Şahsal Büyüka, Akşam Gazetesi'ndeki köşesinde Liverpool-Galatasaray maçını kaleme aldı:
Gerets'e rağmen
Şampiyonlar Ligi'nin son beş maçında tek gol bile atamayan Liverpool, karşısında 'Çantada keklik' bir rakip bulunca daha ilk 15 dakikada iki gol birden attı. Galatasaray bu ilk 15 dakikadaki görüntüsü ile hastanın ayağına giden doktor gibiydi. Liverpool'a ilaç gibi geldi. Şipşak goller geldikten sonra Galatasaray'ın da aklı başına gelir gibi oldu. Paslaşmaya, boş alanlara kaçmaya, rakip savunmayı zorlamaya çalıştı. Ancak özellikle Sabri'nin sağ kanattan getirip yaptığı ortalarda, kalabalık Liverpool savunması arasında tek başına kalan Hakan Şükür topu bile göremedi.
Liverpool çabuk oynadı, hızlı oynadı, basit oynadı, uzun paslara rağmen hata yapmadı, her fırsatta şut attı. Biz ise savunmada kalırken de, hücuma çıkmaya çalışırken de 'doğum sancısı' çeker gibi sıkıntılıydık.
Gerets, uluslararası maçların büyük tecrübesi Hasan Şaş'ın yerine, böyle maçların 'süper acemisi' Mehmet Topal'ı oynatarak, sağ kanat savunmasında özellikle son haftalarda ciddi şekilde tartışılan Cihan'ı koyarak, kalabalık rakip savunma arasında Hakan Şükür'ü 'yem' gibi tek başına bırakarak, ilk yarıyı adeta Liverpool'a 'ikram' etti. Gerets ilk yarıya da, Galatasaray'a da yazık etti.
İkinci yarıda Hakan Şükür'ün yanına Ümit Karan'ın gelişi Liverpool savunmasının balansını bozdu. Orta sahaya Hasan Şaş gibi bir ustanın gelişi bu alanda mücadeleyi dengeledi. Galatasaray'ın Liverpool ile kafa kafaya oynaması için iki değişiklik bile yetti. Sağdan Sabri bindirmeye devam etti, Ümit Karan'ın iki kafa golüyle Galatasaray kendine geldi.
Aslında ikinci yarıdaki Galatasaray'ın Liverpool'dan fazlası vardı, eksiği yoktu. Ama Gerets'in yanlış kadrosunu, Galatasaray'ın ilk 15 dakikadaki korku ve paniğini ve bunun sonucu daha ilk çeyrekte çıkan ağır faturayı kalan 75 dakikada telafi etmek mümkün olmadı. Öyle ki '3-0'dan bozguna gidiyor' diye korktuğumuz maçı 'niye 3-3 yapamadık' diye saçımızı başımızı yolarak tamamladık. Futbol bu, çoğu zaman bir hoca, bir takımın yıkılışını hazırlayabiliyor. Tıpkı dün akşam olduğu gibi.