Turkcell Süper Ligi’nin yayın hakları 5 yıllığına Digitürk’e gitti ya tek konumuz bu oldu. Maç da olmadığından spor camiasında sabah akşam bu konuyu konuşur hale geldik.
Türk resminin ve müzeciliğinin ünlü ismi Osman Hamdi Bey’in tablolarından konuya girmek istiyorum. Malum, Engin Ardıç köşelerinde sıklıkla Osman Hamdi Bey’in tablolarının yurtdışında fazla bir değerinin olmadığını vurgulayarak iç piyasada bunların aşırı değerlendiğini yazar. En son Sabah Gazetesi’nde 5 Aralık’da şöyle yazmış Engin Ardıç: “Yeni zenginlerimiz ‘burjuvalaştıkça’ koleksiyon zevki de yayılıyor, fiyatlar da artıyor. Bu arada tombak, sini, mangal, sahan kapağı, duvar saati, çiçek vazosu, sine ne verirsen gidiyor piyasaya. Bir Burhan Doğançay iki milyon liradan fazla paraya gitti geçenlerde... ‘Solcular’ da Nuri İyem’in toplam beş yüz adet ürettiği ‘Ablak suratlı köylü kadını’ tablolarını severler, onlar hem daha ucuz, hem daha kolay bulunabiliyor, hem de sosyal içerikli, miçerikli... Bu gelişmeler herkesi memnun ediyor. Ancak gerçek değerleri bunlar mıdır, yoksa fiyatlar ‘balon’ mu yapmıştır? Bu işte ‘gerçek değer’ aramak abestir tabii, tutturulabildiğine gider... Kim en fazla kaç para verdiyse, o tablo o kadar eder demektir.”
Burada Digitürk’ün milyar Dolarları akıtıyor olması bizim grubun burjuvalaşmasıyla ilgili değil, tamamen o an çıkan rakiple ilgili tabii ki.
CANLI YAYIN ARTTI ÖTEKİ PAKETLER NİYE ARTMADI?
Burada maçların pazarlanması için kimin iyi çalıştığından çok, kimin bunu elde etme pahasına kasasını açtığı daha önemlidir. Eğer bu iş pazarlama başarısıyla olsaydı, uzun özetler ile SMS paketlerinin değeri muayyen bedele gitmezdi. Onlara da piyasanın öteki alıcıları talip olurdu. Avea ile Turkcell’in şartname bile almaması cep telefonu üzerinden bu görüntülerin pazarlanmasındaki sıkıntıyı sergilemektedir. Keza hiçbir açık kanalın uzun özetlere talip olmaması da bunun göstergesidir. Karlılık diye bir problemi olmayan ve bizlerin ödediği vergilerle sübvanse olan TRT’nin ise hiç bir kanalın talip olmadığı görüntülere 5 yıllığına KDV dahil 325 milyon Dolar ödemesi elbette Türk sporu için sevindiricidir ama geçen yıl Bank Asya’yı yayınlayan D-Smart’ın (D-Smart’ın artık önümüzdeki yıllar için UEFA ve Şampiyonlar Ligi dışında elinde kıymetli bir ürün kalmamıştır) girmemesi pazarın durumunu göstermektedir. Dolayısıyla bu Anadolu’nun her yerinde büyük merak uyandıran Bank Asya ile D-Smart’ın ilgilenmemesi ilerde 5 yıl için 1 milyar Dolar hayal edenler için düşündürücü olmalıdır!
FENER TV
5 yıllığına 2.5 milyar Dolar’dan fazla bir yükümlülüğün altına giren Digitürk bir an önce Kulüpler Birliği ile oturup isteklerini sıralamalı ve bu malın parlatılması için çözümleri iletmelidir. Canlı yayın paketinin maçın başlama vuruşundan ne kadar önce başlayıp ne kadar sonra biteceğinin adı net konmalıdır. Maç günleri karşılaşma başlayana kadar FBTV’nin stat içini göstererek yaptığı yayınlara Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile FBTV’nin başarılı Genel Müdürü İhsan Topaloğlu, malın değerini kaybetmemesi için bir an önce son vermelidir. Keza kulüplerin maçlarının oynandığı sıralar FBTV ya da GSTV’nin eski maç görüntülerinin üzerine muhabirlerinin sesinden radyo mantığıyla canlı olarak maçı anlattırmaları Digitürk’ün kutu satışlarını olumsuz etkilemektedir. Digitürk’ün gizli kahramanlarından LİG TV’nin Spor Müdürü Kadir Kardaş ile 3 yıl önce İngiltere Premier Ligi’nin Türkiye yayın haklarını konuşmak üzere Monaco’da sabah 07.30’da İngiltere Futbol Federasyonu yetkilileri ile görüşmeye gitmiştik. Birinin kartında İngiltere Kulüpler Birliği gözlemcisi yazdığını gördüm. Bu açıdan son ihalede olduğu gibi Kulüpler Birliği Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ’ın ihale anında orada olması yetmez. Bu işlerin içine sürekli profesyonelleri alıp destek almaları markanın ufkunu artıracaktır. Halen bu birliğin başkanlığını yürütmesi istenen Aziz Yıldırım’ın bu konularda daha çok adım atması, sistemden geçinen hepimizin lehine olacaktır.
IŞIKLANDIRMA SORUNU
Digitürk’ün basket maçlarını da futbol maçlarını da bizim aynı naklen yayın arabası aynı personelle çekiyor. HD çekilen maçlara bakın; basketbolda oyuncuların yüzlerindeki en ufak detayı bile görüyorsunuz. Futbolda ise yetersiz ışıklandırma yüzünden ne yazık ki sonuç felaket. Çünkü UEFA standartlarına göre kulüpler bölgenin Elektrik Mühendisleri Odası’ndan Lümenin yeterli olduğuna dair kağıdı alıyor ve federasyon buna göre tamam diyor. Bu soruyu Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’e bir basın toplantısında sormuştum, “Baktıracağınıî söylemişti, üzerinden neredeyse 6 ay geçti, hala baktıracaklar!..
NEDİR NBA KRİTERLERİ
Burada Digitürk’ün istediği NBA kriterlerinin uygulanması önemli. Nedir NBA kriterleri? Markayı kötüleyecek kim ne hareket yapar ise ağır ceza geliyor. Örneğin bir oyuncunun kokain ile yakalanması, sahaya inip birini dövmesi, hakeme bıçak çekmesi, hatta hakem aleyhine söz sarfetmesi bile cezayı gerektiriyor. Tabi Amerikalıların aklına gelmemiştir ama biz de bu kriterlere biraz ekleme yapalım! Sahaya su şişelerinin atılması, otobüslerin taşlanması, spikerin ve yorumcunun dövülmesi hep bu kriterlerin içine eklenmelidir. Bu kadar Avrupa’da geziyoruz ve görüyoruz, hiçbir statta bizim statlarda satılan su şişeleri satılmıyor. Ağzı kapakla açılabilen sular kapakları açıldıktan sonra satışa sunuluyor. İl Güvenlik Kurulları’nın da bir an önce bu yönde kararlar alması bu ligin marka değerinin artmasına neden olacaktır.
HANGİ TRT?
Bu maçların özet görüntülerinin yurtdışına pazarlanma işi Digitürk’ündür. Bu açıdan TRT bu maçları TRT-INT’de gösteremeyecek olup yurtdışındaki gösterim hakları için yine bir bedel ödemek zorundadır. (Ayrıca TRT kurum olup özel sektördeki gibi kanallarını başka şirketlerin üzerine bölmek zorunda değildir. RTÜK kanununa göre her yayıncı kanalın ayrı bir tüzel kişiliği olmak zorunda ancak TRT, RTÜK kanununa tabi değil.) Bir başka anlatımla bu maçların uzun özetlerini Doğan Grubu alsa kendi televizyonlardan ikisinde, Çukurova Grubu alsa kendi kanallarından ikisinde gösterebilecekti. Özel sektörde her televizyon kanalı başka bir AŞ.’dir. Ancak TRT kurum olup toplam 11 kanalı vardır. TRT’nin kendi kanalarının içinde 3 dakikalık özetleri nasıl göstereceği Rekabet Kurumu’na bir daha sorulmalıdır. TRT’nin özetleri ikiden fazla kanalında göstermesi sıkıntı yaratacaktır. Örneğin aynı grubun iki şirketinden Digitürk, Show TV’ye maç görüntüsü sattığında fatura kesilmekte ve KDV oluşmaktadır. Aynı işlemin TRT’nin 2’den fazla kanalında özet göstermesi halinde KDV kaçağının önlenmesi için satış yapılması gerekmektedir. NTV görüntüler için NTV Spor için ayrı NTV için ayrı para ödeyerek almaktadır. İşin doğrusu da budur
ERTAN ÖZERDEM
Digitürk’ün başarılı CEO’su Ertan Özerdem, sadece ihalede izlediği politika ile değil attığı adımlarla da, Digitürk’ü tıkır tıkır yürüyen bir işletme haline getirdiğini gösterdi. Perşembe günü saat 15.30’da biten ihalenin duyurusu o gün tüm gazetelerin arkasına ilan diye veriliyor, Cumartesi İstanbul’un durak billboardlarına yetişiyor ise bunda yönetimin çok süratli adım atmasının payı vardır. Digitürk fiyatların anormal yükseldiği İngiltere’deki Sentanta, Almanya’da Kirch gibi batmayacaktır. Çünkü 10 yıldır pazarda olmaktan ötürü Digitürk sporun içindeki her unsurun hareket esnekliğini, yapması gerekeni bilmektedir. Digitürk’de Ertan Özerdem kimsenin ne dijital ne de platform laflarını bildiği dönemde bu işin iznini ayrı bakanlıklardan kotarmış bir yöneticidir. Digitürk başarılı manevralarla bu işi başarıyla götürecektir...