Sarı ile kırmızının Galatasaray formasında buluşan aşkı, aslında ilk görüşte başlamıştı...
Galatasaray Kulübü'nün 1 numaralı üyesi ve kurucusu Ali Sami yen, kulübün renklerinin nasıl ortaya çıktığını, anılarında şöyle anlatır:
(Utku Erişik'in HAVA ATIŞI adlı kitabından)
"Galatasaray takımı için ilk seçtiğimiz renkler, bayrağımızın renkleri idi: Kırmızı-beyaz. İlk formaları Asım Tevfik'in annesi ile kızkardeşim Samiye dikmişlerdi. Bu ilk formaları giyince birden korktuk; acaba başımıza bir iş gelir mi diye. Bunun üzerine İngiltere'den sarı-siyah renkte hazır formalar getirttik, ama hiçbirimiz bu renkleri beğenmedik.
Başladık gene kulübümüz için renk aramaya. Kaleci Asım Tevfik ile sol açık Emin Bülend, 'Merak etme, biz bu işi üzerimize alıyoruz' dediler. Sonra Bahçekapı'daki birçok mağazayı dolaştık. Bir dükkana girmiştik, gözümüze zarif bir yünlü kumaş ilişti. Biri vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı; öteki de turuncudan iz taşıyan tok bir sarı.
Tezgahtar ustaca bir el hareketi ile bu iki kumaşı birleştirince, bir saka kuşunun başıyla, kanadının yarattığı neşeli bir renk değişimine benzer bir parlaklık hasıl oldu. O anda içinde bir alevin parladığını hissettim. Bu renkler bizi galibiyetten galibiyete götürecek diye hayal ettim.
Kumaşları alıp eve getirdim, kızkardeşim biçip dikti. Biz de sarı kırmızılı formayı 6 aralık 1908'de Barham İngiliz harp gemisinin takımıyla yaptığımız maçta giydik."
Ali Sami Yen'e, yan yana geldiklerinde yaşanacak zaferleri vaat eden sarı ile kırmızı, sözlerini tuttular... İlk karşılaştığında Ali Sami Bey'in yüreğinde başlayan yangın, arkasında büyük bir kalabalık yarattı. İki rengin yarattığı tutku bugün on binlerce insanın ağzından coşkuyla dölülüyor.