Efsaneden Muslera'ya büyük övgü

Efsaneden Muslera'ya büyük övgü
Galatasaray'da uzun yıllar kalecilik  yapan ve kulübün unutulmazları arasında yer alan eski Yugoslavyalı kaleci Zoran  Simoviç, "Hayatımın en güzel dönemini İstanbul'da geçirdim, geçirmeye de devam ediyorum. Hala sık sık İstanbul'a gidiyorum. Orada evim ve bazı işlerim var''  dedi.
 
Sırbistan'ın Kruşevac kentinde müteahhitlik yapan ve aynı zamanda  belediye meclis üyesi olan Simoviç, futbolculuk kariyerine ve bugünkü hayatına  dair AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Simoviç, futbolculuk kariyerine, bugün ikamet ettiği Sırbistan'ın  güneyindeki Kruşevac şehrinde başladığını ve 1969-1980 yılları arasında Napredak  takımında oynadığını söyledi., Napredak takımında oynarken, Yugoslavya A Milli  Futbol Takımı'na seçildiğini ifade eden Simoviç, daha sonra, Hayduk Split  takımına transfer olduğunu ve 1984'e kadar orada forma giydiğini kaydetti.
 
Aynı yıl İngiltere'den bir takımla sözleşme imzaladığını belirten  Simoviç, oturma izniyle ilgili bir sorun nedeniyle bu transferin  gerçekleşmediğini, ardından İstanbul'a gelerek, Galatasaray'la sözleşme imzaladığını ifade etti. Simoviç, "Bugün, mevcut durumları gözönünde bulundurarak, bana  'İngiltere mi Türkiye mi' diye sorsalar, Türkiye'yi seçerdim. Hayatımın en güzel  dönemini İstanbul'da geçirdim, geçirmeye de devam ediyorum. Hala sık sık  İstanbul'a gidiyorum. Orada evim ve bazı işlerim var" diye konuştu.
 

Belediye meclis üyeliği yapıyor


 
Galatasaray'da uzun yıllar forma giydikten sonra, 36 yaşındayken aktif  futbol yaşantısını sona erdiren Simoviç, neden futbolun için de kalmadığını ise  şöyle dile getirdi: "Benim son derece uzun bir kariyerim oldu. Sırbistan'da ve eski  Yugoslavya'da, benim kadar uzun süre aktif futbol oynamış sayılı futbolcu vardır.  Aslında Galatasaray'da iki yıl daha oynayacaktım. Ancak, psikolojik açıdan  tükenmiştim. Aktif futbolculuk kariyerimi sonlardırdıktan sonra bir yıl boyunca  Galatasaray'da kaleci antrenörlüğü yaptım. Bir yılın ardından, takımı tamamen  benim yönetimime vermeleri için kulüp yönetimiyle görüştüm. Karşılığında hiçbir  şey talep etmeyeceğimi, sadece bir yıl boyunca takımın teknik direktörü olmak istediğimi söyledim. Çünkü ben bu futbolcularla yaşıyordum. Ne yerler, ne zaman  uyurlar, nasıl uyurlar, her şeylerini biliyordum. Ancak yönetim, Karl-Heinz  Feldkamp ile anlaşmıştı. Bana, onun yardımcısı olmamı teklif ettiler, ancak ben  kabul etmedim. Şunu söylemeliyim ki teknik direktör olmak kolay bir iş değil. Ben bir fanatiğim ve organizmanız bir yaştan sonra stresi kaldıramıyor. Ardından,  buraya döndüm. İki yıl boyunca Napredak Futbol Kulübü'nün başkanlığını yaptım.  Yöneticiliğin de nasıl olduğunu gördüm ve benim karakterimin artık futbolun  içinde olamayacağını anladım."
 
Simoviç, bugün çok aktif olmamakla birlikte politikayla ilgilendiğini  ve Kruşevac Belediyesi'nde meclis üyeliği yaptığını söyledi. Aynı zamanda, inşaat  işiyle uğraştığını da kaydeden Simoviç, inşaat sektöründe, futbolculuk  dönemindekinden daha fazla para kazandığını belirtti.
 

Muslera, harika bir kaleci


Simoviç, bir dönem kendisinin koruduğu Galatasaray'ı halen yakından  takip ettiğini ve takımın kalesinin bugünkü sahibi Uruguaylı kaleci Fernando  Muslera'yı da çok beğendiğini söyledi. Simoviç, Muslera'yla ilgili, "Fernando Muslera harika bir kaleci.  Galatasaray'daki tüm yabancılar arasında, kulübe en büyük hizmeti veren  Muslera'dır" ifadelerini kullandı.
 
Galatasaray'ın transfer politikasını eleştiren Simoviç, şunları  kaydetti: "Bakın, Jose Mourinho ilk kez Chelsea'nın başına geldiğinde, takımın  sahibi Roman Abramovich'ten en kaliteli futbolcuları satın almasını istedi. Bu  üst düzey oyuncuların katılmasıyla Chelsea şampiyonluğa ulaştı. Demek istediğim  şu: Eğer kulüp yönetimi istediğiniz her oyuncuyu satın alırsa, o takıma benim  rahmetli babam da teknik direktörlük yapabilir. Eğer yapabiliyorsan, elindeki  malzemeden bir şeyler yap."

 
Yabancı sınırlamasına destek


Son dönemde özellikle milli takım düzeyindeki düşüşü de değerlendiren  Simoviç, bunun başlıca sebebinin yabancı kontenjanı olduğunu savundu. Simoviç, "Soruyorum size: Neden Türkiye A Milli Futbol Takımı bu kadar  geriledi? Çünkü, kulüpler sahaya 6 yabancı sürüyor. Takımın yarısından fazlasını  yabancılar oluşturuyor. Türk futbolcu kontenjanı azalıyor. Bu nedenle, milli  takımlar her geçen gün daha da gerileyecek. Avrupa'da oynayamayan futbolcunun sen  de ne işi var? Ne yapacaksınız bu oyuncuları? Bir de bu oyunculara anormal  ücretler ödüyorsun" diye konuştu.