Santra Özel'de, Sadettin Saran ile Aziz Yıldırım arasında oldukça gergin anlar yaşandı. Başkan Yıldırım'ın kendisi hakkındaki sözleri üzerine programa bağlanan Eski yönetici Saran sert tepki gösterdi. İşte ikili arasında geçen sert tartışmadan satırbaşları:
Sadettin Saran: Sayın Ahmet Çakar en güzel soruyu sordu. 'Spartak başkanına sordunuz aldı mı parayı almadı mı' dedi. Adam olan 'Aldı' veya 'Almadı' der. Aziz Yıldırım, Spartak başkanına sordu 'Bu imza senin mi?' diye o da 'Değil' dedi. Bu doğru. Ama bunu ben söyledim zaten Aziz Yıldırım'a. Fenerbahçe başkanı açık konuşmalı adam gibi konuşmalı. Benim adamlık anlayışım şunu gerektirir, Ahmet Çakar bir soru soruyorsa cevap versin. Sorumlu bir yönetici para alınmamış olduğunu düşünseydi Disiplin Kurulu'na vermezdi beni mahkemeye verirdi. Nitekim Disiplin Başkanı Tuncer Erdoğan her türlü baskıya rağmen 'Kulüp zarara uğratılmamıştır' dedi. Benim yanımda 9 ay çalışan birinin ifadesi doğrusultusunda disipline yolladı. Ama bu kişi benim şirketimden cinsel taçizden atılmıştır. Ki bu kişi, noterde imzalı kağıt verip, Aziz Yıldırım'dan aldığı para karşılığında bu açıklamayı yaptığını açıklamıştır. Ben yargı önünde sayın Aziz Yıldırım'dan hesabını soracağım.
Aziz Yıldırım: Sadettin efendi kimin adam olup olmadığını bütün Türkiye biliyor. Beni yanlış konuşturma. 800.000 dolarlık anlaşma var, KDV'si içinde diyor. Fatura kesilecek diyor. Bu fatura nerede? Disiplin Kurulu'ndaki insanları parayla satın almaya çalıştın baskı yaptın tehdit ettin işlerinden atılacağına dair. Bu imza sahte mi değil mi?
Sadettin Saran: Bu transferi yaparken sabah 8'de aradım seni. 'İstersen vazgeçelim bu transferden yanlışlar var' dedim.
Aziz Yıldırım: Evet transferi yap dedim.
Sadettin Saran: Haysiyetimle uğraşıyorsun 2 dakika dinleyeceksin beni. Yanında Şansal Bey vardı, Önder Fırat vardı. Sana 'Bu iş yanlış' dedim. Sen de 'Andersson'a bu kadar para kaptırdık, Beschastnykh'i alalım' dedin.
Aziz Yıldırım: Yalan söylüyorsun. Sahte evrak verdin. Yalan evrak olup olmadığını söylesin yoksa sussun. Böyle konuşursa terkederim programı.
Sadettin Saran: Üslubumu Aziz bey gibi yapmak istemiyorum tabi biraz hassas bir durum. Haysiyet Divanı'na verdiği ifadesinde bile 'Parayı alıp almadığını bilmiyorum' diyor. Ama burada öyle bir ima ediyor ki, 'Parayı aldı' demiyor ama 'Almadı' da demiyor. Rencide olayım diye.
Ahmet Çakar: Bakın bu nahoş ortam Fenerbahçe'ye büyük zarar veriyor. Ayrıca benim programıma ve kanalıma da zarar veriyor. Bu imzalar neden sahte?
Sadettin Saran: Disiplin Kurulu'nda bana 'Bizim tüzüğümüzde menfaat sağlanmadığı ve sahte imza olmadığı sürece ihraç yapılmaz' dendi. Ben de 'Bu imzalar sahte değil diyemem' dedim. Bonservisi alırken öyle bir ortam var dı bizim paralarımızın sahte olup olmadığını anlamak için makine bile getirdiler. İmza sahte olabilir. Burada para direk Spartak Moskova kulübüne gitmedi. Biz bunu göze almıştık. Bizim derdimiz bonservisi almaktı. Aziz Yıldırım beni 800.000 dolara almam için görevlendirdi. Serkan Acar ve Cemil Turan da yanımdaydı. Telefon açtım söyledim 'Burada bir sürü silahlı adam var' dedim. Aziz Yıldırım bana teşekkür etti işi bitirdiğim için. 800.000 dolara bonservisi al dediler. Öyle bir ortamdı ki kulübe bile gitmeye gerek görmedim ama onlar istedi. O karmaşada da imza sirküleri almayı ihmal ettim. Ben makbuzu aldım ama imza önümde atılmadı. Sonra bu dedikodular kulağıma gelince çirkefçe konuşulunca Rus başkana gittim dedim ki 'Ben itham altında kalıyorum. Parayı kimin aldığı beni ilgelendirmez. Bana kağıt ver.' dedim. Ve başkan da o kağıdı verdi. Spartak kulülübünün kasasına resmi olarak bir para girmedi. Aziz Bey Rusya'ya gidiyor. 2004'de gidiyor, belki bir şeyler yakalarım karalamak için değil. 'Bu imz senin mi?' diyor. O da 'Hayır ama parayı aldık biz' diyor.