Yeni bir sayfa açmak için güzel bir gün oldu. Bu takım uzun zamandır hasretini çektiğimiz milli takım taraftarı oluşturacak oyun kabiliyeti dışında sempatik bir milli takım ayrıca. Guus Hiddink'in elinin değdiği ilk maç olduğunu kabul ederek, içine Euro 2008 ruhu kaçmış bu takım, Belçika'yı da yener ve play-off oynar diyoruz.
Arda'nın yağmur altında attığı gol tam elden kaçarken geri çevirdiğimiz İsviçre maçını, Volkan'ın kurtarışı Rüştü'nün Hırvatistan maçındaki penaltı performansını ve Semih'in Gökhan'a attırdığı gol Euro 2008'in tamamını hatırlattı. Dün akşam Azerbaycan'da hüzün veren takımın yerini zafer vadeden milli takım almıştı.
Aylardır bocaladıktan sonra nihayet yeni milli takımı izledik. Arzulu, takım olmayı önemsemiş, paylaşmak üzerine kurdukları organizasyonlar sayesinde başaracağına inanan, oyuncuların kolektif oyun dışında bireysel yeteneklerini de cömertçe sergiledikleri heyecan verici genç bir milli takım vardı sahada.. Bırakalım play-off yoluyla gidilecek dikenli yollarla kaplı 2012'yi, gerçek büyük başarı elde etmeye namzet olduklarını hissettirdikleri Dünya Kupası 2014'ün karakalem çalışmasını yaptılar. Tecrübe arttıkça, birlikte oynama yüzdeleri yükseldikçe daha renkli bir tablo ortaya çıkacak.
Bugüne kadar uluslararası maçlarda öyle tuhaf goller yedik ki! iyi oynayıp basit bir hatayla puan kaybetmek acı vermişti. Dün taç atışından golü bulduğumuzda hepsi film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçti. Arda'nın müthiş zekası kilitli Avusturya kalesini açmamış olsaydı sonuç aleyhimize gelişebilirdi. Sabırsızlık, sinir başlayabilirdi.
Golün şeklinden öte zamanlaması harikaydı. Topa sahip olarak başladık ve sonuna kadar meşin yuvarlağın hakimiyetini elimizde tuttuk. Milli takımın sahanın her yerinde üstünlüğü elinde tutmaya çalışması izlenebilir bir takım yaratacak. Avusturya milli takımı topun gerisine çekilerek beklemeyi tercih etmişti. Hesaplarını sabırla Türk milli takımını karşılayıp, kontra silahıyla vurmak üzerine yapmışlardı. Bulacakları duran toplar vasıtasıyla hava zaafımızı değerlendirmeyi B planı olarak seçmişlerdi. Nuri, Hamit gibi oyunun her iki tarafını iyi oynayabilen oyuncunun yanında en ileride Burak ve Mehmet Ekici, Arda ikilisinin ofansif katkısı güvenli bir takım olduğumuzu gösteriyordu. Selçuk neden sadece Türkiye değil Avrupalı kulüplerin de listesinde olduğunu bizzat ispatladı. Oyunun başında Burak'a gönderdiği müthiş uzun metrajlı pas, iki sahada servis yaptığı isabetli uzun boylu paslar gol tadında keyif verdi.
Avusturya ikinci yarının başında bir parça çabaladı. Servet ve Serdar'ın orta alandan aldıkları yardım sayesinde çizdikleri performans konuk takımın yolunu tıkadı.
Bazı oyuncular milli takım futbolcusu olarak yaratılmışlardır. Arda Turan ve Semih Şentürk tipik iki örneği bunun. Semih varsa sorun yok gerçekten de. Semih oyuna girer girmez Euro 2008'i hatırlattı. Gökhan Gönül'e attırdığı gol, bu milli takımı 3 yıl önce geri dönüşün krallığına taşıyan ayakların eseriydi.
Yeni bir sayfa açmak için güzel bir gün oldu. Bu takım uzun zamandır hasretini çektiğimiz milli takım taraftarı yaratacak oyun kabiliyeti dışında sempatik bir milli takım ayrıca..
Hiddink'in elinin değdiği ilk maç olduğunu kabul ederek, içine Euro 2008 ruhu kaçmış bu takım Belçika'yı da yener ve play-off oynar diyoruz.