2000'lerin başında Avrupa'nın gelecekteki şampiyonu olarak görülen Leeds United, 3 yılda 2. kez küme düştü. İşte 5 yılda gerçekleşen ve futbol tarihine geçecek büyük çöküşün hikayesi:
1999-2000 sezonunda UEFA Kupası yarı finalinde Galatasaray'ın rakibiydi Leeds. Temsilcimize elenmişlerdi ama oynadıkları futbol herkesin beğenisini kazanmıştı. İşte o eşleşmede Türk futbolseverlerin hatırladığı en önemli isim ne takımın yıldızı Kewell, ne de menajer David O'leary'ydi. Bütün Türkiye, hala UEFA'daki lobisini kullanarak Galatasaray taraftarını Elland Road'a aldırmamayı başaran ve sonra etrafa sinsi gülücükler atan başkan Peter Risdale'i hatırlıyor. Leeds kenti işte o beyaz şaçlı adamı Sarı lacivertlilerin bugünkü durumunun en önemli sorumlusu olarak görüyor.
ÇÖKÜŞÜN BAŞLANGICI KAVGA
2000-2001'de Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Valencia'ya elenmeleri Leeds'in düşüşün başlangıcı oldu. Ancak takım içindeki çöküşün sebeplerinden biri de Sarı lacivertlilerin gelecekteki en önemli iki ismi Woodgate ve Bowyer'in bar çıkışında bir Pakistanlı'yı öldüresiye dövdümekten yargılanmaları ve Duberry'nin arkadaşları aleyhine şahitlik yapması oldu.
TARİHİ BORÇ BATAĞI
Ancak bu takımın sadece Şampiyonlar Ligi yerine UEFA Kupası'na katılmasına neden oldu. Leeds'i 1. Lig'e kadar düşüren ise ekonomiydi. Avrupa'da başarılı olmak için menajer David O'leary'nin istekleri doğrultusunda transfer edilen futbolcuları yüksek bonservis bedeliyle alan Leeds, aynı oyuncuları çok düşük paralara satınca her geçen yıl ekonomi daha da kötüye gitti.
SADECE RIO FERDINAND
2000 yılında kadrosunda Martyn, Robinson, Harte, Mills, Matteo, Kewell, Alan Smith, Bridges gibi isimlere sahip sarı lacivertliler, bir yıl sonra Celtic'ten Viduka'yı aldı. Ancak asıl bombalar 7 milyon pounda alınan Seth Johnson ve 15 milyon pounda transfer edilen Rio Ferdinand oldu. Aynı yıl 12 milyon pounda Keane ve 11 milyon pounda Fowler'ın alınması sadece Leedsliler'i değil tüm Ada'yı çok şaşırtan bir gelişmeydi. Çünkü takımda zaten 4 tane hücum oyuncusu vardı. İki transfer daha sonra David O'leary'nin istifasını getiren etkenlerin başında yeraldı. Neyse ki sezon sonunda Rio Ferdinand'ı 30 milyon pounda ManU'ya sattılar ve biraz olsun toparlandılar. Ancak uzun yıllar sonra kulüp 13 milyon pound zarar açıkladı. Risdale bunun çözümlenebilecek bir sorun olduğunu söylese de hiç bir şey eskisi gibi olmadı. 2002'de açıklanan 43 milyon poundluk zarar artık takımdan kopmaları getirdi.
FOWLER ve KEANE HERKESİN SONUNU HAZIRLADI
2003'te Fowler 5 milyon pound, Keane de 3 milyon pound zararla elden çıkarıldı. 10'ar milyon pound değer biçilen ikiliden Bowyer, West Ham'a sadece 100 bin pounda giderken, Dacourt, Roma'ya 3.5 milyon pounda transfer oldu. Artık efsane kadro dağılma sürecine girmişti.
Leedsliler, Risdale'e daha fazla tahammül edemedi ve kulüp başkanlığına Profesör John McKenzie getirildi. Ancak o da ancak 1 yıl dayanabildi.
"GERİ DÖNECEĞİZ"
Yarı finaller gören kadronun en önemli isimleri Kewell ve Woodgate, Liverpool ve Newcastle'ın yolunu tuttular. Bu transferlerden elde edilen gelir sadece 10 milyon pound oldu. Newcastle, Woodgate'i sadece 1 yıl sonra Real Madrid'e 22 milyon euroya satarak Leeds'in zararını bir kat daha artırdı.
Elland Road'ı terkeden son isimler Alan Smith, Robinson ve Viduka oldu. Bu üçlünün getisi de 10 milyon poundu bulunca Leeds 2004'te 80 mliyon pound borç açıkladı.
Kadrosunda hiç önemli oyuncu kalmayan Leeds United 2005'te 22 maçlık galibiyet hasretinin ardından lige veda etti. Bir yıl sonra play off'ta Watford'a kaybeden Elan Roadlılar, şu anda 1. Lig'in yolunu tuttu. Hisselerde yaşanan problemler nedeniyle 10 puanı sililen Leeds'in şu anki sahibi Chelsea'yi Abramovich'e satan Ken Bates. Bates gelecekten umutlu ve 2 yıl sonra tekrar Premier Lig'de olacaklarını iddia ediyor.
(Ligtv.com.tr Dış Haberler Servisi)