Fenerbahçe'nin genç oyuncusu Can Arat, Fenerbahçe'de kalıcı ve ilk 11 için vazgeçilmez olmak istediğini belirterek, "Ben Fenerbahçe'de doğdum ve tabir yerindeyse Fenerbahçe'de ölmek istiyorum" dedi.
Sarı-lacivertli oyuncu Can Arat, FB TV'ye açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe'de kalıcı olmayı istediğini belirten genç oyuncu Can Arat, "Fenerbahçe'de kalıcı ve ilk 11 için vazgeçilmez olmak istiyorum. Ama 28-30 yaşlarımda İngiltere'de de oynamak isterim. Bildiğim bir tek şey var futbolu yine de Fenerbahçe'de bırakmak istiyorum. Ben Fenerbahçe'de doğdum ve tabir yerindeyse Fenerbahçe'de ölmek istiyorum" diye konuştu. İlk yarının Fenerbahçe için başarılı geçtiğini ve uyum sürecinin en iyi şekilde aşıldığını söyleyen Can Arat, "Aramıza yeni katılan arkadaşlarımız oldu, onlarla uyum süreci yaşadık, ama bu uyum süreci kolayca geçildi" ifadelerini kullandı. Geçen yılın kendisi için çok öğretici geçtiğini belirten genç oyuncu Can Arat, "Geçtiğimiz yıl 4 ay Karşıyaka'da sonra da Sivasspor'da oynadım. Bu dönem benim için çok zordu. Çünkü İstanbul'dan ailemden ve Fenerbahçe'den ilk kez uzak kalıyordum. Ama sonra bu benim için büyük bir tecrübe oldu. Ayrıca Milli Takım'a da seçildim. Sonrasında Fenerbahçe'ye geri döndüm. Geçen sezon da olduğu gibi bu sezon da çok çalışıyorum. Her zaman hocamın görev verebileceğini düşünerek hazır bulunuyorum" dedi.
Genç oyuncu denildiği zaman insanların yanlış bir yargıya sahip olduğunu ifade eden Sarı-lacivertli oyuncu, "Genç oyuncu denildiği zaman Türkiye'de yanlış anlaşılıyor. Bence genç kelimesi yedek kulübesinde daha çok sabırla bekleyebildiği için bu anlamı taşıyor. Onun dışında tecrübesizlikle bir alakası yok. Türkiye'de bu çok yanlış anlaşılıyor. Fenerbahçe'de bu yok. Başkanımız ve yönetim kurulumuz bizim arkamızda duruyorlar. Bu konuda hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz" dedi.
PAF Takım'dan A Takım'a gelen oyunculara elinden geldiğince destek olmaya çalıştığını belirten Can Arat, "Tıpkı bana destek olan ağabeylerim gibi. Ben PAF Takım oyuncularından 4-5 yaş büyüğüm. O nedenle onların şu anda yaşadıklarını birkaç yıl önce ben yaşadım. Mesela ben ilk zamanlarda sahada konuşamıyordum. Kaptanımız Ümit Özat bu durumu fark etti ve bir gün bana 'Sahada ağabey kardeş yok, hepimiz eşitiz. Yeri geldiğinde bana Ümit de diyeceksin. Saygı çerçevesinde kaldığın sürece sahada konuşman gerekiyor' demişti. Şimdi ben de bunu PAF'tan gelen arkadaşlara söylüyorum. Çünkü bunu yapmaları gerekiyor, iletişim kurmaları gerekiyor" diye konuştu.