Necati “Ateş“ olup yaktı

Necati “Ateş“ olup yaktı

Oynadığı futbol ve attığı gollere rağmen bir türlü medya ile yıldızı barışmayan G.Saray’ın yıldızı Necati Ateş sonunda ağzındaki baklayı çıkardı. Yıldız futbolcu Futbol Extra Dergisinde yer alan röportajında özellikle medyayı hedef alırken ilginç iddia ve açıklamalarda bulundu. İşte Necati Ateş’in Futbol Extra Dergisinde yer alan röportajından bazı önemli satırbaşları ;  

KAVGALAR HIRSTAN KAYNAKLANIYOR

- Çok yakın arkadaşınla kavga ettiğiniz zaman gidip evde ağladığın oldu mu?

- Yok. İradem çok kuvvetlidir. Üzülürüm sadece. Hasan’la üç kere tartıştım, belki daha da tartışacağım. Bunun altında kimse art niyet aramasın. Bu tartışmamızın nedeni sahadaki hırsımız. Ben de o da yenilmeyi hazmedemiyor. Geçen sene şampiyon olduysak bu hırsın eseridir. Tabii biraz da savunma olayı. Ben kendi kendimizi savunmamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü gerçekten Türkiye’de yazılan haberlerin çoğu yanlış. Bilgi alınmadan yazılıp çiziliyor.

 

ÇAKAR BİR ADAM EDER Mİ?

- Peki bu Türk futbolunun gelişimini olumsuz yönde etkiliyor mu?

- Tabii ki etkiliyor, etkilemez mi? İnsanlar bu gazeteleri okuyor, bu televizyonları seyrediyor tabii ki etki altında kalıyorlar. Bir sürü terbiyesiz insan var gazetelerde, televizyonlarda.

Biz kavga ediyoruz, eski hakem Ahmet Çakar gibi bir insan “İkisini kafa kafaya vursan bir adam etmez” diyor, acaba kendisi bir adam eder mi?

- Peki arayıp konuşuyor musun bu insanlarla?

- Onun seviyesine düşemem ki ben. Ben penaltı atıyorum, Kâzım Kanat gibi bir insan, “Bunlar anlaşmış mı?” diyor. Yani ben bu seviyeye nasıl ineyim ki? 

- Peki bunun önlemini kim alacak?

- Bizim başkanımız bunun önlemini aldı. Ahmet Çakar’ı mahkemeye verdi ve hakkında tutuklama kararı çıktı. Sonra başkanımıza yalvardı ve programlarda “Başkana çok teşekkür ederim” dedi.

BİZE SAHİP ÇIKILMASI LAZIM

- Yani başkan sana Çakar konusunda sahip çıktı, öyle mi?

- Hayır, bu konuda başkan bana sahip çıkmadı. Ahmet Çakar, Başkan’la ilgili bir yorumda bulunmuştu. Bize sahip çıkan da var, çıkmayan da. Ben isterim ki bunların muhatabı futbolcu olmasın. Birilerinin bize sahip çıkması lâzım bu konuda.

- Hiç kimseye dava açtın mı?

- Çok niyetlendim ama sonra vazgeçtim. Eğer açsaydım kazanacağım çok dava vardı.  

- Medyayla yıldızın bir türlü barışmıyor, neden?

- Çünkü ben onların istediği gibi davranmıyorum. Geri adım atmadığım için, onların her dediğine “evet” demediğim için. Bundan sonra da geri adım atmayacağım. Onların oyuncağı da kuklası da olmayacağım. Dürüstçe davransalar, söylediklerimizi yazsalar tamam. Adam benimle röportaj yapıyor, ertesi günü bakıyorum yüzde 90’ı benim söylemediklerim. Açıyorum, “Bu ne?” diye soruyorum. “Yukardan değiştirmişler” cevabını alıyorum.

ALMIŞLAR KALEMİ, ATIP TUTUYORLAR

- Medyanın eleştiri dozunda bir balans bozukluğu mu var sence?

- Futbolcunun futbol yönünün sadece eleştirilmesi lâzım. Çıkıp da “Onları toplasan bir adam etmez” diyorlar. O lâfları söylüyor diye adam mı oldunuz? Kâzım Kanat’ın benimle ne alıp veremediği var bilmiyorum. “Necati Milli Takım’a alınmasın” diye kamuoyu yoklaması yaptı. Sayın Gökmen Özdenak ve Sayın Metin Tükenmez de “Bu adamı Milli Takım’a almayın” diyor. Sizi mi ilgilendiriyor bu konu?. Siz bu ülke için ne yaptınız da bizi konuşabiliyorsunuz. Ben bu milli formayı gururla taşıyorum ve taşıyacağım. Kalemi almışlar ellerine, atıp tutuyorlar. Bu kadar olmaması lâzım.

 - Ahmet Çakar’ın hakemlikle ilgili yorumlarını nasıl buluyorsun?

- Onun yorumlarını beğenmiyorum.

YEDEK KALDIM AMA KONUŞMADIM

- Yedek kalmak seni üzüyor mu?

- Üç haftadır oynatılmadım, belki uzun yıllar sonra ilk kez üç maç üst üste yedek kaldım. Peki çıkıp da “Niye oynatılmıyorum?” diye bir söz söyledim mi? Kimse böyle bir şey duyamaz benden. Bu takımın bir hocası var çünkü.

- Futbolu bıraktıktan sonra gazeteci olur musun?

- Olursam da onlar gibi olmam. Olur ki ilerde bir gazetede yazmam istenirse, onların bana yaptığını ben başkalarına yapmam. Gördüğüm kadarıyla gazetecilikte biraz kincilik var, bana öyle geliyor.

 

HIRSIMIZLA ŞAMPİYON OLDUK

- Geçen sezon G.Saray’ı şampiyon yapan en önemli etken neydi?

- Geçen sene şampiyon olduysak karakterimizden, mücadele hırsımızdan, kaybetmeme arzumuzdan olduk. Geçen sezon inanılmaz bir kenetlenme vardı takımda. Çok ekstra bir şampiyonluktu. Unutulmayacak bir öyküsü olan bir şampiyonluktu.

- Peki kenetlenmeyi ne sağladı?

- Bu zor ve sıkıntılı günlerimizin eseriydi. Para alamıyorsun, taraftarla aranda problem var, yalnızlık yaşıyorsun… Tüm bunlar bizim kenetlenmemizi sağladı. Bu sıkıntıya bir daha yaşarsak kaldırabilir miyiz, bilmiyorum ama çok zor.

4-0’LIK YENİLGİ BİZİ KAMÇILADI

- Şampiyon olacağına sen veya takım arkadaşların ne zaman inandınız?

- 4-0 yenildiğimiz F.Bahçe maçı sonrası “Biz şampiyon olacağız” dedik. O maç bittikten sonra şampiyon olmuş gibi sevinmeleri bizi hırslandırdı. Yapılan olaylar, hindiler filan. Belki de Allah tarafından onlara bir ceza kesildi.

- F.Bahçe’nin şampiyonluğu kaybetmesini neye bağlıyorsun?

- F.Bahçe gerçekten çok büyük bir camia, bunu kimse inkâr edemez. Hem maddi imkanlarıyla, hem tesisleriyle ve  bir çok konuda büyük kulüp. Bazı şeylerde Türkiye çapını aşmış bir kulüp. Ama başarı statla, transferle olmuyor. Bu iş takım oyunuyla oluyor. Bizim en iyi tarafımız takım olmamız. Ben geçen sezon 18 gol attım ve bu takımın en fazla gol atan oyuncusu oldum. Peki ben hiç ön plana çıktım mı, çıkmadım. Hep G.Saray, hep G.Saray. Çünkü biz burada hizmet ediyoruz ve sadece görevimizi yapıyoruz. Yapmamız gerekeni yapıyoruz. Bu takımda kimsenin kimseden farkı yok. Bizde bir-iki yıldız yok F.Bahçe gibi. G.Saray’da herkes yıldız. F.Bahçe’de kişiler ön planda. Aldıkları paralar, özel yaşantıları filan ön planda. Kulüp ve takım içindeki ağabeylerimiz takım olma ruhunu aşıladı bu ekibe. UEFA Kupası’nı almış o tecrübeli kişiler dengeyi sağladı takımda.

TÜMER’E YAPILAN YANLIŞ

- Türkiye’deki üç büyükler arasındaki rekabeti nasıl görüyorsun? Bir de Tümer’e karşı eski kulübü Beşiktaş tarafından gösterilen tepkiyi nasıl karşılıyorsun?

- Tümer’e yapılan yanlış. Bir futbolcu kontratı bittiyse artık özgürdür ve istediği kulübe gider. Bu dünyanın her yerinde böyle. Türkiye’de niye farklı, anlamıyorum. Tümer belki bazı yanlışlar yapmış olabilir ama F.Bahçe’ye gitmesi asla yanlış değil. Sergen ağabey de dört büyük kulüpte oynadı. Bunlar normal. Bazı futbolcular “Kefen giyerim” dedi, hatırlayın. Bir futbolcunun “Ben ölene kadar bu takımın formasını giyeceğim” gibi ifadelerde bulunması yanlış. Dünyanın en büyük derbilerinden biri Inter’le Milan arasındadır. Adamlar her sene birbirlerinden futbolcu alıp veriyor. Juventus kalecisi Milan maçında sakatlandı diye adamlar Abbiati’yi hiçbir para almadan bedavaya verdi. Onlar da birbirleriyle rekabet içinde değil mi? Bence bu kavramları aşmamız gerekiyor.

İLK TERCİHİM G.SARAY OLUR

- Peki senin “Futbola G.Saray’da nokta koyacağım, Türkiye’de sadece G.Saray forması giyerim” gibi bir saplantın var mı?

- Öyle bir saplantım asla yok. Yöneticiler beni G.Saray kulübü içerisinde görmek istediği sürece ben hep burada olacağım. Ama G.Saray kulübü derse ki, “Artık seni düşünmüyoruz” diye, ben de teşekkür eder ve bu kulüpten giderim. Ama kontratım bittiğinde ilk tercihim G.Saray olur.

 

BONSERVİS BEDELİM 12.5 MİLYON EURO

- Avrupa’nın çok üst düzey takımlarından teklif alırsan, sözleşmen sürerken gidip yönetime “Ben gidebilir miyim?” der misin?

- Tabii böyle bir kulübe gitmek isterim. Bunun için de yönetimden izin de isterim. Biliyorum ki onlar da bu kolaylığı bana sağlayacaktır. Ama gideceksem G.Saray’dan daha büyük bir kulübe gitmeliyim. Sözleşmemde 12.5 milyon euro bonservis bedelim var. Türkiye içinden veya dışından bir kulüp beni sözleşmem sürerken almak istiyorsa G.Saray’a 12.5 milyon euro ödemek zorunda.

KEŞKE FENER DE DEVLER LİGİNDE OLSAYDI

- F.Bahçe sence neden Avrupa’da başarılı olamıyor, kadrosu mu yetersiz?

- “F.Bahçe’nin kadrosu yetersiz” demek yanlış olur. Ben F.Bahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde olmasını isterdim. Çünkü ülke puanımız çok aşağılara düştü. Bu kadar fanatikliği bir kenara bırakmamız gerektiğine inanıyorum.

OLİMPİYAT STADI BÜYÜK DEZAVANTAJ

- G.Saray iki sezon önce Olimpiyat Stadı’nda oynadı ve başarısızlık bu stada bağlandı. Şimdi Şampiyonlar Ligi maçlarını burada oynayacak olmak sizi korkutuyor mu?

- Olimpiyat Stadı bizi hâlâ korkutuyor. Orada seyircimizin rakip takımı ne kadar baskı altına alacağı sıkıntısı var. Bunu hocamızla ve yöneticilerimizle konuştuk. Ama “Çare yok” dediler. Olimpiyat Stadı bizim bu yıl Şampiyonlar Ligi öncesi en büyük dezavantajımız.

- Yani maçlara 1-0  yenik başlayacağınız gibi bir durum mu söz konusu?

- Öyle görünüyor ama inşallah bu dezavantajı avantaja dönüştürürüz. Hedefimiz çeyrek finalin üzerine çıkabilmek.

HAKEMLER BU KADAR ÇOK KONUŞULMAMALI

- Türk hakeminin Avrupa arenasında olmamasının nedeni nedir sence, lobi eksikliği mi?

- Hayır, bence bunun sebebi hakemlerin bu kadar çok konuşulmasıdır. FIFA’nın UEFA’nın gözü kör mü, kulağı sağır mı? Burada hakemler hakkında ne söyleniyor ve yazılıyorsa adamlar bunu biliyor. Türk hakemi iyi seviyede.

2008’E MUTLAKA GİTMELİYİZ

- 2008 Avrupa Şampiyonası’yla ilgili düşüncelerin nedir?

- Mutlaka gitmemiz gerekir. Gidemezsek Türk futbolu büyük yara alır. Burada medyaya da büyük iş düşüyor Türk medyası da Milli Takım’a destek vermeli artık. “Bu niye alındı, bu niye alınmadı?” lâflarını bırakmaları lâzım.

- Mehmet Aurelio konusuna nasıl bakıyorsun?

- Hâlâ “Mehmet Aurelio niye alındı, niye oynatıldı?” deniyor. Başka ülkelerde bu şekilde oynayan onlarca futbolcu var. Mehmet Aurelio’nun Milli Takım’da oynamasında hiçbir sakınca yok, Aurelio türünden başka futbolcular da oynayabilir. Yeter ki çoğunluk onlardan olmasın. Bugün İtalya, Almanya gibi futbolda çok önde olan ülkelerde bile bu şekilde futbolcular oynuyorsa bizde de oynamasında hiçbir sakınca yok. Ben bu konuda futbol kamuoyunun gösterdiği tepkilere karşıyım. Önce bir destek versinler, sonra eleştirsinler. Birisi İstiklal Marşımız okunurken ayağa kalkmamış. Zaten o kişiyi de insanlar fazla kaale almadı.

- Yabancı sayısı konusundaki düşüncen ne?

- Bence çoğunluk olmamalı. 6 yabancı normal.

- F.Bahçe Avrupa’daki başarısızlığını yabancı sınırlamasına bağlıyor, buna katılıyor musun?

- Önümüzde çok güzel ve yakın bir örnek var. Baksınlar G.Saray UEFA Kupası ve Süper Kupa’yı aldığında kaç yabancısı vardı. Demek ki iki-üç yabancıyla da oluyor. Bunun yabancıyla ilgisi yok.

KOLUM KIRILDI, SAÇIMI UZATTIM

- Saçlarını bugüne kadar hiç açmadın, peki bu bağlama işi nereden icap etti?

- Aydınspor’da kiralık oynuyordum o dönem. Bir maçta sağ dirseğim kırılmıştı. O dönemde saçlarım kısaydı.Yaklaşık 2-3 ay sağ dirseğimi kullanamadım. Bu arkada saçlarım da uzadı ve bu halim hoşuma gitti, bir daha kestirmedim. Tabii uzun saçı bağlamak gerekiyor. Ondan sonra da öyle kaldı. Çoğunluk benim böyle olmamı seviyor.

- Saçların açık halde basında hiç resmin çıktı mı?

- Hayır, hiç açmadım. Para bile teklif ettiler “İlk biz görüntüleyelim” diye ama açmadım. Yatarken açıyorum, kalktığımda bağlıyorum. Bu benim kendim özelim.