Süper Lig ekiplerinden
Galatasaray’ın efsane 10 numarası Gheorghe Hagi, UEFA'nın sorularına yanıt verdi.
Ianis'in çocukluğuyla ilgili anılarını aktararak sözlerine başlayan Hagi, "Kküçüklüğünden beri topla oynamayı seviyordu. Bunun nedenini kesin olarak bilemiyordum ama her zaman yanında bir top olurdu ve oynamaktan çok hoşlanırdı. Futbolla birlikte büyüdü ve bu onun için oldukça kolay oldu. O, eski bir futbolcunun oğlu. Doğal olarak futbolu sevdi, topla oynadı ve bu nedenle onun adına mutluyum. Şimdilerde de ne kadar futbolu sevdiğini görebiliyorsunuz, oynadığı sırada her zaman yüzünde bir gülümseme var. Türkiye’de doğduğu için sıklıkla Galatasaray’daki antrenmanlarımıza gelirdi. Her zaman bizimleydi ve bizle oynardı. Futbol oynama isteği onun 1 numaralı tutkusuydu. Onunla birlikte oynardık. Onu başkalarıyla oynarken değil birlikte oynarken görürdüm. Kişisel tekniğini benimle oynaya oynaya öğrendiğini söyleyebilirsiniz. Onun yetenekli bir futbolcu olmasına büyük yardımım dokundu." ifadelerini kullandı.
Oğluna iyi bir futbolcu olması yönünde ne tür öğütler verdiğinin kendisine sorulması üzerine Hagi, "Herhangi bir futbolcu ve özellikle genç bir futbolcu için birinci şey iyi bir tekniğe sahip olmasıdır. Sonrasında adım adım, zamanla koşmak ve fiziksel güçlülük gibi futbolun diğer elementlerinin de oluşmasıyla bunu yakalarsınız ama her zaman en önemlisi oyunun teknik yönüdür. Teknik açıdan çok iyi bir oyuncu. Fiziksel açıdan da zamanla her yıl kendisini ne kadar geliştirdiğini görebiliyorsunuz. Zaman geçtikçe çok daha iyi hale geldi ve şu an gayet iyi görünüyor. Tabii ki halen oyun stili ve taktiksel anlamda bazı özelliklerini geliştirmeli. Keza fiziğini de aynı şekilde. Fakat bana kalırsa şu an yüksek bir standartta oynuyor. Futbol oynarken büyük bir zevk aldığını görebiliyorduk. Büyük bir futbolcu olabilmek için doğuştan gelen yeteneğinizle birlikte çok çalışmanız gerekiyor. Ianis futbolu çok seviyor, bunun için kendisini adamış durumda ve çok çalışıyor. Bir oyuncu olarak eğitilmesi kolay biri, futbola kendini veriyor ve bu da kariyerli bir oyuncu olmak için esas olan bir şey. Şu an için geriye sadece onun çok iyi bir futbolcu olduğunu görmek kaldı, fakat çok büyük ve fantastik bir potansiyele sahip." cevabını verdi.
Ianis için hem ebeveyn, hem de antrenör olmanın kendisini zorlamadığını dile getiren Hagi, "Çocuklarla çalıştığınız zaman onlara yardımcı olma ve onları destekleme konusunda istekli olmanız gerekir. O da başka her hangi bir çocuk gibiydi çünkü akademimizde bunu hedefledim ve ona diğer çocuklardan farklı bir şekilde davranılmadı. Onu televizyonda izlerken diğer ebeveynlerin yaptığı gibi ben de duygusallaşıyorum. Özellikle İtalya’daki U-21 Avrupa Şampiyonası’nda oyun standardı çok yüksekti. Diğer ebeveynler veya taraftarlar gibi ben de onu izlerken duygusallaşıyorum, sadece onun için değil oynayan tüm oyuncular için de aynı şekilde. En komik şey şu ki, İspanya ile oynanan bir maç sırasında bir çocuk yanıma geldi ve benimle resim çektirdi ve bana Ianis’in babasıyla resim çekildiği için çok mutlu olduğunu söyledi. Sanırsam şu an Ianis’in babası olarak tanınıyorum." sözlerini sarf etti.
Röportaj esnasında oğluyla kendisini kıyaslaması istenen Hagi, "Kendimi bir 10 numara olarak görüyorum. O da aynı role sahip, bir 10 numara olarak gereken kaliteye sahip. Biz aynı değiliz ama kim giyerse giysin 10 numaralar her zaman aynı özelliklere sahiptir. Sizden her zaman asist ve gol üreterek skora katkı sağlamanız beklenir. Bunun dışında yaratıcı olmak, sahayı bilmek, nasıl dribbling yapıldığını bilmek, oyunu iyi okuyabilmek ve liderlik özelliklerinizin olması gerekir. 10 numara, takımda bir lider olmaya ihtiyaç duyar çünkü her şeyin çok zor olduğu 3. bölgede farklılık yaratır. Aynı zamanda zeki, yaratıcı ve saha bilincine sahip olmalısınız. Şampiyonlar Ligi'nde oynamayı hak ediyor. Bunu hak etti. Bunun için çok çalıştı. Onu daha önceden Romanya’dayken biliyorsunuz. Bunu çok istediği için iyi bir ilerleme kaydetti. Yeteneği ve çalışkanlığı sayesinde diğerleri için bir örnek oldu. Bunun mümkün olduğunu herkese gösterdi ve orada olduğu için çok mutluyum. Tabii ki henüz 20 yaşında ve halen gelişimini sürdürmesi, daha olgunlaşması ve daha güçlü olması için önünde 2-3 senesi var. Bence 22-23 yaşlarında çok iyi bir seviyede olacak." dedi.
Ianis'in aktif futbol kariyerinde ne kadar ileriye gidebileceğine de değinen Hagi, "Çok çok yetenekli bir futbolcu. Bu yüzden ne kadar ileriye gidebileceği konusunda onunla konuşmanız gerekiyor. Bunu size açıklaması, insanlara göstermesi gerekiyor ve zaman bize bunun cevabını verecek. Ben geleceği göremiyorum. Tabii ki futbolu seviyor, buna kendini adamış durumda ve çok yetenekli. Nasıl bir kariyer planlaması yapacağını, hangi takımlarda oynayacağını ona sormanız gerekiyor. Genk'e transfer olmak onun kararıydı. Tabii ki birçok kez konuştuk ama o kendi tercihini yaptı. Açık görüşlülük anlayışıyla yetiştirildi. Ben sadece ona tavsiye sunabilirim, onunla konuşabilirim ve futbol hakkında sohbet edebilirim. Bunun dışında her şey ona ait çünkü kendisine ait bir kariyeri var, kendi yolunda ilerliyor ve kendi kararlarını alabiliyor. Hayat, fırsatlar ve kararlardan oluşur. Bu yüzden onun için bir karar alamam çünkü bu doğru olmaz. En az benim kadar kariyerli bir futbolcu olursa onun adına mutlu olurum. Büyük kulüplerin onun adına savaşmasını isterim. Böyle bişe olursa çok mutlu olurum. Şu an bu sadece hayatında ve kariyerinde bir bölüm. İyi bir takım için mücadele ediyor, oyuncuları geliştiren bir futbol kulübü. Ianis’in çok yüksek seviyeye erişebilmeye ihtiyacı var. Umarım ki bunu başarır. Bence dünyanın en büyük iki kulübü onu transfer edebilmek için mücadele edecektir." öngörüsünde bulundu.
"Karpatların Maradona'sı" Gheorghe Hagi'nin UEFA'ya verdiği bu özel röportajın tamamını izlemek için
tıklayın!