Tadı damağımızda kalan mahalle maçlarının 10 unutulmaz kuralı

Tadı damağımızda kalan mahalle maçlarının 10 unutulmaz kuralı
Hepimizin çocukluğu mahalle aralarında geçti. Hiçbir şeyden endişe duymadan geçen yıllarımızda en çok eğlendiğimiz anlar bir topun peşinde koşturduğumuz mahalle maçlarıydı. Okul çıkışı başlayıp akşam ezanında annenin seslenmesiyle son bulan bu maçlarda uygulanan kurallar ve ritüeller bir döneme damgasını vurdu. İşte çocukluğumuzun maçlarının unutulmaz kuralları..

1-ADIMLAYARAK ADAM SEÇME



Maç öncesi törenler istiklal Marşı'yla değil adımlayarak takım seçmeyle başlardı. İki takım kaptanı, adım adım birbirine yaklaşır, son olarak ayağı üstte kalan adam seçmeye başlardı, iyi oyuncular birer birer seçildiği için güç dengeleri korunur, ilk adımda başlayan  heyecan, maç sonuna kadar devam ederdi. NBA'in, bu kuralımızı taklit edip güçsüz takımları draftta öne alıp, en iyi liseli gençleri, sezonu kötü geçiren takıma dağıtması basketbolun sevilmesinde 'Beyaz Gölge' kadar etkili oldu.



2-PİS BURUN YOK


Çocukluğumuzda maçın sağlıklı devam etmesi ve kimsenin sakatlanmaması için kendiliğinden yerleşen kural ayak burnuyla şut atmanın yasak olmasıydı. Bu kuralın ne kadar doğru bir karar olduğunu özellikle soğuk kış günlerinde test etmenizi hiç önermiyoruz



3-GOL ATAN KALEYE GEÇER


Herkesin golcü olmak istediği, kaleye kimsenin geçmek istemediği günlerde takım içi sorunları aşmanın en kolay yolu bu kuraldı. Gol atan kaleye geçer, o ana kadar kalede sıkılan takımının gol atmasını heyecanla bekleyen kaleci de büyük bir motivasyonla saha içi dizilişteki yerini alırdı. Bu motivasyon takımı kimi zaman coştururken, kimi zaman da bu kuralın saçmalığını sorgulamamıza neden oldu.



4-PENALTI SIRASINDA KALECİ DEĞİŞTİRİLMEZ


Maçlarda çok sık rastlayamayacağımız şeylerden biri penaltıydı. O penaltılar 2 takım için de o kadar değerliydi ki, atılacak noktayı belirleme bile ayrı bir törendi. kaleye 9 adım uzaklıktaki beyaz noktayı belirlemek bile olaydı. Penaltı atışına maruz kalacak takım en iyiyi kaleye geçirmek isterken, bu hareket penaltının kaçması halinde tekrarlanma kuralının yerleşmesine neden oldu.

Penaltıda kaleci değiştirme kuralından haberdar mı bilinmez ama 2014'te Hollanda'nın başındaki van Gaal, çeyrek finalde bunu uygulamış, penaltılarda kaleye geçirdiği Kurul sayesinde adını yarı finale yazdırmıştı.



5-3 KORNER BİR PENALTI


Biz, ofsayt kuralını değiştirip fazla gol olmasını sağlamaya çalışan FIFA'dan yıllar önce fazla gol için kurallarımızı düzenleyen bir çocukluk geçirdik. Kornerlerde hiç gol atılamaması üzerine ortaya çıkan 3 korner bir penaltı defanslar için korkulu rüya olmuştu. Tabii o günlerde, bu maçlarda hiç korner kullanılmamasının ileride Türk takımlarının duran top zaafını ortaya çıkaracağını hiç hesaba katamadık.



6-ADAMIN GOL DİYOR


Futbol dünyasında süregelen hakem tartışmalarını göz önüne alırsak çocukluğumuzdaki bu kuralın ne kadar büyük kavga önlediğini hayal bile edemeyiz. Tüm tartışmalı kararlarda iki takım oyuncuları arasında bir şekilde konsensus sağlanırdı. Bunda en önemli rol de o "gol" diyen ve bir müddet takım arkadaşlarını sinirli bakışlarına maruz kalan 'dürüst' çocuğun olurdu. Maç sonunda da bu pozisyonlar hiç tartışılmaz, herkes beraberce evinin yolunu tutardı.



7-KALEDEN KALEYE GOL OLMAZ


Aut atışının çift vuruş olarak bilinmediği günlerde tekniği ve yaşı yüksek kaleci ağabeylerin sert vuruşlarının maçın önüne geçmesini engellediğimiz güzel bir kural. En azından pas oyununu geliştirmemizi sağlayan bu kuralın geçerliliğini futbol kurallarını öğrenmiş olduk.



8-DUVARDAN GOL OLMAZ



Dar sokaklarda oynadığımız maçlarda duvardan pas yapıp gol atmaya çalışan kurnaz arkadaşlarımızı durdurmak için uyguladığımız kural. Duvardan faydalanıp yapmak istedikleri bu kurala takılan arkadaşlar, zekalarını takımdaşlarıyla yaptıkları duvar paslarında kullandıklarında oldukça skorer bir kimliğe büründü.



9-TOPU ATAN ALIR



Mahalle maçlarında saçma sapan şutların önüne geçen muhteşem bir ritüel. Bu kural sayesinde yeteneksiz arkadaşlar, içlerindeki şut atma isteğini dizginlerken, hem topun oyunda kalma süresi arttı, hem de mahalledeki camlar yerlerinde kaldı. Şu anda bazı profesyonel arkadaşlara da bu kuralı uygulasak fena durmaz aslında...


10-GOL ATAN GALİP



Akşam annelerimizin çağırmasına az kaldığına veya akşam ezanı başladığına maç berabereyse yürürlüğe giren bu kural bir nevi altın gol olarak değerlendirilebilir.. O golü atan çocuk, gece muhteşem bir uyku çekerken, golü yiyen takımın tüm elemanları gece maçı defalarca kafalarında oynamaktan ne ödev yapabilir, ne de uyuyabilir..