının vermiş olduğu ve 6'ya 1'lik oy çokluğuyla alınan nihayi karara Yusuf Reha Alp'in koyduğu şerh maddesi olduğu öğrenildi.
Fenerbahçe Yönetimi'nin duruşma esnasında yargı sürecinin devam ettiğini ve bu sebepten dolayı mahkeme kararının delil olarak gösterilemeyeceğini beyan etmeleri üzerine, müfettişin bu defa da Yusuf Reha Alp'in futbol federasyonu kararlarına koydurduğu şerh'i delil olarak UEFA Disiplin Kuruluna sunduğu belirlendi.
Sarı Lacivertli yönetimin, hukuk kuralları dahilinde geçerliliği olamayacak olan bu uygulamaya itiraz ettikleri ancak UEFA tarafından isteklerinin kabul edilmediği ifade edildi.
Kişi ve kurumların birbirlerinden ayrılmasınında UEFA içtihatlarine ters olduğunu belirten Fenerbahçe yönetimi, verilen kararların usulen yanlış olduğu ve er ya da geç bozulacağı kanaatinde.
UEFA Tahkim Kurulu'nun ceza kurulana organik olarak bağlı olduğunu ve farklı karar almasını beklememelerine rağmen, Fenerbahçe yönetimi dava dosyasına olan güvenlerinden dolayı cezanın kaldırılmasına umutlu bakıyor.
Aksi sonuçta en azından bir yıl Avrupa'ya gidilmemiş olmasının mutlaka karardan düşüleceği ve en kötü ihtimalle sadece bir yıl Avrupa kupalarına katılmama durumu ile karşı karşıya kalacaklarını ifade eden Fenerbahçeli yöneticiler, gerekirse konuyu Cas'a sonra da İsviçre yerel mahkemelerine götüreceklerini açıkladılar.
Uefa'nın kendi sistemi içinde bazı temel hukuk kurallarının bile hiçe sayıldığını düşünen sarı-lacivertliler, Tahkim Kurulu'ndan olumlu bir karar çıkmaması halinde CAS ve İsviçre yerel mahkemelerine davanın taşınmasıyla birlikte yüklü bir tazminat alınacağını ancak 19 Temmuz'da çekilecek kuraya katılma şanslarının olmayacağını belirttiler.