Makukula takım gibi!

Makukula takım gibi!
Türkiye, geldiği günden bu yana 12 gol atan Kayserispor’un Portekizli golcüsü Ariza Makukula’yı konuşuyor.
 
On dört milyon Euro’luk Güiza’nın 5, sekiz milyon Euro’luk Semih’in 4, yine sekiz milyon Euro’luk Nihat’ın 1, dört milyon Euro’luk Nobre’nin ise 0 gol ‘attığı’ Turkcell Süper Lig’de 12 gol kaydetmeyi başaran 1 milyon Euro’luk Makukula adeta bir takım gibi oynuyor. Hani yenilince suçu oyuncuları dışında her türlü yerde arayanlar var ya, onlara duyurulur. 
   
F.BAHÇE VE G.SARAY'A TİMSAH GÖZYAŞI DÖKENLER
Fenerbahçe ve Galatasaray’da başkanlar Aziz Yıldırım ile Adnan Polat’a muhalif olanlar var. Her iki takımda da işler kötü gidince bu iki camiadaki muhalifler basıyorlar düğmeye. Galatasaray 9 saniye kala golü yemese veya hakem Hüseyin Göcek gözünün önünde kornere çıkan topa aut verse şu an lider Galatasaray olacaktı. Ama şimdi öyle mi? İşler kötü gidiyor ya, çekildi kılıçlar, hücum ilk hedefiniz Adnan Polat...
 
Keza Fenerbahçe de Eskişehir’deki greko-romen stilindeki oyuna hakem Mustafa Kemal Abitoğlu gereken düdükleri çalsa o maçtan yenik mi ayrılırdı? Tabii ki hayır. Ama Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ilk başta hedefi büyük tutup 3 yıl şampiyonluk vaat etti ya... Takım kötü gidince her iki kulüpteki muhalifler timsah gözyaşlarıyla olaylara gizliden gizliye müdahil oluyorlar.
 
Bilmeyenler için anlatalım. Timsahlar avlarını yerken, ağızlarını çokça açtıklarından gözlerinden gözyaşı gibi görünen bir sıvı salgılarlar. Bu sıvının üzüntüyle bir ilgisi yoktur. Buradan yola çıkılarak, bir şeye üzülmüş gibi yapıp ikiyüzlülük yapanlara timsah gözyaşı döküyor denir.
 
Timsah gözyaşı demişken, PKK’lıların molotof kokteyli atarak ölümüne neden olduğu 17 yaşındaki Serap Eser ile önceki gün şehit olan 7 Mehmetçiğimizi de rahmetle anmak isterim. Bu olaylarda da timsah gözyaşları dökenler var da onun için yazmak istedim.
 
  
EŞREF ŞEFİK NİYE "ŞEREFSİZ BEŞİKTAŞ" YAZMIŞ?
1943 yılında Maarif Kupası’nın final maçları oynanıyor. Fenerbahçe ile Beşiktaş karşı karşıya geliyor. Maçı Beşiktaş kazanır ise Galatasaray şampiyon olacak ancak Beşiktaş eksik kadro ile çıkıp rakibi karşısında fazla direnç gösteremeyince Fenerbahçe şampiyon oluyor. Radyodan anlattığı maçlarla ve Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazılarıyla Türk spor tarihine yön veren isimlerden olan Eşref Şefik 20 Mayıs 1943’deki maçı, o günün yazım diliyle şöyle kaleme almış:
 
“Maarif Kupası’nın son maçlarını görmek üzere dün Beşiktaş sahasına İstanbul’un bütün futbol meraklıları, hatta meraksızları da dolmuştular. Dünkü yazımızda işaret ettiğimiz vechile Fenerbahçe ile Beşiktaş arasındaki maç puvan vaziyeti itibariyle Beşiktaş’dan ziyade Galatasaray’ı alakalandırıyordu. Fenerliler yenilseydiler, Galatasaraylılar Maarif Kupasını puvan farkı ile kazanmış olacaklardı. Dedikodulara ve muhtelif şayialara müsaid olan bu durum yüzünden Beşiktaşın çıkaracağı kadro ve oyun merakla bekleniyordu. Hatta Galatasaray-Vefa maçı devam ederken, kulübcü gruplar arasında ortaya çıkacak takımlar hakkında münakaşalar yürütülüyordu. Galatasaray-Vefa maçı bittikten sonra sahaya koşarak giren Beşiktaş takımının Şerefsiz çıktığını gördük. Şerefsiz Beşiktaş hücum hattı sanki körebe oynuyormuş gibi topu olmaz yerlerde kaybediyor, çiğniyor, yahud Fener müdafasının en kesif taraflarından kaleye sokulmak istendiğinden terayüz etmeye mahkum oluyordu.” 
   
Ligtv.com.tr notu: Gazeteci Eşref Şefik'in yazısında geçen "Şeref", Beşiktaş'ın o dönemdeki efsane golcüsü olan ve o maçta oynamayan "Voleci" Şeref Görkey'dir.
   
 
AMAN SADRİ BAŞKAN POTAYA GİRMESİN
Show TV’deki Genel Müdürümüz Saner Ayar Trabzonspor Basketbol Kulübü’nün de Başkanı olunca mecburen (!) biz de Türkiye 2. Basketbol Ligi’ni yakından izler olduk. 7’de 7 yapıp ligde namağlup giden takımın cumartesi günü sahasında Hacettepe ile yaptığı maça Başkan Sadri Şener de gitmiş. Takım ilk yenilgisini de bu maçta aldı. Dün Sadri Şener’in Star gazetesinde “Potaya girdik” başlıklı demecini görünce önce basketbola müdahil olacağını sanıp “Aman başkan takım ne güzel gidiyordu. Bir maça gittiniz yenildiler” dedim ama haberin devamını okuyunca başkanın futbolda rakipleri yenilince ilk üçe girmekten mutlu olduğu için “Potaya girdik” dediğini anlayınca sevindim.