"Şampiyon Sanat" sergisinde Ertuğrul Ateş, Devrim Erbil, Hüsamettin Koçan ve Tanju Demirci eserleriyle kendi futbol takımlarının kadrosunu kurdu. Her biri 11 eser hazırladı. Milliyet Pazar'dan Elif Berköz'ün haberi:
Türkiye'de şampiyonluklar kazanmış dört büyük kulübün, dört büyük taraftarı olan dört ressam bir sergi için bir araya geldi: "Şampiyon Sanat". İMSG'nin (İstanbul Modern Sanatlar Galerisi) 8-31 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştireceği sergide Ertuğrul Ateş, Devrim Erbil, Hüsamettin Koçan ve Tanju Demirci taraftarı oldukları takımın renklerini sanata taşıyor. İDDAA'nın sponsorluğundaki etkinlikte ressamlar Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'u tıpkı bir futbol takımının 11 futbolcudan oluşan kadrosu gibi toplam 44 eserle anlatıyorlar.
Projeye yalnızca ressamlar değil, ünlü kalemler de destek veriyor. Sergideki resim çalışmalarının yer aldığı kitaba yazılarıyla Galatasaray için Hıncal Uluç, Fenerbahçe için Mehmet Y. Yılmaz, Beşiktaş için Haşmet Babaoğlu ve Trabzonspor için Sunay Akın katkıda bulunacak.
"Şampiyon Sanat", hafta içi ve cumartesi günleri 11.00-20.00, pazar günü 11.00-17.00 saatleri arasında ziyaretçilere açık olacak.
Ressamlarla İMSG'de buluşuyoruz. Fotoğraf için her birine tuttukları takımın formasını giydiriyoruz. Formaları giyince başlıyorlar futbol muhabbetine. Ressamların futbol sohbeti alıştığımızdan farklı ilerliyor. Sadece rakip takımı ince ince alaya alıyorlar. Arada kahkalar kopuyor, espriler yapılıyor. Çoğunluk Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu kabul etmiş görünüyor.
HÜSAMETTİN KOÇAN: "Sergi sanat için yeni bir kitle yaratacak"
Trabzonspor'u 1960'lı yıllarda, takım yavaş yavaş büyük bir enerjiyle liglere katılınca tutmaya başladım. Trabzonspor futbolun coğrafyasını genişletti. Büyük takımlar yerine bir Anadolu takımının taraftarı olmamın nedeni de bu. Zaten ben sanatı büyük şehirlerin tekelinden çıkarmaya çalışan biriyim.
Trabzon yenilgilerinde üzülüyorum. İçim burkuluyor.
Türkiye'de sanat belli merkezlerde, belli gruplar içinde kaldı. Sanat yaşamı anlatıyorsa insan neredeyse oraya gitmeli, ulaşmalı. Futbol çok popüler olduğu için insanları oradan yakalamak gerek. Futbol ve sanat bu anlamda bir diyaloğa girebilirse, spor izleyicisinin sanata yönelik dikkatini çekebiliriz.
Sergi için çizdiğim resimlerimde futbol odaklı çalışmalar yaptım. Futbolun enerjisini, matematiğini, rekabetin önemini anlatan eserler hazırladım. Farklı takımların renklerini de kattım resimlerimin içine.
Bu serginin en güzel yanı, sanat için yeni bir kitle yaratma potansiyelidir.
ERTUĞRUL ATEŞ: "Bu tüm taraftarlara sanat dolu bir barış çağrısı"
Lisedeyken okul ve mahalle takımında top koşturdum. Bugünlerde çocuk olup bir futbol okuluna girerek futbolu meslek olarak seçmeyi çok isterdim.
Yıllardır futbol sempatizanıyım. Amerika'da yaşarken futboldan uzak kalmıştım. Sonra Galatasaray'ın Avrupa'daki başarısı beni Galatasaraylı yaptı.
Takımım yenilince çok ciddi bozulurum. Zaten bugünlerde Galatasaray yüzünden hiç keyfim yok.
Resimlerimde renklerle Galatasaray'a bir gönderme yaptım. Diğer sanatçı arkadaşlarım da aynı düşünceyle hareket ettiler. Burada popülist bir yaklaşım yok. Bu popülist bir proje değil, toplumsal bir proje. Futbol platformuna sanatı katmak istedik. Bu projeden bir sosyal fayda da çıkarmayı amaçladık.
Futbol ve plastik sanatları bir proje dahilinde bir araya getiriyoruz. Arzumuz hem plastik sanatları hem de futbol camiasını estetikle uğraşılan bir platformda buluşturmak. Tüm taraftarlara sanat dolu bir barış çağrısı yapmak istiyoruz.
Yaptığımız resimlerin telif haklarını kulüplere devredeceğiz. Afiş, poster gibi bu resimlerle yapılacak her türlü baskılı ürün mağazalarda satışa sunulacak. Mesela forma ihtiyacı olan amatör Anadolu kulüplerine bu yolla katkı sağlanacak.
DEVRİM ERBİL: "İstanbul'la sarı lacivert birleşti"
Futbol, hayatıma yeni bir coşku kanalı açıyor. Kendimi bildim bileli Fenerliyim. Kulüpte olup bitenleri takip ederim. Önemli maçların skorlarını ezbere bilirim.
Son kupa maçında Fenerbahçe Dolmabahçe'de ezilene kadar maçları tribünde izledim. İhtisasımı İspanya'da yaptım. Madrid'de her hafta sonu maç izlerdim Santiago Bernabeu stadında. Real Madrid'in en popüler dönemiydi. Beş yıl arka arkaya Avrupa şampiyonluğunu aldığı dönemden bahsediyorum. 40 yıldan fazla oldu. Ama hâlâ o yıllarda Real Madrid'de oynamış forvetleri say desen zorlanmam. Arjantin Milli Takımı'nı, İngiltere'den Bobby Charlton'ı izledim. Hocam Bedri Rahmi Eyüboğlu da futbol tutkunuydu. Birlikte maça giderdik.
Fenerbahçe'nin renklerinden yola çıktım. Onları çok sevdiğim İstanbul'un içine yerleştirdim. İstanbul'la sarı lacivert birleşti. Şehrin güzellikleriyle takımının güzel renkleri bir araya geldi böylece.
Türkiye'deki entelektüeller sporla ilgilenmiyor. İlgilenenleri küçümsüyorlar hatta. Halbuki futbol sanat için ilginç bir konu. 70 milyonluk nüfusun yarısı futbolla ilgileniyor. Sanatçının herkesi ilgilendiren bir konuyu irdelemesi gerek. Yaratıcı bir sanatçı futbolun, sporun enerjisinden, heyecanından yararlanarak çok güzel eserler çıkarabilir ortaya.
Fanatik sanatçılar ortak bir projeyi heyecanla paylaştı. Fanatik taraftarlar da gelip bunu görmeli. Bundan bir ders çıkarmalı.
TANJU DEMİRCİ: "Hiç resim sergisine gitmemiş biri bile futbol lafını duyunca sergiyi ziyaret edecek"
Yedi yaşından beri fanatik Beşiktaşlıyım. Babam da fanatikti. Bu hastalık ondan bana geçti.
1978-1986 arası, yakın deplasmanlar dahil neredeyse tüm Beşiktaş maçlarına gittim. İnönü'nün atmosferi çok farklıdır. Bizimkiler en ateşli seyirciler.
Beşiktaş maçlarını artık iş yoğunluğundan ötürü evde izliyorum. Farklı takımdan bir arkadaşımla yan yana Beşiktaş'ın maçını izleyemem. Kavga çıkar falan diye. Koyu Beşiktaşlı olduğum için yenilince strese giriyorum. Bu yüzden eve Lig TV bağlatmaktan vazgeçtim.
Siyah-beyaz sanatın temelidir. Takımımın renkleri asil olunca resim yaparken işim kolaylaştı.
Futbol büyük kitleleri peşinden koşturuyor. Gündemi sürekli taze tutuyor. Dikkat çekmek için konu olarak futbolu belirlemek yerinde bir seçim. Bu serginin medyatik bir etkisi var. Sanatın, sanatçının ve futbolun birleşmesi ilgi çekecek. Hiç resim sergisine gitmemiş birinin bile futbol lafını duyunca sergiyi ziyaret edeceğini düşünüyorum.