Belçika devriminin sırrı ne?

Belçika devriminin sırrı ne?
Belçika, milli takımlar düzeyinde son yılların yükselen değeri. Öyle ki kadroda bulunan isimlerin büyük çoğunluğu, Avrupa'nın önde gelen kulüplerin de yıldızı. Ve de Belçika, 2014 Dünya Kupası'na katılma konusunda zorlanmadı. Daha önceki iki turnuvada saf dışı kalan bu küçük Batı Avrupa ülkesi, alt yapıya yaptığı yatırımların sonuçlarını 2014 Brezilya öncesi fazlasıyla aldı. Şimdi soru şu; Belçika nasıl başardı? Onu irdeledik...


2014 Dünya Kupası'na katılacak 23 kişilik Belçika Milli Takımı'ndaki isimlerden sadece 3'ünün ülke liginde oynadığını hatırlatırsak; Kırmızı Şeytanlar'ın nasıl bir kadroya sahip olduğunu anlatmış sayılırız.

İşte 2014 Dünya Kupası'na katılan Belçika Milli Takım oyuncularının oynadıkları takımlar:

Thibaut Courtois
(Kaleci) Chelsea (Atletico Madrid'de kiralık)
Simon Mignolet (Kaleci)- Liverpool
Sammy Bossut (Kaleci) Zulte Waregem

Toby Alderweireld (Defans)- Atletico Madrid
Thomas Vermaelen (Defans)- Arsenal
Vincent Kompany (Defans) - Manchester City
Jan Vertonghen (Defans) - Tottenham Hotspur
Laurent Ciman (Defans)  Standard Liege
Daniel Van Buyten (Defans) Bayern Münih
Nicolas Lombaert (Defans) Zenit St. Petersburg
Anthony Vanden Borre (Defans) Anderlecht

Axel Witsel (Orta saha) Zenit St. Petersburg
Kevin De Bruyne (Orta saha) Wolfsburg
Marouane Fellaini (Orta saha) Manchester United
Dries Mertens (Orta saha) Napoli
Eden Hazard (Orta saha)Chelsea
Steven Defour (Orta saha) Porto
Moussa Dembele (Orta saha) Tottenham Hotspur
Adnan Januzaj (Orta saha) Manchester United
Nacer Chadli (Orta saha)  Tottenham Hotspur

Romelu Lukaku (Forvet) Everton
Kevin Mirallas (Forvet) Everton
Divock Origi (Forvet) Lille




BELÇİKA'NIN YAPISI

Geçmiş yıllarda bölünmenin eşiğine gelen Belçika'nın yüzde 58'ini Felemenkçe konuşan Flamanlar, yüzde 31'ini Fransızca konuşan Valonlar ve kalan 11'i ise Almanca'yla birlikte diğer dilleri konuşanlar oluşturuyor. Yaklaşık 10.5 milyonluk nüfusa sahip ülke, 1960'lardan bu yana yoğun göçlere uğramaktadır ve nüfusun yüzde 20'lik kısmı yabancı ülke doğumludur.

 
FUTBOLDA YENİ BİR SİSTEM "G-A-G"

Kısa bir girişten sonra futbola geçersek; Belçika'nın yeniden yapılanması hayal kırıklığıyla başladı. Belçika, Hollanda ile ortaklaşa düzenledikleri Euro 200'de Türkiye'ye yenilip ilk turda elenirken, şampiyona ev sahibi olan ve turnuvaya en erken veda eden takım oldu. Bunun üzerine de çalışmalar başlatıldı. t1986 Dünya Kupası'nda yarı finale çıkan kaleci Jean-Marie Pfaff, 'küçük Pele' lakaplı Enzo Schifo'lu Belçika Milli Takımı'nda yardımcı teknik direktör olan Michel Sablon, sistemin değiştirilmesi için işbaşına getirildi. Sablon, O turnuvada sıkıcı, yavaş ve yaratıcılıktan yoksun bir oyun sergileyen Belçika için yeni bir yapılanma için çalışmalara başladı. İki yıl sonra da Belçika Futbol Federasyonu Futbol Direktörü olan Sablon, varolan sistemi değiştirmeye kafa yordu.


Belçika devriminin mimarı olarak Michel Sablon gösterilir.


G-A-G'NIN ORTAYA ÇIKIŞI

Belçika takımları merkezde üçlü defans sistemiyle oynarken; bunun değiştirilmesi kararlaştırıldı. İki yıl boyunca sürekli çalışan Sablon, sonunda Belçika futbolunun master planı olan "G-A-G"ı ortaya çıkardı. Global - Analitik ve Global kelimelerini temsil eden bu plan, fiziksel güç ve taktik anlayışı ön plana alan Fransız futbolunu (Analitik), üst düzey tekniği içeren Hollanda futbolunu (Global) ve atak futbolunu isteyen (Global) bir sistemi temsil ediyordu.

 

ALT YAPIDA DEVRİM

Alt yapıyı değiştirmek için sıkı çalışan Sablon, gençlerin yaptığı maçları takip altına aldı ve 1600 saat analiz yaptı. Oyuncuların 11'e 11 oynadıkları maçlarda topa sahip olma oranların düşüklüğü dikkatini çekti. Oyuncuların daha çok mücadele etmeleri ve topla daha çok oynamaları için toplu çalışmalarda 11'e 11 değil de, yaş kategorilerine göre oyuncu sayısı düşürüldü. 7 yaş altılar maçlarını 2'ye 2, 9 yaş altılar 5'e 5, 11 yaş altılar 8'e 8 takımlarla oynadılar ve maçlar sadece sahanın yarısında yapıldı. Kızlar ve erkeklere ancak 12 yaştan sonra sahanın tamamında oynama izni verildi.

 

Belçika Futbol Federasyonu Liege, Gent, Antwerp ve Bürüksel gibi büyük şehirlerde kulüpler, akademiler ve okullarla uzun dönemli bir planlamaya gitti. Özellikle göçmen ailelerin sosyal hayata kolay adaptasyonu için yetenekli çocukların ailelerine imkanlar sağlandı ve çocuklar altyapılara alındı. Belçika'ya yararlı olabilecek dünyanın çeşitli yerlerindeki çocuklar da bulunarak desteklendi.

 

YURTDIŞINA AÇILIM

Yetenekli futbolcuların artması; ancak Belçika kulüplerinin zorlu maçları kazanamaması üzerine federasyon yeni bir bildiri yayınladı. Takımların oyuncuların yurtdışındaki kulüplere gitmeleri konusunda kolaylık sağlamalarını istedi. Toby Alderweireld ve Jan Vertonghen 16 yaşında Ajax'a, Romelu Lukaku 18 yaşında Chelsea'ye ve de Eden Hazard da sadece 14 yaşında Fransa'nın Lille takımına gitti. Bunun sonucunda da İngiltere, İspanya, Almanya, Portekiz, Fransa, Rusya ve Hollanda gibi dünyanın en iyi 8 liginde çok sayıda Belçikalı oyuncu forma giymeye başladı.



FARKLI IRKLAR VE İNANÇLARIN AYNI POTADA ERİTİLMESİ

Bunların dışında federasyon, Belçika'nın iki etnik bölgesi Flaman ve Valon kulüplerini, oyuncuların sık sık maç yapmaları konusunda uyardı. Bazen de iki bölge oyuncuları bir araya gelerek takımlar kuruldu ve oyuncuların hem Flemenkçe hem de Fransızca konuşmaları istendi. Böylece aradaki ayrılık da giderildi. Bu da Fransızca konuşulan bölgede bile, Flemenkçe konuşanlarla ve göçmenler eşit hale geldi. Günümüzde de takım kaptanlığını Kongo kanı taşıyan Vincent Kompany'nin yürütmesi bu birlikteliğin en güzel örneği.

 

Axel Witsel'in Karayipler'deki Fransız sömürgesi Martinik'ten gelen bir İtalyan; Marouane Fellaini, Nacer Chadli ve Zakaria Bakkali'nin Fas asıllı, Romelu Lukaku ve Christian Benteke ise Kongolu olmaları takımdaki birleştirici ana unsurun Belçikalılık olduğunun açık bir kanıtı. Sonuçta artık Belçika demek multikültürel bir takım demekti.

 

YATIRIM DEMEK "PARA" DEMEK

G-A-G bu işin ne başı ne de sonu oldu. Milyar dolarlara ulaşan Avrupa futbol pazarında söz sahibi olmak isteyen Belçika kulüpleri, Hollanda'nın Ajax kulübünü örnek aldılar. Alt yapıyı düzenleyen kulüpler, Hollanda ekibi gibi oyuncu yetiştirip satarak kasalarını doldurma yoluna gittiler. Bunun sonucunda da Cristian Benteke, Thibaut Courtois ve Kevin de Bruyne gibi isimleri satarak önemli gelir kapıları açtılar. İngiltere, Almanya, İspanya gibi liglere göre hala zayıf durumdaki Belçika' lig 14 takımdan oluşuyor ve takımlar yılda naklen yayın gelirlerinden ancak 6.8 milyon Euro kazanıyor. İngiltere Premier Lig'de son sıradaki takımın 2013-14 sezonunda 128.4 milyon dolar kazandığını göz önünde bulundurursak; Belçika'daki takımların kendilerinden 5-6 ya da 10 kat büyüklükteki takımlarla boy ölçüşmeye çalıştığını görürüz.

 

BELÇİKA GEÇMİŞTE NE YAPTI?

Birinci Eleme 1930, 1934, 1938,

1954, 1970, 1998

İkinci Eleme: 1982, 1990, 1994, 2002

Çeyrek Final: -

Yarı Final: 1986

Katılmadı: 1950

Kupaya Katılamadığı turnuvalar: 1958, 1962, 1966, 1974, 1978, 2006, 2010

 

Son yıllarda sözleşmesi biten oyuncuların Avrupa Birliği ülkeleri arasında serbest dolaşımını sağlayan Jean-Marc Bosman dışında tanınan bir futbol figürü yetiştiremeyen Belçika, şimdi tarihinin en yetenekli kadrosuna sahip. Bu da uzun süreli bir planlamanın ve çeşitli yetenekleri bir potada eritmenin bir ürünü. Şimdi 2014 Brezilya'da Belçika; farklı ırklardan, farklı kökenlerden ve inançlardan oluşan bir ekiple aynı hedef için mücadele edecek. 12 yıl sonda milli takımlar düzeyinde en prestijli turnuva olan Dünya Kupası'nda yeniden mücadele edecek. Bakalım turnuvanın gizli favorisi olarak gösterilen ve altın jenerasyonu yakalayan Belçika, otoriteleri yanıltıp gerçek favori olacak mı?

HAZIRLAYAN: İSMAİL KELEŞ  / LİGTV.COM.TR