"Türk futbolunda taktik yok!"

"Türk futbolunda taktik yok!"
Beşiktaş'ın İtalyan futbolcusu Matteo Ferrari, Türkiye'nin artık önemli futbol ülkelerinden biri olduğunu, ancak Türk futbolunda taktik diye bir şeyin olmadığını söyledi.

 
Futbol Federasyonu'nun resmi yayın organı ''TamSaha'' dergisinde röportajı yayınlanan Ferrari, İtalya ile karşılaştırdığı zaman Türkiye liginin fiziksel açıdan daha zor şartlar sunduğunu ifade ederek, ''Ancak ülkenizde fiziksel yapı ne kadar güçlüyse, düşünsel oyun ve taktiksel içgüdü o kadar az işin içine katılıyor. Tüm bunların arasında en vahim taraf, Türk futbolunda taktik yok. Yani ekol olarak bunun eksikliği gözüküyor'' diye konuştu.
 
İtalya'da savunma taktiklerine çok önem verildiğini, bir süre oynadığı İngiltere'de tüm takımın aynı antrenmanı yaptığını ve defansif taktiklerle fazla ilgilenilmediğini anlatan Ferrari, Türkiye'nin de bu açıdan biraz İngiltere'ye benzediğini kaydetti.
 
''BİRLİKTE OYNADIĞIM OYUNCU YÜKSELİR''
Kendisini en başarılı bulduğu ligin İtalya Ligi olduğunu belirten Ferrari, birlikte oynadığı tüm savunma oyuncularının yükseldiği iddiasında bulundu.
 
İtalya'da hak edenin değil, daha ünlü ve pahalı futbolcuların tercih edildiğini dile getiren Ferrari, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
''Roma'daki üçüncü sezonumda bunu yaşadım. Christian Chivu ve Philippe Mexes'ten daha başarılı olmama rağmen yine onlar oynadı, çünkü Roma taraftarlarının bazı seçilmiş futbolcuları vardı. Ben seçilmişlerden biri değildim. Dolayısıyla o oyuncuların oynamaları yönünde baskı oluşturuyorlardı. Ayrıca, İtalya'da bir yabancı hayranlığı da var. Inter'e bakın, neredeyse bir tane bile İtalyan futbolcu göremezsiniz.''
 
İtalyan oyuncu, kariyerinde birlikte oynadığı futbolcuların hep yükseldiğini ifade ederek, şöyle dedi:
 
''Genoa'da 20 maç beraber oynadığım Salvatore Bocchetti milli takıma seçildiğinde bana geldi ve 'Teşekkür ederim, senin sayende seçildim' dedi. Ben Genoa'dan ayrılıp Beşiktaş'a geldim ve artık Bocchetti milli takımda değil. Benimle birlikte oynayan bütün oyuncular kendi performanslarının en üst seviyesine çıktı. En iyi milli takımlarda yer alıyorlar. Mexes'in, Fransa Milli Takımı'nda esamesi okunmuyordu. Benimle birlikte oynamaya başladı, ardından milli takıma çağrıldı. Ben takımdan ayrıldım, Mexes yine milli takım kadrosundan uzak kalmaya başladı.''
 
Bunu Sivok için söyleyemeyeceğini anlatan Ferrari, ''Milli takıma seçilen Sivok için çok mutlu olduğumu söylemem lazım. O bunu benimle oynamasa da hak eden bir futbolcu'' ifadesini kullandı.
Ferrari, Beşiktaş ile uyum sorunu yaşamadığını, çünkü takımla uzun bir sezon öncesi hazırlık dönemi geçirme şansı yakaladığını belirterek, ''Burada da İngilizcesi iyi olmayan ya da bilmeyen oyuncular var, ancak futbolun ortak bir dili olduğu yadsınamaz. Bazen bir bakış, bazen bir göz teması bile savunmada nasıl hareket edeceğinizi size anlatır. Bizim takımda da bu geçerli'' dedi.
 
Sivok'la çok iyi bir ikili oluşturduklarını söyleyen İtalyan oyuncu, ''Onun İtalya'da oynamış ve bu futbolu tanımış olması önemli. Saha içinde birbirimizle İtalyanca konuşmamız ve birbirimizi iyi anlamamız da önemli ki sonuç itibariyle ligin en başarılı savunmasını ortaya çıkardık'' diye görüş belirtti.
 
Ferrari, defanstaki bütün arkadaşlarıyla büyük uyum içinde olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
 
''Onlara maç içinde elimden geldiğince moral vermeye, özgüven kazandırmaya çalışırım. Maça adapte olmalarını sağlamak için uğraşırım. 'Ben senin için de savaşıyorum, arkanı kolluyorum' duygusunu onlara vermeye çalışıyorum. Ben sahadayken onların daha rahat olduğunu görüyorum. Genoa'ya gelmeden önce, Genoa'nın ligin en kötü defans hatlarından birine sahip olduğu söyleniyordu. Akabinde geçen sezon ben oynarken takımın sınıf atladığı ve ligin en kaliteli savunmalarından biri haline geldiği vurgulandı. Ben ayrıldıktan sonra şimdi Genoa savunması yine ligin en kötü defans hatlarından biri. Bu tam olarak neden bilmiyorum, ama bir etkim olduğu aşikâr. Aynı zamanda ben maça fazlasıyla konsantre olduğum için yanımda oynayan oyuncuları da maça fazlasıyla entegre edip, onların da daha az hata yapmalarını sağlıyorum sanırım.''
 
''İTALYA'YA DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM''
Ferrari, İtalya'daki düşünce yapısını çok sevmediğini ve o yüzden de dönmeyi düşünmediğini ifade etti. Rekabeti seven bir oyuncu olduğunu ve hak edenin formayı giymesinin gerektiğine inandığını kaydeden İtalyan Oyuncu, bu konularda yaşadığı olumsuz olaylar nedeniyle ülkesine dönmeyi istemediğini söyledi.
 
''DİYARBAKIR'DA YAŞANAN OLAYLARA ÇOK ÜZÜLDÜM''
Türkiye'de genel anlamda iyi bir futbol organizasyonu olduğunu dile getiren Ferrari, statlara giden taraftarların, içinde bulundukları organizasyondan çok büyük keyif aldıklarına inandığını söyledi.
 
Ferrari, her ülkede ve her organizasyonda bazı sıkıntılar olabileceğini vurgulayarak, şunları söyledi:
 
''Geçtiğimiz haftalarda Diyarbakır'da yaşanan olayları izledim. Kesinlikle çok üzüldüm. Bu olaylar ne ilk, ne de son kez oluyor. Ne yazık ki dünyanın her yerinde meydana gelebilen olaylar. Bazı şeylerin değiştirilmesi için birilerinin ölümünün ya da yaralanmasının beklenmemesi gerekiyor. Bu düşünce tarzının artık dünya futbolundan uzaklaştırılması lazım.''
 
''IRKÇILIK İLE İLGİLİ BİR SIKINTIM YOK''
Türkiye'de ırkçılıkla ilgili kesinlikle sıkıntı yaşamadığını ifade eden Ferrari, burada olduğu için çok şanslı olduğunu dile getirdi.
 
Matteo Ferrari, İtalya'da durumun biraz farklı olduğunu vurgulayarak, ''Yıllar önce Inter formasıyla Verona taraftarının karşısına çıktığımda, birtakım ırkçı tezahüratlara maruz kalmıştım. Ne gariptir ki iki hafta önce aynı stada İtalya Milli Takımı formasıyla çıktığımda, aynı insanlar beni alkışlıyorlardı. O zaman anladım ki bana yaptıkları o ırkçı tezahüratların sebebi, üzerimdeki Inter formasıydı'' dedi.