Maç öncesinde istatistikler, Yıldız’dan İnönü’ye yürüyen haklı protestocuların coşkusuyla kalbimde yanan ateşin üzerine su döküyor: Beşiktaş oynadığı 28 lig maçının 9’unda gol atamamış. Ankaraspor maçları hariç toplamda 28 maçta 33 gol atabilmiş!
Yani ülkemizdeki bazı hakemlerin ve onların patronlarının kararları kadar hatalı ‘kadro yapılanması kararları’ vermiş Beşiktaş’ı yönetenler. İngiltere’nin devlerinin bizim A2’nin yıldızı Erkan Kaş’ı istediği günlerde Beşiktaş, Premier Lig’de tutunamayan iki ‘süper masraf’lı adamın, Robinho ve Quaresma’nın peşinde!
Bir an düşünüyorum da Erkan, Necip, İsmail ve Rıdvan’ı 1 yıllığına Alex Ferguson’a kiralasak Scholes, Fletcher, Giggs, Neville olarak geri alır mıyız?
Aslında ‘global bir fantezi’ye hiç gerek yok: Tam bu satırları yazarken telefonum çalıyor, Beşiktaş’ın Altın Çağı’na adını (okumasını bilene) devasa harflerle yazdıran adam arıyor: SERPİL HAMDİ TÜZÜN!
TÜZÜN demek, altyapıdan yetişip icabında çıkıp rakibi de hakemi de ‘çukurcu’ları da yenen ruh demek. Beşiktaş’ın Giggs’leri, Scholes’ları, Neville’ları yani FEYYAZ’lar, RIZA’lar, GÖKHAN’lar demek! Altyapıdan çıkan oyuncuya maaşını ödemek için evini ipotek ettiren başkan Süleyman SEBA demek! Sana ‘küfür niteliğinde haksızlık’ yapanlara küfürle değil, örnek başkanlık performansıyla gereken cevabı vermek demek.
Sivas maçı mı? Özür dilerim! Necip ve Rıdvan bir yana, Serpil Hamdi hocanın neden Beşiktaş’ta değil de Azerbaycan’da çalıştığını düşünmekten bu kadar izleyebildim! Bu sorunun cevabı da Beşiktaş’ın geleceği için dünkü ‘maçımsı’dan çok daha önemli!