Orhun Ene; Türk basketbolunun en önemli figürlerinden biri. Basketbolculuğu döneminde büyük bir virtüöz olmasının yanında kendi takım arkadaşının attığı sayıyı süre bittiği için iptal ettirecek kadar da ahlaklı bir basketbol adamı. Daruşşafaka Doğuş'tan ayrıldıktan sonra uzun bir süre sessiz kalan Orhun Ene ile basketbol üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Kariyeriniz en iyi döneminde Banvit ile final oynadıktan sonra radikal bir karar vererek 2. Ligde çalışmaya karar verdiniz.Sizi bu karara iten faktörler nelerdi? ORHUN ENE: Banvit ile 4 yıllık birlikteliğin ardından İstanbul’a dönmem gerektiğine karar verdim. Banvit ile 4 yıllık süresince çok iyi bir evlilik geçirdik. Galatasaray ile oynadığımız finalin ardından yeni bir yola girmenin doğru olduğunu düşündüm. 4 Yıllık bu süreçte ailemden de çok uzak kaldım ve onlarla daha fazla zaman geçirmek için İstanbul’a dönmeye karar verdim.
“DARUŞŞAFAKA DOĞUŞ’TA PROJEYE İNANDIM” ORHUN ENE: Banvit’ten ayrıldıktan sonra ilk hedefim Avrupa’da çalışmaktı ancak Avrupa basketbolundaki kriz nedeniyle istediğim şartlarda bir teklif gelmedi. O dönemde çalışmayı düşünmüyordum ancak Daruşaffaka Doğuş’’tan gelen teklif sonrası bana sunulan projeye inanarak burada çalışmaya başladım.
Daruşaffaka Doğuş’u zorlu geçen bir sezonun ardından 1. Lige çıkartmayı başardınız ve İbrahim Kutluay sizinle yola devam edileceği yönünde açıklamalar yapmıştı. Peki daha sonra ne oldu da Daruşaffaka Doğuş’la yollarınız ayrıldı? ORHUN ENE: Sezon içinde rahat çalışma bakımından kulüpte sıkıntılar yaşıyordum. Bizim en büyük dezavantajımız takımın geç kurulması oldu Aldığımız oyuncular isim olarak çok heyecan verse de İkinci lig farklı bir yer ayrı bir ritueli var. Orada tabiri caizse gerilla savaşı var. Ben sonuçta birinci lige çıkacağımızı biliyordum çünkü iş karar maçlarına kaldığı zaman orada bizim avantajımız olacaktı.
“KİMSEYLE KİŞİSEL PROBLEMİM OLMADI!” Gittiğim yerlerde kişiler benim ayrılık sürecimde hiçbir zaman etkili olmamıştır. Benim için önemli olan çalışma prensipleridir. Saha içinde bana tanınan özgürlük ve konfor her şeyden daha önemlidir. Birinci lige çıktıktan sonra yönetimin benimle çalışmak için aynı heyecanı yaşamadığını gördüm. Hayatım boyunca ne istenmediğim yer de kaldım ne de istemediğim takım da çalıştım. Sezon içinde de yaşadığım bir takım problemler de ayrılık kararımda etkiliydi.
İvkovic ve Obradovic gibi çok önemli iki coachun Türkiye’de çalışması hakkında ne düşünüyorsunuz? ORHUN ENE: Avrupa’nın her yerinde çok saygı duyulan iki isim. Biz de bakış açısı olarak ciddi problemler var. Türkiye’ye gelen yabancı coachlar ile ilgili pozitif bir yaklaşım varken Türk coachları ile ilgili sürekli olarak yetersiz gibi yorumlar yapılmakta.
“YABANCILARA VERİLEN DEĞER BİZLERE VERİLMİYOR” Şunu hiçbir zaman anlamamışımdır. İtodis’in geçen seneki Banvit’İ 4 yıl boyunca takım kimyası ve oyun anlayışı olarak benim hazırladığım bir takımdı. O takım geçen sezonu lider bitirdi ve İtoudis daha sonra CSKA Moskova’dan teklif alarak oraya antrenör oldu. Ben ise 4 yıl boyunca çok iyi işler yapmama rağmen bana yurtdışından herhangi bir teklif gelmedi. Türkiye’de bir yerli oyuncu yetiştiği zaman onun NBA’de oynaması için ciddi olarak mesai harcanırken, aynısı maalesef yerli coachlarımız için yapılmamakta. Biz kendi antrenörümüze değer vermezsek bu işler nasıl olacak.
Sizin basketbol oynadığınız dönemlerde üzerine takım kurulabilen yerli oyuncular varken son yıllarda baktığımız da böyle isimlerin artık olmadığını görüyoruz. Sizce Türkiye’de üst düzey yerli oyuncu çıkmamasının nedenleri nelerdir? ORHUN ENE: Türkiye’de sürekli olarak yeni formüllerle yerli oyuncu çıkması için girişimler yapılıyor ve bazı kural değişikliklerinden de medet umuluyor. Bana göre Türkiye’deki en büyük problem sistem yanlışlığı. Siz ister yabancı kuralını fazlalaştırın ya da tam tersi olarak azaltın sistemi doğru kurmadığınız süreci bunun bir faydasını göremeyeceksiniz. Öncelikle kulüp yönetimlerinde ve alt yapılarda radikal kararlar alarak değişikliklere gidilmesi gerekir. Oralarda sayısız problemler mevcut durumda.
“SİSTEM KUVVETLİ OLMAZSA OYUNCU ASLA ÇIKMAZ” Birçok kulübümüz finansal anlamda sıkıntılar yaşıyor. Alt yapı antrenörlerinin oyuncu eğitimi konusunda sıkıntıları var. Oyuncularımızın ise akademik anlamda yaşadığı problemler de var. Avrupa’nın hemen hemen her yerinde oyuncular hem okuyup hem de rahatlıkla spor yapabilirken. Biz de ise bu durum tam tersi bir şekilde. Siz şimdi bu sorunları gidermeden nasıl oyuncu çıkmasını beklersiniz ki, Biz bu sistemle arada çıkacak olan bazı yetenekli isimlere bağlı olmak zorunda kalırız…
"TÜRK OYUNCULARI TESLİMATÇI” Yerli oyuncularımızın rekabete girme konusunda problemleri var. Oyuncularımız da maalesef teslimatçı. Yabancı oyuncularla aynı salona girdikleri zaman kendilerini onlarla mücadele edebilecek seviyede görmüyorlar ve birçoğu da özgüven anlamında yetersiz durumda.
“YABANCI SAYISINI 2’YE İNDİRİN YENİ ORHUN ENE’LER ÇIKAR” Size şunun garantisini verebilirim. Yabancı sayısını 90’lardaki gibi 2ye indirin yeni Orhun Ene, Ufuk Sarıca, Harun Erdenay, İbrahim Kutluay gibi oyuncular çıkacaktır. Radikal bir kararla bunu yapın sorumluluk alan kimliğ gelişen oyuncular yetişecektir. Ama bu ne kadar dünya basketbolu için bi gerçekçilik sağlar o büyük bir soru işareti. Bu kadar fiziğe dayalı oynana bir oyunda eurolig seviyesinde takımlarımız o kararla ne kadar başarılı olabilirler bunu da görmek lazım.
RÖPORTAJ: YİĞİT YAMANER | FOTOĞRAF: ARİ PEKMELİKYAN
LİGTV.COM.TR