Galatasaray ve Dünya futbolunun efsane isimlerinden Jupp Derwall'in vefatı büyük üzüntü yarattı. Derwall'in Türkiye'de çalıştığı döneme yakından tanıklık eden, onunla beraber çalışan isimler, büyük ustanın ardından üzüntülerini dile getiriyorlar.
Jupp Derwall'in Galatasaray'ı çalıştırdığı dönemde yanında yer alan spor yazarları, teknik adamlar, yöneticiler duygularını Ligtv.com.tr'ye anlatıyor. Derwall'in Türk futboluna katkıları, yetiştirdiği isimler, kişiliği ve ilginç huylarını Ligtv.com.tr'ye anlatan bu isimlerin açıklamalarını sizlerle buluşturuyoruz. Sadece teknik adamlığıyla değil kişiliğiyle de tüm Türkiye'nin saygısını kazanan ve bunu fazlasıyla hak eden Derwall'in ardından söylenenler şöyle:
AHMET ÇAKIR: "ALÇAKGÖNÜLLÜ BİR FUTBOL BİLGİNİYDİ"
Jupp Derwall'ın vefat haberini Ligtv.com.tr'nin telefonuyla öğrenen Zaman Gazetesi Spor Yazarı Ahmet Çakır büyük bir üzüntü yaşadı: "Açıkçası duymaktan en çok korktuğum haberlerden biriydi. Çünkü olabileceğini biliyordum sağlık durumu iyi değildi. Çok korunaklı bir şekilde yaşamını devam ettirmeye çalışıyordu. Hatta Almanya'daki Dünya Kupası sırasında ziyaret etmek istediğimizde bile bir takım zorluklar olmuştu. Kendisiyle Galatasaray'da bulunduğu dönemde çok yakın bir işbirliğimiz olmuştu. Ben o zaman Hürriyet'in Galatasaray muhabiriydim. Kendisinden çok şeyler öğrendim. Hem dünya çapında bir adam, hem bir futbol bilgini, hem de bizimle samimi ve içten arkadaşlık edebilecek kadar alçak gönüllü bir insandı. Ondan çok şey öğrendim. Sonra 2 kitabı çıktı. Biri Türkiye Anıları, biri de Futbol Basit Bir Oyun Değildir diye. Bu iki kitabından da çok şey öğrendim. Açıkçası kendimi biraz da ona karşı borçlu hissediyorum. Çünkü ölmeden evvel söz verdiğim bir Derwall kitabı için uğraştım ama yarım kaldı."
ERDOĞAN ŞENAY: "DÜNYA ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞAHSİYETİNİ KAYBETTİ" Derwall'in Türkiye'ye gelişinde önemli bir payı olan dönemin Milli Takımlar Teknik Menajeri, günümüzün Milliyet Gazetesi Spor Yazarı Erdoğan Şenay da acı haberi öğrendikten sonra duygularını Ligtv.com.tr ile paylaştı. Derwall'in Türkiye'de bulunduğu dönemde ona evini verecek kadar yakın olan Şenay, sadece Türkiye'nin değil dünyanın büyük bir kayıp yaşadığını dile getirdi: "Sevgili Jupp Derwall'in ölüm haberini şimdi almış bulunuyorum. Sizin arayışınızdan sonra aldığım bu haberle kafam karmakarışık, özür dilerim. Şaşkınlığım mazur görülsün. Jupp Derwall Türkiye'de futbolun, Milli Takımlar kavramının, Galatasaray'ın Avrupa'da yeşermesi konusunda... Türkiye'nin dünya çapındaki ilişkileri konusunda büyük çabalar harcamış büyük bir futbol şahenki bence. 1982'teydi galiba, O'nun Parc Des Princes'de Fransa'ya yenildikleri zaman hiç unutmamam Rummenige'yi teselli etmeye çalışırken birden kafamda şimşek çaktı. O zamanki görevim Milli Takımlar Teknik menajerliğiydi. Necmi Tanyolaç abim de yanımdaydı. Ona söyledim Derwall Türkiye'de diye. Çok şaşırmıştı, "Hadi canım sen de" dedi. Hemen Türkiye'ye döner dönmez Almanya Futbol Federasyonu Başkanı Neoberger'e bir mektup yazdık. Mektubu yazdım, Galatasaray Başkanı Ali Uras'a verdim, Alp Yalman Almanca'ya çevirdi. Derwall'in Türkiye'ye gelişi o zaman Almanlar ile oradaki Türk işçilerimiz arasında yaşananlar sorunların çözümü, iki halk arasındaki ilişkilerin rehabilitasyonu için de büyük önem taşıyordu. Galatasaray mektubu yolladı, 15 gün içinde de yanıt geldi. Sonra Derwall geldi, karşılayan kişi de bendim. Onunla ailecek bir beraberliğimiz oldu. Karısı da çok saygın bir hanımefendiydi. Dünyadaki futbol anlayışı Derwall ile beraber çok önemli bir şahsiyetini kaybetmiştir. Son derece üzgünüm."
ALP YALMAN: "TEK BİR ŞEYDE SİNİRLENİRDİ: TAVLA OYNARKEN"Derwall'in Türkiye'ye gelişinde önemli isimlerden biri olan Galatasaray Eski Başkanı ve yöneticisi Alp Yalman da duygularını Ligtv.com.tr ile paylaştı. Acı haberi öğrendiğinde ilk sözü "Hakikaten de ailemden birini kaybettim." olan Yalman, Derwall'in futbol adamlığı dışındaki ilginç bir yönünü de anlattı: "Çok başka bir adamdı. Çok derinliği olan bir adamdı. Futbolla ilgili, kulüple ilgili, Türk futboluyla ilgili çok uzun konuşmalarımız olmuştu. O'nu Türkiye'ye çağırırken 'Seni Galatasaray'ı çalıştır da şampiyon yap diye istemiyorum. Senin Türkiye'de futbol düzeyini değiştireceğine inanıyorum.' demiştim. O da 'Evet' demişti. Çok başka bir adamdı. Düşünce değişikliği yaşattı Türkiye'de, futbol düşüncesini değiştirdi. Altyapıya, gençlere, antrenör yetiştirilmesine katkı yaptı. Mustafa (Denizli) mesela. Tabii ki Mustafa da çok yetenekliydi ama Derwall tecrübesiyle katkı yapmıştı ona. Derwall'in başka bir yanı da yanında çalıştığı insanlardan faydalanmasını bilirdi. Onların verebileceklerini alırdı. Hiçbir komleksi yoktu. Tek sinirlendiği şey; tavla oynamayı öğrenmişti, kaybetmeye dayanamazdı (Yalman açıklamalarının bu bölümünü gülümsemelerle sürdürdü). King de oynardık orada da kaybetmeye dayanamazdı. Futbolda da kaybetmeye tahammülü yoktu. Çok başka bir adamdı, çok başka..."
BAHRİ HAVADIR: "O AN DERWALL'E HAYRAN OLMUŞTUM"Lig TV'nin tecrübeli Galatasaray muhabiri Bahri Havadır, Jupp Derwall Türkiye'ye geldiğinde mesleğe yeni başlamış genç bir gazeteciydi. Havadır, genç bir muhabir olarak yıllarca aynı havayı soluduğu Derwall'i anlatırken sağduyulu ve sıcakkanlı tavırlarını vurguladı: "Derwall'in yanında o zaman şimdi Kalli'nin de yardımcısı olan Ahmet Akçan vardı. Müthiş bir insandı. Onunla ilgili unutamadığım en önemli anı, Galatasaray'ın 14 yıl aradan sonra şampiyon olduğu sene yaşandı. Galatasaray o yıl şampiyon olmuştu ama sezon sürerken, öyle bir dönemde öyle bir mağlubiyet aldı ki, Galatasaraylı taraftarlar tesisleri bastı, idmanda Derwall'in yanına kadar gitti. Hesap soran bir tarzları vardı. O sırada bir kez daha Derwall'e hayranlık duydum. Çünkü onlarla birebir konuştu, o çok kızgın taraftarları yatıştırdı. Her zaman çok sıcakkanlı, sağduyulu, rakiplerini hiçbir zaman küçüksemeyen ve işini çok ciddiye alan birisiydi. Hatta son döneminde İsviçre'de yaşadığı kasabaya kadar gittim. Galatasaray forması verdim. Galatasaray'dan çok iyi şekilde ayrıldığını anlattı, Fatih Terim'i anlattı, Terim o zaman Galatasaray'ın teknik direktörüydü. Allah rahmet eylesin demekten başka çare yok. Derwall Türk futboluna çok büyük bir adım attırdı. Hatta Galatasaray'ın o yükseliş döneminin başlangıcı da Derwall ile oldu. Derwall ve Mustafa Denizli arasında başlayan o futbol akımının elirlemesini sağlayan en önemli etkenlerden biriydi. Derwall çok insalcıldı. Her türlü olaya karşı sağduyulu ve sıcakkanlıydı. Ben onun hiçbir agresif hareketini görmedim. Hiçbir rakibi küçümsemezdi. İşini son derece ciddiye alırdı. Bu beni en çok etkileyen yönüydü."
MUSTAFA DENİZLİ: "BABA SICAKLIĞINI ONDA BULDUM"
Antrenörlük yaşamına Jupp Derwall'le adım atan Mustafa Denizli Almanların efsanevi teknik direktörünü anlattı. Onda baba sevgisini bulduğunu söyleyen Denizli Lig TV Ana Haber bültenine telefonla bağlanarak "Hayatımda bir tek insanın yardımcılığını yaptım ama bir ömür yapardım. Asla gocunmazdım" dedi.
Mustafa Denizli, Derwall'i şöyle anlattı: "Rahatsız olduğunu bildiğim için uzun bir süredir... Duyduğum herşey çok büyük sürpriz gibi geliyor. Geriye dönüp baktığımda onun için söyleyebileceklerim herkesten farklı. Kişi olarak ondan kazanımların parayla ölçülemez. O benim için servetti. Onda insanlığı, ruhu herşeyi buldum. Futbol yaşamımda bir milattı benim için. Onunla birlikte yaşadıklarım çok önemli. Derwal ile inanılmaz bir sevgi bağı vardı aramızda. Ama fikir açısından farklılıklarımız vardı. Bizi de belki onlar bağladı. Birbirimizi çok sevdik, çok kavga ettik. O bir deryaydı. Ben onun yanında bu hayata adım atan biri olarak onu anlatmaya kalksam bir ömür yetmez. Benim kazanımlarım oradan oldu. Ben de babamı kaybetmiştim. O baba sıcaklığını insan herkeste bulamaz. Ama ben bu sıcaklığı onda buldum. Hayatımda bir tek insanın yardımcılığını yaptım ama bir ömür yapardım. Asla gocunmazdım."