Demirören: “Yarısı şarlatan“

Demirören: “Yarısı şarlatan“

Beşiktaş Başkanı’nın bu sözleri çok konuşulacak. Demirören, medyadaki yorumcuların yüzde 50’sini reyting uğruna şarlatanlık yapmakla suçladı.

YILDIRIM DEMİRÖREN MEDYADA ÇOK ŞARLATAN VAR
Beşiktaş Başkanı, FUTBOL EXTRA’ya ortalığı karıştıracak açıklamalar yaptı. Medyadaki yorumcuların en azından yarısının “şarlatan” olduğunu öne süren Demirören, “İnsanlara, takımlara, kulüplere hakaret ederek reyting uğruna ilgi toplamaya çalışanlar var. Yani eleştirisini ve esprisini şarlatanlığa çevirenler var. Bu benim değil, medyanın ve Türk futbolunun problemi” dedi. Beşiktaş Başkanı, medyadaki yorumcuların en az yüzde 50’sini “şarlatanlık”la suçlarken, bu kesimle mücadele edeceğini açıkladı.

Başkan Yıldırım Demirören’in yarın piyasaya çıkacak olan Futbol Extra Dergisindeki röportajından bazı çarpıcı satır başları.

ÖNÜMÜZDEKİ SEZON MUTLAKA
- Sezon başında hedeflediklerinizi yapabildiniz mi?

- Evet yaptık. Bizim hedefimiz Gordon Milne dönemindeki gibi şampiyonlukları kovalayacak, kalıcı başarılar elde edecek, genç bir kadro kurmaktı. Bu sezon da şampiyon olmak için yola çıktık ama birinci hedefimiz kalıcı kadro kurmak. Ama önümüzdeki sezon şampiyon olma olasılığımız bu sezonkinden daha fazla. Onun için bu takıma olan inanç, şampiyon olamasa da sürdürülmelidir.
- Takıma desteği nasıl buluyorsunuz?
- Bu sezon takıma olan inanç son 20 senedeki hiçbir Beşiktaş takımına gösterilmedi. 100. yılında şampiyon olan takıma bile bu kadar inanç yoktu. Biz tarihi bir rekor kırdık. Ben 19 bin 500 kombineye gelince satışı kapattırdım. Yoksa bu rakam 20 binleri aşardı.
Türkiye’de isteyip de alamadığımız bir futbolcu var, o da Kayserisporlu Mehmet Topuz. Kulübü vermek istemedi.

EN ÇOK BURAK’A SEVİNDİM
- Transferine en çok sevindiğiniz futbolcu hangisi?
- Burak benim için çok önemli bir oyuncuydu onun transferine çok sevindim.

TİGANA İLE UZUN VADELİ DÜŞÜNÜYORUZ
- Tigana konusundaki eleştirileri nasıl buluyorsunuz?
- Basın bizim işlerimizi biraz fazla karıştırıyor. En tehlikeli şey, üstüne basa basa söylüyorum “Hoca kötü” dediğiniz an futbolcu en büyük rahatlığı yakalıyor, en büyük kozu alıyor. Bir eksiklik, bir suç aranıyorsa, önce futbolcularda aranmalı. Ondan sonra hoca… Daha önümüzde 30 hafta var neredeyse. Bu bir çocuğun ana rahmine düşüp dokuz ay sonra doğması gibi. Bu 9 aylık süreçte daha neler olur neler, beklemek gerek.
- Tigana ile ilgili kafanızda hiç soru işareti oluştu mu?
- Hayır. Şu ana kadar hiç oluşmadı. Ama futbolu haftalık yaşıyorsunuz. 2-3 tane art arda başarısız sonuç olur, hoca “Ben gitmek istiyorum” der, “Beceremiyorum” der. Ama bizim ve hocamızın hedefi istikrarlı, uzun vadeli bir çalışma.

TAZMİNATI YOK AMA…
- Peki Tigana’ya teminat mektubu verildi mi?
- Evet, verdik. Ama maaşına karşılık teminat mektubu bu, tazminata karşılık filan değil.
- Del Bosque’ye vermiş miydiniz aynı teminat mektubundan?
- Hayır, sadece Tigana’ya verildi. Bu teminat mektubu da sözleşme sonuna kadar alacağı maaşın yarısıdır, tamamı değildir, maaşını aldıkça da bu miktar düşer.
- Rıza Çalımbay’ın ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamalar sizi kırdı mı? Son olarak “Benim en büyük hatam Yıldırım Demirören’e çok güvenmemdi” demişti, ne diyeceksiniz?
- Zaman her şeyi gösterir. Ben insanlara kırılmam. Rıza konusunda polemiğe girmek istemiyorum, çünkü o benim muhatabım değil.

DEL BOSQUE’Yİ GÖNDERMEK HATAYDI
- Rıza Çalımbay’ı getirmeniz hata mıydı?
- Del Bosque’yi göndermemiz hataydı. Çok erken gönderdik. Nedeni, aşırı medya ve kamuoyu baskısından dolayı. Belki bizim yönetimde yeni oluşumuz ve tecrübesizliğimizden kaynaklandı. Tabii yanlış yaptık. Rıza’nın gelişi doğruydu. Fakat Rıza… Neyse o konuya girmek istemiyorum.
- Siz Rıza Hoca’ya ilk istifasını verdiğinde “Beraber geldik beraber gideriz” dediniz mi?
- Evet dedim, bunu kendisine ne kadar güvendiğimi göstermek için söyledim. Ama o güveni o boşa çıkarmaması gerekirdi.

TÜMER’İ TİGANA İSTEMEDİ
- Tümer’in gideceğini bilseydiniz Sergen’in kalma ihtimali var mıydı?
- Tersiydi. Şimdi bakın, biz Tümer ve Sergen konusunda hocamızla Mart ayında karar verdik. Kaleci Cordoba konusunda Şubat ayında karar verdik. Ki Runje ile o dönemde temasa geçtik. Sergen’e jübile teklif ettik. Sergen nereye giderse gitsin Beşiktaşlı Sergen olarak kalacak. Sonra ben hocama “Tümer’in kalmasını ister misin?” diye sordum, kendisi de “Siz istiyorsanız kalabilir, ama ben kalmasını istemiyorum. Yedek kalmayı kabul edecekse kalsın” dedi. Böyle bir düşüncesi vardı, yani Tümer’i hiç istemiyordu. Sonra o duyumu aldık ve konuşmayı kestik. Tümer’i Beşiktaş’a ben getirdim ama olmadı. Son senelerde çok değişti Tümer.
- Siz Tümer’i siz kafanızdan daha öncelerde mi silmiştiniz?
- Evet tabii, biz onu çoktan silmiştik. Kupadaki ve son birkaç maçtaki performansından dolayı hocamıza “Sergen de gidiyor, Tümer kalsın mı?” diye sorduk, sonra F.Bahçe ile konuştuğunu duyduk ve bıraktık. Sergen Beşiktaşlı Sergen ama Tümer ne Beşiktaşlı ne de F.Bahçeli.
- 100. yıl formasında Zalad’ın ismi yoktu, bunu kim istedi?
- Ben yazılmasını istemedim. İlk olarak İbrahim Altınsay bu fikri vermişti, ben de ona katıldım.

SARACOĞLU’NA GİTMEYECEĞİM
- Şükrü Saracoğlu’na gidecek misiniz F.Bahçe-Beşiktaş maçına?
- Hayır gitmeyeceğim.
- Niye, küfürden mi korkuyorsunuz?
- Hayır, küfürden niye korkacağım ya?
- “Çarşı takımda futbolcuların kalıp gitmesi konusunda transfer heyeti kadar etkili hale gelmiştir” görüşü var ortada, buna katılıyor musunuz?
- Taraftar bir futbolcuya ısınır veya ısınmaz, sever veya sevmez. Aleyhine tezahürat yapar, bağrına basar veya basmaz, ama hiçbir futbolcu cevap veremez taraftara. Çağdaş ve Youla’ya bakın, çok yanlış beyanat verdikleri için gittiler.

ÇAĞDAŞ VE YOULA GERİ DÖNEMEZ
- Yani gönderilmeleri performanslarından mı yoksa taraftara karşı verdikleri beyanatlarından dolayı mıydı?
- Beyanatlarından dolayıydı. Sadece taraftarla polemiğe girmekten çok, Beşiktaş’ı da içine sokarak beyanat verdiler.
- Geri gelebilirler mi ?
Gelemezler. Ben olduğum müddetçe onlar bu kulüpten içeri giremez. Çünkü ben gönderdim onları.

ŞARLATANLIKLA BİR YERLERE GELMEK İSTEYENLER VAR
- Spor medyasını nasıl buluyorsunuz; Türk sporuna katkısı olumlu veya olumsuz yönde ne kadardır size göre?

- Medyada olumlu olan insan kadar olmayan da var. Medyanın içinde şarlatanlıkla, hakaretle bir yerlere gelmeye çalışanlar var.
- Ne demek şarlatanlık?
- İnsanlara, takımlara, kulüplere tamamen şarlatanlık yaparak ve hakaret ederek reyting uğruna ilgi toplamaya çalışanlar var. Yani eleştirisini ve esprisini şarlatanlığa çevirenler var. Bir o şarlatan kısmı var, bir de bir şeyler vermeye çalışan, doğru fikirleri olan, görüş verenler var.
- “Medyada şarlatanlar var” derken tüm yazarları mı kastediyorsunuz, Beşiktaşlı yazarları mı?
- Hayır kesinlikle sırf Beşiktaşlıları kastetmiyorum. Her kesimden insanları kastediyorum..
- Anladığım kadarıyla televizyon programlarını kastediyorsunuz.
- Televizyon programları ve gazete yazarları.

MEDYA ÖNCE KENDİNİ TEMİZLESİN
-  Şarlatan dediğiniz insanlar medyanın yüzde kaçıdır sizce?
- Saymadım. Sizlerin bu şarlatanların oranının ne kadar büyüdüğünü görüp, onları ayıklamanız lazım. Bu benim problemim değil, asıl sizlerin problemi. Bir de Türk futbolunun problemi. Doğru olmayan haber ayrı bir şey, bizleri vuran, hakaret eden, şarlatanlık yapan haber ve yorum farklı bir şey. Ben Türk futbolunun içindeki ciddi bir yaradan bahsediyorum. Bizde de yanlışlar var ama medya kendi içindeki yanlışı görmek istemiyor. Hep bizden bekliyor “temizle temizle” diye. Önce kendini bir temizle. Bir yazar çıktı, “Benim yeğenim ölsün” diye yazı yazdı. O çocuğun öldüğü Rize maçından sonra, “Senin de çocukların ölsün Kıvanç Oktay” diye yazı yazdı. Yok böyle bir şey kardeşim. Bir de bu şarlatanların sayısı giderek artıyor medyada maalesef.
- Peki bunu artıran sebep ne?
- Reyting.
- Sizce medyadaki şarlatan sayısı mı daha fazla yoksa kulüp yönetimlerindeki mi?
- Estağfurullah, medyada daha fazladır. Ben “Yönetimlerde şarlatan var” demiyorum, öne çıkan, konuşanlar ayrıdır, ama şarlatanlar medyadadır, yönetimlerden kimse çıkıp böyle ağır hakaretler etmez kimseye.
- Peki bu şarlatan benzetmesinden sonra medyadan alacağınız tepkiden çekinmiyor musunuz?
- Hayır. Ben sadece bana veya Beşiktaş’a karşı yapılan bu hakaretleri baz alarak konuşmuyorum, bu benzetmeyi yapmıyorum. Diğer kulüplere ve camialara yapılan hakaretleri de kabullenemiyorum. Ben sadece Beşiktaş için konuşmuyorum.

ŞARLATANLARIN ORANI EN AZ YÜZDE 50
- Peki spor medyasındaki şarlatan oranı ne kadardır, yüzde 10 filan mı?
- Ne, yüzde 10 mu? En az yüzde 50’dir. Bu yorumcuların çoğu şarlatan.
- Peki bu medya konusundaki çıkışınızla ilgili farklı bir çalışmanız olacak mı?
- Başlattım, bu olayı özellikle gündeme getirmeye çalışıyorum ve mücadelem sürecek.

KEŞKE LEVENT BIÇAKÇI KALSAYDI !
- Sizi seçimlerde Ulusoy’u desteklemeye iten sebep neydi?
- Birincisi, Haluk Bey’in o günkü kaosta işleri daha iyi götürebileceğine inandığım için. İkincisi de akrabam yani. Ama ben yine “Keşke Levent Bıçakçı kalsaydı” diyorum. Levent şahıs olarak çok iyi bir insan. Bu işi çok iyi yapabilirdi. Ama ekibi onu rahat bırakmadı. Levent Bey devam ederdi, Haluk Bey de böyle olağanüstü gelmezdi. Daha normal şartlarda seçilirdi. Bir yere olağanüstü şartlarda gelmek her zaman bir vakit kaybı ve eksiyle başlamak demektir. Ben de kulübüm de Levent Bıçakcı’dan de memnundum. Ama yönetiminden değil,   sadece Levent Başkandan. Bu işi iyi niyetiyle şeyler yapmaya çabaladı ama yönetimi onu rahat bırakmadı. Bu işi olağanüstü genel kurula götürmek yanlıştı bana göre. Levent Bey’in kendisine de söyledim, seçim öncesi Haluk Bey’le yaptığımız toplantılarda da söyledim, Levent Bey’in yeni bir ekip kurarak devam etmesi daha doğru bir gidişat olurdu.

SAFFET AMCAMA YİNE KUPA GÖTÜRÜRÜM
- Kupa alsanız yine Saffet amcanıza götürür müsünüz?
- Götürürüm. Ama ben kupayı sadece Saffet amcama götürmedim, oradan çıkıp babama da götürdüm. İki ailenin büyüğüne götürdüm. Benim yapım bu. Aile büyüklerime özel bir saygım var. Biri eşimin ailesinin büyüğü, diğeri bizim ailenin büyüğü. Benim görgüm bu. Bugüne kadar bu yapılmadıysa benim suçum değil ki. 
- Peki bu konuda Beşiktaş kamuoyundan gelen tepkileri nasıl karşılıyorsunuz?
- Bana göre haksız bir tepkiydi.
- Peki hiç Onursal Başkan Süleyman Seba’ya kupayı götürmeyi düşündünüz mü?
- Hayır. Seba benim aile büyüğüm değil ki. Kupayı bu kulüple ilgili birine götürmeyi düşünmedim, sadece aile büyüklerine götürdüm. Fikrimiz sizlerle ayrı olabilir. Bu benim görüşüm. Kabul edersiniz veya etmezsiniz.

HAKEMLE İLGİLİ TELEFON AÇMADIM
 - Hiç Federasyon Başkanı veya MHK Başkanı’na telefon açıp “şu hakemi istemiyoruz” dediğiniz oldu mu ?
- Hayır olmadı. Olursa bu Cem Papila olurdu.

CÜNEYT ÇAKIR BEDEL ÖDEDİ
- MHK istenmeyen hakemleri o kulüplerin maçlarına atadı. Aynı cesareti sezon sonunda da gösterebileceğine inanıyor musunuz?
- Cüneyt Çakır’ı Adnan Polat istemiyordu, G.Saray istemiyordu.Verdiler bizim maça, bedel ödedi. Burak’a verilmeyen penaltı, Song ve Sabri’ye gösterilmeyen ikinci sarı kartlar bu hakemin kafasında bir ezikliğin olduğunu gösterdi. Federasyonun, MHK’nın G.Saray tarafından istenmeyen bir hakemi özellikle büyük bir derbi maçına vermesi çok yanlıştı.
- F.Bahçe’den Nobre’yi almaya ne zaman karar verip girişimlere başladınız?
- Sakatlanmadan önceydi galiba. Yani lig bitmeden iki ay önce. O zaman görüşmelere başladık.

ALEX BİZE YARAMAZ
- Alex’e talip oldunuz mu, bundan sonra talip olmak ister misiniz?
- Hayır olmadık, olmayız da. Çünkü Alex bize yaramaz. Benim Delgadom var Ricardinhom var.

YENİ YÖNETİMDE PARA VERECEK 3-4 KİŞİ OLACAK
- Seçim çalışmalarına başlayıp şu ana kadar üç yüz kişiyle görüşmüşsünüz, doğru mu?
- 300 kişiyle filan konuşmadım. Sadece listede 6 tane boşum var, bunun için de daha dört kişiyle konuştum. Dördünden de olumlu cevap aldım. Ha birileri listeme girmek için gidip bin kişiyle konuşmuş olabilir, onu bilemem. Divan Başkanı Şeref Bey’le konuştum. “Yönetimle ilgili düşüncen var mı?” dedim, “Hayır” dedi.  Para verecek 3-4 kişi olacak yönetimimde.
- Haşmet Bedii Kürüm’ün başkan adayı olarak çıkacağı söyleniyor, ne diyorsunuz?
- Allah yardımcısı olsun.
- Sizin stada loca almasını yasakladığınız kimse var mı ?
- Yok.
- Yasaklayabilir misiniz?
- Niye yasaklayayım ki? Adam parasını veriyorsa alacak. Ne olursa olsun, o kimse ne yaparsa yapsın, kulübe loca almak için para veriyorsa, alır ve oturur. Bir de benim yapımı herkes bilir, ben kimseyle kavgaya girmem.

MEDYA DESTEĞİMİZ AZ
- Fikret Orman’la görüşüyor musunuz?
- Hayır görüşmüyorum. Ama Beşiktaşlı olarak değil, dostum olarak görüşmüyorum.

AKSU’YA VERİLMİŞ BİR SÖZÜM YOK
- Bir gün başkanlığı bırakırsan düşündüğün isim yerine Murat Aksu mu? Kendisine bir söz verdiniz mi?
- Hayır. Kendisine verilmiş bir sözüm yok. Murat Aksu düşünürse o farklı. Benim yönetimimden aday veya adaylar çıkarsa sevinirim ama “Gel sen benden sonra başkan adayı ol” demem. Hele Murat’ın böyle bir düşüncesi olacağını sanmıyorum.
- Peki F.Bahçe taraftarlarının mesleğinizle ilgili pankartlar yazması, tezahürat yapması sizi rahatsız ediyor mu?
- Hayır etmiyor. Gazman diyorlarmış galiba.
- Hayır tüpçü..
Mesleğim tüpçülük, ne var bunda. Olabilir.

RAKİP TAKIMIN FORMASIYLA POZ VERMEM
- Adnan Polat’ın F.Bahçe formasıyla poz vermesini ve “Bu forma da benim için kutsaldır” demesini nasıl karşılıyorsunuz?

- Ben kutsal kelimesine katılmıyorum ama “Saygı duyarım” demesi normal. Formayla poz vermek dersen, Adnan Polat bunu iyi niyetle yapmıştır. Ama bana tut derseniz ben tutmam. Adnan Bey de başkan olsa o zaman F.Bahçe formasını tutmaz diye düşünüyorum. Ben ne F.Bahçe ne de G.Saray formasıyla böyle poz vermem. Saygı duyarım sadece. Bayrağı yırtanlar, o medyadaki şarlatan dediğim kesimin içinde olanların yumruğunu sokmasındansa bir yöneticinin bu şekilde başka takım formasıyla poz vermesi çok iyidir.